Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçiminde benzer sahneler yaşanıyor

Mısır'daki Ulusal Seçim Kurumu, cumhurbaşkanlığı seçiminin takvimini açıkladı. (EPA)
Mısır'daki Ulusal Seçim Kurumu, cumhurbaşkanlığı seçiminin takvimini açıkladı. (EPA)
TT

Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçiminde benzer sahneler yaşanıyor

Mısır'daki Ulusal Seçim Kurumu, cumhurbaşkanlığı seçiminin takvimini açıkladı. (EPA)
Mısır'daki Ulusal Seçim Kurumu, cumhurbaşkanlığı seçiminin takvimini açıkladı. (EPA)

Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde geçmişte olduğu gibi bugün de yaşanan sahnelerde Mısır’da rekabet ettiği kişiye göre  pozisyon alan cumhurbaşkanı adayları görülüyor.

Mısır’da ülke dahilinde 10 Aralık itibariyle ardı ardına üç gün süreyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenlenmesi bekleniyor. Yurt dışındaki seçmenler ise 1 Aralık ila 3 Aralık tarihleri arasında oy kullanacak.

2014 yılından bu yana iktidarda olan Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin adaylığını resmi olarak açıklaması bekleniyor. Şu ana dek aday olmak istediklerini resmen bildiren beş Mısırlı siyasetçi var: Eski milletvekili Ahmed Tantavi, Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Ferid Zahran, Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussanad Yamame, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Hazim Ömer ve Anayasa Partisi’nin Genel Başkanı Cemile İsmail.

Hazim Ömer ve Abdussanad Yamame ve partileri daha önce Cumhurbaşkanı Sisi'yi destekleyen tutumlarını dile getirmişti.

Meclis raporlarına göre potansiyel aday olan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Hazim Ömer, Temsilciler Meclisi üyelerinden 44’ünün desteğini aldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre cumhurbaşkanlığı yarışına katılmak üzere Senato'dan istifasını sunduktan sonra adaylığını sunan Ömer, Cumhurbaşkanı Sisi'nin atamasıyla Senato üyeliğini kazandı.

Mısır Anayasası, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılacak bir adayın Temsilciler Meclisi'nin en az 20 üyesinin veya en az 15 vilayette oy kullanma hakkına sahip en az 25 bin vatandaşın desteğinin alınmasını şart koşuyor. Anayasaya göre her vilayetten en az bin destekçi bulunması gerekiyor.

Ömer 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Sisi'ye desteğini açıklamış, onun bu aşamaya en uygun kişi olduğunu belirtmişti. Mevcut adaylığı ardından yaptığı açıklamada ise partisinin Mısır devletini hala desteklediğini vurguladı. Öncesinde ise Cumhurbaşkanı Sisi'nin çağrıda bulunduğu ulusal diyaloga övgüde bulunan Ömer şunları söyledi:

“Ulusal Diyaloğun ilk yapı taşları Cumhurbaşkanı Sisi tarafından keskin bir vizyon, geleceğe bakış açısı ve bilge bir liderlikle atıldı. Diyalogun başarıya ulaşması için hiçbir çabadan kaçınmayacağız. Allah’a, Cumhurbaşkanı’na ve Mısır halkına, içtenlikle en üst düzeyde iş birliği sunacağımıza söz veriyoruz.”

Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussanad Yamame de 20'den fazla milletvekilinin desteğini aldı. Aday olma niyetinin ardından yaptığı televizyon açıklamalarında, Cumhurbaşkanı Sisi'ye yönelik tutumunun net olduğunu ifade eden Yamame, iki lider Sad Zağlul ve Mehmed Ali Paşa'nın isimlerinin yanında Sisi'nin isminin de ölümsüzleştirilmesini talep etti. Yamame, cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığının hükümetin direktiflerine değil kişisel arzusuna dayandığını, arabulucu, kukla veya dublör rolünü kabul etmediğini vurguladı.

El-Gad Partisi lideri Musa Mustafa Musa’nın Cumhurbaşkanı Sisi'ye karşı yarıştığı 2018 seçimlerinde de benzer bir sahne yaşanmıştı. Musa Mustafa Musa, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sisi'nin adaylığı çağrısında bulunan bir kampanya başlatmıştı. 2017 yılında bir sonraki yıl yapılacak seçimlerde kendisini desteklemek üzere bir kampanya başlatan Musa, 2018’de ise cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını ve Sisi ile rekabet edeceğini açıklamıştı.

2005 Mısır cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hüsnü Mübarek'in dokuz rakibi arasında da kendisine bağlı bir aday olan Ümmet Partisi'nin Başkanı Ahmed es-Sabahi vardı. Sabahi, söz konusu dönemde yaptığı açıklamalarda, Mübarek’in bu göreve kendisinden daha layık olduğunu, kendisini Mübarek'in rakibi olarak görmediğini, ancak demokrasiyi pekiştirmek ve deneyimi zenginleştirmek için seçimlere aday olduğunu bildirmişti. Kendi deyimiyle, ‘Allah korusun’ kazandığı taktirde görevi bırakacağını da eklemişti. Nitekim bu açıklamalar, o dönemdeki gözlemciler arasında başkanlık seçim yarışının ciddiyeti konusunda şüphe uyandırmıştı.

Kahire Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Gada Musa, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Mısır'daki cumhurbaşkanı adaylarının genel olarak üç kategoriye ayrılabileceğini söyledi. İlkinin yetenekli, finansal yetenekleri, başarıları ve popüler bir tabanı olan adaylardan, ikincisinin reform programı olan ancak mali kapasiteden ve halk desteğinden yoksun, istekli ama başarısız adaylardan, üçüncü kategorinin ise isteksiz ve beceriksiz, bir amaç uğruna motive olmuş adaylardan oluştuğunu belirtti.

Musa, Yaklaşan seçimlere Hazim Ömer ve Abdussanad Yamame’nin katılımının mantıksız olduğunu vurgulayan Musa açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyet Halk Partisi devletin yönlendirmelerine sadık bir partidir. Dolayısıyla Ömer'in Cumhurbaşkanı Sisi'ye rakip olması dolaylı bir destektir. Ne kendisinin ne de liberal bir partinin başında bulunan Vefd Partisi Genel Başkanı’nın farklı bir programı var. Devletin yönelimleri liberal değil, muhafazakar milliyetçiliğe daha yakın. Ancak bu şahısların Cumhurbaşkanı’na destek verdiğini görüyoruz, dolayısıyla katılımları da mantıksız. Bu, her iki adayın da varlığının yalnızca seçim sürecine meşruiyet kazandırdığını gösterir.”

 Musa ayrıca bu durumun herhangi bir eleştiri veya alay konusu olmasına izin vermeyi reddeden Musa, Cumhurbaşkanı’na sadık adaylar olduğu kadar sadakatsiz adayların da bulunduğunu belirtiyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Nesil Partisi Başkanı Naci eş-Şehabi de şu açıklamada bulundu:

 “Cumhurbaşkanlığı seçimi bu sefer farklı olacak. Zirâ çoğulculuğa tanıklık ediyor. İki aday, Ömer ve Yamame ciddi, Temsilciler Meclisi'nde anayasaya uygun yeterli bir sayıya sahipler. Onların adaylığıyla bu çoğulcu seçimlerin asgari şartına sahip oluyoruz, bu da seçimlere daha fazla ivme kazandırıyor. Ne düşündüklerini araştırmaya gerek yok. Önceden destekleyici bir yönelim benimsemiş olabilirler, ancak bazı durumlarda karşıt konumlara da sahip olabilirler. Neticede bir karar verdiler, demokratik bir ortamda çoğulcu seçimlerin gerçekleşmesi için çaba gösterecekler.”



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.