Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi: Devlete ait kaynaklar siyasi mücadeleden uzak tutulmalı

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Misrata belediye meclisi üyeleriyle bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Misrata belediye meclisi üyeleriyle bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi: Devlete ait kaynaklar siyasi mücadeleden uzak tutulmalı

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Misrata belediye meclisi üyeleriyle bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Misrata belediye meclisi üyeleriyle bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, refahın geri dönüşü için herkes arasında uyum ve sinerjinin önemini vurgulayarak, Libyalıların haklarını garanti altına almak için ülkedeki siyasi çatışmasından kamu kaynaklarının uzak tutulması çağrısında bulundu.

Menfi dün Misrata şehrinde (ülkenin batısında) düzenlenen Yüksek Finans Düzenleme Komitesi’nin dördüncü toplantısı sırasında, Libyalıların istikrar ve gerginlikten uzaklaşma arzusunu yineledi. Ülkenin yaşadığı zorluklara rağmen halkı sorunlardan uzak tutmanın ve haklarını güvence altına almanın öncelikli hedefleri olduğunu belirtti.

Libya Yüksek Finans Düzenleme Komitesi, 7 Temmuz’da kuruldu ve ilk toplantısını Sirte’de (orta Libya), ikincisini Trablus’ta (Batı) ve üçüncüsünü Bingazi şehrinde (doğu) yaptı.

Menfi toplantıda sırasında komitenin hükümet prosedürlerinin güvenliğini, mali ve şeffaflık faktörlerini sağlamak için tüm devlet kurumlarında çalışmalarına devam edeceğine söz verdi.

Komite, mali rasyonellik ve adil dağıtım ilkesine uygun olarak devletin kamu verimliliğini artırmak için kamu gelirlerinin ve devlet harcamalarının güvenliğini takip etmekten sorumlu.

Komitenin medya ofisi Menfi’nin dün Misrata belediye meclis başkanı ve üyeleriyle bir araya geldiğini belirtti.

Ofis, üyelerin Menfi’nin ziyaretini memnuniyetle karşıladıklarını ve Misrata’nın tüm Libyalılar arasında istikrarı ve barışı sağlayacak her türlü adımı desteklediğini vurguladı.



SDG lideri: Suriye’deki yeni yönetimle bölünme projelerini reddetme konusunda anlaştık

Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)
Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

SDG lideri: Suriye’deki yeni yönetimle bölünme projelerini reddetme konusunda anlaştık

Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)
Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bölgelerini kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, Şam'daki yeni yönetimle ülkenin birliğini tehdit eden ‘her türlü bölünme projesini’ reddetme konusunda anlaştıklarını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Abdi, geçtiğimiz ayın sonlarında Şam'da iki tarafın üst düzey isimleri arasında yapılan görüşmenin ‘olumlu’ geçtiğini belirterek, “Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğünden yana olma ve ülkenin birliğini tehdit eden her türlü bölünme projesini reddetme konusunda hemfikiriz” ifadelerini kullandı.

Suriye'nin kuzeyinde ve doğusundaki geniş alanlar, 2011 yılında Suriye'deki çatışmaların başlaması ve hükümet güçlerinin çatışmadan çekilmesinin ardından Kürtler tarafından kurulan KDSÖY’ün kontrolüne geçti.

DEAŞ'la mücadele eden Kürtler eğitim, sosyal ve askeri kurumlar kurdular. Çatışmaların yaşandığı yıllar boyunca kazanımlarını korumaya çalıştılar. Suriye’nin eski yetkilileri ise onları ‘ayrılıkçı’ eğilimlerinden dolayı suçladı.

Omurgasını Kürt ağırlıklı Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu ve Washington tarafından desteklenen SDG’den bir heyet, Şam'daki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi. Bu görüşme, Beşşar Esed rejiminin geçtiğimiz ayın başlarında devrilmesinden sonra iki taraf arasında yapılan ilk görüşmelerden biriydi.

Abdi, AFP’ye gönderdiği yazılı açıklamasında şunları söyledi:

“Esed rejiminin düşmesinden sonraki aşamayı ve Suriye'nin nasıl yeniden ve bu kez sağlam sütunlar üzerine olmak üzere inşa edileceğini ele aldık.”

Suriyeliler arasında yapıcı bir diyaloğa zemin hazırlamak amacıyla yeni yönetimin Suriye'de istikrar yaratma çabalarını desteklediğini vurgulayan SDG lideri, Suriye genelinde ateşkes sağlanması için müdahalede bulunmanın yeni yönetimin sorumluluğu olduğunu belirtti.

Suriyeli Kürtler, Esed rejiminin düşmesinin ardından yeni otoriteye karşı bir iyi niyet göstergesi olarak muhalif grupların benimsediği bağımsızlık bayrağını kurumlarına çekmiş ve bu hareket Washington tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.

Heyet Tahri Şam’ın (HTŞ) 11 günde Şam'a ulaşmayı başaran Şera liderliğindeki sürpriz saldırısının ardından, Türkiye’ye yakın Suriyeli gruplar Suriye'nin kuzeyinde SDG’ye saldırdı. Bu saldırı, SDG’nin bazı bölgelerden çekilmesine neden oldu.

Ankara, Kürt ağırlıklı YPG’yi terör örgütü olarak nitelendirdi ve on yıllardır kendisine karşı silahlı isyan yürüten PKK’nın bir uzantısı olarak görüyor. Analistlere göre Türkiye, son olaylar çerçevesinde SDG’nin Suriye'deki konumunu zayıflatmaya çalışıyor.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamaya göre dün Türkiye'nin Halep'in doğu kırsalındaki Tişrin Barajı'na giden sivil konvoyları hedef alan bombardımanında beş sivil öldü, 15 sivil de yaralandı. KDSÖY, bu saldırının hayati öneme sahip Tişrin Barajı'na yönelik devam eden bombardımanı kınama çağrısına bir yanıt olduğunu öne sürdü.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) aktardığına göre ABD'nin arabuluculuğundaki ateşkese rağmen SDG ile Ankara yanlısı Suriyeli gruplar arasında ülkenin kuzeyindeki Münbiç kırsalında devam eden çatışmalar pazar sabahı itibariyle, iki günde 100'den fazla kişinin ölümüne neden oldu.

Türkiye 2016 yılından beri Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK/YPG'ye karşı birçok askeri operasyon gerçekleştirdi ve geniş bir sınır şeridini kontrol altına almayı başardı.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan salı günü yaptığı açıklamada, Esed sonrası ‘kansız’ bir geçiş için Ankara'nın şartlarını kabul etmemesi halinde, Kürt ağırlıklı grupları yeni bir operasyon başlatmakla tehdit etti.