İsrail saldırısından kaçıp okula sığınan Filistinli küçük kız evine döneceği günü bekliyor

10 yaşındaki Filistinli Marah Attar, "Oyuncaklarımla oynamayı çok seviyorum. Keşke suyun, elektriğin, oyuncakların ve ağaçların olduğu evime dönebilsem. Geceyi sevmiyorum, karanlıkta yoğun patlama sesleri oluyor" dedi

BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı: Gazze'de yaklaşık 74 bin Filistinli okullarımıza sığındı (AA)
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı: Gazze'de yaklaşık 74 bin Filistinli okullarımıza sığındı (AA)
TT

İsrail saldırısından kaçıp okula sığınan Filistinli küçük kız evine döneceği günü bekliyor

BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı: Gazze'de yaklaşık 74 bin Filistinli okullarımıza sığındı (AA)
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı: Gazze'de yaklaşık 74 bin Filistinli okullarımıza sığındı (AA)

İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları nedeniyle evini terk ederek Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) ait bir okula sığınmak zorunda kalan 10 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Marah el-Attar, en kısa sürede evine dönmek istiyor.

Filistinli küçük kız, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının ardından bombaların hedefi olmamak için ailesiyle UNRWA'ya ait bir okula sığındı.

Saldırılar nedeniyle evini terk etmek zorunda kalan Attar, zamanını, evlerini geride bırakan diğer çocuklarla birlikte okulun bahçesinde oyunlar oynayarak geçiriyor.

Aklı, evde bıraktığı oyuncaklarında

Saldırılar sırasında yaşadıklarını anlatan Filistinli küçük kız, "Evimizden çıktık, kıyafetlerimizi, oyuncaklarımızı orada bıraktık." dedi.

Attar, babasıyla birlikte baktıkları, ağaçlar ile bitkilerin yer aldığı küçük bahçeli evine döneceği günü beklediğini söyledi.

Filistinli kız, geceleri elektrik kesintisi nedeniyle her yer karanlık olduğu için çok korktuğunu, bu saatlerde İsrail'in saldırılarının arttığını dile getirdi.

"Geceyi sevmiyorum, karanlıkta yoğun patlama sesleri oluyor

Küçük kız "Oyuncaklarımla oynamayı çok seviyorum. Keşke suyun, elektriğin, oyuncakların ve ağaçların olduğu evime dönebilsem. Geceyi sevmiyorum, karanlıkta yoğun patlama sesleri oluyor." dedi.

Gazze'deki hükümete bağlı Enformasyon Dairesi Başkanı Selame Maruf, bu sabah, "İsrail ordusu son birkaç saatte 15 aileye yönelik katliam gerçekleştirdi. Evlerini hiçbir uyarıda bulunmadan doğrudan bombaladı, çoğunluğu çocuk olmak üzere ölen ve yaralananlar oldu." açıklamasında bulunmuştu

UNRWA, 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 74 bin Filistinlinin Ajansın Gazze Şeridi'ndeki okullarına sığındığını açıklamıştı.

Ne olmuştu?

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 493 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 751 kişinin yaralandığını açıklamıştı.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.

İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700’den fazla İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.



Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
TT

Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)

 

Suriye Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir eğitim kaynağı, Bakanlığın, ana gücü Kürtler olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye bölgelerinde genel ve temel ortaöğretim sınavlarının düzenlenmesi için bir anlaşma duyurmak üzere olduğunu açıkladı. Bu anlaşma, bölgede yaşayan öğrencilere ve sakinlere final sınavlarına kendi bölgelerinde girme imkânı tanıyacak.

Bu kaynaklara göre, Kamışlı, Haseke, Rakka ve Deyrizor kırsalında dört sınav merkezinin açılacağı duyurulacak. Merkezlerin denetimini, Millî Eğitim Bakanlığı ile Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri yöneten "Özerk Yönetim"in Eğitim Kurumu yetkilileri birlikte yürütecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da tarafsız gözlemci olarak katılacak.

Bu anlaşma, temel eğitim ve genel lise sınavlarına kayıtlı 25 binden fazla öğrenciyi kapsıyor. Bu öğrenciler, Haseke vilayetinden ve sadece bu vilayetin şehirlerinden geliyor. Ayrıca, Rakka vilayetinde ve Deyrizor vilayetinin kuzey ve doğu kırsalında, devlet okullarına devam eden binlerce öğrenci var. Geçen yılın sonunda Esed rejimin düşmesinden önce güvenlik bölgelerinde resmi müfredatla eğitim gördüler.

Öğrencilerin aileleri, sınavların düzenlenmesi için Şam ve Kamışlı arasında yürütülen görüşmelerin sonucunu sabırsızlıkla bekliyorlar, çünkü sınavların başlangıç tarihi önümüzdeki ayın başında.

Milli Eğitim Bakanlığı kaynakları, Şam vilayetlerinde ve Suriye içinde çocuklarını kayıt ettirenlerin, sınavlar başlamadan önce, kayıtlarını bulundukları bölgelerdeki yeni merkezlere aktarabileceklerini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı, bölgedeki yaşam ve ekonomik koşulların kötüleşmesi, alandaki dalgalanmalar ve genel gelişmeler nedeniyle bugüne kadar kayıt yaptıramayanlar için kayıt süresini uzatacak ve kapıları yeniden açık tutacak.

Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)

Özerk Yönetim Eğitim Otoritesi Başkanı Halef el-Matar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlenmesi konusunda Şam'dan resmi bir yanıt beklediklerini söyledi. Yetkililerin, "UNICEF ve Şam'daki hükümetin Eğitim Bakanlığı ile iletişim kurarak öğrencilerin haklarını güvence altına almak için yoğun çaba sarf ettiğini" vurguladı.

Bu eğitim yetkilisi, Şam Eğitim Bakanlığı'nın, yönetimin ilkokuldan ortaokula ve üniversiteye kadar olan eğitim kademelerini müfredata bağlamasının ardından, "Özerk Yönetim"in eğitim müfredatlarını ve mevcut okullarını tanımasını talep etti.

"Özerk Yönetim" yetkilileri, Şam hükümetinin, Kürtçe ve Süryanice öğrenmek isteyen öğrencilere, seçme özgürlüğünü velilere ve öğrencilere bırakarak, Kürtçe ve Süryanice dersleri tahsis etmesini ve "Özerk Yönetim" üniversitelerinin, yani Kamışlı'daki "Rojava", Rakka'daki "El-Şark" ve Halep'in doğu kırsalındaki Ayn el-Arab ("Kobani") kentindeki üç üniversiteyi, devrik rejimden sonra İdlib ve Halep kentlerindeki diğer özel üniversitelerle aynı doğrultuda resmen tanımasını ve resmileştirilmesini talep ediyor.

Bu eğitim girişimleri, Genel İstihbarat Müdürü Hüseyin es-Seleme'nin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ile Deyrizor kırsalındaki el-Ömer petrol sahasında, geçen mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile imzalanan anlaşmanın uygulanması amacıyla bu ayın 5'inde dördüncü müzakere oturumunu gerçekleştirmesinin ardından geldi. Anlaşma, SDG güçlerinin, ona bağlı sivil kurumların ve yerel yönetim meclislerinin Suriye devlet yapısına entegre edilmesini öngörüyor.

Suriye Eğitim Bakanı Muhammed Turko, geçen ay "Özerk Yönetim" yetkilileriyle eğitim konusuna ilişkin ön mutabakatlara varıldığını açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Suriye'deki savaş ve çatışmaların eğitim üzerindeki etkisine ilişkin bir raporunda uyarıda bulunduğunu belirtmekte fayda var. Raporda, çatışmalar ve savaşların eğitim altyapısını tahrip etmesi sonucu binlerce çocuğun eğitiminde ciddi aksamalarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Raporda ayrıca, iktidardaki otoritelerin Suriye'deki öğrencilerin eğitim geleceğini kurtarmak için acil ve hızlı önlemler almaması halinde, örgütün “nesiller boyu sürecek bir felaket” olarak nitelendirdiği durumun ortaya çıkabileceği belirtildi.