Mısır: Mezuniyet şarkısı DEAŞ marşına benzetildi tartışma yarattı

Mısır'da, üniversite öğrencilerinin mezuniyet törenlerinde terör örgütü DEAŞ’ın Salil es-Savarim marşının çalınması tartışmaların gündemine girdi.

Kahire El Ezher Üniversitesi Eczacılık Fakültesi grubunun fotoğrafı (Öğrencilerin Facebook sayfası)
Kahire El Ezher Üniversitesi Eczacılık Fakültesi grubunun fotoğrafı (Öğrencilerin Facebook sayfası)
TT

Mısır: Mezuniyet şarkısı DEAŞ marşına benzetildi tartışma yarattı

Kahire El Ezher Üniversitesi Eczacılık Fakültesi grubunun fotoğrafı (Öğrencilerin Facebook sayfası)
Kahire El Ezher Üniversitesi Eczacılık Fakültesi grubunun fotoğrafı (Öğrencilerin Facebook sayfası)

Mısır'da üniversite öğrencilerinin mezuniyet törenlerinde terör örgütü DEAŞ ile özdeşleşen Salil es-Savarim isimli marşın çalınması, kamuoyunda tartışma yarattı. El Ezher Üniversitesi’nin Asyut Eczacılık Fakültesi öğrencileri kendilerini "toplumsal suçlamaların" hedefinde buldu. Mezuniyet töreni sırasında öğrencilerin grup halinde şarkı söyledikleri video klibin yayılmasından sonra bazıları okunan marşın Salil es-Savarim’e benzediğini söyledi.

Sosyal medya kullanıcıları, Eczacılık Fakültesi’nden kız ve erkek öğrencilerin mezuniyet cübbesi giyip sahnede bir şarkıcının arkasında şarkı söylediklerini gösteren bir klip yayınladı. Şarkı şu sözlerle başlıyordu: “Böylece yollarımız kesişti. Zor bir günde gözyaşı döktük.”

Bazıları video klibin, son dönemde genç erkekler ve kadınlar arasında yaygınlaşan zarif şarkı söyleme, kabalıktan uzak kutlama ve dans etme açısından "olumlu mezuniyet" partilerinin bir örneği olduğunu söyledi.

Bazıları ise öğrencilerin söyledikleri şarkının çalınma şeklinin akıllara, örgütün kurbanlarının öldürülüşünü filme aldığı "DEAŞ operasyonlarının videolarını" getirdiğini düşünüyor.

El Ezher öğrencilerinin kutlamalarına yönelik hararetli tartışmaların ortasında, bazıları mezuniyet töreninde Nubya dansı yapan bir kızın yakın zamanda dolaşıma giren videosunu hatırladı. Bu video sosyal medyada popüler hale geldi ve kimisi öğrencinin dans etmesini eleştirirken kimisi de öğrencinin spontanlığına ve başarısını kendi yerel üslubuyla kutlamasına hayranlık duyduğunu ifade etti.

Sosyal medya öncüleri, El Ezher öğrencilerinin kutlama şeklinin bağlılık açısından Mısır toplumunun geleneklerini temsil ettiğine inanan bir grup ve bu tür şarkı söylemenin Mısır halkını ve onların ılımlılığını temsil etmediğini vurgulayan bir grup arasında bölünmüştü.

Ayn Şems Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olan Amal Abdulmaksud konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Mezuniyet törenlerinde neşe içinde Nubya dansı yapan kız, onun gibi oryantal dans ve diğer popüler danslarda başarılı olan başka kızlar da var, bunu bireysel olarak yaptı. Bu, törende öğrencilerin kendilerine eşlik edecek mezuniyet şarkısını oybirliğiyle seçmeye karar vermelerinden farklı bir öneme sahip."

Abdulmaksud, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara şöyle devam etti: “Son yıllarda her şey sosyal medyada yaygınlaşıp dolaşıma giriyor. Mezuniyet kutlamaları olgusu da bu şekilde bir ‘trend’ tarzına dönüştü ki bir kuşağın düşünme biçimine bu trendler hakim oluyor.”

Son yıllarda Mısır üniversitelerindeki mezuniyet törenlerinde, kızların mezuniyet töreni sırasında tek renk giyinmesi veya kutlama dansları sergilemesi gibi "gelenekler" uygulanıyor.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.