Sudan iç savaşı iç göçü arttırdı: Sefalet halkı vuruyor

Sudan'da yerinden edilmiş milyonlarca insan hayatta kalma mücadelesi veriyor

Omdurman'da gönüllülerden yiyecek almayı bekleyen vatandaşlar (Reuters)
Omdurman'da gönüllülerden yiyecek almayı bekleyen vatandaşlar (Reuters)
TT

Sudan iç savaşı iç göçü arttırdı: Sefalet halkı vuruyor

Omdurman'da gönüllülerden yiyecek almayı bekleyen vatandaşlar (Reuters)
Omdurman'da gönüllülerden yiyecek almayı bekleyen vatandaşlar (Reuters)

Sudan’ın başkenti Hartum’da evinin çevresinde kaydedilen şiddetli çatışmalar nedeniyle yaklaşık iki ay önce buradan kaçan Şerif Abdulmunim (36), artan kira ve yiyecek maliyetleri dolayısıyla altı kişilik ailesi ile birlikte çatışmaların sürdüğü şehre geri dönmek zorunda kaldı. Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Nisan ayı ortalarında çıkan savaşın ardından Hartum'dan kaçanların çoğu geri dönmedi. Hayatta kalmak için yardımlara ve yetersiz yardımlara bağımlı oldukları için yetersiz beslenme, sel ve akreplerle karşı karşıya kalıyorlar. Ev sahibi toplulukların cömertliği ise giderek azalıyor. Birleşmiş Milletler (BM) rakamları, savaş başladığından bu yana Sudan'ın 49 milyonluk nüfusundan 5,25 milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini gösteriyor.

XSC
Darfur'daki el-Cuneyna’da çatışmalardan kaçan insanlar, Adre'deki geçici barınaklarında yaptıkları röportajda yaşadıkları trajediyi anlattı (Reuters)

En az bir milyonu komşu ülkelere taşınırken 4,1 milyondan fazlası ise giderek artan mali baskı altında oldukları Sudan'da kaldı. Hartum'un komşusu konumundaki Omdurman'da Reuters’a telefon ile konuşan Abdulmunim, “Hartum haricindeki eyaletler güvende, ancak fiyatlar pahalı ve kiralar yüksek. Böyle devam edemeyiz” ifadelerini kullanıyor. Top ateşlerini duymaya devam ettiğini, ancak artık çatışmaların ortasında olmadığı bir bölgede ev kiraladığını belirtiyor.

Sudan’daki çatışmalar ekonomik durgunluğa neden oluyor. Ticaret ve ulaşım hizmetleri aksıyor. Tarım faaliyetleri sekteye uğrarken çok sayıda çalışanın maaşları ise ödenemiyor. Altyapı ise ciddi zarar görüyor. Ülke şu an ülke içinde yerinden edilmiş nüfusu (yaklaşık 7,1 milyon kişi) desteklemek için az miktardaki kaynaklara güveniyor. Bunlara daha önceki çatışmalar nedeniyle yerinden edilenler de eklendiğinde bu sayı dünyanın herhangi bir ülkesinde yerinden edilenlerin sayısını aşıyor.

XSCDF
Hartum'da yerinden edilen insanlar yakındaki Vad Medeni şehrine sığındı (AFP)

Yardım çalışanları, başkentten kaçtıklarında kira ödeyen veya ücretsiz konaklayanların çoğunun, birikimleri tükendikçe toplu barınaklarda kalacağını düşünüyor. Kiraların hızla arttığını söyleyen Kassala'da hükümet yetkilisi Ömer Osman, “Misafirperver bir milletiz, ancak insanlar ellerinden gelenin fazlasını yapıyor. Savaş devam ederse bu insanların ellerindeki küçük birikimler de tükenecek” ifadelerini kullanıyor.

XSCD
Omdurman'da gönüllülerden yiyecek almayı bekleyen vatandaşlar (Reuters)

Hartum'un yaklaşık 275 km (170 mil) güneyindeki Rabak'ta birçok genç, savaş çıkmadan önce başkentte fabrikalarda veya gündelikçi olarak geçimini sağlamaya çalışıyordu. Bölge sakini Fazıl Ömer, “Yerel halk için işgücü piyasası felç oldu. Hartum ülkenin geri kalanı için lokomotif konumunda” ifadelerini kullanıyor. Şehirde yerinden edilmiş, kirayı karşılayamayan insanların duvarları dökülen ve akreplerin olduğu barınaklara yerleştirildiğini, yetersiz beslenen birçok çocuğun şehir hastanesinde her gün öldüğünü de ekliyor.

Avukat ve yerel gönüllü Izdihar Cuma ise Hartum'un 340 kilometre kuzeyindeki Merove'de maaşlı işçilerin ve çiftçilerin gelirlerinin tükendiğini, yerel gönüllülerin, bazıları kanepe veya masalarda uyuyan yerinden edilmiş kişilere temel yemek sağlamakta zorluk çektiğini belirtiyor.

GT
Eski Maliye Bakanı Dr. İbrahim el-Bedevi

Sudan'ın eski Maliye Bakanı ve ekonomi araştırmacısı İbrahim el- Bedevi, savaştan en çok etkilenen üç bölgedeki (Hartum, Darfur ve Kordofan) altyapı hasarının 60 milyar dolara ulaştığını, toplam altyapı değerinin yüzde 10’unu temsil ettiğini söylüyor. Gayri safi yurtiçi hasılanın bu yıl yüzde 20 oranında düşebileceğini tahmin ediyor. Dubai’den Reuters'a konuşan Bedevi, “Savaş durursa Sudan'ın ekonomiyi canlandırmak için 5-10 milyar dolarlık acil ekonomik desteğe ihtiyacı olacak. Savaş devam ettiği taktirde ise Sudan ekonomisinin ve devletinin yok olmasına yol açacak” vurgusunda bulunuyor.

Savaşın başladığından bu yana birçok ürünün fiyatı arttı. Para birimi, hükümet yetkilileri ve yardım çalışanlarının merkezi konumundaki Kızıldeniz şehri Port Sudan'daki karaborsada Nisan ayındaki yaklaşık 560 pounddan dolar karşısında 900 Sudan pounduna kadar düştü. Haziran ayında eşi ve üç çocuğuyla birlikte Omdurman'dan Port Sudan'a kaçan Ömer Halil, yurt dışında yaşayan Sudanlılar tarafından gönderilen paraların birçoğu için devam eden bir cankurtaran simidi olduğunu söylüyor. Bu yükü omuzlarında taşıdıklarını, ancak bunun sonsuza kadar süremeyeceğini belirtiyor. Eşiyle birlikte öğretmen olan Halil, şuan ise marketlerde satmak için evde dondurma yapıyor. Sudan'da uluslararası yardım çabalarına yönelik ciddi bir finansman eksikliği var. Birleşmiş Milletler, Ağustos ortası itibarıyla bu yıl ihtiyaç duyulan 2,6 milyar doların yüzde 25'inden azının karşılandığını söylüyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre Yardım çalışanları, yardım operasyonlarının hükümetin bürokrasisi ve başkentteki hizmet ve lojistik aksamaları nedeniyle sekteye uğradığını söylüyor. Yerel gönüllülerin gerçekleştirdiği yardım operasyonlarından endişe duyan yetkililer ise yerinden edilenlerin kamplara yerleştirilmesini istiyor. Ancak Norveç Mülteci Konseyi'nden Will Carter, bunları ihtiyaç duyulan ölçekte yürütecek fonun bulunmadığını belirtiyor. Sudan genelinde ev kiralayan bazı yerinden edilmiş kişilerin tahliye edildiğini, ancak çoğunun hala geniş ailelerin veya yabancıların yanında kaldığını belirten Carter, “Bir çıkmaza gireceğiz. Bu şehirlerde yaşayan insanlar yoksul kalacak” vurgusunda bulunuyor.



Libya'nın Zaviye kentinde UBH tarafından düzenlenen askeri operasyonun arkasında ne var?

Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)
Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)
TT

Libya'nın Zaviye kentinde UBH tarafından düzenlenen askeri operasyonun arkasında ne var?

Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)
Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)

Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) tarafından Libya'nın batısındaki Zaviye kentinde başlatılan ve insansız hava araçlarıyla (İHA) desteklenen askeri operasyonun üçüncü günü, başlatılma nedenleri ve gerçekten ‘akaryakıt ve insan kaçakçılarının inlerini’ hedef alıp almadığı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Askeri analistlerin bu operasyonun hedeflerine ilişkin değerlendirmeleri, vatandaşların endişeleri arasında farklılık gösterirken, bazıları başkent Trablus'un batı kıyısı haritasına hâkim olan ‘akaryakıt kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti yapan silahlı oluşumlar ve çetelerle mücadele etmeyi’ amaçladığı yönündeki resmi versiyonu destekledi. Buna karşılık başka bir grup ise operasyonu, bu bölgedeki askeri grupların Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu'na (LUO) sadık olduğuna inanıldığı gerçeği ışığında ‘nüfuz haritasını yeniden çizmek’ için siyasi bir kılıf olarak gördü.

Dibeybe hükümetinin ‘yılan avı’ olarak adlandırdığı operasyona yönelik yaygın medya ilgisinin ortasında, Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı Komutanı Korgeneral Salah en-Nemruş'un, Mayıs 2023'te başlayıp aşiretlerin arabuluculuğunda bir uzlaşmayla sona eren önceki operasyonu anımsatan bir sahnede, ‘suç yuvaları’ olarak tanımladığı yerleri vurmak için Zaviye'den operasyon başlatma emri vermesi gözlemciler için dikkat çekiciydi.

Askeri kaynaklara göre Zaviye'deki operasyonda çok sayıda sığınak ortadan kaldırılırken ölen ya da yaralanan olmadı. Libya eski Savunma Bakanı Muhammed el-Bergusi, ‘Dibeybe hükümetinin akaryakıt kaçakçılığı ve insan ticaretini engellemek ve çete liderlerini tutuklamak için yeni bir girişimde bulunduğunu’ düşünüyor.

El-Bergusi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Libya'nın en büyük petrol rafinerisinin kentte bulunduğunu ve silahlı milislerin kentte geniş bir alana yayıldığını, ayrıca kentin insan kaçakçılığı ve deniz yoluyla yapılan kaçakçılıkla ünlü Zuvare kentine yakın olduğunu’ söyledi.

Daha önce yayınlanan bir Birleşmiş Milletler (BM) raporunda Zaviye, ‘Zuvare, Sabratha ve Verşafane dahil olmak üzere başkent Trablus'un batısındaki kıyı bölgesine hâkim olan bir dizi organize suç şebekesi için önemli bir merkez’ olarak tanımlamıştı.

BM'nin 2023 raporunda kentteki çeşitli silahlı oluşumlar tanımlanırken, Petrol Tesisleri Muhafızları şefi Muhammed el-Emin Keşlaf ve Dibeybe ile yakın ilişkisi olan ve el-Far olarak bilinen Muhammed Bahrun, ‘Batı Libya'daki akaryakıt kaçakçılığı ağının kilit isimleri’ olarak geçiyor.

dfvgb
Zaviye'de uyuşturucu kaçakçılığı yapıldığı düşünülen bir dükkana giren askeri araç (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)

Diğer yandan, Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Ali Ebu Zureybe ve Zaviye'deki İstikrar Destek Gücü’ne liderlik eden ve sahil yolunun kontrolünde el-Far ile rekabet eden kardeşi Hasan’a açıkça atıfta bulunan BM raporuna göre Ebu Zureybe grubu ve müttefiklerinin etkisi öne çıkıyor. Raporda, el-Far'ın, silahlı bir oluşumun lideri olan ve ‘el-Bidca’ olarak bilinen Abdurrahman Milad'ı öldürmekle suçlandıktan sonra Libya'dan kaçtığı bildirildi.

El-Bergusi, ‘Zaviye'nin bir çelişkiler kaynağı olduğu’ paradoksuna dikkat çekti. Silahlı oluşumların çoğalmasının yanı sıra, Zaviye aynı zamanda ordudaki eski askerlerin bölgesi, subayları için önemli bir kale ve 2011'de Kaddafi rejimiyle safları ayıran ilk şehirlerden biriydi.

Birleşik Krallık merkezli Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nde Libya meseleleri uzmanı olan Celal Harşavi, Zaviye operasyonunun ‘tam zamanlamasının silahlı gruplara önceden bildirilmesinden sonra başlatıldığını’ belirtti. Harşavi bu durumun ‘güvenilirliklerini önemli ölçüde zedelediğini’ söyledi. Ona göre bu, ‘milislerin etki alanlarının yeniden konumlandırılması’ anlamına geliyor.

Ancak analistler, özellikle Dibeybe'nin Hafter'in batıdaki müttefiklerini hedef alacağı spekülasyonları arasında, bu operasyonun sakinleşme çabaları ve ülke liderleri arasında genel seçimlere yol açacak bir çözüm ve siyasi uzlaşı bulma girişimleri üzerindeki etkilerinden duydukları korkuyu gizlemiyor.

En-Nemruş, korkuları yatıştırmak amacıyla, ileri gelenler, uzmanlar, sivil toplum aktivistleri ve Batı Bölgesi milletvekilleriyle (TM ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyeleri) yaptığı toplantıda ‘bu askeri operasyonun arkasında hiçbir siyasi amaç olmadığına’ dair güvence verdi.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Libyalı askeri analist Muhammed et-Tarhuni, uyuşturucu satıcılarının hedef alınmasını ‘siyasi bir sürecin güvenlik kılıfı’ olarak nitelendirdi. Olan biteni ‘UBH’ye bağlılık borcu olmayanlara boyun eğdirme operasyonu’ olarak tanımlayan et-Tarhuni, özellikle ülkenin doğusundaki LUO’ya sadık olduğuna inanılan ‘Ali ve Hasan Ebu Zureybe kardeşlere’ işaret etti. Bu iki isim, Libya'nın doğusundaki hükümetin içişleri bakanı İsam Ebu Zureybe'nin kardeşleridir.

Et-Tarhuni, operasyonun amacının ‘batı kıyısında bir yeşil bölge kurmak için UBH’nin muhaliflerini tasfiye etmek ya da belki de tırnaklarını kesmek’ olduğunu göz ardı etmedi ve geçen eylül ayında başkent Trablus'un batısında ‘el-Bidca'nın bilinmeyen silahlı kişiler tarafından tasfiye edilmesi’ emsaline işaret etti.

İki bakış açısı arasında Zaviye operasyonuna ilişkin açıklamalar, bazılarının bakış açısına göre, özellikle Hafter güçlerinin Ubari kentinde UBH Savunma Bakanlığı'na ait karargahları kontrol altına almasından kısa bir süre sonra gerçekleştiği ve Dibeybe hükümetinin ‘2020'de imzalanan ateşkes anlaşmasının ihlali’ olarak görüldüğü için, Dibeybe ve Hafter grupları arasında ‘entrikadan yoksun olmayan bir güç gösterisi’ olarak kalıyor.

Ayrıca Dibeybe'nin hamleleri, Hafter güçlerinin Sebha askeri bölgesinin savunma sektörlerini güvence altına alma ve güneydeki tüm sektörleri tek bir askeri odaya bağlama hamleleriyle eş zamanlı olarak gerçekleşti.

Libya'da iki hükümet iktidar için mücadele ediyor: Birincisi başkent Trablus'ta bulunan Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki UBH. İkincisi ise TM tarafından görevlendirilen ve Usame Hammad tarafından yönetilen, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki LUO tarafından desteklenen Libya İstikrar Hükümeti (LİH).