Mısır Cumhurbaşkanlığı yarışı, aday sayısındaki artıştan nasıl etkilendi?

Yeni bir partinin daha katılımıyla aday sayısı altıya çıktı.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2018 yılında ikinci cumhurbaşkanlığı dönemi için yemin ederken. (AFP)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2018 yılında ikinci cumhurbaşkanlığı dönemi için yemin ederken. (AFP)
TT

Mısır Cumhurbaşkanlığı yarışı, aday sayısındaki artıştan nasıl etkilendi?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2018 yılında ikinci cumhurbaşkanlığı dönemi için yemin ederken. (AFP)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2018 yılında ikinci cumhurbaşkanlığı dönemi için yemin ederken. (AFP)

Mısır’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday çıkarmayı planlayan partiler listesine yeni bir siyasi parti daha katıldı. Böylece aday sayısı altıya çıktı. Aday sayısındaki bu artış, bu durumun seçim sahnesine ve rekabetçi yapıya etkileri konusunda siyaset ve parlamento çevrelerinde soru işaretlerine neden oldu.

Vatan Savunucuları Partisi’nin yürütme ofisi, Mısır Ulusal Seçim Kurumu'nun seçim sürecine ilişkin takvimi açıklayacağı beklentisiyle, cumartesi akşamı bir açıklama yaptı. Açıklamada, ‘48 saat içinde bir aday çıkarma veya herhangi bir adayı destekleme olasılığını değerlendirmek için parti meclisinin toplanacağı’ belirtildi.

Parti açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:

“Bu önemli anayasal yetkiye katılma zorunluluktur. Bazılarının asılsız iddialarla anayasal yetkiyi çarpıtma girişimlerini reddediyoruz. Şartları taşıyan herkese adaylık başvurusunda bulunma fırsatı tanınmasının yanı sıra seçimler tam bir yargı denetimi altında gerçekleştirilecekken bu gibi iddialar kabul edilemez.”

Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık kapısının en geç 3 Aralık'ta açılması bekleniyor. Vatan Savunucuları Partisi’nin Mısır Parlamentosu’nda 23 milletvekili bulunuyor. Mısır anayasasının 142’inci maddesi, cumhurbaşkanlığına aday olmanın şartları arasında ‘aday olacak kişinin, Temsilciler Meclisi'nin en az 20 üyesi tarafından veya asgari 15 ilde, oy kullanma hakkına sahip en az 25 bin vatandaş tarafından desteklenmesini’ şart koşuyor.

Vatan Savunucuları Partisi’nin bir aday çıkarmaya karar vermesi durumunda, muhtemel aday sayısı altıya yükselecek. Bu isimler şöyle sıralandı:

Eski parlamenter Ahmed Tantavi, Bağımsızlık Hareketi Başkanı Ahmed Fedali, Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussened Yemame (partinin göstereceği aday olmak için parti içinde yarışıyor), Mısır Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Hazım Ömer ve Vatan Savunucuları Partisi’nin muhtemel adayı. Bu isimlerin yanı sıra diğer bazı isimlere dair ortalıkta dolaşan söylentiler olsa da aday olma niyetleri hakkında kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadılar.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı siyaset araştırmacısı Dr. Amr Haşim Rebi, muhtemel aday sayısındaki artışın seçim sahnesine etkisi ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Seçimler, çoğulculuk ve gizlilik ile karakterize edildiğinde iyi hale gelir. Böylece seçmen, kazananın kimliğine dair kesin inancını kaybeder ve seçimler şeffaflaşır. Bunun tam tersi de doğrudur.”

Rebi, Şarkul Avsat’a yaptığı açıklamayı şöyle sürdürdü:

“Çoğulculuk konusuna gelince, elbette esas olarak şeffaflık ve tarafsızlıkla bağlantılıdır. Ancak bu çoğulculuğun da koşulları vardır. Formalite icabı veya sadece resmi tamamlamak için eklenmiş olmamalıdır ifadelerini kullandı.

Mısır merkezli eş-Şuruk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İmadeddin Hüseyin de Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu:

“Tüm adaylar anayasada belirtilen koşulları karşıladığı sürece, hiçbir seçimde çok sayıda adayın bulunmasında utanılacak bir şey yok. Asıl sorun şu ki siyasi ağırlığı ve ciddiyeti olmayan çok sayıda aday var. Asıl önemli olan seçimlerin gerçek bir rekabet içinde gerçekleşmesi ve adayların ciddi olmasıdır. Bununla beraber rekabetin gerçekleşmesi için adayların minimum düzeyde popülariteye sahip olması gerekiyor. Bu temel bir noktadır. Gelecek seçimlerdeki en büyük zorluk, asgari düzeyde rekabet olması için makul bir katılım oranının garanti edilmesidir.”

Hüseyin, şu an mevcut cumhurbaşkanı olan Abdulfettah Sisi’yi destekleyen partilerin gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sisi’yle rekabet edecek bir aday göstermeleri durumuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Şu an Cumhurbaşkanı Sisi'ye desteğini açıkça beyan eden ve ardından ona rakip bir aday bulmaya karar veren herhangi bir parti, Mısır halkını ve kamuoyunu bilgilendirmelidir. Cumhurbaşkanının politikaları hakkındaki görüşünü değiştirmesinin sebebi nedir? Onu, rakip bir aday göstermeye iten şey nedir? Bunları açıklamalıdır.”



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.