"OHAL hükümeti" mi "savaş hükümeti" mi "geçici hükümet" mi?.. Sudan'ı hangi hükümet bekliyor?

Gözlemciler çatışmaların uzamasından ya da Libya senaryosuna doğru gidişten endişe ediyor

Hartum hâlâ karşılıklı bombalamaların etkisi altında (AFP)
Hartum hâlâ karşılıklı bombalamaların etkisi altında (AFP)
TT

"OHAL hükümeti" mi "savaş hükümeti" mi "geçici hükümet" mi?.. Sudan'ı hangi hükümet bekliyor?

Hartum hâlâ karşılıklı bombalamaların etkisi altında (AFP)
Hartum hâlâ karşılıklı bombalamaların etkisi altında (AFP)

Cemal Abdulkadir el-Bedevi

Sudan'da mevcut hükümete alternatif olarak geçici bir hükümet kurma eğiliminin ortaya çıkmasından bu yana ülke sahnesindeki birçok siyasi aktörün itirazları ve uyarıları devam ediyor.

Mevcut koşullar altında böyle bir hükümet kurmanın savaşın uzamasına yol açabileceğinden endişe ediliyor.

Sudanlı resmi kaynaklara göre, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan, önümüzdeki günlerde ilan edilmesi beklenen geçici hükümetin özelliklerinin belirlenmesi için siyasi ve askeri liderlerle istişarelerde bulunmak üzere Port Sudan'daki yeni karargahından yola çıkacak.

Sudanlıları mevcut savaşın zirvesinde hangi hükümet bekliyor?

Olağanüstü hal hükümeti mi, geçici hükümet mi yoksa savaş hükümeti mi?

Sudan'ı hangi görevler bekliyor ve siyasi güçlerin bu konudaki çekinceleri neler?

Savaş hükümeti mi, geçici hükümet mi?

Sudan üniversitelerinde hükümet yönetimi alanında ders veren uzman akademisyen Abdullah ez-Zübeyr, Sudan'da mevcut duruma göre, geçici hükümet de dahil olmak üzere üç tür hükümetin seçenekler arasında olduğunu söyledi. 

Zübeyr, "Geçici hükümetin yetkileri sınırlıdır. Misyonu ülkenin koşullarını ve şartlarını idareyle sınırlıdır. Geçici hükümetin bakanı, bakanlığın bürokratik işleri ve teknik planlarıyla ilgili rutin görevleri yerine getirir. Bu bakımdan hayati veya radikal olmayan rutin kararlar alma hakkına sahiptir. Savaş hükümetine gelince, bu hükümet genellikle sınırlı sayıda bakandan oluşan bir hükümettir. Savaş koşulları ve durumlarında ortaya çıkar. Güvenlik sorumlulukları artar, bakanların çoğu ordudan, özellikle de eyaletlerdeki askeri valiler de dahil olmak üzere içişleri ve savunma bakanlığından gelir" dedi.

Ülkede yakında kurulacağına dair güçlü söylentiler olan olağanüstü hal hükümeti hakkında ise Zübeyr, şunları söyledi:

Normal koşullar altındaki doğal bir hükümet ile bir savaş hükümeti arasında orta yol olarak tanımlanabilir. Bu hükümette bakanların sayısı da sınırlıdır, ancak geçici hükümetten daha geniş ve daha büyük yetkilere sahiptir. Olağanüstü hal hükümeti genellikle kalkınma konularına ve kamu hizmetlerine odaklanır.  Olağanüstü hal ve savaş hükümetleri askeri ve güvenlik işlerine odaklanır.

Olağnaüstü hal hükümeti

Eyaletlerde ve bölgelerde askeri yöneticilerin olmasını, ülkenin büyük bir kısmının yaşadığı güvenlik koşulları ve kırılganlıkların bir sonucu olarak gören Abdullah ez-Zübeyr, ülkenin bu aşamada gerçekten bir olağanüstü hal hükümetine ihtiyaç duyabileceğine inanıyor.

Ayrıca Zübeyr'e göre merkezi hükümet düzeyinde dahi sınırlı sayıdaki bir olağanüstü hal hükümetine ciddi şekilde ihtiyaç duyuluyor.

Hükümet yönetimi alanında uzman akademisyene göre olağanüstü hal hükümeti mümkün olduğu kadar savaş hükümetine yakın bir yaklaşımla faaliyet gösteriyor ve yetkilerinin çoğunu kalkınma ve yeniden yapılanma konularına yoğunlaştırıyor. 

Zübeyr, "İç isyanların yaşandığı ülkelerin çoğu, esas olarak sivil yaşamı canlandırmaya çalışan olağanüstü hükümetler kurma eğiliminde. Bu hükümetler ayrıca savaş meselelerinin askeri yönünü de ihmal etmiyorlar. Savaştan doğrudan etkilenmeyen 15 civarında Sudan vilayeti var ancak bunlar Hartum'dan kaçanlara barınma ve hizmet sağlama konusunda büyük bir yük taşıyorlar ve büyük baskı altındalar. Rollerini yerine getirebilmeleri için yönetimleri büyük reformlarla olmasa da güçlendirilmeli ve sağlamlaştırılmalı" diye konuştu.

Sudanlı ekonomi işleri uzmanı Muhammed el-Nayer, bu aşamada ülkenin doğrudan bağımsız yetkilere sahip bir geçiş hükümetine gitmesinin daha uygun olduğuna inanıyor.

Nayer, "Böyle bir hükümet parti, bölge veya kabile bağlantıları ne olursa olsun nitelik, yeterlilik ve ulusal çıkarları korumayı benimser. Böyle bir hükümet, insanların geçimiyle ilgili belirli görevlere göre ülkeyi yönetmek ve geçiş döneminin sonunda özgür ve adil genel seçimlerin koşullarını hazırlamakla görevlidir" ifadelerini kullandı.

Partileri reddetmenin sırrı

Nayer, geçiş dönemi ile seçimler arasında bir ara aşama olması nedeniyle, prensipte aynı fikirde olmasalar da partilerin bağımsız yetkilere sahip hükümet modelini reddetmelerine şaşırdığını ifade ediyor.

Darbenin hemen ardından 2019'da bağımsız, yetkin bir hükümet kurulmuş olsaydı ülkenin şu anki noktaya gelmeyeceğini kaydeden Nayer, şöyle devam etti:

Şu anda eğilim bir geçici hükümet veya olağanüstü hal hükümeti kurma yönünde. Bu savaşın süresinin gerçekten uzun olacağı varsayımı altında kabul edilebilir görünebilir, çünkü olağanüstü hal hükümetinin gereksinimleri bu durumda savaşla ilgili konuların ele alınması açısından çok önemli. Ancak ordudan gelen bilgiler savaşın sona ermek üzere olduğunu ve daha fazla sürmeyeceğini ortaya koyuyor. Bu yalnızca bir veya iki ay sürecek bir olağanüstü hal hükümetine gerek olmadığı anlamına geliyor.

"Bir sonraki aşama geçiş hükümeti olmalı" diyen Nayer, "Bu hükümetin kurulmasından önce Egemenlik Konseyi ve mevcut hükümetin feshedilmesi de dahil olmak üzere anayasal düzenlemelerle önemli kararlar alınmalı. Bağımsız yetkilere sahip bir hükümet atanmalı. Bu hükümetin en önemli görevleri; üretim sürecini canlandırmak amacıyla kaynakları harekete geçirmek ve kontrol etmek, insanların ekonomik ve yaşam koşullarını iyileştirmek için ithalatı azaltmak ve temiz ve adil seçimler düzenlemek olmalı" dedi.

Sudanlı ekonomi işleri uzmanı Muhammed el-Nayer, bugünlerde ulusal para biriminin döviz kurundaki gözle görülür düşüşünü ülkenin içinde bulunduğu savaş koşullarına bağladı.

Nayer, "Savaş bittiğinde bu düşüşün azalması bekleniyor. Hükümet ekonomik tedbirler ve istikrara yönelik tedbirler almalı" şeklinde konuştu.

Bölünmenin güçlendirilmesi

Ayrıca, Sudan Devrimci Cephesi'nin resmi sözcüsü Usame Said, mevcut hükümet gibi bir hükümetin kurulması yönünde ilerlemenin siyasi bölünmeleri güçlendireceği ve hükümet ile ordu liderliğiyle arasındaki uçurumu derinleştireceği konusunda uyarıyor.

Said, "Bu aynı zamanda savaşı durdurma çabalarını da sekteye uğratacaktır. Totaliter rejimler altında iktidara bağlı gruplarla ittifak kuran eski rejime bağlı gruplar var. Bunlar görkemli Aralık Devrimi'nin gündemini tamamlamaya çalışan tam bir sivil otoriteden doğacak herhangi bir siyasi çözüme giden yolu kapatmak amacıyla, ordu komutanını olağanüstü hal veya geçici hükümet kurmaya ikna etmeye çalışıyor" diye konuştu.

Devrimci Cephe sözcüsü, siyasi çözüm beklentisiyle kurulacak herhangi bir hükümetin doğrudan Libya senaryosuna kapı aralayacağı uyarısını yineledi.

Said, "Port Sudan'da bir hükümet ve Hızlı Destek Kuvvetleri'nin kontrolünde başka bir hükümet olacak ve bu ulusal birliğin çıkarına olmayacak. Şu anda doğru olan, savaşın durdurulmasına öncelik verilmesi, yardımların ulaştırılması, savaş kalıntılarının ortadan kaldırılması için insani koridorların açılması ve Sudan'daki savaşların kökenlerini ve nedenlerini ele alan adil temeller üzerinde devleti yeniden inşa edecek yeni bir ulusal proje üretmek amacıyla kapsamlı bir Sudan diyalogu başlatılmasıdır" dedi.

Said, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ulusal diyalog, ulusal yeterliliklerden oluşan sivil otorite tarafından üstlenilen bir kalkınma ve büyüme projesi üretecektir. Bu otoritenin başlıca görevleri arasında güvenlik ve istikrarı sağlamak, savaşta yıkılanları yeniden inşa etmek ve Sudan'da özgür ve adil seçimlerin yapılmasına hazırlık yapmak yer alıyor.

Destekçiler ve rakipler

Cibril İbrahim'in liderliğini yaptığı Sudan Adalet ve Eşitlik Hareketi, siyasi ve sivil güçlerin geçiş dönemini tamamlamak için anayasal düzenlemeler üzerinde anlaşmaya varana kadar, devletin iş çarkını yürütecek bir geçici hükümet kurmanın gerekliliğine vurgu yaptı.

Hareket konuya ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Askeri, insani ve siyasi konuları ele alan bir müzakere sürecinin başlatılması için gerekli ortamı yaratmak amacıyla savaşı sona erdirmenin bir yolu olarak derhal ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Hızlı Destek Kuvvetleri'nin vatandaşların evlerini boşaltmasıyla başlayan savaşın sona ermesi için bir yol haritası belirlenmeli. İhlaller ve insan hakları konuları hariç, savaşta tarafsızız. Sivillerin öldürülmesi ya da onurlarının zedelenmesi, para hırsızlıkları ve konut ve kamu tesislerinin işgallerini kınıyoruz.

Sudan'daki ana muhalefet koalisyonu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) Sözcüsü Yasir Arman, geçici hükümet kurma eğilimini eleştirerek şunları söyledi:

Bir grup kalıntı, timsah, kurt, deve ve şişman kedi, savaşı uzatmak ve kamu parasını yağmalamaya devam etmek için Port Sudan'daki Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı'nın geçici bir hükümet kurmasını bekliyor. Geçici bir hükümet eski rejimin kalıntılarından oluşan bir hükümet olacak. Bu da savaşın uzamasına ve kamu parasının yağmalanmasının devam etmesine yol açacak. Bu durum Sudan halkının çıkarlarına hizmet etmemektedir.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar, Sudan'daki durumun devlet işlerini yürütecek bir hükümetin kurulmasını gerektirdiğini söyledi.

Agar, "Öncelikli olarak önümüzdeki dönemde Sudan'daki savaşın durdurulmasına yönelik yol haritası desteklenmeli. Ülkeyi bu duruma getiren şey Sudan devlet yapısının başarısızlığı" diye konuştu.

Başbakan Abdullah Hamduk'un 25 Ekim 2021 darbesiyle devrilmesinden bu yana hükümet anayasal düzlemde başkansız kaldı.

Ülkede ayrıca Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan silahlı hareketlerin temsilcisi 7 bakan bulunuyor. Vekiller ise diğer bakanlıkların görevlerini yönetmekle görevlendirdi.

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında Nisan ortasında savaşın başlamasıyla birlikte, devletin hakimiyeti çöktü ve Sudan yaşamının çeşitli yüzlerinde, özellikle de Hartum'da ve savaşla bağlantılı eyaletlerde resmi varlığın bazı yönleri ortadan kalktı.

Hükümetin performansı, başkent Hartum'dan ayrılarak Kızıldeniz Eyaleti'nin merkezi Sudan Limanı'na taşınmasının ardından önemli bir düşüşe tanık oldu.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.