Lübnan, İsrail ile kara sınırlarının çizilmesini istiyor

UNIFIL Komutanı, Tel Aviv’den iki Hizbullah çadırının kaldırılmasını talep eden bir mesaj iletti.

Lübnan sınırına yakın İsrail tankları, bugün askeri tatbikatların başlamasına hazırlanıyor (EPA)
Lübnan sınırına yakın İsrail tankları, bugün askeri tatbikatların başlamasına hazırlanıyor (EPA)
TT

Lübnan, İsrail ile kara sınırlarının çizilmesini istiyor

Lübnan sınırına yakın İsrail tankları, bugün askeri tatbikatların başlamasına hazırlanıyor (EPA)
Lübnan sınırına yakın İsrail tankları, bugün askeri tatbikatların başlamasına hazırlanıyor (EPA)

Lübnan, Şeba Çiftlikleri’nin sınır bölgesinde Hizbullah’ın kurduğu iki çadırını kaldırma talebinde bulunan İsrail ile kara sınırlarının tamamen çizilmesini ve İsrail ordusunun Gajar köyünün kuzeyinden, Şeba Çiftlikleri’nden ve Kefer Şeba Tepeleri’nden çekilmesini talep ederek yanıt verdi. Lübnan, bu bölgelerin İsrail tarafından işgal edildiğini vurguluyor.

Diplomatik ve güvenlik hareketi, Lübnan’ın güneydoğusundaki işgal altındaki Gajar kasabasının kuzeyindeki yeni İsrail önlemlerinden ve tartışmalı Şeba Çiftlikleri bölgesinde Hizbullah tarafından kurulan iki çadırdan kaynaklanan gerginliği azaltmak için Beyrut’a doğru yoğunlaştı. İsrail medyasından sızan haberlerin Hizbullah’ın iki çadırdan birini kaldırdığını bildirmesinin ardından güvenlik kaynakları, bu bilginin yanlış olduğunu ve iki çadırın hala yerlerinde olduğunu söyledi.

İsrail, uluslararası elçiler aracılığıyla Lübnan’a, iki çadırı kaldırması çağrısında bulunuyor. Güney Lübnan’da faaliyet gösteren UNIFIL kuvvetlerinin başı ve Başkomutanı Tümgeneral Aroldo Lazaro da 10 Temmuz’da Lübnanlı yetkililere bu çağrıyı iletti.

Lazaro’nun görüşmeleri hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Lazaro’nun Hizbullah tarafından kurulan iki çadırın kaldırılması talebini içeren İsrail mesajını Beyrut’a taşıdığını belirtti. Ancak yetkili, iki çadırın Lübnan topraklarında olduğu yönünde bir tepkiyle karşılaştı. Bu çerçevede kaynaklar, “Kendisine, iki çadırı aramak yerine, kara sınırının tamamen çizilmesine izin verilmesi ve tüm bu dosyanın kapatılması söylendi” dedi.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, bugün UNIFIL Komutanını kabul etti (Dalati ve Nahra- AP)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, bugün UNIFIL Komutanını kabul etti (Dalati ve Nahra- AP)

General Lazaro, dün Dışişleri Bakanı Abdullah Bouhabib’in de katılımıyla UNIFIL Başkomutanı ile bir araya gelen Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati’yi ziyaret etti. Yetkili, Ordu Komutanı General Joseph Avn ile de bir araya geldi.

Meclis başkanlığından yapılan açıklamada, Berri’nin Başkomutan Yardımcısı Irv Leacock’u kabul ettiği ve kendisine, ‘özellikle de İsrail’in işgal altındaki Gajar köyünde, Şeba Çiftlikleri’nde ve Kafr Şuba Tepeleri’nde Lübnan egemenliğine yönelik saldırılarını artırmasından sonra’ UNIFIL güçlerinin çalışma kapsamındaki genel şartları sunduğu belirtildi.

Aynı şekilde Berri, Basın Editörleri Sendika Konseyi ile yaptığı görüşmede, “Çadırlar, Lübnan topraklarında bulunuyor. Uluslararası toplumdan istenen, İsrail’i 1701 sayılı kararı uygulamaya ve Gajar köyünün kuzey kısmından, Şeba Çiftlikleri’nden ve Kafr Şuba Tepeleri’nden ve B1 noktasından çekilmeye zorlamaktır” dedi. B1 noktası, tartışmalı bir sınır noktası olarak biliniyor.

Bakan Bouhabib ise Başbakan ile görüşmesinin ardından, “Güneydeki güvenlik durumu ele alındı. İsrail tarafının ‘çadırın kaldırılması’ yönündeki talebini bize ilettiler. Yanıtımız, Lübnan toprağı sayılan kuzey Gajar’dan çekilmelerini istediğimiz şeklinde oldu” açıklaması yaptı. Bakan, “Kendi payımızda, İsrail’in yaklaşık 18 sınır ihlalini kaydettik” dedi.

1701 sayılı BM kararı ve UNIFIL’ın yenilenmesi hakkında bir soruya yanıt olarak Bouhabib, “Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin raporu 20 Temmuz’da görüşülecek ve Ağustos ayının son haftasında UNIFIL’in yenilenmesi gerçekleşecek. Başbakan, onlara New York’a giden Lübnan heyetine başkanlık edeceğimi bildirdi” yanıtını verdi.

6 Temmuz’da Lübnan- İsrail sınırlarında devriye gezen Uluslararası Acil Durum Kuvvetleri (AFP)
6 Temmuz’da Lübnan- İsrail sınırlarında devriye gezen Uluslararası Acil Durum Kuvvetleri (AFP)

UNIFIL komutanının hareketi, güney Lübnan’da İsrail ve Hizbullah tarafından alınan yeni önlemlerden kaynaklı herhangi bir gerginliği kontrol altına alma amaçlı diplomatik açıdan atılmış ilk adım değil. Geçen hafta Beyrut’taki bilgiler, bir Amerikan ve Fransız diplomatik hareketinden söz ediyordu. Lübnan hükümeti, durumu değerlendirmeyi Hizbullah’a bıraktı, ancak bir sonuca ulaşılamadı.

Lübnan değerlendirmeleri, Hizbullah’ın İsrail’in Gajar kasabasının kuzey kesimini ilhakından geri çekilmesi karşılığında iki çadırı dağıtmayı öngören öneriler içeriyor. Öneriler, teknik takviyeler, uzun metal tellerin kaldırılması ve kentin Lübnan topraklarında kalan kuzey kesimine kameraların yerleştirilmesini de içeriyor. İsrail, 2000 yılında geri çekilmesine rağmen, 2006’dan sonra bölgenin 787.400 metrekaresini ilhak etti.

Temas hareketine eşlik eden kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, müzakerelerin bu seviyeye ulaşmadığını, teklifler veya görüşler çerçevesinde kaldığını, aynı şekilde Hizbullah’ın iki çadırı Lübnan ordusuna teslim etmesi konusunun da gündeme getirilmediğini söyledi. Kaynaklar, Lübnan’ın sunduğu önerilerin, özellikle anlaşmazlık noktalarının büyük olmaması ve sadece 16 sınır noktasında temsil edilmesi nedeniyle, sınırların tamamen çizilmesini ve bu konunun sona erdirilmesini kapsadığını vurguladı. Aktif diplomatik hamlenin ardından kaynaklar ne İsrail ne de Hizbullah tarafından askeri bir tırmanışa dair şu ana kadar herhangi bir işaret olmadığını söyleyerek, askeri bir çatışmaya kayma ihtimalinin düşük olduğunu belirtti.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.