Aşırı zenginlik ve yoksulluk arasında Suriye toplumu

Suriye'de büyük sosyal sınıf uçurumu bulunuyor.

Şam'da bulunan Suriye Merkez Bankası'nda yığınla Suriye lirası banknotu, 10 Kasım 2022 (AFP)
Şam'da bulunan Suriye Merkez Bankası'nda yığınla Suriye lirası banknotu, 10 Kasım 2022 (AFP)
TT

Aşırı zenginlik ve yoksulluk arasında Suriye toplumu

Şam'da bulunan Suriye Merkez Bankası'nda yığınla Suriye lirası banknotu, 10 Kasım 2022 (AFP)
Şam'da bulunan Suriye Merkez Bankası'nda yığınla Suriye lirası banknotu, 10 Kasım 2022 (AFP)

Ömer Önhon

Dünyanın en iyi korunmuş Haçlı kalesi olarak kabul edilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan el-Husn Kalesi, Suriye’deki iç savaş sırasında yaşanan şiddetli çatışmaların bazılarında kullanıldı.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed güçlerine karşı savaşan muhalif güçler kaleyi ele geçirdiğinde uçaklar ve toplarla bombalandı. Sonunda rejim ordusu 2014 yılında kaleyi yeniden ele geçirdi.

Humus kırsalındaki kalenin duvarları geçtiğimiz hafta yine sarsıldı, ancak bu sefer farklı bir şekilde. Kale surları, lazer gösterilerinin eşlik ettiği elektronik dans müziği melodilerinin ritmiyle titredi. Ünlü DJ'lerin, yüzlerce gencin ritim içinde kafa sallamasına neden olan dans şarkılarını seçmesi, sosyal medyada geniş yankı buldu.

Suriye'nin başka yerlerinde, Şam'ın ünlü Bab Şarki mahallesindeki barlar, kulüpler ve restoranlar, oraya yemek yemek veya partilere katılmak için giden müşterilerle dolu. Restoranda kişi başı yemek ücreti ortalama 290 bin Suriye lirası (yaklaşık 20 ABD doları) civarında. Yemekle birlikte alkollü içki içen biriyseniz maliyet daha da yüksek olacaktır.

Şam Kalesi Geceleri Festivali'nin açılış töreni, 23 Ağustos 2023 (AFP)
Şam Kalesi Geceleri Festivali'nin açılış töreni, 23 Ağustos 2023 (AFP)

Bunlar, on yılı aşkın süredir iç savaşla parçalanmış bir ülkede normal hayata dönüşün işaretleri mi, yoksa yoksulluk ve sefaletin ortasında az sayıda kişinin hayatın en iyi imkanlarına sahip olduğunun göstergesi mi?

Bence bu işaretler her iki şeye de kendi açılarından işaret ediyor, ancak daha çok ikincisine yatkın. Bu durum elbette sadece Suriye'ye özgü değil. Çünkü bu tür bir kriz yaşayan her ülke benzer deneyimler yaşıyor. Suriye'de benzersiz olan ise orantısızlık.

Birleşmiş Milletler (BM) verileri, Suriye'de yoksulluk sınırının altında yaşayan insan sayısının yüzde 90'dan fazla olduğunu tahmin ediyor. Bir devlet çalışanının ortalama asgari maaşı yaklaşık 200 bin Suriye lirasıdır (yaklaşık 14 ABD doları). Orgeneral rütbeli bir subayın ayda yaklaşık 700 bin Suriye lirası (yaklaşık 48 ABD doları) kazandığı ve düşük maaşlarını başka yollardan telafi ettikleri söyleniyor.

(FOTO ALTI) Şam'da bulunan Suriye Merkez Bankası'nda yığınla Suriye lirası banknotu, 10 Kasım 2022 (AFP)
Şam'da bulunan Suriye Merkez Bankası'nda yığınla Suriye lirası banknotu, 10 Kasım 2022 (AFP)

Şam'da yaşayan ortalama bir Suriye vatandaşı artık yakıt desteği almıyor. Enflasyon oranlarının büyük ölçüde arttığı ülkede Suriye lirasının değeri de önemli ölçüde düştü. Birçok alanda temel altyapı eksikliği var. Bütün bunların doğal sonucu ise yaygın yolsuzluk vakalarının ortaya çıkması.

2011 yılında kriz başladığında, üst orta sınıfa ve Suriyeli elit kesime mensup birçok Suriyeli, ülkelerini terk ederek Lübnan'a, diğer komşu ülkelere, Avrupa'ya ve başka yerlere giderek yeni bir hayat kurdu. O zamandan bu yana gidenlerin çok azı yeniden yerleşmek için ülkelerine geri döndü. Bir kısmı da mülklerini kontrol etmek veya akrabalarıyla görüşmek için ara sıra Suriye’ye seyahat ediyor, ancak çoğunluk hâlâ yurtdışında yaşıyor.

Genel anlamda bu doğru olsa da rejimin köklü para kazanma mekanizması aksamadan işlemeye devam ediyor. Aslında Suriye, Hafız Esed döneminden bu yana, çevrelerindekilerin sadakatini sağlamak için tasarlanmış bir ayrıcalıklar ve teşvik sistemi altında işliyor.

Rejimin köklü para kazanma mekanizması aksamadan işlemeye devam ediyor. Aslında Suriye, Hafız Esed döneminden bu yana, çevrelerindekilerin sadakatini sağlamak için tasarlanmış bir ayrıcalıklar ve teşvik sistemi altında işliyor.

Suriye'nin modern para üretme aygıtının kalbinde Beşşar Esed, eşi Esma ve kardeşi Mahir Esed yer alıyor. Bu mekanizmanın çeşitli bileşenleri geliştikçe fonlar da buna göre hareket etti. Birkaç tanıdık yüz dışında, restoran müdavimleri ve müsrif harcama yapanlar, servetlerini çoğunlukla savaş sırasında başkalarının talihsizliklerinden elde eden sadık Esed destekçileridir.

Suriye'de ortaya çıkan yeni endüstriler arasında Captagon ön planda yer alıyor. Akdeniz kıyılarına ve Ürdün sınırlarına dağılmış üretim tesisleri, binlerce Suriyeli ve çeşitli milletlerden bireylerin katıldığı, uluslararası alanda yasaklanan ve 6 milyar dolar değerindeki bu uyuşturucunun ticaretinin gelişmesine yol açtı. Mahir Esed ve komuta ettiği Dördüncü Tümen ile Hizbullah, Captagon ticaretinin başlıca beyni ve vurguncularıdır.

Sabrı tükenen Suriyelilerden bazıları 2011 yılındakine benzer protestolarla hoşnutsuzluklarını dile getirmeye başladı. Suriye'deki Dürzilerin merkezi olan Suveyda kenti, kriz boyunca barışçıl veya tarafsız kaldı, ancak şimdi protestoların merkezi haline geldi. İnsanlar ‘kahrolsun rejim’ sloganları atarak sokaklara döküldü. Rejimin destek üssü olan Lazkiye dahil diğer bölgelerde de benzer protestoların yaşandığı bildirildi.

(FOTO ALTI) Suriye'nin güneyindeki Suveyda kentinde hükümeti protesto etmek amacıyla Dürzi bayrakları sallayarak gösteri yapan Suriyeliler.  (AFP)
Suriye'nin güneyindeki Suveyda kentinde hükümeti protesto etmek amacıyla Dürzi bayrakları sallayarak gösteri yapan Suriyeliler. (AFP)

Öte yandan Suriyeliler bu çileyi yaşarken, Fırat'ın kuzeydoğusunda ve doğusunda bulunan Halk Savunma Birlikleri (YPG), Suriye'deki petrol zenginliğini kontrol ediyor. 2011 yılında günde 380 bin varil civarında olan petrol üretiminin şu anda günde 80 bin varile düştüğü söyleniyor. YPG, bu petrol zenginliğini faaliyetlerini finanse etmek ve rejim dahil birçok farklı tarafla ticaret yapmak için kullanıyor. Çünkü özel çıkar, kamu yararından çok daha yüksek bir yüzde oluşturuyor.

Kriz başladığında Esed rejiminin kilit isimleri, süreçte birkaç milyon Suriyelinin kaybını hafife alarak, ülkedeki yangının başkalarına da sıçrayacağını açıkça ilan etti. Gerçekten de durum böyleydi.

Başta Türkiye ve Lübnan olmak üzere komşu ülkelerden hâlâ olumsuz tepkiler geliyor. Sayıları Türkiye'de 3,5 milyon, Lübnan'da ise yaklaşık 1,5 milyon (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği rakamlarına göre 850 bin) olan Suriyeliler günümüzün gündeminde yer alıyor. Lübnan ekonomisi zar zor kendi ayakları üzerinde duruyor ve bazıları, Suriyelilerin birkaç yıldır verdiği mali desteğin bunun en önemli nedenlerinden biri olduğunu iddia ediyor.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed bir ara Suriyelilerin yurtdışından dönüşünün hükümet tarafından memnuniyetle karşılandığını söylüyordu. Artık ses tonu değişti. Esed, teröristlerin komşu ülkeler ve bazı Arap ülkelerinin desteğiyle Suriye'deki altyapıyı tahrip ettiğini, bu altyapı yeniden inşa edilmediği sürece yurtdışındaki Suriyelilerin geri dönmeyeceğini söyledi.

Türkiye, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmasına rağmen son dönemde ekonomik açıdan bir çöküş yaşıyor. Birçok Türk vatandaşı bu çöküşün nedeni olarak Suriye'deki krizi ve Türkiye'ye sığınan Suriyelileri gösteriyor.

Esed bir ara Suriyelilerin yurtdışından dönüşünün hükümet tarafından memnuniyetle karşılandığını söylüyordu. Artık ses tonu değişti. Esed, teröristlerin komşu ülkeler ve bazı Arap ülkelerinin desteğiyle Suriye'deki altyapıyı tahrip ettiğini, bu altyapı yeniden inşa edilmediği sürece yurtdışındaki Suriyelilerin geri dönmeyeceğini söyledi.

Suriye'nin tekrar Arap Birliği'ne kabul edilmesi, bunun ülkede ekonomik durumun iyileşmesine yol açacağı yönündeki umutları artırdı. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi. Esed, son röportajlarından birinde Suriye'nin yapması gerekeni yaptığını, şimdi de Arap Birliği ülkelerinin yapması gerekenleri beklediğini söyledi. Esed'in sözleriyle neyi kastettiği tam olarak belli değil ama ne olursa olsun bir ilerleme yok.

Suriye'de ekonomi ve yaşam koşulları hâlâ idealin çok uzağında ve işler bu şekilde devam ettiği sürece yakın vadede normale dönme ihtimali de düşük.

Zamanın her zaman kendi lehine oynadığına inanan ve para kazanma mekanizmasından memnun olan Esed ise bunu hiç umursamıyor gibi görünüyor.

*Bu çeviri Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden yapılmıştır.



ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
TT

ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) dün, Suriye'nin kuzeybatısında nadir bir saldırı düzenlediğini ve bu saldırıda DEAŞ'ın önde gelen bir lideri ile iki militanının öldürüldüğünü açıkladı. CENTCOM, askerî açıdan insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan saldırılardan daha tehlikeli olan kara operasyonuyla ilgili çok az ayrıntı verdi.

CENTCOM tarafından yapılan açıklamada, ABD güçlerinin Halep kırsalının doğusundaki el-Bab bölgesinde lider Ziya Zevbe Muslih el-Hardani ve iki oğlunu öldürdüğü bildirildi.

“Öldürülen DEAŞ üyeleri, ABD ve koalisyon güçleri ile yeni Suriye hükümeti için tehdit oluşturuyordu” denilen açıklamada, saldırı sırasında üç kadın ve üç çocuğun da olay yerinde olduğu, ancak zarar görmedikleri belirtildi. Bir ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisi de dün yaptığı açıklamada, operasyonda ABD tarafında herhangi bir kayıp yaşanmadığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan (NYT) aktardığına göre, kara operasyonları çok önemli bir hedef olarak görülüyor. Zira saldırı bölgesi, terörle mücadele güçlerinin gelecekteki saldırılarını planlamasına yardımcı olabilecek hassas bilgiler (bilgisayarlar, cep telefonları ve diğer veriler) içerebilir.

CENTCOM, kara operasyonu hakkında çok az ayrıntı verdi. Ancak hava saldırılarının aksine, terörle mücadele amaçlı kara saldırıları genellikle komando birlikleri ve helikopterleri içerir ve çoğu zaman saldırı uçakları ve İHA’lar tarafından desteklenir.

Saldırının duyurulması, Başkan Donald Trump'ın haziran ayı sonunda Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımların çoğunu kaldıran bir yürütme emri imzalamasından sadece birkaç hafta sonra geldi. Trump böylece, liderlerinin El Kaide örgütüyle olan geçmiş bağlantıları konusundaki endişelere rağmen, ülkedeki yeni hükümete desteğini pekiştirdi.

 Özgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlarÖzgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlar

Suriye'ye yönelik Amerikan politikasının on yıllardır süren geleneğini sona erdiren bu adım, Trump'ın mayıs ayında Ortadoğu gezisi sırasında yaptığı sürpriz bir açıklamayla geldi. Suudi Arabistan ziyareti sırasında Trump, savaşçıları diktatör Beşşar Esed'i deviren ve aralık ayında iktidara gelen Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü.

Trump, o zamanlar ABD hükümeti tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan bir grubu yöneten eş-Şara'yı ‘genç ve güçlü’ olarak nitelendirmiş ve Suriye'nin Mart 2011'de başlayan yıkıcı iç savaşın ardından kendini yeniden inşa etmek için bir ‘şans’ hak ettiğini söylemişti.

Suriye'nin kuzeyindeki Halep vilayetindeki el-Bab operasyonu, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçleri ile yeni Suriye hükümeti arasında gerçekleştirilen ilk ortak uluslararası güvenlik operasyonu olarak kabul ediliyor.

DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.

New York merkezli güvenlik danışmanlığı şirketi Soufan Group’un terörle mücadele analisti Colin P. Clarke, NYT’ye şunları söyledi: “Saldırının duyurulması mantıklı. Çünkü ABD, Türkiye ve Suriye ile (özellikle de Suriye ile) ortaklaşa yürütülen DEAŞ karşıtı savaşı öne çıkarmak ve Şam'ın somut değişiklikler yapma ve ABD'nin taleplerine yanıt vermek için gösterdiği çabaları ortaya koymak isteyebilir.”

CENTCOM Komutanı General Michael Erik Kurilla yaptığı açıklamada, “CENTCOM, bölgeyi, müttefiklerimizi ve vatanımızı tehdit eden DEAŞ teröristlerini kalıcı olarak yenilgiye uğratmaya kararlıdır” ifadelerini kullandı.