Lübnan'ın güneyinde top mermilerinin etkisi bölge sakinlerinin kaçma kararını belirliyor

'Şarku'l Avsat' güney sınırlarında dolaşıyor

Lübnan'ın güneyinde top mermilerinin etkisi bölge sakinlerinin kaçma kararını belirliyor
TT

Lübnan'ın güneyinde top mermilerinin etkisi bölge sakinlerinin kaçma kararını belirliyor

Lübnan'ın güneyinde top mermilerinin etkisi bölge sakinlerinin kaçma kararını belirliyor

26 yaşındaki Ali'nin Lübnan’ın güneyindeki Hiyam Ovası'ndaki kuş avlama alanına varmasının üzerinden yalnızca bir saat geçmişti ki, İsrail bombardımanı Lübnan'ın Hiyam Ovası yakınındaki bölgeleri hedef alan bombardıman başladı.

Ali, "İşlerin daha da kötüye gitmesinden korkarak kahvemizi alıp avlanma alanından hızla çıktık. Korkunç dakikalardı. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Karşıdaki yerleşim yerlerine açık olan bulunduğumuz yerin herhangi bir merminin hedefi olmasından veya bizi savaşçı sanarak insansız hava araçlarının arabalarımızı bombalamasından korkuyorduk" dedi.

Sabah saatlerinde sınır bölgesini terk ederek Beyrut'a dönen Ali, güvenlik durumunun kötüleşmesinden korkarak bölgeyi terk eden tek kişi değildi. 'Hizbullah'ın Tırşab Tepeleri ve Şeba Çiftlikleri'ndeki İsrail hedeflerini bombalamasının ardından, siviller tarafından kullanılan çok sayıda araç Beyrut'a doğru yola çıktı. Şeba'ya bitişik olan Arak ovasında, hafta sonu tatili için bölgeyi ziyaret eden sakinler neredeyse tamamen tahliye edildi.

Fotoğraf Altı:  İsrail askerleri Lübnan sınırındaki tanklarında (AFP)
İsrail askerleri Lübnan sınırındaki tanklarında (AFP)

Ebel es-Saki - Merciiyun yolunda, onlarca araç hızlıca ilerleyerek, Arak'tan Nabatiye'ye ve oradan Beyrut'a doğru gitti. Bölge sakinleri, ‘savaşın Lübnan'a genişlemeyeceğine dair önceki tüm tahminlerin yanlış çıktığını’ söylüyor. Hizbullah’ının bombardımanı beklenmiyordu. Halk, Hizbullah açıklama yayınlayıp sorumluluğu üstlenene kadar saldırıyı yapan tarafın resmi bir açıklama yapmasını bekledi. Bu durum korkuları artırdı. Bölge sakinleri daha sonra olup bitenlerin ‘son derece ciddi’ olduğunu ve ‘olası herhangi bir gelişmeyi öngörerek bölgeyi terk etmenin doğru seçim olduğunu’ ifade etti.

Merciiyun bölgesindeki sakinler, evlerinin balkonlarından gelişmeleri izliyor. Halk gözleriyle, mermilerin düştüğü yerleri takip ediyor. Hiyam bölgesi sakinlerinden biri "Genellikle bombardıman yirmi dakikadan kısa sürerdi. Fakat bu kez bombardıman uzun sürdü ... bu da savaş olasılığının daha ciddi olduğu anlamına geliyor” dedi. Kızıyla bölgeyi terk etmek konusunda tartışan bir adamın "Bavullarımızı toplayıp kasabayı terk etmeden önce biraz daha bekleyelim” dediğine tanık olduk.

Bombardıman sükûneti

Bombardıman sabah saat 8:30'da tamamen durdu. Bu gelişme endişeleri ortadan kaldırmadı, ancak bölgeden ayrılma isteyenlerle kalacak olanların bu konuda karar vermesine yardımcı oldu. Bölge hala ziyaretçilerle dolu. Bölgeden ayrılmak isteyenleri arabalar birbiri ardına hareket ediyor. Bu yeni yolculukta, köylerde yaşayan insanlar önde gidiyor. Bu yolculuk bu sefer, İsrail yerleşimlerinden sadece birkaç metre uzaklıkta bulunan Adaysa ve Kefr Kila'daki ayrım duvarına doğru.

Fotoğraf Altı:  İki Lübnanlı asker sınırdaki durumu izliyor (Reuters)
İki Lübnanlı asker sınırdaki durumu izliyor (Reuters)

Gençler, sınırın diğer tarafını görmek için toplanıyor. Bazıları, İsrail askerlerini daha net bir şekilde görebilmek için demir çiti hedefliyor. Bazıları, çevredekilerin gülüşleri arasında onlara tahrik edici sözler atmaya çalışıyor... Ama İsrail askerleri cevap vermiyor veya dönüp bakmıyor. Askerler, silahlarıyla birlikte tüm askeri teçhizatlarına alarak arkalarını dönüp yürüyor.

İsrail askerlerinin konuşlandırılması

Sınırın diğer tarafında, insanlar daha önce görmeye alışkın olmadıkları yeni bir manzara var. Bir grup asker, el-Mıtlaa yerleşiminin ortasında toplanıyor. Başka askerler de onlara katılıyor. Lübnan sınırına bakan tarlalarda, İsrail askerleri ağaçların altında dağılıyor. Bir Lübnanlı “Zeytin ağacının altında duruyor" diye bağırarak, sanki kayıp bir şeyi bulmuş gibi. Telefonunu çıkarıyor ve önündeki manzarayı Beyrut'taki arkadaşlarıyla paylaşmak için fotoğraflıyor. "Şunlara bak... Tarlalarda ve yerleşimlerde dağılmış durumdalar. Sınırdan canlı yayın" diyor.

Fotoğraf Altı: İsrail askerleri Lübnan sınırındaki Metula yerleşimindeki evlerin arasında konuşlandırılıyor (AP)
İsrail askerleri Lübnan sınırındaki Metula yerleşimindeki evlerin arasında konuşlandırılıyor (AP)

Ancak en garip manzara, İsraillilerin evlerine dağılmış askerler. Her evde bir asker var. Birinci evde, tam teçhizatıyla bir asker balkonda dururken, bir kadın bavullarını toplayıp küçük arabasına koyuyor. Birinci evin yanındaki başka bir evde, bir asker girişte hazır bekliyor. Başka bir evde asker, ev sakinleriyle sohbet ediyor.

Lübnanlılar, ne olduğunu merak ediyor. Sınırda duranlardan biri, İsraillilerin, Gazze'de olduğu gibi yerleşimlere bir baskın yapılmasından korktuğunu ve bu nedenle sakinleri yatıştırmak için asker gönderdiklerini söylüyor. Başka biri, bu kadar çok askerin varlığından, yakında bir savaş çıkmasından korkulduğunun anlaşıldığını söylüyor. Bir başkası ise, cep telefonundan aldığı haberlerde, bir tahliye planının olduğunu söylüyor. Bölgeyi ziyaret edenler sürekli değişiyor. Bir grup ayrılıyor, yeni bir grup geliyor. Neler olup bittiğine dair analizler ve tahminler birbiriyle çatışıyor. Saatler içinde neler olacağı merak ediliyor.

Kefrşuba

Şarku’l Avsat’ın gözlemine göre Merciiyun yolu oldukça sakin görünüyor. Sadece Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNIFIL) araçları yoğun bir şekilde dolaşıyor. Gazeteciler, sokağa çıkanların sayısını aşıyor. Burada bombardıman birkaç saat önce durdu ve bölge her an tırmanmaya müsait. Bölge dışından beş genç var. Onlardan biri, gelişmeleri yakından takip etmek için Sur şehrinden geldi. Adam, Filistinlileri ve askeri operasyonlarını destekliyor. Bir diğeri ise, bölgede yeniden kurduğu Hizbullah çadırını görüp göremediğini öğrenmek için geldi. Ancak çadır uzakta ve kimseye ulaşamayacağı yüksek bir yerde. Burada gördükleri, sabah bombalanan İsrail mevzilerini, yüksek dağları ve boş sokakları içeriyor. Uzaktan, Lübnan ordusu ve İsrail güçleri arasında daha önce sorun çıkaran bir sınır noktası görülüyor. Lübnan'ın, İsrail'in sınırını 18 metre genişlettiğini ve Lübnan sınırının içine 2,8 metre derinliğe ilerlediğini söylediği bir nokta.

Bomba ve olasılıklar

Ta ki uzaktan bir patlama sesi duyulana kadar saatler boyunca herhangi bir gelişme yaşanmadı. İsrail hava savunma sistemi, bir insansız hava aracına doğru bir füze ateşledi. "İşler tırmanmaya doğru gidiyor gibi görünüyor". Endişeler artıyor. İsrail tarafından fırlatılan bir top mermisi yakınlarda bir yere düştü ve büyük bir gürültü çıkardı. Bazıları, merminin Şelale Vadisi bölgesinde düştüğünü düşünüyor. Birkaç aile, bölgeden hemen ayrılmaya karar verdi. Bölge, savaş ihtimalleri veya diplomatik temaslarla gerilimin aşılması ihtimalleri arasında açık durumda.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.