Libya'daki Danyal fırtınasından sağ kurtulanlar, dehşet verici anları anlattı

Hayatta kalanlar, Derne'de şiddetli yağışların evlerini nasıl sürüklediğini ve bir anda nasıl uzak yerlere fırlattığını ayrıntılarıyla aktardı

Libya'nın Derne kentinde yaşanan sel ve su baskını sonucu araçlar tahrip oldu, binalarda hasar oluştu (AFP)
Libya'nın Derne kentinde yaşanan sel ve su baskını sonucu araçlar tahrip oldu, binalarda hasar oluştu (AFP)
TT

Libya'daki Danyal fırtınasından sağ kurtulanlar, dehşet verici anları anlattı

Libya'nın Derne kentinde yaşanan sel ve su baskını sonucu araçlar tahrip oldu, binalarda hasar oluştu (AFP)
Libya'nın Derne kentinde yaşanan sel ve su baskını sonucu araçlar tahrip oldu, binalarda hasar oluştu (AFP)

Zayed Hediyye

Libya'nın doğusundaki el-Cebel ve el-Ahdar şehirlerini vuran Danyal fırtınası, geçen pazar günü sona erdi ve ülkenin 1960'larda yaşadığı el Marj depreminden bu yana tanık olmadığı korkunç bir felaketi ortaya çıkardı.

Bu trajedinin en ölümcül ve acı dolu sahnesi, Derne kentinde, kışın şiddetli su baskınlarından korunmak için tasarlanan iki barajın çökmesiyle yaşandı.

Derne kentine birkaç saatte yağan ve 400 milimetreyi aşan rekor yağışa, 1977 yılında inşa edilen iki baraj dayanamadı.

Felaketin ardından barajların, çimento tabakasıyla kaplı toprak bir zemin üzerine yapıldıkları anlaşıldı.

Bu teknik özellikler, bakım eksikliği ve zayıf hükümet müdahalesi göz önüne alındığında, olanların nedenleri anlaşılır görünüyor.

Hayal edilemeyecek bir yıkıcı güçle denize akan sel nedeniyle bugüne kadar 3 bin kişi hayatını kaybetti.

Sel, yoluna çıkan her şeyi, insanları, ağaçları, taşları, hatta içinde yaşayanlarla birlikte devasa binaları da süpürerek Akdeniz'in sularına sürükledi.

Tüm bu binaların ve yapıların tekrar kıyıya döndürülmesi ve ölü sayısının, 100 bin gibi şaşırtıcı rakamlara yükselmesi bekleniyor.

Bu trajediden sağ kurtulanların anlatımları, büyük sel karşısında yaşadıklarına dair korkutucu hikayeleri ortaya çıkardı.

Korkunç tanıklıklar

Derne kenti ile Derne'nin başına gelen trajediden pay alan el-Beyda, Mechili, Susa, Kirene gibi bazı dağlık kentlerde arama kurtarma çalışmaları devam ederken, doğal afetten sağ kurtulanların ifadeleri, önceki gün tanık oldukları korkunç manzarayı, her yerde sel baskınlarının yaşandığını, selin evlerini sular altında bıraktığını, sevdiklerini gözleri önünde nasıl kaçırdığını gözler önüne serdi.

Ancak, evlerini ve içlerindekileri denize sürükleyen sular nedeniyle tüm üyeleri ölen aileler benzer ifadeleri hiçbir zaman söyleyemeyecek.

Bu çok sayıda ve büyük trajedinin arasında 36 kişinin, kuzenler ve tüm aile, Vadi Derne'ye bakan dört evinin sular altında kalması sonucu ölmesi de yer alıyor.

Bu anlatımlar arasında biricik oğlunun gözleri önünde ölmesinin ardından kayıp acısından kurtulamadan ölümden kurtulan bir babanın, yaralılarla dolu olan Derne Hastanesi'nde anlattıkları da yer alıyor.

Libya medyasına zorlukla konuştuğu açıkça görülen bu baba oğlunun dün sabah saat 2'de ölümünün acı hikayesini anlattı.

(AA)

Baba şunları söyledi:

Su baskını tehlikeli boyutlara ulaşınca bir arkadaşının evinde olan oğlumu almak için dışarı çıktım. Oraya vardıktan birkaç dakika sonra bizi çatıya doğru iten suyun saldırısına uğradık ve saatlerce direndikten sonra su oğlumu gözümün önünde sürükledi, kafasını kapıya çarptı ve o oğlum sabaha kadar bu şekilde kaldı. Ondan duyduğum son söz şu oldu: 'Tek oğlun üniversite öğrencisi Atiyye'yi kaybettiğin için beni affet baba.'

Şok edici deneyim

Bu arada Derneli blog yazarı Sundus Şuveyb, şiddetli sel felaketi sonucu ölümün eşiğine geldiği hikayesini anlattı.

Blog yazarı şu ifadeleri kullandı:

Kendi gözlerimle, bazıları henüz yeni doğmuş, belki bir veya iki günlük olan çocukların sel tarafından taşındığını gördüm ve ağlamalarını duydum. Hatta Allah'a ölümlerini hızlandırması için dua ettim ki acıları dinsin ve sonsuza kadar aklımda kalacak çığlıkları dursun.

Şuveyb, açıklamalarına şöyle devam etti:

Bana gelince, sel beni daha uzak kenarlara ve daha alçak su seviyelerine götürdü ama bu korkunç anlarda ölümü gördüm ve kemiklerim kırıldı. Sel beni Darnes SC genel merkezine atmadan önce yanımda, üstümde ve altımda cesetler vardı. Büyük sel tarafından doğrudan vadi kenarına götürülenlerin durumunun nasıl olduğunu benimle birlikte hayal edebilirsiniz.

Şu anda Şahat/ Kirene Hastanesi'ndeyim ve ne olduğunu idrak edemiyorum. Yemin ederim buraya gelmeden önce binlerce ölüyü kendi gözlerimle gördüm. Bu yüzden hayatta kaldığım için Allah'a şükrediyorum. Ama ailemin kaybolduğunu ve sel sularına kapıldığını hatırladığımda keşke onlarla birlikte ölseydim diyorum çünkü yaşananlar benden, sabır ve dayanma gücümden daha büyük. Bir anda ne olduğunu anlayamadım, odamdayken kendimi sokakta ve hızla bana doğru gelen bir cesedin üzerinde buldum. Ne olduğunu anlamadım, nerede olduğumu, başıma gelenlerin nasıl ve ne zaman olduğunu bilmiyordum.

 

"Dayan kardeşim"

Detaylarını Derne ve çevresinde yaşayanların anlattığı trajedi, şüphesiz insani ve maddi kayıplar açısından en büyük trajediydi.

Ancak sağanak yağışların yürekleri dağlayan trajedilere yol açtığı tek kent burası olmadı ve yaşanan bazı acı anlar blogcular tarafından tüm detaylarıyla kayıt altına alınarak sosyal medyada yayımlandı.

Bu acı verici ve en çok paylaşılan görüntülerden biri, Derne'nin doğusundaki el-Beyda şehrinde, muazzam bir hızla akan selin bir kişiyi sürüklediği olay.

Yol kenarında duran bir kişi sürüklenen şahsı çağırıp direnmesi için yalvarırken, videoyu izleyen herkesi üzen sözlerle şöyle dedi:

Diren kardeşim diren, arabaya tutun. Sürüklenen kişi sel yüzünden kaybolmadan önce arabaya tutundu ancak akıbeti şuan bilinmiyor.

El-Bayda kenti ve çevresi, Derne'den sonra Danyal Fırtınası'nın el-Cebel el-Ahdar'da bıraktığı sellerden en çok etkilenen köyler arasında yer alıyor.

Usame Hammad başkanlığındaki Libya hükümetinin yayınladığı istatistikler, sel nedeniyle yaklaşık 60 kişinin hayatını kaybettiğini ve şu ana kadar belirtilmeyen sayıda kayıp kişinin bulunduğunu gösteriyor.

Korkunç istatistikler

Derne kentindeki mağdur ve kayıp kişilerin sayısına ilişkin son resmi sayımda, Parlamento tarafından atanan Libya Sağlık Bakanı Osman Abdulcelil, Danyal Fırtınası nedeniyle 3 bin kişinin öldüğünü ve bu sayının 10 bine çıkmasının beklendiğini duyurdu.

Abdulcelil, "Kayıpların sayısı binleri buluyor, sayının 100 bin kişiye ulaşması bekleniyor" dedi.

Bakan, "Derne kentindeki durumun daha trajik hale geldiğini ve kurbanların sayısına ilişkin kesin bir istatistik bulunmadığını" belirtti.

"Etkilenen mahallelerin çoğuna ulaşmanın mümkün olmadığına" dikkat çeken Abdulcelil, dağlık bölgelerde Derne'den geriye kalanların kurtarılmasına yardım etmeleri için dost ülkelere çağrıda bulundu.

Ülkenin doğusundaki ve batısındaki tüm şehirlerden gelen Libyalı kurtarma ekipleri, Derne'deki mahallelere ve diğer bazı dağlık şehirlere giden tüm yol ve köprülerin yıkılmasının ardından felaketten etkilenen mahallelere ulaşmak için çabalıyor.

Hatta şehir, fırtınanın geride bıraktığı sel kalıntıları ve bu ekiplerin elindeki imkanların zayıflığı nedeniyle selden dolayı ikiye bölündü.

Bu durum, Libyalı yetkilileri, korkunç sel felaketinin bir gecede neredeyse harabeye çevirdiği Derne'de kurtarılma umudu bulunanları kurtarmak için acil uluslararası yardım talep etmeye yöneltti.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
TT

Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)

Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.

Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.

İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.

Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.

Birden fazla sebep

Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.

Jfkfjf
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)

Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.

Toplantıda neler oldu?

Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.

Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.

Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.

Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.

Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.

Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.

Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.

Zafer pozu arayışı

İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.

Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.

Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.

Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.

Kcjfj
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)

Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.

Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.

Sızıntılar öfkeye neden oldu

Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.

Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Jgjfj
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”