Güney Libya operasyonu, Çadlı muhalefeti mi yoksa etnik azınlıkları mı hedef alıyor?

Bir yetkili, bunun Tabuları sınır dışı etme projesinin devamı olduğunu söyledi, ancak ordu bunu yalanladı

Hafter güçleri, güney Libya’yı yabancı unsurlardan temizlemeye yönelik askeri planı görüşüyor (Doğudaki Ulusal Ordu Sözcüsü Ahmed el-Mismari’nin resmi sayfası)
Hafter güçleri, güney Libya’yı yabancı unsurlardan temizlemeye yönelik askeri planı görüşüyor (Doğudaki Ulusal Ordu Sözcüsü Ahmed el-Mismari’nin resmi sayfası)
TT

Güney Libya operasyonu, Çadlı muhalefeti mi yoksa etnik azınlıkları mı hedef alıyor?

Hafter güçleri, güney Libya’yı yabancı unsurlardan temizlemeye yönelik askeri planı görüşüyor (Doğudaki Ulusal Ordu Sözcüsü Ahmed el-Mismari’nin resmi sayfası)
Hafter güçleri, güney Libya’yı yabancı unsurlardan temizlemeye yönelik askeri planı görüşüyor (Doğudaki Ulusal Ordu Sözcüsü Ahmed el-Mismari’nin resmi sayfası)

Libya'nın doğusundaki Ulusal Ordu Sözcüsü Ahmed el-Mismari, Libya'nın güneyindeki Çad sınırında gerçekleşen askeri operasyonun halen devam ettiğini ve Libya devletinin kara sınırlarının güvence altına alınmasına yönelik hedeflerini tamamlayana kadar durmayacağını açıkladı. 

Geçen perşembe günü ülkenin güneyinde Umm el-Aranib olarak bilinen askeri bir operasyon başlatıldı. Silahlı kuvvetler, Umm el-Aranib bölgesindeki Çin binalarında bulunan 2 binden fazla konutun tahliyesi ve temizlenmesi amacıyla bir dizi kara ve hava güvenlik operasyonu gerçekleştirdi.

Libyalı ailelere ait olan bu bölge, Çadlı muhalifler ve farklı milletlerden kaçakçılar tarafından kontrol ediliyor.

Libya devletinin kanunlarına göre projeyi işleten şirketler, bu binaları Libya kraliyet ailelerine devredene kadar, bu projenin kalıcı olarak güvence altına alınması için Libya'nın doğusundaki silahlı kuvvetlerle uyumlu çalışmalar yürütülecek.

Etnik temizlik

Bu, Libya anayasa taslağını hazırlayan Kurucu Meclis üyesi olan, Tabu kabilelerinin temsilcisi Senusi Hamid tarafından reddedildi.

Hamid, stratejik Umm el-Aranib bölgesinin, Mareşal Halife Hafter güçlerinin 'Libya'nın güney sınırını Çadlı muhalif unsurlardan korumayı amaçlayan askeri operasyon' olarak nitelendirdiği operasyon kisvesi altında Tabu bileşenine yönelik etnik temizliği hedef alan bir insani suça maruz kaldığını açıkladı.

Bu askeri operasyonun Tabu bileşenine yönelik operasyonların devamı olduğunu dile getiren Senusi Hamid, "Güneyi temizlemek için yabancılarla mücadele sloganıyla Kufra bölgesinde, Sebha şehrinde ve Marzuk bölgesinde kendilerine karşı başka askeri operasyonlar da yapılıyor" dedi. Hamid, "Ülkenin güneybatı sınırlarının güvenliğinin sağlanması sloganı, 2019 yılında Hafter güçleri ile aralarında yaşanan olaylarda, Tabu güçlerinin bize karşı savaş suçları işlemesi nedeniyle sadece Tabulardan intikam almak için kullanıldı" açıklamasında bulundu. 

Senusi Hamid ayrıca, "Hafter güçlerinin kendilerini Libya Arap Silahlı Kuvvetleri olarak adlandırdığı gerçeğinden hareketle, Berberiler, Tuaregler ve Tabu gibi Arap olmayan unsurlara yönelik ırkçılıkları açıktır" dedi. 

Tabu kabilelerinin temsilcisi, "Bu ideoloji nedeniyle 2019 yılı olayları yaşandı. Yabancılarla mücadele sloganı yükseltildi. Ancak Tabu'da yüzlerce kişinin insansız hava araçlarıyla bombalanarak öldürülmesiyle tamamlanan etnik temizlik yaşandı. Belki de 50'ye yakın Tabu kabilesi mensubunun öldürüldüğü 4 Ağustos 2019 katliamı, Hafter güçlerinin Tabu düşmanlığının en büyük tanığı olmaya devam ediyor" açıklamasında bulundu. 

Libya'nın doğusundaki Ulusal Ordu Sözcüsü Ahmed el-Mismari'nin güney Libya'da Çadlı muhalefete karşı askeri operasyonun devam ettiği yönündeki açıklaması hakkında yorum yapan yetkili, "Umm el-Aranib'de yaşananlar, Tabuları Libya'nın güneyinden çıkarmaya yönelik projenin tamamlanmasıdır. Özellikle mevcut askeri operasyonun evlerin mahremiyetini ihlal etmesi ve kadınların dayağa maruz kalması nedeniyle, meselenin bu aşiretlere yönelik bir etnik temizlik olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bölgede arabayla sürüklenenler bile oldu" dedi.

Operasyonun bulanıklaştırılması

Ayrıca Hafter güçlerinden askeri bir kaynak, "Tabu gibi etnik azınlıklara karşı insani ihlallerin gerçekleştirildiği yönündeki söylentilerin tümü yalandır. Bu söylentilerin amacı, amaçlarının bir kısmına ulaşmış olan, güneyde yabancılara karşı devam eden askeri operasyonu bulanıklaştırmaktır" ifadelerini kullandı.

Kaynak, "Bu sadece, farklı milletlerden kişilerin yaşadığı bir grup eve haksız yere izinsiz girme meselesidir ve durum şu ki bu evler, Libyalı ailelere aittir. Ulusal Ordu güçleri, Libya adli makamlarının yayınladığı yasal talimatlara dayanarak buraya baskın düzenledi ve burayı tahliye etti" açıklaması yaptı. 

Hamid'in Tabu bileşenlerine yönelik bu askeri operasyonun başlatılmasıyla ilgili olarak ortaya koyduklarıyla ilgili olarak ise askeri kaynak, "Çatışmalar yalnızca Çad muhalefetinin unsurlarını ilgilendiriyor, Tabu bileşenini veya diğer etnik bileşenleri içermiyor" dedi.

Çadlı muhalefet üyelerinin sınır dışı edilmesinin Libya'da yürürlükte olan uluslararası hukuk prosedürlerine uygun olacağını belirten kaynak, yasadışı olarak bulunan yabancıların sınır dışı edildiğini ve çocuklara ve kadınlara özel muamele uygulandığını dile getirdi. 

Aynı şekilde Ulusal Ordu Sözcüsü Ahmed el-Mismari, askeri operasyonun belirtildiği gibi ilerlediğini ifade etti.

Mismari, "Libya'nın güneyini, Libya sınırlarını işgal eden yabancı unsurlardan temizlemeye devam etmek için herhangi bir yabancı gücün yardımına başvurmaya gerek yok" ifadelerini kullandı. 

Mismari, ülkenin güneyindeki güçlerin başlattığı operasyonun bölge halkının yabancı unsurlardan korunma taleplerine yanıt verme çerçevesinde geldiğini kaydederek, mevcut operasyonun Libya'nın herhangi bir bileşenini hedef almadığını vurguladı.

Operasyonun amacının, yabancı varlığını ortadan kaldırmak ve güneyi yabancı çetelerden ve güvenlik tehditlerinden arındırmak olduğuna dikkati çeken Mismari, bu askeri operasyon sırasında meydana gelebilecek herhangi bir hatadan dolayı şimdiden özür dilediklerini dile getirdi. 

Independent Arabia,İndependnet Türkçe



Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
TT

Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)

Hizbullah, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi nedeniyle, silahların devletin elinde toplanması için önerilen herhangi bir takvimi reddederek Lübnan devletinin otoritesine meydan okudu. Bu olay, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın başkanlık ettiği ve silahların devletin tekelinde olması konusunun görüşüldüğü Bakanlar Kurulu toplantısıyla aynı zamana denk geldi.

Bakanlar Kurulu dün bu konuyu dört saat boyunca görüştü. Lübnan ordusuna, bu yılın sonuna kadar silahların tamamen resmi güvenlik kurumlarının elinde toplanması için bir uygulama planı hazırlaması talimatı verildi ve bu planın ağustos ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu'na sunulması istendi. Başbakan Nevvaf Selam'ın açıklamasına göre, ‘silahların tek elden kontrolü’ konusu oturumda tam olarak tartışılmadı; yarınki (perşembe) oturumda görüşülmeye devam edecek.

Hizbullah, hükümetin takvim belirleme çabalarına iki yönlü bir tepki gösterdi. İlki, güney banliyölerinde onlarca gencin motosikletlerle yürüyüşler düzenlemesi şeklinde sokaklarda yaşandı. İkincisi ise siyasi alanda, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın Lübnan devleti ile İsrail arasında 27 Kasım'da imzalanan ateşkes anlaşması dışında herhangi bir yeni anlaşmayı kabul etmeyi reddetmesiyle ortaya çıktı. Kasım, “Silahlarımızı çekmeye niyetimiz yok” dedi ve ‘ulusal güvenlik ve savunma stratejisi hakkında ulusal bir tartışma’ çağrısında bulundu. Kasım ayrıca, İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir savaş başlatması halinde füzelerle saldırı tehdidinde bulundu.

Kasım, Lübnan hükümetine şu soruyu yöneltti: “Bakanlar Kurulu bildirisinin üçüncü maddesine göre, direnişi bırakıp İsrail'e teslim olmak ve silahları teslim etmek egemenliği korumak mıdır?”

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlar Kurulu bildirisi saldırganları caydırmaktan bahsediyor, ama Lübnan'ı felaketten kurtaracak devlet nerede? Sınırları ve hudutları kim savunacak? Eğer bunu yapamayacağınızı söylüyorsanız, o zaman bu yeteneği koruyalım ve geliştirelim.”

Hizbullah’ın ‘üç başkanla (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı) iş birliğini sürdürmeye kararlı olduğunu, tartışma, anlayış ve iş birliğine önem verdiklerini’ vurgulayan Kasım, “Kimsenin bize emir vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.