Afet bölgesi haline gelen Libya şehirleri Derne, Kirene ve el-Beyda hakkında ne biliyoruz?

Afet bölgesi haline gelen Libya şehirleri Derne, Kirene ve el-Beyda hakkında ne biliyoruz?
TT

Afet bölgesi haline gelen Libya şehirleri Derne, Kirene ve el-Beyda hakkında ne biliyoruz?

Afet bölgesi haline gelen Libya şehirleri Derne, Kirene ve el-Beyda hakkında ne biliyoruz?

Doğal güzelliklere, tarihi ve arkeolojik kalıntılara sahip Derne, Kirene (Şahhat) ve el-Beyda, Libya'nın en güzel şehirleri arasında yer alıyor. Ancak ülkenin kuzey ve kuzeydoğusundaki bölgeleri vuran Daniel Kasırgası, bu şehirleri yıkıma karşı savunmasız bırakmış durumda.

Şarku’l Avsat’ın ülke basınından aktardığı habere göre Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, selin neden olduğu büyük can ve mal kaybı, alt yapı ve kamu tesislerinin ağır hasar görmesi sebebiyle bu üç şehri afet bölgesi ilan etti. Aynı zamanda cesetlere ulaşılması, hayatta kalanların kurtarılması, gerekli malzemelerin temin edilmesi için kurtarma çabalarında kendilerine destek verilmesi yönünde kardeş ve dost ülkelere ve uluslararası kuruluşlara çağrıda bulundu.

Kuzeydoğu Libya'da Akdeniz kıyısında yer alan dağlık şehir Derne, 2014-2016 yılları arasında DEAŞ’ın kalelerinden biri haline gelmiş, ardından örgütü alt edilerek şehirden uzaklaştırılmıştı. Ancak kasırga, evlerin yaklaşık yüzde 25'ini alıp götürerek geride binlerce kurban bıraktı.

Üç sahabe Abdullah bin Ber el-Kaysi, Zuheyr bin Kays el-Belevi ve Ebu Mansur el-Farisi’nin kabirlerinin yer aldığı Derne, İslam, sanat ve kültür medeniyetini birleştiren Libya şehirlerinden biri niteliğinde. Kuzeyden Akdeniz ile sınırı olan şehrin merkezinde ve bu türbelerin bitişiğinde Sahabe Camii bulunuyor. Şehir, liman, Derne Arkeoloji Müzesi, Cebel en-Nevrus, Derne Kalesi gibi pek çok simgesel yapıyı barındırıyor.

Çok sayıda sur ve kuleyi bünyesinde barındıran Derne Kalesi, şehrin MS. 7. yüzyıla kadar uzanan en eski tarihi yapılarından biri. Kentin en önemli turistik mekanlarından biri olarak da tanımlanan Nevrus Dağı, devrik lider Muammer Kaddafi döneminde ilgi çekici doğası ve panoramik şehir manzarası nedeniyle turistlerin gözdesiydi. Vadi Çayı ve Libya’nın en büyük vadilerinden Derna Vadisi’nin ikiye böldüğü şehrin güneyinde, inanılmaz güzellikte bir dizi yeşil dağlar yer alıyor. 

17 Şubat 2011'de başlayan devrimin ardından ülkeyi sarsan güvenlik açığından yararlanarak ülkeye saldıran DEAŞ terör örgütü, 2011 nüfus sayımına göre 200 bini aşkın nüfusun arasında yer edindi. Üyelerinin kafa ve el kesme, haraç toplama uygulamaları Derne’de kınama ile karşı karşıya kaldı. DEAŞ, 21 Nisan 2016'da Libya Ulusal Ordusunun hava saldırıları neticesinde kentten çekildi.

Daniel Kasırgası'ndan zarar gören Kirene (Şahhat) şehri, tarihi statüsü ve arkeolojik yapıları sayesinde Libyalıların gönlünde önemli bir yer tutuyor. Bu şehir Derne’ye iki yol ile bağlanıyor: İlki el-Kubba kasabasından geçerken ikincisi ise Susa ve Ras el-Hilal'den geçen bir sahil yolu.

El-Beyda şehrinin 21 kilometre doğusunda Cebel el-Ahdar bölgesinde yer alan, Kirene olarak da bilinen Şahhat şehrinin tarih kitaplarında M.Ö. 631 yılında bazı macera tutkunu Yunanlılar tarafından kurulduğu söyleniyor.

Birçok tapınağı içerisinde barındıran Şahhat şehri, Libyalı arkeologlara göre Atina şehrinde bulunan Partenon'dan sonra en büyük Yunan tapınaklarından biri konumundaki Zeus Tapınağı’na ev sahipliği yapıyor.

Şahhat; Yunan döneminden kalma birçok antik hamamın, agora olarak bilinen Yunan pazarlarının, birçok antik sütunun ve Helenistik çeşmenin, Roma ve Yunan dahil olmak üzere birçok döneme ait tiyatroların yanı sıra Akropolis gibi birçok kalesiyle ünlü.

Libya’nın dördüncü büyük şehri konumundaki el-Beyda şehri, Kuzeydoğu Libya'da Cebel el-Ahdar bölgesinde yüksek bir yamaçta yer alıyor. Akdeniz kıyısına yaklaşık 32 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

El-Beyda, Libyalı tarihçilerin dikkat çektiğine göre geçmişte Beda Littoria ve Elbeida gibi birçok isimle biliniyordu. Libya'nın eski başkenti, birçok devlet kurumu ve bakanlığın merkezi, aynı zamanda ABD Büyükelçiliği’nin merkezi olan el-Beyda, doğu bölgesinin ikinci büyük şehri ve Bingazi'den sonra en önemlisi olarak kabul ediliyor.



Hamas'tan bir kaynak Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze Şeridi'ni işgal etme planı bir pazarlık kozu

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı'na düzenlediği hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı'na düzenlediği hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Hamas'tan bir kaynak Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze Şeridi'ni işgal etme planı bir pazarlık kozu

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı'na düzenlediği hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı'na düzenlediği hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)

Hamas'tan bir kaynak, İsrail tarafının ortaya koyduğu ‘Gazze Şeridi'ni işgal etme’ planının, müzakere masasında taviz koparmak için bir pazarlık kozu olduğunu söyledi.

Kaynak dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonun genişletilmesinin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bu planı müzakere için bir baskı aracı olarak kullanma kararlılığını yansıttığını belirtti.

Kaynak, Netanyahu'nun kendisine sağlam siyasi kazançlar sağlamayan geçici bir ateşkes yerine sahada gerilimi artırmayı tercih ettiğini düşünüyor.

Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e atıfta bulunan kaynak, “Netanyahu ve Ben-Gvir ile Smotrich liderliğindeki sağcı hükümeti, özellikle İsrail toplumundaki güven krizi ve derin bölünmelerin gölgesinde, savaşın devamını iç siyasi kaldıraç olarak görüyor” dedi.

Kaynak, İsrail'in sahada herhangi bir ilerleme kaydetmesinin daha fazla yıpranma, daha derin güvenlik açıkları ve muhtemelen daha fazla asker veya esir kaybıyla karşılanacağını vurguladı.

İsrail medyasına göre, güvenlik kabinesi dün Binyamin Netanyahu başkanlığında toplanarak işgal planını görüştü. Salı günkü toplantıda, iç anlaşmazlıklar ve Aralık 2023 ve Ocak 2025'te yapılan iki ateşkesin ardından üçüncü bir ateşkes için yürütülen müzakerelerin çıkmaza girmesi nedeniyle bu konu karara bağlanamamıştı.

Haaretz gazetesi, “Netanyahu bu planla akıntıya karşı yüzüyor ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin ve askerlerin hayatlarını feda ediyor” diye yazdı.

Gazete, bir hükümet yetkilisinin “Birçok kişi, Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidinin sadece bir taktik ve baskı girişimi olduğunu düşünüyor” dediğini aktardı. Yetkili, ‘Netanyahu'nun Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'i görevden almayacağını ve dünkü toplantıda kararlılık göstermek için sınırlı bir askeri operasyon üzerinde anlaşabileceklerini’ belirtti.

İsrail ordusu şu anda Gazze Şeridi'nin yüzde 75'ini kontrol ettiğini söylese de, üç İsrailli yetkili Reuters'a verdikleri demeçte, Zamir'in Netanyahu'nun geri kalan bölümü işgal etme önerisine karşı çıktığını söyledi. Dördüncü bir yetkili ise Netanyahu'nun ‘Hamas'a baskı yapmak’ amacıyla Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları genişletmeyi planladığını söyledi.

Toplantının sonuçlarına ilişkin tartışma, ABD Başkanı Donald Trump'ın gazetecilere, İsrail'in planlarından haberi olmadığını, ancak Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeye ilişkin herhangi bir kararın ‘İsrail'e ait’ olduğunu söylemesinin ardından geldi. Yedioth Ahronoth gazetesi, ABD'nin Gazze Şeridi'nin işgaline yeşil ışık yaktığını bildirdi.