Libya: Felaketin devasa boyutlarının sebebi altyapının on yıllardır ihmali

Libyalı yetkililer, sel felaketinin sorumlularının ortaya çıkarılması için soruşturma yapılmasını talep ediyor

Derne'de arama kurtarma çalışmalarına katılan Türk yardım ekipleri. (AP)
Derne'de arama kurtarma çalışmalarına katılan Türk yardım ekipleri. (AP)
TT

Libya: Felaketin devasa boyutlarının sebebi altyapının on yıllardır ihmali

Derne'de arama kurtarma çalışmalarına katılan Türk yardım ekipleri. (AP)
Derne'de arama kurtarma çalışmalarına katılan Türk yardım ekipleri. (AP)

Libyalı yetkililer, ülkenin modern tarihindeki en kötü doğal felakette insanların ihmalinin olup olmadığının ve binlerce kişinin ölümüne sebebiyet verip vermediklerinin belirlenmesi için soruşturma çağrısında bulundu.

Daniel Kasırgası'ndan kaynaklanan sel, geçtiğimiz Pazar (10 Eylül) akşamı barajları tahrip etti, suyun şehrin ortasından geçen nehre akmasına neden oldu ve içinde uyuyan ailelerle birlikte binaları denize sürükledi.

Yetkililer tarafından açıklanan verilere göre binlerce ölünün olduğu felakette binlerce kişi de kayıp.

Derne Belediye Başkanı Abdulmunim el-Gaysi, şehirdeki ölümlerin hasarın boyutuna bağlı olarak 18 bin ile 20 bin arasında olabileceğini ifade ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre el-Gaysi, şehrin cesetleri balçık yığınlarından çıkarmak ve denizden toplamak için uzman ekiplere ihtiyacı olduğunu söyledi. El-Gaysi ayrıca enkaz altında ve sularda çok sayıda cesedin bulunması nedeniyle salgın hastalık endişesini dile getirdi.

(foto altı) Derne kentindeki enkazların arasında hayatta kalanları ve cesetleri arayan bir gönüllü. (AFP)
Derne kentindeki enkazların arasında hayatta kalanları ve cesetleri arayan bir gönüllü. (AFP)

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 10 yılı aşkın süredir istikrarsızlık yaşayan Libya erken uyarı verebilecek etkin bir meteoroloji kurumuna sahip olsaydı büyük can kaybının önlenebileceğini açıkladı.

WMO Genel Sekreteri Petteri Taalas, Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Eğer Libya’da normal işleyen bir meteoroloji kurumu olsaydı, uyarıda bulunabilirlerdi. Acil durum yönetimi yetkilileri insanları tahliye edebilirdi. Böylece insan kayıplarının çoğunu önleyebilirdik” dedi.

Diğer yandan bazı yorumcular, geçen yıl bir su bilimi uzmanı tarafından yayınlanan ve şehrin sel karşısında ne kadar kırılgan olduğunu ve onu koruyan barajların acil bakımının yapılması gerektiğini açıklayan akademik bir araştırma makalesi de dahil olmak üzere daha önce yayınlanan uyarılara dikkat çekti.

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, X platformunda (eski adıyla Twitter) konseyin Başsavcı'dan felaketi soruşturmasını istediğini söyledi.

El-Menfi, eylemleri veya eylemsizlikleri barajın çökmesine neden olanların ve yardımları aksatan herkesin sorumlu tutulması gerektiğini ekledi.

Libya'nın doğusunda faaliyet gösteren Libya hükümetinin Sivil Havacılık Bakanı Hişam Ebu Şekivat, yetkililerin kurtarma operasyonlarını kolaylaştırmak için bugün (cuma) şehri askeri bölge ilan etmelerinin mümkün olduğunu, bunun da gazeteciler dahil tüm sivillerin bölgeye girişinin engellenmesi anlamına geleceğini söyledi.

52 yaşındaki şoför Usame el-Hasadi, felaketin meydana gelmesinden bu yana karısını ve beş çocuğunu arıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre el-Hasadi ağlayarak şunları söyledi: “Onları aramak için tüm hastanelere ve okullara yürüyerek gittim ama sonuç alamadım.”

Fırtınanın vurduğu gece çalışan el-Hasadi, eşinin telefonunu defalarca aradığını ve kapalı olduğunu dile getirerek, “Babamın ailesinden de en az 50 kişi kayıp veya ölmüş” dedi.

Şehrin eteklerinde bir tuğla fabrikasında çalışan 24 yaşındaki Sudanlı işçi Veliyyüddin Muhammed Âdem ise kasırga sırasında kükreyen su sesiyle uyandı ve şehir merkezine doğru koştuğunda şehrin harap olduğunu gördü.

Dokuz işçi arkadaşının kayıp olduğunu ve yaklaşık 15 kişinin de ailelerini kaybettiğini ifade eden Âdem, “Sel, onları vadiden denize doğru sürükledi. Allah onlara rahmet etsin ve onları Cennetine koysun” dedi.

Uluslararası yardımlar

Türkiye, Mısır, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar'dan kurtarma ekipleri geldi. Türkiye iki sahra hastanesi kurmak için ekipman taşıyan bir gemi gönderdi.

İtalya, enkazla dolu Derne Limanı’nın neredeyse kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle yüklerini boşaltmada zorluk çeken iki askeri geminin yanı sıra, malzeme yüklü üç uçak ve kurtarma ekibi gönderdi.

(foto altı) Derne kentinde selin yol açtığı yıkımın ardından enkaz üstünde oturan bir adam. (AFP)
Derne kentinde selin yol açtığı yıkımın ardından enkaz üstünde oturan bir adam. (AFP)

Yedi milyonluk nüfusa sahip, merkezi bir hükümeti olmayan ve diktatör Muammer Kaddafi’nin koltuğunu kaybettiği 2011 Devrimi’den bu yana zaman zaman iç savaşların çıktığı Libya'da, kurtarma operasyonları siyasi bölünme nedeniyle zorluklarla karşı karşıya. Kaddafi döneminde yatırım yapılmayan zayıf altyapının 2011 sonrasındaki istikrarsızlık döneminde kaderine terk edilmesi felaketin boyutlarının devasa şekilde katlanmasına neden oldu. 

Uluslararası alanda tanınan Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ülkenin batısındaki Trablus kentinde bulunuyor. Doğuda ise Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) tarafından kontrol edilen paralel bir hükümet faaliyet gösteriyor. Özellikle Derne, Hafter'in kontrolüne geçmeden önce bir noktada DEAŞ'ın da aralarında bulunduğu art arda gelen terör örgütlerinin kontrolüne geçmesi nedeniyle bir kaos ortamına sahne oldu.

Yıkımın boyutu Derne'nin yukarısındaki yüksek bölgelerden açıkça görülüyor. Nüfusun yoğun olduğu şehir merkezi, çamurla dolu geniş, düz bir hilal haline geldi. Geriye kalan tek şey moloz yığınları ve bir zamanlar şehri koruyan barajın yerindeki yıpranmış yol.

Evleri süpürüp sürükleyen sel nedeniyle giysiler, oyuncak bebekler, mobilyalar, ayakkabılar ve diğer eşyalar sahile saçıldı. Köklerinden sökülmüş ağaçlar ve yüzlerce hurda olmuş arabanın kapladığı sokaklar çamurla kaplandı.

41 yaşındaki Mühendis Muhammad Muhsin Bucemile Şarku’l Avsat’a şunları söyledi: “Ben eşimle birlikte hayatta kaldım ama kız kardeşimi kaybettim. Kız kardeşim yıkımın çoğunun yaşandığı şehir merkezinde yaşıyordu. Kocasının ve oğlunun cenazelerini bulup defnettik ama onun cesedine henüz ulaşamadık.”



İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
TT

İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)

İsrail ordusu dün akşam yaptığı açıklamada, el Halil yakınlarında bir araçla saldırı gerçekleştiğini ve askerlerin saldırgana ateş açarak karşılık verdiğini, geniş çaplı bir insan avı başlatarak karşılık verdiğini duyurdu.

Ordu, Batı Şeria'da el Halil yakınlarındaki Yehuda Kavşağı'na araçlı saldırı ihbarı üzerine bölgeye birlik gönderildiğini belirtti.

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)

Açıklamada, "Askerler, saldırının failini bulmak için geniş çaplı arama çalışmaları yürütüyor ve ayrıntılar daha sonra açıklanacak" ifadelerine yer verildi. Yerel basında yer alan bazı haberlere göre olayda bir kadın asker yaralandı.

Araçla gerçekleştirilen saldırının sonuçları ve faili hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.


Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarının halkın asgari temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek, Şeride izin verilen yardımların niteliğinde köklü bir değişiklik yapılması çağrısında bulundu.

Kasım dün yaptığı açıklamada, "İşgalin girmesine izin verdiği kamyonların çoğu ticari sektöre ayrılmış olup, mevcut insani felaket nedeniyle vatandaşlar için gerekli görülmeyen ilave malzemeler taşımaktadır" dedi.

Kasım, "İki milyondan fazla insanı etkileyen krizin boyutuna uygun miktarda temel yardım malzemesi taşıyan kamyonların getirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kasım, kış ve sert hava koşullarının yaklaştığı bu günlerde, arabuluculara ve ilgili tüm ülkelere, mobil evler (karavanlar) getirmek ve sivilleri kurtarmak için "ciddi ve acil adımlar atma" çağrısında bulundu.


Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Mustafa Rüstem

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni görsel kimliğinin lansmanı sırasında Şam sokaklarında dolaşan lüks araç konvoyu bir kutlama vesilesi gibi görünüyordu. Ancak bu aynı zamanda, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra tüm personel ve memurlarının terhis edilmesinin ardından iç güvenlik teşkilatının yeniden yapılandırılmasına, yerlerine yeni birliklerin getirilmesine yönelik çabaların da olduğunu gösterdi.

Bu sahnelere rağmen, gözlemciler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın kimlik lansmanı ile Türkiye'de yeni güvenlik ve polis araçlarından oluşan bir filonun sergilenmesiyle aynı zamana denk gelen Suriye’deki modern araç geçit töreni arasındaki bağlantıyı sorguluyorlar. Bu olayların zamanlaması arasında bir bağlantı olup olmadığı, Türkiye’ye bağlılık konusunda gizli mesaj taşıyıp taşımadığını, yahut zamanlamanın sadece bir tesadüf olup olmadığını sorguluyorlar.

Çelişkili duygular

Şam’daki bu sahne, çelişkili görüşlere yol açtı. Bazı Suriyeliler, bunu kuşatma ve yoksulluktan bitkin ve yorgun düşmüş bir halk için hiçbir işe yaramayan, sadece görsel bir “dekor” için yapılmış bir harcama olarak gördü. Ancak bazıları da, bu araçları bir ilerleme tezahürü, özellikle güvenlik ve istihbarat servislerinin tekelinde olan Station Wagon Peugeot araçlar gibi Esad döneminin eski, harap arabalarının yerini alan hoş bir değişiklik olarak gördü. Zira bu araçlar, onlarca yıl boyunca Suriyelilerin hafızasına baskının ve demir yumruk yönetiminin araçları olarak kazındılar.

dfrgt
Trafik Dairesi'nin modernize edilmiş araçları ve motosikletleri, daha gelişmiş bir profesyonel varlığı yansıtıyor (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Şam Valisi Mahir Mervan İdlibi ise etkinlik sırasında düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimliğinin yalnızca bir formalite değil, geleceğe yönelik yeni bir vizyon olduğunu belirtti. Bu arada, İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, bir aracın hangi makama ait olduğunun belirlenmesi de dahil olmak üzere bu kimliğin faydalarını sıraladı.

Yeniden yapılandırma ve rütbeler

Bu arada, İçişleri Bakanı Enes el-Hattab'ın mart ayında göreve başlamasından bu yana Suriye hükümeti tarafından bir dizi atama ve kararı içeren yeni bir yeniden yapılandırmanın hayata geçirildiği konuşuluyor. Bunlar arasında, polis, göç, pasaport ve nüfus müdürlüğü gibi birçok alanı denetlemek üzere farklı rütbelerden altı bakan yardımcısının atanması da yer alıyor. Bu atamaların ardından, halen hükümetin kontrolü dışında olan Haseke ve Rakka hariç olmak üzere, tüm illerdeki iç güvenlik müdürlüklerine 12 müdür atanması kararı alındı.

Aynı zamanda, bakanlıkta görev yapan bazı din adımlarına yaş ve görev yerlerine göre askeri rütbeler verileceğine dair bilgiler de dolaşıyor. Yerel medya kuruluşları, bu din adamlarının sayısının 70'e ulaştığını bildirdi. Yerel haber sitesi “Hashtag”, bazılarının ortaokul diplomasına bile sahip olmadığını, ayrıca şube ve üst düzey daire başkanlarına albay rütbesi verildiğini aktardı.

fbg
Yeni araçlar, karayollarının düzenlenmesine katkıda bulunan ileri teknolojilerle donatılmış (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Güvenlikle ilgili gözlemcilere göre, özellikle din adamlarının artan nüfuzu ve üst düzey görevlere atanmaları göz önüne alındığında, rütbe almaya hak kazanan din adamları arasında, İçişleri Bakanlığı'nın iç güvenlik, polis, kapsamlı bir eğitim, yıllar içinde edinilmiş bir deneyim ve bilgi gerektiren suç soruşturmaları gibi uzmanlık alanıyla çelişen, Şeriat hukuku diplomasına sahip olanlar da bulunuyor.

Bu haberler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın devrik rejim döneminde görev yapmış binlerce suç ve güvenlik uzmanını görevinden almasının ortasında geldi. Yeni yönetim, tüm güvenlik kurumlarını, orduyu ve siyasi partileri lağvederken, Savunma ve İçişleri Bakanlıkları hâlâ rejimin 8 Aralık 2024'teki çöküşünün ardından yaşanan büyük kayıpların yaralarını sarmaya çalışıyor. Ortaya çıkan kaos ve güvenlik zafiyeti, Suriye devriminin “savaşçılara ve cihatçılara” güvenerek ülke genelinde güvenliği ve emniyeti yeniden tesis etmek için acil çözümler aramasını gerektiriyor.

Fahri rütbeler

Bu haberler ışığında, askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı Albay Muhsin Hamdan, “Cumhurbaşkanı, Ordu ve Silahlı Kuvvetler Komutanı adına bir kararname yayınlanmadıkça askeri rütbelerin verilmesiyle ilgili tüm söylemlerin asılsız olduğunu ve hiçbir dayanağı olmadığını” kesin bir dille belirtti. Kişinin takdiri hak eden seçkin bir kahramanlık eylemi gerçekleştirmesi halinde fahri askeri rütbenin kararnameyle verilebileceğini, ancak bunun “fahri rütbe” olarak kalacağını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı röportaja göre  Hamdan, “Din adamlarına verildiği iddia edilen rütbeler hakkındaki araştırmalar ve soruşturmalar sonucunda, bu bilginin yanlış ve hiçbir dayanağı olmadığı ortaya çıktı. Mevcut bilgilere göre, bir çalışma devam ediyor ve konu yıl sonuna kadar incelenecek ve bu noktada, Esed rejiminden ayrılık sırasında sahip olunan rütbe ve hizmet yılı esas alınarak uygun işlem yapılacak.”

Askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı, askeri rütbelerin askeri okullara katılım sistemi kapsamında nasıl verildiğini de açıkladı. Bir subay, üç yıllık bir eğitimden geçtikten sonra tüm sınavları başarıyla geçmesinin ardından, (deneme süresinde olan) teğmen rütbesiyle mezun olur. Deneme süresi iki yıl sürmektedir ve sonunda terfi eder ve rütbesi onaylanır. Akademik eğitim ve öğretim görenler beş yıllık bir eğitimden geçerler ve eğitim süresince yapılan bütün sınav ve çalışmaları başarıyla tamamlamaları halinde üsteğmen rütbesini alırlar.

sdfrgt
Şam'da İçişleri Bakanlığı araçlarının görsel kimliğinin sergilenmesi geniş çaplı etkileşimlere yol açtı (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

“Her rütbe ile bir sonraki rütbe arasında, subayın onaylı bir derecelendirme ölçeğine göre (iyi ve üzeri) dört yıllık bir değerlendirme süreci vardır. Askeri kurumdaki terfi sistemi ve tüm terfiler, aynı zamanda cumhurbaşkanı olan başkomutan tarafından imzalanan özel bir kararname ile düzenlenir” dedi.

Albay Hamdan, yapılan açıklamalarda tüm Esed ordusundan ayrılan subayların göreve iade edilmesi yönünde bir niyet görülse de, bu sayının Savunma ve İçişleri Bakanlıkları için hâlâ düşük olduğunu düşünüyor. Ona göre bakanlıklar bu sayının birkaç katına ihtiyaç duyuyorlar. Bu açığı kapatmak için de kısa süreli kurslar düzenlenmesinin ve mezunlar verilmesinin veya bazı din adamlarına rütbe verilmesinin mümkün olabileceğini, ancak bu sonuncusunun nihayetinde “yanlış bir prosedür” olduğunu ifade etti.

Yetkinlikler ve cihatçılar

Bu arada, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman, “Suriye'deki güvenlik yönetiminin, çoğu yeterli deneyime sahip olmayan, yalnızca ilkokul veya ortaokul mezunu olan din adamları tarafından yönetildiğine” inanıyor.

 “Gözlemciler, güvenlik teşkilatlarının Genel Güvenlik adı altında tek bir kurumda birleştirilmesinin ardından yeni yapının olumlu yönleri olduğunu düşünüyor. Daha önce, teşkilatlar çok sayıdaydı ve güvenlik, askeri güvenlik, devlet güvenliği ve siyasi güvenlik gibi farklı uzmanlıklara sahipti. Her birinin tüm şehirlerde şubeleri vardı ve bunlar birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmıyordu, bürokrasi ile doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlı üst düzey yönetimler bunlarda etkili olabiliyordu” diyor.

Yeni makamlar, Aralık 2024'te Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Esed ordusunu feshetmesinin ardından, yeni Suriye ordusunun kurulması kapsamında Savunma Bakanlığı'na yeni katılan örgüt liderlerine yüksek askeri rütbeler verdi. Bunlar arasında tümgeneral, tuğgeneral ve albay rütbeleri verilen yabancı cihatçılar da vardı.

Esed döneminde Suriye devriminin patlak vermesiyle düzenli kuvvetlerden ayrılan subaylar, terfi ve atama listelerinin gözden geçirilmesini talep etmişlerdi, çünkü listede yer alan isimlerin çoğu sivildi. Askeri kurum içindeki bu atamalar ve kararlar, özellikle uzmanlar başta olmak üzere ulusal yetkinlikleri dikkate almıyor ve sadakati ön planda tutuyor.