Port Sudan'daki 21 barınma merkezi, savaştan kaçan insanlarla dolu

Port Sudan sürekli elektrik kesintileri, su kıtlığı, yüksek sıcaklık ve nemden mustarip

Port Sudan'da camiler, hastaneler, okullar ve parklarda yaklaşık 21 barınma merkezi bulunuyor (AFP)
Port Sudan'da camiler, hastaneler, okullar ve parklarda yaklaşık 21 barınma merkezi bulunuyor (AFP)
TT

Port Sudan'daki 21 barınma merkezi, savaştan kaçan insanlarla dolu

Port Sudan'da camiler, hastaneler, okullar ve parklarda yaklaşık 21 barınma merkezi bulunuyor (AFP)
Port Sudan'da camiler, hastaneler, okullar ve parklarda yaklaşık 21 barınma merkezi bulunuyor (AFP)

İşraka Ali Abdullah

Başkent Hartum'da Hızlı Destek Kuvvetleri ile ordu arasında süren çatışmalar altıncı ayına giriyor.

Ufukta çatışma taraflarının veya Sudan krizini kontrol altına almak için müdahale eden arabulucuların önerdiği bir çözüm bulunmuyor.

Savaştan kaçan yerinden edilmiş insanların akışı, bilhassa Kızıldeniz'in batı kıyısına, Sudan'ın doğusunda yer alan kıyı şehri Port Sudan'a doğru yoğunlaşıyor.

Bu şehirde binlerce yerinden edilmiş insan yaşıyor. Tüm bunlara, kötüleşen insani kriz, kötüleşen sağlık hizmetleri ve kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ihlaller de ekleniyor.

Port Sudan'da camiler, hastaneler, okullar ve parklarda yaklaşık 21 barınma merkezi bulunuyor.

Ancak aşırı kalabalığı barındıran bu merkezler, temel ihtiyaçları sağlayamıyor. Bu yüzden, bu merkezlerde kalanların çoğu ağaç gölgelerinde oturmayı tercih ediyor.

Herhangi bir koruma ve denetimin sağlanmadığı, küçük alanlara sahip merkezler mevcut. Sakinlerinin koşullarını iyileştirecek, günlük gıda ve tedavi ihtiyaçlarını karşılayacak imkanlar ise mevcut değil. 

Korku ve kaygı

Port Sudan'daki bir hastanede çalışan Hemşire Vaad Abdulvehhab, "Hastaneye, çoğu barınaklardan gelen, yerinden edilmiş çocuklar ve yaşlılar ishal şikayeti ile geliyor. Yeterli hijyenin sağlanamaması ve aşırı kalabalıklar birçok sağlık sorununun ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu sorunların daha da kötüleşerek salgın hastalıkların artacağından korkuluyor" ifadelerini kullandı. 

Yerinden edilen ailelerin ve çocukların içinde bulunduğu kötü koşullarla ilgili kaygı ve üzüntüsünü dile getiren Abdulvehhab, Port Sudan’ın sürekli elektrik kesintileri, su kıtlığı, yüksek sıcaklık ve nemden mustarip olduğuna dikkat çekti.

Yaklaşan sonbahar mevsiminin beraberinde getirebileceği hastalıkların yanı sıra, yerinden edilenlerin kaldığı kamplarda yaygın olan dang hummasına değindi. 

Haşerat

En küçüğü iki aylık dört çocuğuyla birlikte Hartum'dan çıkmak zorunda kalan Sudan vatandaşı Nurulhuda Ahmed ise Hartum'da devam eden çatışmalardan uzaklaşmak ve akrabalarının yanında kalmak için Port Sudan'a geldiğini anlattı.

Kendi koşullarına uygun bir konut aradığını aktaran Ahmed, yerinden edilmiş insanların barındığı merkezi bulduğunu, buranın savaş öncesinde bir spor kulübü olduğunu söyledi.

Aynı zamanda Ahmed , "Ne yazık ki bu merkezde beni ve çocuklarımı barındıracak yer bulamadım. Gündüzleri yoğun sıcaktan korunmak için küçük bir şemsiye yapmak üzere gerekli malzemeleri topladım. Geceleri ise yere uzanıp uyuyoruz. Ancak haşerat yoğunluğu bizi rahatsız ediyor. Sokağa sığınan kadınlar çeşitli sıkıntılara maruz kalıyor. Ayrıca sürekli sokakta kalmaları dolayısıyla çocuklarının kötü davranışlar öğreneceğinden endişe ediyorlar" ifadelerini kullandı. 

Nurulhuda Ahmed, yerinden edilenlerin koşulları ile ilgilenilmesini, artan insani ihtiyaçların karşılanmasını, özellikle kadınları, çocukları ve yaşlıları korumaya yönelik çadırların sağlanmasını talep ediyor.

Krizin çözümü

Port Sudan'daki İnsani Yardım Komiseri Ali el-Emin, yerinden edilen insan sayısının artmasıyla İnsani krizin daha da kötüleştiğini, böylece bu durumun ele alınmasının ve çözümün zorlaştığını vurguladı.

Savaştan kaçan yerinden edilmiş kişilerin sayısı şehrin mevcut sakinlerinin sayısını aşıyor.

Barınma merkezlerinde suya ulaşım ve elektrik kesintisi sorunlarının yaşandığını, bunların çözümü için uğraşıldığını dile getiren Emin, bu merkezlere bazı bağışçılardan destek verildiğini belirtti.

Mütevazı imkanları ölçüsünde destek veren yerel kuruluşların yanı sıra tedavi, yemek ve insani yardım sağlayan uluslararası kuruluşların da bulunduğunu söyleyen Emin, gençlerin de çaba sarf ettiğini vurguladı. 

Emin, "Yerinden edilmiş kişilerin sayısındaki sürekli artışa rağmen, verilen destek ile Sudanlıların yaşadığı felaketin boyutu orantılı olmasa da onları desteklemek için daha fazla çaba göstereceğiz. İl, yiyecek ve tedavi açığını kapatmanın yanı sıra, yerinden edilmiş kişileri bu sıkıntıdan kurtarmak için tıbbi hizmet ve psikolojik rehberlik sağlamaya çalışıyor" açıklamalarında bulundu.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
TT

Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)

Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.

Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.

İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.

Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.

Birden fazla sebep

Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.

Jfkfjf
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)

Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.

Toplantıda neler oldu?

Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.

Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.

Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.

Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.

Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.

Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.

Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.

Zafer pozu arayışı

İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.

Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.

Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.

Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.

Kcjfj
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)

Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.

Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.

Sızıntılar öfkeye neden oldu

Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.

Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Jgjfj
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”