Tunus hükümeti memurların işe alım süreçlerini gözden geçiyor

Tunuslu gözlemciler memurları denetleme hamlesinin arkasında birtakım “siyasi hedeflerin” olduğuna inanıyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said bir saha turunda (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said bir saha turunda (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
TT

Tunus hükümeti memurların işe alım süreçlerini gözden geçiyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said bir saha turunda (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said bir saha turunda (Tunus Cumhurbaşkanlığı)

Tunus hükümeti ‘kapsamlı bir denetim kampanyası’ yürütmeyi ve 14 Ocak 2011 (Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali’nin devrildiği tarih) ile 25 Temmuz 2021 (mevcut Cumhurbaşkanı Kays Said’in Nahda Hareketi hükümetini görevden aldığı tarih) tarihleri arasındaki dönemde devlet işlerindeki tüm atama ve alım faaliyetlerini izlemeyi sürdürdü.

Hükümet atamaların dayandığı dosyaların temiz olduğundan emin olmaya çalışıyor. Hükümetin bu hareketi “son 10 yılda kendisine sadık olan bazı kişileri idari ve hükümet pozisyonlarına getirerek nüfuzunu ve otoritesini kullanmakla suçlanan siyasi ve sendikalı taraflara üstü kapalı bir mesaj” taşıyor.

Denetimler, cumhurbaşkanlığı, çeşitli bakanlıklar, devlet daireleri, kamu tesisleri ve devlet bankalarındaki binlerce çalışanı kapsıyor. Bu, on binlerce çalışanın dosyalarının denetlenmesi ve işe alım süreçlerinin temiz olup olmadığına bakılması anlamına geliyor.

21 Eylül’de Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, işe alım süreçlerinin denetlenmesine ilişkin bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlamıştı. Bunu aynı ayın 28’inde Başbakan Ahmed el-Haşşani’nin bir genelgesi takip etmişti. Hükümet, denetim faaliyetlerini yürütmek üzere bir komite kurmuş ve bu görevi yürütecek üç kadın yargıç atamıştı.

Said pek çok fırsatta, “siyasi ve sendikalı tarafları” Tunus yönetimine birilerinin sızmasına önayak olmakla suçlayarak bu kişileri “kalkınma projelerini ve Tunuslulara yönelik istihdam fırsatlarını baltalayanlar” olarak nitelendirdi.

Komite, işe alımların doğrudan mı yoksa istişare usulüne dayanarak mı yapıldığını belirlemeye çalışıyor. Komite, çalışmalarının sonuçlarına ilişkin raporu en geç 3 Ekim Salı günü başbakanlığa sunacak. Her komite devlet kurumları düzeyinde atamaların yapıldığı akademik tasdik belgelerinin doğruluğunu denetlemekten sorumlu.

Siyasi niyetler

Gözlemciler denetimlerin arkasında birtakım “siyasi niyetlerin” olduğunu ve amacın “siyasi ve sendikalı taraflara suçlamalar yöneltip onları hükümet dairelerinin çoğuna kendilerine sadık kişileri yerleştirmek üzere güç ve nüfuzunu kullanmaları sebebiyle köşeye sıkıştırmak” olduğunu öne sürdüler.

Nahda Hareketi’nin liderlerinden Yemine ez-Zuglami, işe alımların incelenmesi sürecini sorguladı. 25 Temmuz 2021’den sonra işe alınanların dosyalarının incelenmeyip neden görevde tutulduklarını sorarak “Mevcut otorite, siyasi durumdan yararlanarak binlerce çalışan aldı. Onların da Tunuslular arasında eşitlik ilkesi çerçevesinde denetimlerden geçmesi gerekiyor” dedi.

Daha önce Nahda Hareketi 2011 Devrimi’ni takip eden Genel Yasama Af Kanunu’ndan yararlanmıştı. Bu sayede Tunus’un devrik lideri merhum Zeynel Abidin bin Ali döneminde zarar gören ve ideolojik sebeplerden ötürü işlerinden atılanlar arasından yaklaşık yedi bin kişi farklı Tunus idari birimlerine alınmıştı.

Tunus İçişleri Bakanlığı bu denetime hızlı bir şekilde dahil olarak cumhurbaşkanlığı kararnamesinin çıkarılmasından sadece iki gün sonra devlet görevlilerine ilişkin özel arşivi güvence altına almış ve bunu korumaktan sorumlu bir çerçeve belirlemişti. Bu denetimin kapsadığı devlet görevlilerinin isim listelerini hazırlamıştı. Bakanlık genel katiplerine personellerin tam ad, idare kimlik numarası, nüfus cüzdanı numarası, atanma tarihi, idari rütbe ve atama merkezi gibi tüm bilgilerini içeren dosyalarının basılı ve elektronik bir kopyasının verilmesini istemişti. Personel dosyalarının, oluşturulan denetim komitelerine gönderilmek üzere idare başkanlarının sorumluluğunda hazırlanması ve güvence altına alınması talep edilmişti.



Gazze savaşı: 7 binden fazla İsrail katliamı… bin 400 aile kayıtlardan silindi

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
TT

Gazze savaşı: 7 binden fazla İsrail katliamı… bin 400 aile kayıtlardan silindi

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, ‘işgal güçlerinin 7 Ekim 2023'ten bu ayın başına kadar Gazze Şeridi'ndeki Filistinli ailelere yönelik 7 bin 160 katliam gerçekleştirdiğini’ duyurdu.

Bakanlığın resmi Facebook hesabından yapılan paylaşımda, “İşgal güçleri aynı dönemde 5 bin 444 aile ferdinden oluşan yaklaşık bin 410 aileyi nüfus kayıtlarından tamamen sildi. Sadece bir kişinin hayatta kaldığı ailelerin sayısı 3 bin 463 iken bu ailelerdeki toplam vefat sayısı ise 7 bin 934” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, ‘İsrail katliamlarına maruz kalan ve birden fazla kişinin hayatta kaldığı ailelerin sayısı yaklaşık 2 bin 287. Bu ailelerin vefat eden fertlerinin sayısı ise 9 bin 577.’

Sağlık Bakanlığı, İsrail'in son 24 saat içinde Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 108 kişinin yaralandığını ve savaşta ölenlerin sayısının 44 bin 249 kişiye yükseldiğini açıkladı.

Bakanlık, savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana toplam yaralı sayısının 104 bin 746 kişiye yükseldiğini kaydetti.