Lübnan’da Merkez Bankası Başkanı yardımcılarının istifa tehdidi endişeye neden oldu

Şii İkili, Riyad Selame’nin yerine bir başkan atanmasının Hristiyanların onayına bağlı olduğunu açıkladı.

Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame. (Reuters)
Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame. (Reuters)
TT

Lübnan’da Merkez Bankası Başkanı yardımcılarının istifa tehdidi endişeye neden oldu

Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame. (Reuters)
Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame. (Reuters)

Lübnan’da siyasi kamplar, Merkez Bankası Başkanı’nın dört yardımcısının geçen perşembe günü Riyad Selame’nin yerine yeni bir başkan atanmasını talep ederek istifalarını dile getirdikleri açıklamanın arka planını aydınlatmaya çalışıyor. Söz konusu güçlerin çoğunluğu, birimci yardımcı Vasim Mansuri’nin mevcut başkanın görevlerini üstlenmesi konusunda ilan edilmemiş bir anlayışa ulaşıldığı konusunda güvence verdi. Aynı şekilde yardımcıların açıklaması, Para ve Kredi Kanunu’nda öngörüldüğü üzere, geçen kasım ayından bu yana cumhurbaşkanlığında yaşanan boşlukla eş zamanlı olarak Merkez Bankası’nda da bir boşluk oluşabileceği endişelerini artırdı. Olası boşluk, ülkenin parasal düzeyde ve kurda üç ayı aşkın süredir tanık olduğu kırılgan istikrarı baltalamak ve 2019’dan beri devam eden finansal çöküşü derinleştirmek ile tehdit ediyor.

Bazı çevreler, dört yardımcının açıklamasını siyasi güçlere sorumluluklarını üstlenmeleri için baskı aracı olarak nitelendirirken, yeni bir başkanın atanması karşısında birçok engelin ortaya çıkması halinde istifalarını uzak bir ihtimal olarak görüyor.

Ancak Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şii İkili, bu konuda ana Hıristiyan güçlerle önceden bir anlaşmaya varılmadığı sürece yeni bir başkanın atanmayacağını belirtti. Bu anlayış, bu güçler üzerindeki baskılara ve Başbakan Necib Mikati’nin bu yöndeki baskılarına rağmen pek mümkün görünmüyor.

Bu çerçevede Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin yardımcısı da söz konusu konuyla ilgili açıklama yaptı. Milletvekili Ali Hasan Halil şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı yokluğunda atamalardan yana değiliz, ama büyük kurumları tehdit eden hassas ve zor bir gerçekle karşı karşıyayız. Merkez Bankası’na yeni bir başkan atanması konusunda mutabakata varılırsa, itiraz etmeyeceğiz. Kafa karışıklığının ve ölümcül boşluğun ışığında bir engel olmayacağız.”

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, geçen mayıs ayından bu yana bu konuda kararlı. Kendisi, o dönemde “Geçici hükümet, Merkez Bankası başkanlığı pozisyonuna bir isim atayamaz, başkanın görev süresini uzatamaz. Herkes sorumluluklarını üstlenmelidir” demişti.

Merkez Bankası Başkanı’nın yardımcılarının ana Hıristiyan partilerini tatmin etmeyen yeni tavrının ardından, Hristiyanların resmi tavırlarının, Selame’nin bu ayın sonunda görev süresinin sona ermesiyle boyut alacak olan bu yeni krizin izleyeceği yolu belirlemesi bekleniyor.

Bu bağlamda Güçlü Cumhuriyet bloğunun bir üyesi olan George Okais, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:

“Neden halen Merkez Bankası Başkanı’nın yardımcıları var? Yardımcılar anlamlı bir iş yapmazken biz, neden Para ve Kredi Kanunu’nu değiştirip devlete fahiş maaşlara mal olan bu dört pozisyonu feshetmiyoruz? Başkanın kararını bir kez bile değiştirmediler. Ayrıca görev süresinin sona ermesiyle sorumluluklarını üstlenme zamanı geldiğinde, görünürde hiçbir sebep yokken istifa tehdidinde bulunduklarını görüyoruz.”

“Kamu hizmetinin devamlılığı gibi ilkeleri ve geçici hükümeti, ‘atama veya uzatma gibi atmasına izin verilmeyen adımları atmaya zorlamak için’ sakıncalı hususlara izin verme zorunluluğunu kullanmak isteyen siyasi taraflar var” diyen Okais, “Lübnan’da kurumların olağan işleyişinin yeniden sağlanacağı yeni bir cumhurbaşkanı seçilmediği sürece bu girdabın içinde kalacağız” diye konuştu.

Güçlü Lübnan bloğu üyesi Milletvekili Esad Dergam ise “Yaşananlar, bir yönetişim krizinde olduğumuzu ve kurumların işleyişini düzenlemeyen bir sistemin merkezinde olduğumuzu doğruluyor” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Dergam açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Kötü ve iyi arasında değil, kötü ve en kötü arasında karşılaştırma yapıyoruz. En kötüsü de cumhurbaşkanı yokluğunda sanki her şey normalmiş gibi yeni bir hükümdarın atanmasıdır. Kötü olan ise, anayasanın açık olduğu esasına göre bir adli muhafız veya vekil tayin edilmesidir. Bu hususta boşluk bırakılması yasaktır. Gerekli olan yasal ve anayasal gerekliliklerin uygulanmasıdır. Siyasi gerginliklerin yönetimden uzaklaşacağını ümit ediyoruz. Yapılması gereken, bir an önce kurumların çalışmalarını organize edecek bir cumhurbaşkanı seçimine gidilmesidir. Daha sonra tüm ihtilaflı hususlar, Taif Anlaşması’nın uygulanması ve içindeki her türlü karmaşıklığın onarılması yoluyla ele alınacaktır.”

Diğer yandan İlerici Sosyalist Parti, yeni bir başkan atama veya mevcut başkanın görev süresini uzatma gibi seçenekler de dahil olmak üzere yönetimde boşluk oluşmasını önleyen her seçeneği izlemeye hazır görünüyor. Demokratik Buluşma bloğundan milletvekili Dr. Bilal Abdullah, Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmelerde bulundu:

“Devletin işlerinin yürütülmesine ve güvenlik, ekonomik, mali ve sosyal kurumlarına ilişkin her husus, anayasal talebe dayalı siyasi art niyetlilik dışında olmalıdır. Herhangi bir ekonomik veya parasal güvenlik açısından hassas olan herhangi bir mevki veya özel kurumdaki boşluğa karşıyız. Anayasaya bağlı katı tutumlar çerçevesinde değil, bilinçli olarak ulusal çıkarlar çerçevesinde çözümlere önem veriyor, açık siyasi konumları haklar çerçevesinde saklı tutuyoruz.”

Abdullah, görev süresini uzatmayı mı yoksa yeni bir başkan atamayı mı tercih ettikleri sorusuna ise yeni bir atamayı tercih ettiklerini belirterek, “Ancak kurumlarda boşluk oluşmasını önleyen her türlü tedbirin yanındayız. Çünkü bu kurumlarla oynamak ülkenin kaderiyle oynamaktır” cevabını verdi.

Yapılan değerlendirmeler göre Başbakan Necib Mikati, gelecek iki hafta boyunca taraflarla diyalog yoluyla bir çıkış yolu bulmak için bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Danışmanı eski milletvekili Nicolas Nahas, bir radyoya verdiği demeçte şu açıklamayı yaptı:

“Merkez Bankası Başkanı yardımcılarının açıklamasında sahneyi değiştiren bir gelişme var. Özellikle Merkez Bankası başkanı olmak üzere kamu hizmetinin sürekliliğini sağlama konusunda sorun devam ediyor. Çünkü para politikası onun elinde. Başbakanın kararı, gerekli ve esas olan ile siyasi dengeler arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Birinci yardımcının atanması ve görev teslimi de dahil olmak üzere birden fazla çıkış vardır ve önerilen iki çıkış üzerinde anlaşmaya varılmazsa, incelenecek yeni bir çıkış daha var.”

Başbakan Yardımcısı Saade eş-Şami de yaptığı açıklamada, Merkez Bankası Başkanı’nın yardımcılarının açıklamasına şaşırdığını belirterek, “Açıklamada yer alan istifa tehdidi, ülkenin içinden geçmekte olduğu bu kritik ve zor dönemde çok tehlikelidir” dedi. Para ve Kredi Kanunu’nun 25’inci maddesinde, pozisyon boşaldığında birinci yardımcının başkanın sorumluluğunu üstleneceğinin açıkça belirtildiğini ifade eden Şami, “Merkez Bankası için yeni bir başkana ihtiyacımız var. Ancak bu atamanın mümkün olmaması durumunda başkan yardımcıları sorumluluklarını üstlenmek zorundadır” şeklinde konuştu.



Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, dün yaptığı açıklamada hükümetin HDK ile ordu arasında yaşanan ‘yıkıcı savaşı sona erdirmeyi amaçlayan tüm yapıcı çabalara açık’ olduğunu söyledi.

Reuters'ın haberine göre Orgeneral Burhan, ABD Başkanı Joe Biden'ın çatışan taraflara müzakerelere yeniden başlamaları için yaptığı çağrıya verdiği yanıtta “Halkımızın acılarını hafifletecek ve Sudan'ı güvenlik, istikrar, hukukun üstünlüğü ve demokratik güç devri yoluna sokacak barışçıl bir çözüm aramak için tüm uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Başkan Biden dün çatışan tarafları, 2023 nisanından bu yana devam eden ve on binlerce insanın ölümüne ve ülkenin kıtlığın eşiğine gelmesine neden olan savaşı sona erdirmek üzere müzakerelere yeniden başlamaya çağırdı. Biden, Sudan’ın batısındaki Darfur’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmaların yeniden başlamasından günler sonra yaptığı açıklamada, “Sudanlıların çektiği acıların sorumluluğunu taşıyan çatışan tarafları (Sudan ordusu ve HDK) güçlerini geri çekmeye, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmaya ve bu savaşı sona erdirmek için müzakerelere yeniden katılmaya çağırıyorum” dedi.

Cumartesi günü, HDK'nın ülkenin güneybatısındaki el-Faşir’in kontrolünü ele geçirmek için saldırı başlatmasıyla şehirde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

El-Faşir, geçtiğimiz mayıs ayından bu yana kuşatma altına almış olmasına rağmen HDK’nın ele geçiremediği Darfur eyaletinin beş şehrinden sadece biri.

Biden yaptığı açıklamada kuşatmanın son zamanlarda ‘yoğunlaştırılmış bir saldırıya’ dönüşmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Biden, savaşın başlamasından bu yana sivillere yönelik zulümlere atıfta bulundu.

Darfur Valisi Minni Minawi, geçtiğimiz hafta ordunun HDK tarafından el-Faşir'e yapılan ‘büyük bir saldırıyı’ püskürttüğünü ve HDK'nın ilerleyerek kentteki askeri mevzileri ele geçirdiğini açıkladı. Sudan, geçtiğimiz yıl nisan ayından bu yana Orgeneral Abdulfettah el-Burhan komutasındaki ordu ile eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK arasında devam eden bir savaşa sahne oluyor.

ABD Başkanı, salı günü yaptığı açıklamada, Sudan’daki savaşın ‘dünyanın en kötü insani krizlerinden birini’ yarattığı uyarısında bulunarak yaklaşık ‘10 milyon insanın’ yerinden edildiğini söyledi.

ABD, 14 Ağustos'ta Sudan’a insani yardımların ulaştırılmasının kolaylaştırılması ve ateşkesin sağlanması için İsviçre'de müzakereler başlattı.

Müzakereler, başladıktan yaklaşık on gün sonra ateşkes konusunda bir anlaşma sağlanamadan sona erdi. Ancak çatışan taraflar iki önemli koridor üzerinden güvenli ve hiçbir engelleme olmadan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamayı taahhüt etti.

ABD'nin Sudanlı sivillere iki yıl içinde toplam 1,6 milyar dolarlık yardımda bulunduğunu hatırlatan Biden, “Açıkça söylemeliyim ki ABD, özgürlük, barış ve adaleti hak eden Sudan halkına olan bağlılığından vazgeçmeyecek. Çatışmanın tüm taraflarına şiddete son vermeleri çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, her iki tarafın da Sudan'ın tüm bölgelerine insani yardımların herhangi bir engelleme olmadan ulaştırılmasına derhal izin vermesi gerektiğinin altını çizdi.