Kürdistan Demokrat Partisi-İran, Tahran’ı Irak Kürdistanı’nda iki üyesini öldürmekle suçladı

Parti, Irak Kürdistanı’nda iki üyesinin öldürülmesiyle ilgili İran’ı suçladı.

28 Eylül 2022’de, Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kerkük’ün eteklerine düzenlediği saldırının ardından Kürdistan Demokrat Partisi-İran’ın Irak Kürdistanı’ndaki merkezinden yükselen dumanlar. (Reuters)
28 Eylül 2022’de, Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kerkük’ün eteklerine düzenlediği saldırının ardından Kürdistan Demokrat Partisi-İran’ın Irak Kürdistanı’ndaki merkezinden yükselen dumanlar. (Reuters)
TT

Kürdistan Demokrat Partisi-İran, Tahran’ı Irak Kürdistanı’nda iki üyesini öldürmekle suçladı

28 Eylül 2022’de, Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kerkük’ün eteklerine düzenlediği saldırının ardından Kürdistan Demokrat Partisi-İran’ın Irak Kürdistanı’ndaki merkezinden yükselen dumanlar. (Reuters)
28 Eylül 2022’de, Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kerkük’ün eteklerine düzenlediği saldırının ardından Kürdistan Demokrat Partisi-İran’ın Irak Kürdistanı’ndaki merkezinden yükselen dumanlar. (Reuters)

Kürdistan Demokrat Partisi-İran (KDP-İ) dün, Irak’ın Kürdistan bölgesindeki iki üyesinin İran’a bağlı bir grup tarafından öldürüldüğünü duyurdu. Arap Dünyası Haber Ajansı’na göre partiden yapılan açıklamada, bölgenin güneyindeki Kaladiza kentine bağlı Helşo bölgesinde grup tarafından önceden planlanan bir saldırı düzenlendiği, bir dizi parti üyesinin hedef alındığı ve Adil Muhacir ve Lokman Aci adlı iki kişinin öldürüldüğü belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre parti saldırıyı kınayarak, Irak hükümeti ve bölgesel hükümeti ‘İran tarafından işlenen terör eylemlerine karşı güçlü bir tavır almaya’ çağırdı. Ancak açıklamada, saldırıyı gerçekleştiren ve İran hükümetine bağlı olduğu söylenen grubun adı verilmedi.

İran geçen yıl Kürdistan bölgesinin başkenti Erbil’de balistik füzeler ve insansız hava araçları (İHA) kullanarak protestolara karışmakla suçladığı Kürt gruplara yönelik bir dizi saldırı düzenlemişti.

Petrol tüccarı

Söz konusu saldırılardan birinde İran, Kürdistan bölgesinin petrolünü İsrail’e taşıdığından ve İran topraklarındaki tesislere saldıran silahlı gruplarının elebaşı olduğundan şüphelenilen bir petrol tüccarını hedef aldığını bildirdi.

Tahran yönetimi, Irak Kürdistan bölgesini Kürt (Komala) hareketi ve Halkın Mücahitleri Örgütü (HMÖ) gibi kendisine karşı olan akımları ve grupları barındırmakla suçluyor.

Fotoğraf Altı: Irak Kürdistanı’nda yıkılan bir binanın üzerindeki Kürt bayrağı. (AFP)
Irak Kürdistanı’nda yıkılan bir binanın üzerindeki Kürt bayrağı. (AFP)

Asfer Stratejik Çalışmalar ve Araştırmalar Vakfı’nın direktörü eski İranlı diplomat Emir Musevi, Arap Dünyası Haber Ajansı’na yaptığı eski bir açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

“İran, Irak’ta ve bölgede federal güvenlik servislerinin kontrolü dışında hareket eden ve Irak topraklarından terör eylemleri gerçekleştiren gruplar gördüğünde, doğrudan saldırılar düzenleyerek onlarla mücadele etmek zorunda kalıyor.”

Beş DEAŞ unsuru öldürüldü

Irak Terörle Mücadele Şubesi dün yaptığı açıklamada, Terörle Mücadele Şubesi güçlerinin Bağdat’ın 250 kilometre kuzeyindeki Kerkük vilayetinde perşembe gecesi düzenlediği güvenlik operasyonunda beş DEAŞ unsurunun öldürüldüğünü duyurdu. Açıklamada, Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı güçlerin Kerkük vilayetinin Altunköprü nahiyesine bağlı Dibis beldesine gece havadan saldırılar düzenleyerek önleyici bir operasyon düzenlediği, keskin nişancı pusuları kurduğu, ardından şiddetli çatışmaların yaşandığı ve beş DEAŞ militanının öldürüldüğü belirtildi. Ayrıca Terörle Mücadele Şubesi güçlerinin yurdun her noktasında profesyonel bir şekilde operasyonlarını sürdürdüğü kaydedildi.

Irak 2017’nin sonunda, ülkedeki DEAŞ oluşumunun askeri olarak etkisiz hale getirildiğini duyurmuştu. Ancak örgüt halen aktif.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.