Fas’ta depremden etkilenen köylerde hayat yavaş yavaş normale dönüyor

Bölge sakinleri ekonomik ve sosyal faaliyetlerine yeniden başlıyor... Turistleri ağırlamaya hazırlanıyorlar

Geleneksel ürün satıcısı turistlerin bölgeye dönmesini bekliyor (Reuters)
Geleneksel ürün satıcısı turistlerin bölgeye dönmesini bekliyor (Reuters)
TT

Fas’ta depremden etkilenen köylerde hayat yavaş yavaş normale dönüyor

Geleneksel ürün satıcısı turistlerin bölgeye dönmesini bekliyor (Reuters)
Geleneksel ürün satıcısı turistlerin bölgeye dönmesini bekliyor (Reuters)

Fas’ın bazı bölgelerini vuran depremde hasar gören el-Huz şehrinin Tahnaout bölgesinin çeşitli mahallelerinde hayat yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Tahnaout ve çevresinde yaşayanlar ekonomik ve sosyal faaliyetlerine geri dönerken, insanlar depremin yaralarını sarmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Hizmet sağlamak, deprem sonrası aşamaya ayak uydurmak, toparlanmayı sağlamak ve bu bölgenin özelliği olan turizm sektöründe faaliyetleri normal ivmesine döndürmek amacıyla, çeşitli ekonomik faaliyetlere kademeli bir dönüş kaydedildi.

Merkez üssü El-Huz depreminden etkilenen diğer bölge ve köylerde olduğu gibi, ilgili birimlerin hayatın normale dönmesi için gösterdiği çabalar sayesinde bu doğal afetten en çok etkilenen ilçeler başta olmak üzere Tahnaout’da da yaralar sarılmaya çalışılıyor. Bu kapsamda tüm bölge halkının yanı sıra yerel yetkililerde çalışmalarını sürdürüyor.

gtrh
Talat Yakup beldesindeki dükkânı yıkılan bir berber, açık havada işine devam ediyor (EPA)

Depremden önce, bölgeyi ziyaret edecek kişiler için turizm işletmecilerinden ve bu alandaki yerel aktörlerden rezervasyon yaptıran turizm alanındaki çeşitli taraflar, Fas Krallığı içinden ve dışından gelenleri karşılamaya hazırlanıyor. Bu tür girişimlerin öncesindeki hazırlıkların her yılın Eylül ve Ekim aylarında başladığı belirtiliyor. Bu arada, bölge sakinleri ve özellikle turizm projeleri olmak üzere ekonomik projelerin sahipleri, bölgeyi sağlık ve ekonomik çekiciliğine kavuşturma çabalarını iki katına çıkardı. Tahnaout’tan turizm aktivisti Yasin Eyt Ofkir, “Bölgedeki turizm faaliyetlerini yeniden canlandırmak için hazırlıklar sürüyor” dedi. Depremin etkilerinden kurtulma sürecinin, ‘ekonomik girişimlerin eski günlerine dönmesine yönelik sürekli seferberlik ışığında devam ettiğine’ dikkati çekti. ‘Deprem şoku aşamasının aşıldığını ve turizm faaliyetlerinin yavaş yavaş normal faaliyetlerine dönmeye başladığını’ vurguladı.

Tahnaout’un eteklerinde, es-Sevalic kavşağında turizm alanında faaliyet gösteren Muhammed “Yetkililerin dağıtımını denetlediği yardımların ardından vatandaşlar, iyimserlik ışığında normal faaliyetlerine geri döndü” ifadelerini kullandı. Muhammed, yerel yetkililerin insanların kendi ayakları üzerinde durmalarına ve bölgedeki olağan ekonomik faaliyetlerde ilerlemelerine yardımcı olmak için çaba sarf ettiğini bildirdi.

Tahnaout’ta argan yağı üreten bir kadın kooperatifinin aktivistlerinden Ayşe, bu kooperatifte çalışmaların eski haline döndüğünü belirtti. Kooperatif, insanların, özellikle kadınların istikrarlı bir gelir elde etmesinde etkili bir rol oynaması nedeniyle, gelirlerini ve sosyal statülerini iyileştirmek için işe yeniden başlamalarının gerektiği konusunda ikna olduklarını anlattı.

Bu bağlamda, depremden etkilenen Taroudant’ta bulunan eğitim kurumlarından 630 öğrencinin eğitimlerine devam edebilmeleri için Taliouine kasabasındaki VI. Muhammed Ortaöğretim Yatılı Okulu’na nakledilmesi çalışmaları da devam ediyor. Eğitimlerinin normal seyrini sürdürebilmesi amacıyla denetimleri profesörler, eğitim ve idari personel ile sosyal yardım ve psikolojik destek uzmanları tarafından denetlenecek.

zxs
El-Huz eyaletindeki çocuklar, okulları yıkıldıktan sonra yetkililerin kurduğu çadırlarda eğitimlerine devam ediyor (EPA)

Amizmiz kasabasında, Kraliyet Silahlı Kuvvetleri’nin askeri saha kampı, 2 bin 500 kişi kapasitesiyle, depremden etkilenenlere temel malzeme, tıbbi ve sağlık desteği ile psikolojik destek sağlamaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca yaşları 3 ile 5 arasında değişen 80 çocuk için bir kreş de kuruldu.

Bu kampta, 12 bini günlük dağıtılmak üzere 35 bine kadar ekmek üretebilen seyyar mutfak ve fırınlar sayesinde günde 18 bin yemek dağıtılıyor. Bozulabilir ürünler için soğuk zincir depolama kapasitesi 45 tona ulaşabiliyor, gıda ürünleri uzman bir doktor tarafından denetlenirken, bu alandaki en sıkı standartlara da uyuluyor. Gıda maddelerinin mikrobiyolojik uyumluluğunun sağlanması amacıyla Kraliyet Silahlı Kuvvetleri laboratuvarlarıyla da koordinasyon sağlanıyor. Kamptaki sağlık birimi, hastaların tedavilerini gerçekleştirerek, gerektiğinde bölgedeki hastanelere yönlendiriyor, kampta kalan ailelere sosyal yardım da yapılıyor.

xscdvf
Depremden etkilenen insanlara Kraliyet Silahlı Kuvvetleri’nin askeri saha kampında yemek veriliyor (Reuters)

Depremden etkilenenlerin en iyi şartlarda ağırlanması için günlük olarak gösterilen çabaların yanı sıra, yağış veya olası soğuk hava şartlarıyla ilgili ihtiyaçların karşılanması için planlamalar yapıldı.

Bu kampta barınanlardan biri olan Necat, ‘kendileriyle ilgilenen Kraliyet Silahlı Kuvvetlerinin çabaları sayesinde’ kendini güvende hissettiğini söyledi. Ayrıca “Depremden etkilenen nüfusa gösterdiği büyük ilgi için Kral VI. Muhammed’e teşekkürlerimizi sunuyoruz... Diğer yandan Kraliyet Silahlı Kuvvetlerinin bu kampta hiçbir şeye ihtiyacımızın kalmamasını sağlamaya yönelik çabalarını da takdir ediyoruz” dedi.

xascd
Depremin yarattığı yıkıma rağmen futbol oynayan çocuklar (AFP)

Diğer yandan Faslı Ali “Amizmiz bölgesinin depremden büyük ölçüde etkilendiği kesin ancak gösterilen çabalar sayesinde bu sıkıntının üstesinden gelmeyi başardık. Herkes bu doğal felaketin yansımalarıyla etkili bir şekilde yüzleşmek için çok çalıştı. Gerekli tüm hizmetlerin kullanılabilirliğinin yanı sıra, bunların kalitesini sağlamak için sürekli bir izleme süreci yürütülüyor” dedi.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.