Sudan’da sıtma vakası 700 bini aşarken dang humması vakası ise 3 bin 700’e yükseldi

WHO'dan Şarku’l Avsat’a: Sağlık tesislerinin yüzde 70’i hizmet dışı kaldı

WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
TT

Sudan’da sıtma vakası 700 bini aşarken dang humması vakası ise 3 bin 700’e yükseldi

WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)

Sudan’ın başkenti Darfur ve Kurdufan eyaletlerinde birden fazla noktada birçok sağlık kurumunun savaş nedeniyle hizmet dışı kaldığı bir dönemde, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre 11 eyalette 700 binden fazla klinik sıtma vakasının 21’inin hayatını kaybetti. WHO,  4 eyalette 3 can kaybı olmak üzere 3 bin 700 şüpheli dang humması vakasının raporlandığını açıkladı.

WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari ‘Çatışmalardan etkilenen bölgelerdeki sağlık kurumlarının yaklaşık yüzde 70’i hizmet dışı kalırken durumun istikrarlı olduğu eyaletlerdeki sağlık tesislerinin yaklaşık yüzde 20’si yetersiz ekipman ve personel eksikliğinden muzdarip’ açıklamasında bulundu.

Bölge Direktörü “Mevcut duruma yanıtımız, Sudan halkının halk sağlığı ihtiyaçlarına odaklanıyor. WHO, Sudan’da acil sağlık yardımına ihtiyaç duyan 7,6 milyon kişinin ihtiyaçlarının karşılanması ve Haziran ve Aralık 2023 arasında Orta Afrika, Çad, Mısır, Etiyopya ve Güney Sudan da dahil olmak üzere komşu ülkelere kaçmak zorunda kalan 500 bin kişinin ihtiyaçlarının karşılanması için 145,2 milyon dolar toplanması yönünde acil çağrıda bulundu” ifadelerini de sözlerine ekledi.

FOTOĞRAF ALTI: Sudan’ın el-Gadarif Eyaletindeki bir hastanede tedavi bekleyen vatandaşlar (AFP)
Sudan’ın el-Gadarif Eyaletindeki bir hastanede tedavi bekleyen vatandaşlar (AFP)

Çağrıya karşı sağlanan finansman oranı

Mandhari, çağrıya karşı sağlanan finansman oranının şu anda yüzde 30,1’e ulaştığına dikkat çekti. Buna, alınan fonlar ve onaylanan taahhütler dahil 43,7 milyon doların da dahil olduğunu belirtti. Kuruluşun, 2023 yılı Aralık ayı sonuna kadar hayat kurtarma operasyonlarını sürdürebilmesi için 101 milyon dolara ihtiyacı olacağına dikkat çekti. Ayrıca “Sudan’ın sağlık sistemi, yaklaşık 6 ay önce savaşın başlamasından önce bile çatışmalar, salgın hastalıklar ve kuraklığın yol açtığı açlık nedeniyle zaten zayıftı ve sıkıntı çekiyordu. Kitlesel yer değiştirme, artan açlık, tıbbi malzeme kıtlığı, mevcut malzemelere sınırlı erişimin yanı sıra sağlık tesislerine yönelik saldırıların yaşandığı devam eden savaş nedeniyle durum artık çok daha kötü” ifadelerini kullandı.

Birçok eyalette sıtma ve dang humması salgınının devam ettiğini vurgulayan Mandhari, raporlara göre 11 eyalette 700 binden fazla klinik sıtma vakasının kaydedildiğini, bu vakalardan 21’inin ölümle sonuçlandığını ayrıca 4 eyalette 3 ölüm dahil 3 bin 700’den fazla şüpheli dang humması vakasının kaydedildiğini belirtti. Çoğu eyalette faaliyet gösteren halk sağlığı laboratuvarlarının yokluğunda vakaları doğrulamanın zor olduğuna dikkat çekti.

Bölge Direktörü “30 yıldır Sudan’da su ve sanitasyonla bağlantılı hastalıkların, sıtma ve dang humması gibi vektör kaynaklı hastalıkların ve kızamık ve çocuk felci gibi aşıyla önlenebilir hastalıkların salgınları rapor ediliyor. Mevcut yağmur mevsiminin başlamasıyla birlikte, sıtma ve dang humması salgınlarının görülme sıklığı artıyor” dedi.

Sağlık çalışanlarının çoğu eyalette yaklaşık 6 aydır maaşlarını alamadığını belirten yetkili, operasyonel maliyetleri karşılayacak nakit sıkıntısının yanı sıra erişim ve hareket kısıtlamalarının tıbbi malzemelerin ihtiyaç duyulan yerlere ulaştırılmasını zorlaştırdığını da belirtti.

FOTOĞRAF ALTI: Sudanlı mülteciler toplanıyor... Sınır Tanımayan Doktorlar ekipleri, Çad’daki Adre Hastanesi’nde Batı Darfur, Sudan’daki savaş yaralılarına yardım sağlıyor (Reuters)
Sudanlı mülteciler toplanıyor... Sınır Tanımayan Doktorlar ekipleri, Çad’daki Adre Hastanesi’nde Batı Darfur, Sudan’daki savaş yaralılarına yardım sağlıyor (Reuters)

Ek malzemeler

Mandhari WHO’nun etkilenen eyaletlere sıtmaya karşı ilaçlar, damar içi sıvılar ve ağrı ve ateşi tedavi edecek ilaçlar sağladığını belirtirken “İlave ilaç ve malzeme gönderilmesi için çalışıyoruz, ancak tıbbi malzemelerin ihtiyaç duyulan yere zamanında ulaştırılması için engelsiz erişim ve hareketin sağlanmasına ihtiyaç var” dedi. Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “Sivrisinek üreme alanlarını azaltmak için topluluk katılımı sağlamanın yanı sıra, etkilenen bölgelerde pestisit kalıntılarının temizlenmesi de dahil olmak üzere vektör kontrol müdahalelerine katkıda bulunmaları için yerel gönüllüleri eğitiyoruz” açıklamasında bulundu.

Mandhari’ye göre, sağlıkla ilgili acil durumlara müdahale etmenin yanı sıra, WHO çocuklar için rutin aşılamanın yeniden başlatılması ve savaş nedeniyle aşı dozlarını olamayan çocuklara ulaşmak için aşı kampanyaları yürütülmesi de dahil olmak üzere temel sağlık hizmetlerini sunmak için sağlık sistemini yeniden inşa etmek için çalışıyor.

Mandhari “Birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmek için 8 eyalette 18 gezici klinik açtık ve daha fazla geçici birinci basamak sağlık hizmeti birimi açma sürecindeyiz. WHO ve ortakları, hayat kurtarma operasyonlarında ihtiyaç duydukları hayati desteği sağlayarak sağlık tesislerine ve mobil birinci basamak sağlık birimlerine erişimi iyileştirmek için her fırsatı değerlendirecektir. Saha personelleri aynı zamanda kuruluşun sağlık müdahalesini koordine etmek için de çalışıyor” ifadelerini kullandı.



Irak'ta erken oy kullanma başladı

İçişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili erken oylamada oyunu kullanıyor (Irak Haber Ajansı)
İçişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili erken oylamada oyunu kullanıyor (Irak Haber Ajansı)
TT

Irak'ta erken oy kullanma başladı

İçişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili erken oylamada oyunu kullanıyor (Irak Haber Ajansı)
İçişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili erken oylamada oyunu kullanıyor (Irak Haber Ajansı)

Irak'ta erken oylama dün başladı. Silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri mensupları, yarın (Salı) yapılması planlanan genel seçimler için parlamento seçimlerine katılmak üzere oy kullanmaya gitti.

Seçimlere doğru hareketlenme ve rekabet yoğunlaştıkça, siyasi bloklar, özellikle de Şii bloklar arasındaki anlaşmazlıklar giderek kızıştı. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, parlamentoda en fazla sandalye kazanma potansiyeli göz önüne alındığında, yeniden seçilme konusunda en güçlü aday olarak görülüyor. Bu durum, başta Maliki koalisyonu ve bazı silahlı gruplar olmak üzere çeşitli Şii güçlerin, özellikle ABD-İsrail'in İran'a yönelik eylemleri, İran'ın Irak'taki rolünün azalması ve artan ABD etkisi göz önüne alındığında, bu senaryonun nüfuzlarını zayıflatabileceği endişesini güçlendiriyor.

“Sadr Hareketi” lideri Mukteda es-Sadr ise Şii siyasi partilerin “yozlaşmışları yozlaşmışlarla itme” gerekçesiyle seçimlere katılma çağrılarını eleştirmeye devam ederek, seçim sürecinin tamamını boykot edeceğini yineledi.


Gazze anlaşmasının sağlamlaştırılması ve tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizinin çözülmesi için çabalar yoğun olarak sürüyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Gazze anlaşmasının sağlamlaştırılması ve tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizinin çözülmesi için çabalar yoğun olarak sürüyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması, anlaşmanın bozulacağına dair endişelerle birlikte arabulucuların yoğun çabalarına sahne oluyor. Gazze Şeridi’nin Refah kentinde tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizi devam ederken, bir ay önce imzalanan anlaşma uyarınca ölen tüm İsrailli rehinelerin kalıntılarının iadesi henüz tamamlanamadı.

Tüm bu gelişmelerle birlikte ABD'nin özel temsilcileri Steve Witkoff ve Jared Kushner'ın İsrail'i ziyaret etmeleri bekleniyor. Ziyarette Mısır ve Katar’daki görüşmelerde anlaşmanın ikinci aşamasındaki düzenlemelerin yanı sıra özellikle de Gazze Şeridi'nin yönetimi ve bölgedeki uluslararası güçlerin yetkileriyle ilgili düzenlemeler arasında sıkışıp kalan Hamas üyeleri krizinin ele alınması amaçlanıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli bir uzman, arabulucuların anlaşmayı pekiştirmek, ilerletmek ve onu baltalamaya yönelik her türlü girişimi engellemek için çalıştıklarına inanıyor.

İsrail haber kanalı iNews24, Witkoff'un 10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana Refah'taki tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizini görüşmek üzere Kushner ile birlikte bu hafta İsrail'i ziyaret etmesinin planlandığını bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı olan Kushner, 10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana Refah'ta mahsur kalan Hamas üyelerinin krizini görüşmek üzere bu hafta İsrail'i ziyaret edecek. İsrail Yayın Kurumu (IBA), ziyaretin krizi çözmek ve anlaşmayı uygulamak amacıyla pazartesi günü gerçekleşeceğini aktardı.

Anlaşmanın imzalanmasından bu yana iki ayrı kriz patlak verdi. Bunlardan en dikkat çekici olanı, ölen İsrailli rehinelerin kalıntılarının iadesiydi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden dün yapılan açıklamada, Hamas'ın daha önce 2014 yılında Gazze'de yaşanan bir savaşta esir alınan subay Hadar Goldin'e ait olduğunu açıkladığı cenazeyi teslim aldığı belirtildi.

IBA’ya göre Hamas'ın Goldin’in cenazesini teslim etmedeki gecikmesi, ‘cenazelerin iadesi için ayrı müzakereler yürütmek istediğini ve bunu, Gazze anlaşmasının dayanıklılığını tehdit eden ikinci kriz olan Refah'taki tünellerde mahsur kalan Hamas üyelerini serbest bırakılmasıyla ilişkilendirdiğini’ gösteriyor.

Hamas, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana 20 İsrailli rehineyi canlı olarak teslim ederken, İsrail kalan 28 rehinenin cesetlerinin teslim edilmesini beklediğini ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi için müzakerelerin başlamasını cesetlerin geri kalanının teslim edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları tarafından dün yapılan açıklamada, ‘pes etmek ya da düşmana teslim olmak’ gibi bir kavramın lügatlerinde yer almadığı belirtilerek, arabuluculara sorumluluklarını üstlenmeleri ve ateşkesin devamlılığını garanti altına alacak bir çözüm bulmaları çağrısında bulunuldu.

Kassam Tugayları, ilk aşamada cesetlerin çıkarılması sürecinin son derece karmaşık koşullar altında gerçekleştirildiğini ve cesetlerin çıkarılmasının tamamlanması için ek teknik ekip ve ekipmana ihtiyaç duyulacağını vurguladı.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava yaptığı değerlendirmede, Witkoff ve Kushner'ın İsrail’e yapacağı ziyaretin, tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri ve İsrailli rehinelerin kalıntıları krizlerinin çözümüyle sınırlı olmadığını, bu meselelerin ötesinde uluslararası güçler ve Gazze'nin yönetimi hakkında ciddi ve derinlemesine bir tartışmanın yapılmasını beklediğini belirtti. Mattava, bu kriz nedeniyle Gazze’deki ateşkes anlaşmasının ilk aşamada askıda kalacağını ve ABD'nin bu konudaki tutumunda kararlı olacağını öngörüyor.

Mattava, erken seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte İsrail'in anlaşmayı ihlal edebileceğini ve ‘anlaşmayı etkileyecek, ancak çökmesine yol açmayacak teklifler sunabileceğini’ düşünüyor.

Gazze'de tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizinin İsrail için kabul edilebilir bir bedel karşılığında çözüleceğini düşünen Mattava, ABD’nin seçeneğine göre bunun silahların teslim edilmesi için bir ‘model’ olmasının beklendiğini ifade etti. Ancak Mattava’ya göre bu konu ve kalıntılar meselesi hakkında gelecekte yapılacak görüşmelerin sonucu, Hamas'ın sert tutumuyla çatışabilir ve bu da süreci biraz aksatabilir.

Witkoff ve Kushner'ın ziyaretinden önce, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir telefon görüşmesi yaptı ve Gazze Şeridi'ndeki gelişmeleri ve ateşkesin sağlanması için yapılan çabaları görüştü.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından pazar günü yapılan açıklamaya göre iki bakan Gazze’deki ateşkes anlaşmasının uygulanmasına ilişkin devam eden istişarelerde yaşanan gelişmeleri görüştü ve Mısır ile Katar'ın tutumlarının sabit unsurları üzerinde mutabık kaldı. Bunların başında, Filistin topraklarının birliğini sağlamak için Batı Şeria ile Gazze Şeridi'ni birbirine bağlamanın gerekliliği ve Filistinlilerin, Filistin karar alma sürecinin birliğini koruma çerçevesinde kendi işlerini kendilerinin yürütmesinin önemi geliyor.

Görüşmede, New York'ta uluslararası istikrar gücü konuşlandırılmasına ilişkin devam eden istişareler ele alındı ve iki bakan, bu gücün görev ve yetkilerinin erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarını destekleyecek şekilde tanımlanmasının gerekliliğini vurguladı.

Filistinli siyasi analist Mattava, Gazze Şeridi’ne konuşlandırılması planlanan uluslararası güçlerin yetkilerinin, Gazze Şeridi'nin Batı Şeria'dan ayrılmaması ve Gazze Şeridi'nin Gazzeliler tarafından yönetilmesi konularının şu anda arabulucular ve Filistinlilerin başlıca endişeleri olduğunu düşünüyor. Mattava, Mısır ve Katar’daki görüşmelerin, Gazze’deki ateşkes anlaşmasını ve istikrarını tehdit eden İsrail'in bahanelerini ortadan kaldıracak net tutumlara ulaşmayı amaçladığını söyledi.


Trump bugün eş-Şara'yı "talepler listesi" ile kabul ediyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
TT

Trump bugün eş-Şara'yı "talepler listesi" ile kabul ediyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)

Suriye'de ve tüm dünyada gözler, ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın bugün Beyaz Saray'da gerçekleştireceği görüşmede. Bu, bir Suriye Devlet Başkanı'nın ABD başkentine yaptığı ilk ziyaret olacak.

Beyaz Saray, bu görüşmeye bir dizi taleple hazırlandı. Trump yönetimi, yeni Suriye hükümetini kimyasal silah stoklarını imha etmeye, terörle mücadele uluslararası koalisyonuna katılma anlaşması imzalamaya (bu anlaşmaya göre Suriye hükümeti DEAŞ ile mücadele sorumluluğunu üstlenecek), Suriye'yi dışlanmış bir devlet yerine potansiyel bir güvenlik ortağı olarak konumlandıracak bir ilişki kurmaya ve kayıp Amerikan vatandaşlarının bulunmasında iş birliği yapmaya ikna etmeyi amaçlıyor.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre toplantının en önemli konusunun Suriye ve İsrail arasında bir güvenlik anlaşması olması bekleniyor. Görüşmelerin, Suriye'nin, işgal altındaki Golan Tepeleri'nden feragat etmeden, 1974 tarihli Suriye-İsrail anlaşmasına benzer güvenlik düzenlemeleriyle İbrahim Anlaşmaları'na olası katılımına odaklanması bekleniyor.

Suriye İçişleri Bakanlığı, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ilindeki DEAŞ mevzilerini hedef alan bir güvenlik harekâtı duyurdu. Harekât kapsamında, İç Güvenlik Kuvvetleri ve diğer ilgili birimlerden uzman birlikler, Genel İstihbarat Müdürlüğü ile iş birliği içinde, çeşitli bölgelerdeki DEAŞ sığınaklarına koordineli baskınlar düzenledi.