Filistin Yönetimi, Batı Şeria'nın kuzeyinde kontrolü yeniden sağladı

Filistin Yönetimi, Batı Şeria'nın kuzeyinde kontrolü yeniden ele geçirirken Cenin'e yönelik saldırıdan dolayı öfkeli

4 Eylül'de Batı Şeria'nın Cenin kentinde İsrail saldırısının ardından çıkmaz sokak (AFP)
4 Eylül'de Batı Şeria'nın Cenin kentinde İsrail saldırısının ardından çıkmaz sokak (AFP)
TT

Filistin Yönetimi, Batı Şeria'nın kuzeyinde kontrolü yeniden sağladı

4 Eylül'de Batı Şeria'nın Cenin kentinde İsrail saldırısının ardından çıkmaz sokak (AFP)
4 Eylül'de Batı Şeria'nın Cenin kentinde İsrail saldırısının ardından çıkmaz sokak (AFP)

Filistin Yönetimi, İsrail ordu güçlerinin bu hafta Cenin kampına düzenlediği, geniş çaplı çatışma, yaralanma ve tutuklamaların da yer aldığı iki baskının ardından İsrail'e öfkeli bir mesaj iletti.

İsrail Yayın Kurumu KAN, Filistin Yönetimi'nin son iki operasyonu şiddetle eleştirdiğini ve bunların ‘Batı Şeria'daki gerilimi artırdığı’ uyarısında bulunduğunu duyurdu.

Öfkeli mesaj, Filistin Yönetimi'nin kuzey Batı Şeria'nın kontrolünü yeniden ele geçirmek için çalışmaya başladığı sırada verildi. Bu, İsrail'in Filistin güvenlik servislerinin faaliyet göstermesine yer açmak için orada operasyon başlatmaktan kaçınmasını da içeren daha geniş bir anlaşmanın parçasıydı.

Yaklaşık iki aydır bu tür operasyonlardan kaçınan ordu güçleri, Filistin güvenlik güçlerine Cenin ve Nablus'ta faaliyet yürütme olanağı sağladı.

İsrailli yetkililer, Filistin tarafının Cenin'de egemenlik kurmasına ve kendi güvenlik kontrolünü dayatmasına olanak sağlama politikasının değişmediğini, ancak İsrail güvenlik güçlerinin Filistin Yönetimi'nin ulaşamayacağı yerlere ulaşacağını söyleyerek Filistin'in tutumuna ilişkin yorumda bulundu.

Filistin Yönetimi haftalar önce, diğer şeylerin yanı sıra, yıllarca süren gizli çalışmanın ardından kontrolü yeniden ele geçirmeyi ve prestij ve kanunları dayatmayı amaçlayan bir kampanya başlatmıştı.

Filistin Yönetimi, son yıllarda silahlı gruplar ve ailelerdeki silahlı kişiler tarafından kontrolünün genişlemesinden dolayı büyük ölçüde zayıfladı. Bu durum, bazı bölgelerde yönetimin neredeyse yok olmasına neden oldu.

Filistin Yönetimi'nin hareketi, İsrail'in ona yönelik, Batı Şeria'nın kuzeyinde kontrolü kaybettiği, zayıfladığı ve bölgeyi Hamas ve İslami Cihad hareketlerine bıraktığı yönündeki iddialarından yıllar sonra geldi. Filistin Yönetimi, bu iddialara karşılık olarak, İsrail'in kendisini zayıflatmaya ve bölgede kargaşa yaratmaya çalıştığını iddia etti.

İsrailli güvenlik yetkilileri, mevcut durumdan yararlanılması ve Batı Şeria'nın sakinleştirilmesi karşılığında Filistinlilere ‘iyi niyetli girişimler sunma ve tavizler verme’ çağrısında bulundu. Ancak İsrail hükümeti sahada böyle bir talebe yanıt verecek gibi görünmüyor.

İsrail ordusu dün Batı Şeria'da geniş alanlara baskın düzenledi ve arandığını söylediği Filistinlileri tutukladı. İsrail'in resmi açıklamasına göre, Batı Şeria'da 20 Filistinlinin tutuklanması ve silah, mühimmat, araba ve paraya el konulmasıyla sonuçlanan büyük bir operasyon gerçekleştirdi.

Yerleşim bölgesindeki sokakların genişletilmesi

Bu, İsrail hükümetinin, Batı Şeria'daki yerleşimci sayısını bir milyonun üzerine çıkarma planının bir parçası olarak Batı Şeria'daki yerleşim bölgesindeki sokakları genişletmeye karar verdiği bir zamana denk geldi.

Fotoğraf Altı: Batı Şeria'daki Salfit'teki Filistin topraklarında yerleşimciler tarafından kurulan çadırların arşiv fotoğrafı (WAFA)
Batı Şeria'daki Salfit'teki Filistin topraklarında yerleşimciler tarafından kurulan çadırların arşiv fotoğrafı (WAFA)

Şarku’l Avsat’ın Tel Aviv merkezli Yediot Ahronot gazetesinden aktardığı habere göre İsrail Ulaştırma Bakanı Miri Regev ve Samaria (Kuzey Batı Şeria) Yerleşim Konseyi Başkanı Yossi Dagan, Ariel ve Tubas yerleşimleri arasında bulunan 505 numaralı yolun iki kat genişletilmesi konusunda bir anlaşmaya vardı. Çalışmaların, 2024 yazında başlaması ve maliyetinin 500 milyon şekel olması bekleniyor. Ayrıca, Tel Aviv'den sınır bölgesi Fışavim kavşağına kadar uzanan 5 numaralı yolun da iki katına çıkarılması planlanıyor. Bu projenin maliyetinin ise 1,5 milyar şekel olması öngörülüyor.

Batı Şeria'daki yüz binlerce yerleşimciyi çekecek teşvik edici bir altyapı oluşturmayı amaçlayan plan üzerinde çalışmaların önümüzdeki yıl başlaması bekleniyor.

Plana göre, 5 numaralı yolun iki katı genişletilmesi, onu Akdeniz ile Ürdün Nehri arasında en önemli enine yol haline getirecek. Bu, onlarca yasadışı yerleşim yerinin meşrulaştırılmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleşecek.

Dagan, Batı Şeria'daki yerleşimci sayısını 2050 yılına kadar bir milyon yerleşimciye çıkarmak amacıyla bu planı daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya sunmuştu.

Plan, yeni şehirler inşa etmenin yanı sıra, var olan yerleşim yerlerini şehirlere dönüştürmeyi, sokakları genişletmeyi, bölgesel yerleşim konseyi merkezinde bir tıp merkezi inşa etmeyi, bir havaalanı, sanayi bölgeleri, kültür merkezleri ve İsrail'e doğru bir demiryolu inşa etmeyi de içeriyor.

Fotoğraf Altı:  İsrail yerleşim yeri Pisgat Zeev'i Kudüs'ün doğu kesiminden ayıran duvar (AFP)
İsrail yerleşim yeri Pisgat Zeev'i Kudüs'ün doğu kesiminden ayıran duvar (AFP)

Yerleşimciler, Batı Şeria'daki yerleşimleri güçlendirmek ve genişletmek için en iyi zamanın mevcut sağ hükümet döneminde olduğuna ve bunun için yeri doldurulamaz bir fırsat olduğuna inanıyor.

İsrail Ulaştırma Bakanı Regev, bu planların ‘ulusal, siyasi ve güvenlik düzeyinde stratejik olarak çok önemli bir mesele’ olduğunu söyleyerek "Bu, buradaki tüm sakinler, bölge ve İsrail Devleti için büyük bir müjde" dedi.

Ardından Dagan, “Bir milyona (yerleşimciye) giden yol, milli toprakların inşası ve korunmasından geçiyor, en önemlisi de altyapı ve sokaklar” şeklinde konuştu.

Batı Şeria'da, 132 yerleşim ve 146 yasadışı yerleşim yerinde, 3 milyondan fazla Filistinlinin arasında yaklaşık yarım milyon yerleşimci yaşıyor. Bu veriler, Doğu Kudüs'teki 14 İsrail yerleşiminde yaşayan yaklaşık 230 bin yerleşimciyi içermiyor.



HDK’nin İHA saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
TT

HDK’nin İHA saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)

Hükümet, sağlık ve yardım kaynakları ile görgü tanıklarına göre, insansız hava aracı (İHA) savaşının bir devamı olarak, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından Sudan ordusunun kontrolü altındaki Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd'deki aşırı kalabalık bir hapishane ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki bir mülteci kampı da dahil olmak üzere Sudan'ın çeşitli yerlerinde düzenlenen saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Öte yandan geçici idari başkent olan Port Sudan şehri, bir hafta boyunca havalimanı, konteyner limanı, otel ve yakıt deposunda meydana gelen patlamaların ardından sakin bir gün geçirdi.

Sudan Hükümet Sözcüsü ve Kültür ve Enformasyon Bakanı Halid el-İaysir dün yaptığı açıklamada, ülkenin merkezindeki Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd'deki hapishane ve hastaneyi hedef alan HDK’ye ait bir İHA’nın bombalaması sonucu 20 kişinin hayatını kaybettiğini ve 50 kişinin de yaralandığını söyledi. El-İaysir yaptığı açıklamada, el-Ubeyd’deki hapishanede yaşananların tam teşekküllü bir savaş suçu olduğunu ve milislerin Sudanlı sivillere yönelik ihlal kayıtlarına eklendiğini belirtti. El-İaysir, bir terör eylemi olarak nitelendirdiği saldırıyı en sert ifadelerle kınadı.

frgty6
Kuzey Darfur'daki çatışmalardan kaçan yerlerinden edilmiş Sudanlılar, 27 Nisan 2025 (Reuters)

Sudan Doktorlar Ağı ise yaklaşık 5 bin mahkûmun bulunduğu hapishaneye düzenlenen saldırıda 21 kişinin yaşamını yitirdiğini, bazıları ağır olmak üzere 47 kişinin de yaralandığını açıkladı. Ağ, uluslararası insani yardım ve insan hakları örgütlerini, silahsız sivillere yönelik ihlallerin genişlemesini ve nüfus yoğunluğu yüksek büyük şehirlerin hedef alınmasını durdurması için HDK üzerinde daha fazla baskı kurmaya çağırdı.

HDK, yakın bir saldırının sinyalleri arasında el-Ubeyd'i birçok yönden kuşatıyor.

Ebu Şuk Mülteci Kampı bombalandı

Yardım kaynaklarına göre, HDK'nin Darfur bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı Ebu Şuk Mülteci Kampı’nı hedef alan bombardımanında aynı aileden 14 Sudanlı hayatını kaybetti. Ebu Şuk Mülteci Kampı Acil Servisi’nden dün yapılan açıklamada, kampın ‘HDK tarafından ağır topçu ateşine’ maruz kaldığı, aynı aileden 14 kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda kişinin de yaralandığı belirtildi. Ebu Şuk Mülteci Kampı, son dönemde HDK'nin yoğun saldırılarına sahne olan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’de yer alıyor. Bu saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybederken yüz binlerce kişi de şehrin mülteci kamplarından göç etmek zorunda kaldı.

dfrgthy
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarındaki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) unsurları (Telegram)

Buna karşılık el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu (yerel bir grup), HDK'nin dün erken saatlerde şehre yeni bir ağır topçu bombardımanı dalgası başlattığını ve aynı zamanda sivil yerleri ve hayati tesisleri ayrım gözetmeksizin hedef alan kamikaze İHA’lar uçurduğunu bildirdi. Grubun resmi Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “Mermiler ayrım gözetmeksizin yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerine yağıyor, kurbanların sayısını arttırıyor ve yıkım alanını genişletiyor. Bu ölümcül döngü her gün tekrarlanıyor. Sabah bombardımanla başlıyor, ardından uzun sürmeyen temkinli bir sükûnet geliyor ve sonra yeni bir şiddetli bombardıman dalgasına dönüşüyor” ifadeleri yer aldı.

El-Faşir, HDK'nin şehre saldırıp kontrol altına alma girişimlerinin Sudan ordusu ve müttefik Darfurlu gruplar tarafından engellendiği bir yıl boyunca yüzlerce saldırıya maruz kaldı. Nisan ayının son haftasında el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu, ‘el-Faşir şehrine ve savunmasız sakinlerine karşı kanlı bir katliam’ olarak tanımladığı olayda 750'den fazla havan topu, roket, tank ve ağır top mermisi kullanıldığını belgeledi.

HDK'nin el-Faşir'deki Zemzem Mülteci Kampı’na yönelik saldırıları, kamp sakinlerinin komşu şehirlere kaçmasına yol açtı ve Birleşmiş Milletler'e (BM) göre yaklaşık bir milyon kişinin yaşadığı kamp ‘neredeyse boş’ hale geldi.

dfrgtyh
Darfur'dan Çad'daki Adre'ye giden yerlerinden edilmiş Sudanlılar (Arşiv - Reuters)

El-Faşir şehri, geniş Darfur bölgesinde HDK'nin kontrolü dışında kalan tek büyük şehir olması nedeniyle ordu ile HDK arasındaki savaşta stratejik bir öneme sahip. BM ve uluslararası gözlemciler önümüzdeki günlerde yaygın vahşetlerin yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) 450 binden fazla insanın el-Faşir, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarındaki saldırılardan kaçarak Kuzey Darfur'daki Tavile'ye ulaştığını bildirdi. UNICEF ve ortaklarının sahada 14 sağlık merkezinde hayat kurtarıcı bakım sağladıkları, çocukları taradıkları ve hayat kurtarmak için sağlık hizmeti verdikleri belirtildi.

Port Sudan'da sükûnet

Ülkenin doğusundaki Port Sudan'da, bir hafta süren saldırıların ardından temkinli bir sükûnetin geri geldiğini belirten yerel kaynaklar, ülkede savaşın başladığı Nisan 2023'ten bu yana ilk kez bu tür saldırılara tanık olan kentte hâkim olan endişe ve gerginlik atmosferinin ardından hayatın normale döndüğünü ifade etti. Geçtiğimiz pazar gününden bu yana geçici idari başkent Port Sudan, her gün İHA’larla düzenlenen ve havaalanı, liman ve ana yakıt depolarının yanı sıra Osman Dikne Hava Üssü gibi altyapı ve sivil tesisleri hedef alan yoğun saldırılara maruz kaldı. Ayrıca Sudan ordusunun Kızıldeniz'deki en büyük deniz üssü olan Flamingo Deniz Üssü de hedef alındı.