Lübnan’daki Suriyelilerin geri dönüşü davası beklemede

Yerinden Edilenler Bakanı İsam Şerefeddin (solda), dosyadan sorumlu Suriye Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı Hüseyin Mahluf ile en son Şam ziyareti sırasında (Ulusal Ajans)
Yerinden Edilenler Bakanı İsam Şerefeddin (solda), dosyadan sorumlu Suriye Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı Hüseyin Mahluf ile en son Şam ziyareti sırasında (Ulusal Ajans)
TT

Lübnan’daki Suriyelilerin geri dönüşü davası beklemede

Yerinden Edilenler Bakanı İsam Şerefeddin (solda), dosyadan sorumlu Suriye Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı Hüseyin Mahluf ile en son Şam ziyareti sırasında (Ulusal Ajans)
Yerinden Edilenler Bakanı İsam Şerefeddin (solda), dosyadan sorumlu Suriye Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı Hüseyin Mahluf ile en son Şam ziyareti sırasında (Ulusal Ajans)

Lübnan’a göçen Suriyelilerin memleketlerine dönüşü dosyası, yeniden beklemeye alındı. Bunun nedeni geri dönüşlerine ilişkin bir takvim üzerinde anlaşmaya varmak üzere Suriyeli yetkililerle müzakere edecek Lübnanlı bakanlar heyetinin oluşturmaması değil. Nitekim Suriye'deki yıkımın arkasında Uluslararası Koalisyon’un olduğunu savunan Suriye rejimi, mültecilerin geri dönüşlerini Uluslararası Koalisyon’un yeniden inşa etme girişimine bağlıyor.

Geçici hükümetteki bazı bakanlar, yerinden edilenlerin güvenli ve gönüllü geri dönüşünü düzenlemek için Suriyeli mevkidaşlarıyla iletişim kurmak ile görevlendirilen bir heyet oluşturmakta ısrarcı iken bu bilgi, Suriye tarafından Lübnan’a gayri resmi olarak bildiriliyor.

Yerinden edilen Suriyelilerin geri dönememesin nedeni, başta Suveyda olmak üzere Suriye'nin güneyindeki illerde rejimin değişikliği talebiyle düzenlenen protestoların yaygınlaşması değil. Protestocular, yaşamlarının ve sosyal koşullarının kötüleşmesinden rejimi sorumlu tutuyor. Arap-Suriye ilişkilerini normalleştirmek amacıyla kurulan Arap Bakanlar Komitesi’nin Şam ile müzakereleri, Suriye'nin Arap Birliği'ne dönüşü ardından Arap yol haritasında öngörülenlere yanıt verememesi nedeniyle çıkmaza girdi.

Şarku’l Avsat’a konuşan bir diplomatik kaynak; Suriye'deki rejimin, Arap Bakanlar Komitesi'nin yerinden edilen Suriyelilerin geri dönüşlerine ilişkin bir takvime uyma talebine, ayrıca Captagon'un ve Suriye'den gelen tüm kaçak malların Suriye'ye ihracatını durdurma, bu konudaki uluslararası kararlara yanıt olarak siyasi bir çözüm ile ilerleme sözüne herhangi bir yanıt vermediğini açıkladı.

Kaynak, Suriye'deki rejimin Arap Birliği'ne dönüşünün bir fayda sağlamadığını, bunun Arap ülkeleriyle ilişkilerin normalleşme aşamasına geçişi engellediğine dikkat çekti. Aynı zamanda “Suriyelilerin Lübnan gibi çözüm üretilemeyen yükler altında ezilen bir ülkeden geri dönüşüne kapıları kapatmanın ne anlamı var. Şimdi de iki ülke arasındaki sınırları çizmeyi reddetmenin yanı sıra mezhepsel dengeyi bozacak demografik gerçeklikte değişikliğe gitme tehdidinde mi bulunuyor?” ifadelerini kullandı.

Arap kaynak, Yerinden Edilenler Bakanı İsam Şerefeddin’in Suriyelilerin geri dönüşleri çağrısına öncülük etmesi ardından, yerinden edilenlerin geri dönüşüne yanıt verilmemesinin Lübnan'daki müttefikleri için bir utanç kaynağı olduğunu söylüyor. Suriyelilerin geri dönüşleri hususunda Şam’ın tutumundan haberdar olmayan Bakan Şerefeddin, çok geçmeden sessizliğe gömüldü.

Bakan Şerefeddin, yerinden edilenlerin geri dönüşünü güvence altına alma konusunda işbirliği yapmadaki başarısızlıktan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ni ve uluslararası toplumu sorumlu tutmaya çalışıyor. Ancak Suriye'deki rejimin Suriyelilerin büyük çoğunluğunun asgari ihtiyaçlarını karşılama konusunda sorun yaşadığını biliyor.

Lübnan’daki Suriyeli mülteciler hem ülke üzerinde ağır bir yük oluşturuyor, hem de güvensizlik seviyesi yükselirken İç Güvenlik Güçleri cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde daha fazla sayıda Suriyeli tutukluyu barındıramıyor. Rejimin yerinden edilenlerin geri dönüşüne vereceği tepkiye dair umutların azalması, kötüleşen yaşam şartları ve kriz ışığında Suriye'den Lübnan'a göçün engellenmesi için sıkı prosedür ve önlemlerin alınmasını gerektiriyor.

Şarku'l Avsat’ın güvenlik kaynaklarından edindiği bilgilere göre Lübnan ordusu, kaçakçılıkla mücadele ve sınır kontrolü amacıyla 350 kilometreden fazla olduğu tahmin edilen Lübnan-Suriye sınırındaki varlığını pekiştirme girişiminde bulundu.

Güvenlik kaynakları, kara sınırlarını korumakla görevli askeri birliklerin, yasadışı geçiş yoluyla Lübnan'a geçmeye çalışan yüzlerce Suriyeliyi durdurduğunu doğruladı. Sınır bölgesinin kontrol edilmesi zor arazilerle dolu olduğunu, Lübnan ile Suriye arasındaki işbirliği eksikliği nedeniyle şuan bu geçişlerin kontrol edilemediğini bildirdi.

Yerinden edilen Suriyeliler dosyasının daha da karmaşık hale gelmesi, Lübnan ile Suriye arasındaki ilişkilerinde ciddi bir normalleşme sürecine girilmesini engelliyor. Geri dönüşlerinin önündeki engelin yalnızca Şam’dan kaynaklandığı biliniyor. Daha fazla Suriyeli Lübnan'a gelmek için yasa dışı yollara başvurmak zorunda kalırken Lübnan hükümeti göçü önlemek için sınırları sıkılaştırmadığı taktirde neler olup biteceği ise bilinmiyor.

Suriyeli yetkililer, Lübnan cezaevleri ve gözaltı merkezlerindeki aşırı kalabalığı hafifletmek için hükümlü veya tutuklu 2 binden fazla vatandaşını kurtarmayı reddediyor. Peki bu yaralı Lübnan, dengeli dokusunu tehdit eden hususların önünü kesmek için yerinden edilen Suriyelilerin geri dönüşüne çözüm bulmadan önce siyasi ufkun durgunluğundan kaynaklanan bu yüke daha ne kadar katlanacak?



Katar Hamas ve İsrail arasındaki arabuluculuk çabalarını “geçici olarak” askıya aldı

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mecid el-Ensari (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mecid el-Ensari (Katar Dışişleri Bakanlığı)
TT

Katar Hamas ve İsrail arasındaki arabuluculuk çabalarını “geçici olarak” askıya aldı

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mecid el-Ensari (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mecid el-Ensari (Katar Dışişleri Bakanlığı)

ABD’nin Hamas Hareketi’nin başkent Doha'daki siyasi ofisini kapatması için Katar’a baskı yaptığına dair haberlerin ardından Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari dün, ülkesinin Hamas ile İsrail arasındaki arabuluculuk çabalarını ‘geçici olarak’ askıya aldığını açıkladı.

Ensari, yaptığı açıklamada Filistinli Hamas Hareketi’nin Doha'daki siyasi ofisinin kapatıldığına ve ülkesinin Gazze’de ateşkes arabuluculuğundan çekildiğine dair haberlerin ‘gerçeği yansıtmadığını’ söyledi.

Katar Haber Ajansı QNA’nın aktardığına göre Ensari, Hamas’ın Doha’da siyasi ofisi olmasındaki temel amacın ilgili taraflar arasında bir iletişim kanalı olarak hizmet etmek olduğunu ve bu kanalın daha önce birçok kez ateşkese varılmasını sağladığını vurguladı. Ensari’ye göre söz konusu iletişim kanalı, geçtiğimiz yıl kasım ayında aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu esir ve rehinelerin takas edilmesini sağlayan ateşkese de katkıda bulundu.

Ensari, açıklamasında şunları söyledi:

“Katar on gün önce, yapılan son müzakerelerde, bir anlaşma sağlanmaması halinde Hamas ve İsrail arasındaki arabuluculuk çabalarını geçici olarak askıya alacağını taraflara bildirmişti. Katar, savaşı ve Gazze Şeridi'ndeki ağır insani koşullar nedeniyle sivillerin çektiği acıların hafifletilmesi için gereken ciddiyet gösterildiğinde ortaklarıyla birlikte arabuluculuk çabalarına yeniden başlayacaktır.”

Katar’ın arabuluculuğun bir şantaj aracı olarak kullanılmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayan Ensari, “Varılan ilk ateşkes anlaşmasının çökmesinden ve aralarında kadınların ve çocukların da olduğu esir takasının yapılmasından bu yana, özellikle arabuluculuk yoluyla üzerinde mutabık kalınan taahhütlerden vazgeçilmesi ve dar siyasi amaçlara hizmet etmek üzere savaşın sürdürülmesini meşrulaştırmak için müzakerelerin kullanılması gibi manipülasyonlara tanık olduk” ifadelerini kullandı.

Ülkesinin, haklarını elde edene ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletlerini kurana kadar Filistin halkını desteklemekte kararlı olduğunu vurguladı.

Dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye konuşan diplomatik bir kaynak, Katar'ın Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasındaki başlıca arabulucu rolünden çekildiğini ve Hamas Hareketi’ne Doha'daki siyasi ofisinin ‘artık amacına hizmet etmediğini’ söylediğini öne sürdü.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan kaynak, “Katar, İsrail’e ve Hamas Hareketi’ne, iyi niyetle bir anlaşmayı müzakere etmeyi reddettikleri sürece arabuluculuk yapmaya devam edemeyeceğini bildirdi. Sonuç olarak Hamas'ın siyasi ofisi artık amacına hizmet etmiyor” ifadelerini kullandı. Ancak kaynak, Hamas’ın Doha’daki siyasi ofisinin kapatılıp kapatılmadığı konusuna açıklık getirmedi.