Şarku’l Avsat’a konuşan Yemen Yerel Yönetim Bakanı: Yasal çerçevelere göre adem-i merkeziyetçilik için çalışıyoruz

Yemen Yerel Yönetim Bakanlığı, adem-i merkeziyetçiliği pekiştirmeyi amaçlıyor (Saba)
Yemen Yerel Yönetim Bakanlığı, adem-i merkeziyetçiliği pekiştirmeyi amaçlıyor (Saba)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Yemen Yerel Yönetim Bakanı: Yasal çerçevelere göre adem-i merkeziyetçilik için çalışıyoruz

Yemen Yerel Yönetim Bakanlığı, adem-i merkeziyetçiliği pekiştirmeyi amaçlıyor (Saba)
Yemen Yerel Yönetim Bakanlığı, adem-i merkeziyetçiliği pekiştirmeyi amaçlıyor (Saba)

Yerel Yönetim Bakanı Hüseyin Abdurrahman, bakanlığının yasal çerçevelere uygun olarak tüm Yemen valiliklerinde adem-i merkeziyetçilik sağlama çabasını dile getirdi. Kurtarılan illerdeki yerel yönetim liderleriyle yakın işbirliğine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Abdurrahman, Muin Abdulmelik hükümetinde yerel yönetim portföyünü üstlendiğinden bu yana elde ettiği başarılara ek olarak bakanlığının performansı önündeki en önemli engelleri sıraladı. Bakanlığın görevlerini yerine getirebilmesi için öncelikle geçici başkent Aden'deki idari durumun hazırlanması gerektiğine değindi.

FOTO: Yemen Yerel Yönetim Bakanı Hüseyin Abdurrahman (Şarku’l Avsat)
Yemen Yerel Yönetim Bakanı Hüseyin Abdurrahman (Şarku’l Avsat)

Yürürlükteki yasaya aykırı olarak bazı valiliklere merkezi otoriteden bireysel bağımsızlık verilmesine yönelik teknik bir projenin varlığına ilişkin söylentileri yalanlayan Abdurrahman, bunu düzenleyen çerçevelere uygun olarak tüm valiliklere ek idari ve mali yetkiler verilmesi çabasına değindi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Bakan, “Her çalışma engeller ile karşılaşır. Tembellik edenlerin değil, çalışıp çaba gösterenlerin karşısına engeller çıkar. Biz yerel yönetimler olarak dikenli bir yolda yürüyoruz, tüm iktidar gibi büyük engellerle karşı karşıyayız. Savaş şartlarında, caydırıcı ve kısıtlayıcı, kolaylaştırıcı olmayan şartlarda çalışıyoruz. Bakanlığım yeterli kaynaklara sahip olmadığı için kıt imkanlarla faaliyet gösteriyor. Ancak gelişim gösteriyor. Bu nedenle Bakanlar Kurulu, Yerel Konseyleri Kalkınma Fonu'nun kurulmasını onayladı” ifadelerini kullandı.

Ülkenin genel durumuna değinen Bakan Abdurrahman, “Bu çok karmaşık bir sorun, çünkü yönetim, valilikler arasında mutlak bir ayrılık anlamına gelmiyor. Ortak noktalar var, iletişim ve koordinasyon gerektiren konular var. Mesela yol, ulaşım, elektrik hizmetleri valiliklerin birbirinden ayrılmamasını gerektiriyor. Biz de becerilerin ve performansın geliştirilmesi için çalışıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Yerel yönetimlerin ve diğerlerinin geliştirilmesi alanında araştırma yapılması ve bilimsel kursların yürütülmesinin yanı sıra kısa ve orta ölçekli uzmanlık kursları düzenleyerek yerel liderlerin yeteneklerini geliştirmek ve nitelendirmek için yerel bir akademi kurmak istediklerini belirtti.

FOTO: Yemen Yerel Yönetim Bakanlığı, kalkınma programlarına destek için uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde (Saba)
Yemen Yerel Yönetim Bakanlığı, kalkınma programlarına destek için uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde (Saba)

Valiliklerde yerel yönetimlerle tam ve yakın işbirliğinin varlığını doğrulayan Bakan, bakanlığın yerel yönetimlerin faaliyetlerini denetlediğini, kontrol ve takip ettiğini, onlardan düzenli olarak raporlar aldığını dile getirdi.

Bakanlığın valilikler ve müdürlüklerle bağlantısını sağlayacak bir şikayet platformunun kurulduğuna dikkat çeken Bakan, sorunların anında giderilmesi ve sorulara yanıt verilmesi için prosedürlerin uygulandığını belirtti.

Hadramut, Aden ve Taiz valiliklerine hibe verilmesi yönünde teknik bir projenin hazırlandığına dair söylentileri yalanlayan Bakan Abdurrahman, “Bu iddialar asılsız. Bu yönde bir proje yok. Bu amaçla oluşturulmuş bir teknik komite yok. Başkanlık Konseyi'nin böyle bir projeyi hayata geçirme niyeti olsaydı, bir karar taslağına dönüşene dek bu hususun tartışılması için hükümete talimat verilirdi, ardından gerekli hukuki ve idari düzenlemeler yapılır, 2000 tarihli ve 4 rakamlı Yerel İdareler Kanunu’nun 171. maddesi uyarınca bakanlık böyle bir uygulamadan sorumlu tutulurdu” ifadelerini kullandı. Söz konusu kanunun yürütme yönetmeliğinin 156. maddesi uyarınca yetkileri yerel yönetimlere devretmeye veya ertelemeye yetkili organın Bakanlar Kurulu olduğunu da ekledi.

Bakanlığının idari adem-i merkeziyetçilik sistemini benimsemek, ayrım gözetmeksizin tüm valiliklere geniş idari ve mali yetkiler vermek için çalıştığını vurgulayan Bakan Abdurrahman, böylece yüksek kalitede hizmet sunulacağına, dengeli kalkınmaya ulaşılacağına, özel sektörle ortaklık ve işbirliği içinde iş fırsatları sunulması ve yabancı sermaye için cazip bir ortam oluşturulmasına olanak tanınacağına değindi. Bakanlığın kadrolarının tüm enerjisiyle, yürürlükteki yasa ve yönetmelikleri yorumlayarak, güvenlik koşulları ve mevcut mali imkanlara göre azami bağlılıkla bu alanda çalıştığını da ekledi.

Gelişmenin ve yenilenmenin önemli ve gerekli olduğunu vurgulayan Bakan Abdurrahman, ancak yerel yönetimlere verilecek yetkiler çerçevesinde net bir vizyon belirlenmesi gerektiğini, uluslararası kuruluşlar ve özel sektörün katılımıyla Yerel Yönetim Bakanlığı ve resmi kanallar aracılığıyla yürütüleceğini belirtti. Geçtiğimiz dönemde gerçekleştirilenlere ve geleceğe yönelik hedeflere işaret eden Bakan Abdurrahman, bakanlığın Aden'deki durumunun, bakanlık için bir merkez bulunarak donanım ve teçhizatının sağlanması yoluyla düzenlendiğini doğruladı. Bakanlığın yeni teşkilat düzenlemelerini onaylayan Cumhuriyet Kararnamesi'nin tamamlanmasının takibine de değinen Bakan, Kamu Hizmeti ve önceki Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak Cumhurbaşkanlığı'na gönderildiğini belirtti.

Bakanlar Kurulu planı kapsamında Bakanlığın planına göre yerel yönetimin çalışmalarını incelemek, 2023 yılı performansını değerlendirmek, yerel otoritenin çalışmalarına yönelik saha denetim planı hazırlamak, altyapıda ve kurumsal alanlarda mevcut durumu değerlendirmek, yerel yönetimlerin rolünün çeşitli yönlerde etkinleştirilmesine ilişkin teklifler hazırlayarak Bakanlar Kurulu’na sunmak amacıyla hazırlıkların yapıldığını doğruladı.

FOTO: Yemen Yerel Yönetim Bakanı uluslararası bir kuruluşla görüştü (Saba)
Yemen Yerel Yönetim Bakanı uluslararası bir kuruluşla görüştü (Saba)

Geçici başkent Aden'in kalkınması için hazırlanan bir ekonomik kalkınma programı bulunduğunu söyleyen Bakan, yeniden inşaya yönelik stratejik planın illerin tüm ekonomik ve sosyal seviyeleri kapsayan iyileştirmeye yönelik stratejik planlar geliştirmesi ile birden fazla düzeyde geliştirildiğini bildirdi. Darbeci Husi milislerin başlattığı savaş neticesinde valiliklerin uğradığı zararın tahmini maliyetle birlikte envanterinin hazırlandığını da ekledi.

Arazi sorununun çözülmesi, modern şehir planlarının geliştirilmesi, imar ve iyileştirme için gerekli tedbir ve prosedürlerin alınması, geçici başkent Aden'de ve kurtarılmış diğer bölgelerde çeşitli alanlarda kamu tesisleri, belediye işleri, çevre, hizmetler ve altyapının rehabilitasyonunun gerektiğine dikkat çekti.

Ortak kamu kaynaklarının toplanmasının takip edilmesi ve idari birimlere dağıtılmasından bahseden Bakan, kurtarılan idari birimler düzeyinde 6 buçuk milyar Yemen riyalinin dağıtıldığını bildirdi.

Bakan Abdurrahman, yerel yönetimlerin iç kaynakların toplanması ve geliştirilmesine yönelik performansına, iyileştirme ücretlerinin hizmet hacmiyle orantılı olarak ayarlanmasına ilişkin birçok yasa taslağının hazırlandığını doğruladı. Ayrıca Bakanlar Kurulu’na ait yerel ve ortak vergilerde değişiklik yapılması, yerel ve ortak kaynakların toplanması ve değerlendirilmesinin takibi, yerel yönetimlerin tahsilat verimliliğini artırmalarına yardımcı olacak çalışma ve araştırmalar hazırlanması ve bu konuda Bakanlar Kuruluna periyodik raporlar sunulması üzerine durulduğunu belirtti.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.