Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimleri: Tantavi adaylık için imza topluyor

Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimleri: Yemame adaylık belgelerini sunarken, Tantavi halk vekaleti çağrısı yaptı

Mısır Seçim Kurumu’nun önceki basın toplantısından ( Mısır Seçim Kurumu)
Mısır Seçim Kurumu’nun önceki basın toplantısından ( Mısır Seçim Kurumu)
TT

Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimleri: Tantavi adaylık için imza topluyor

Mısır Seçim Kurumu’nun önceki basın toplantısından ( Mısır Seçim Kurumu)
Mısır Seçim Kurumu’nun önceki basın toplantısından ( Mısır Seçim Kurumu)

Mısır’da Vefd Partisi lideri Abdussened Yemame yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin adaylık belgelerini Ulusal Seçim Kurumu’na sunarken, Ahmed et-Tantavi destekçilerine halk vekaleti çağrısında bulundu.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün, İskenderiye, Gize, Feyyum ve Süveyş’de cumhurbaşkanlığı seçimleri için potansiyel adaylardan biri için sahte vekaletname düzenleyen 8 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Bakanlık hakkında vekaletname düzenlenen adayın ismini açıklamazken, bahsi geçen kişilerin elinde 596 adet sahte vekaletname olduğunu  ve bu vekaletnameleri basan matbaa sahibinin ise tutuklandığını aktardı. Mısır’da bir ismin cumhurbaşkanlığına aday olabilmesi için Mısır Temsilciler Meclisi’nin en az yirmi üyesi ve en az 15 yıl oy kullanma hakkına sahip olan 25 bin vatandaş tarafından desteklenmesi gerekiyor.

Ulusal Seçim Kurumu, Mısırlıların yurt dışında 1, 2 ve 3 Aralık'ta, yurt içinde ise aynı ayın 10, 11 ve 12'sinde oy kullanmaya başlayacaklarını duyurdu. Seçimin tekrarlanması durumunda seçim süreci yurt dışında 5, 6 ve 7 Ocak'ta, yurt içinde ise aynı ayın 8, 9 ve 10'unda yapılacak.

Yemame, Vefd Partisi’nin parlamento organı üyesi olan Temsilciler Meclisi üyelerinin 26 tavsiyesini içeren seçimler için adaylık belgelerini sundu. Yemame’nin seçim kampanyasının resmi sözcüsü Yaser el Hudeybi, Parti Başkanı’nın Ulusal Seçim Kurumu’ndan  seçimin simgesi olarak palmiye ağacı görüntüsü talep ettiğini aktardı.

Yemame, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi VE Sosyal Demokrat Partisi Başkanı Ferid Zahran’dan sonra belgelerini sunan üçüncü potansiyel aday oldu. Adaylık belgelerinin tesliminin 14 Ekim’e kadar sürmesi planlanıyor.

Diğer yandan potansiyel adat Ahmed et-Tantavi ise x platformundan yaptığı açıklamada, geçtiğimiz iki haftadır cumhurbaşkanlığı seçimine adaylığını ilan etmek isteyenlerin engellenmesinin ardından, kendisini cumhurbaşkanı olarak aday göstermek isteyen halka vekalet çağrısında bulundu.

Kahire Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Prof. Dr. Mustafa Kemal es-Seyid Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Tantavi'nin destekçilerine vekalet çağrısının, destekçilerine ahlaki destek verme girişimiyle eşdeğer olduğunu söyledi. Seyyid, Tanravi’nin destekçilerine vekalet verme sürecini kolaylaştırmayı bir baskı kartı olarak kullanabileceğini aktardı.

Seyyid, halk vekaletine başvurmanın bir tür siyasi eylem yöntemi olduğunu ancak hukuki açıdan bakıldığında faydası olmadığına dikkati çekerek, Ulusal Seçim Kurumu’nun  yalnızca valiliklerdeki emlak tescil büroları tarafından verilen noter tasdikli vekaletnameleri tanıdığını aktardı.

Geçtiğimiz Pazar günü Tantavi, hali hazırda 7 bin 741 kişinin vekalet topladığını aktardı.



Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

TT

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Almanya'nın Tel Aviv Büyükelçisi Steffen Seibert, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukayı kırmaya çalışırken Akdeniz'de İsrail askerleri tarafından alkonulan aktivistlerin İsrail'e götürüldüğünü bildirdi.

Seibert X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Tüm yolcular donanma tarafından İsrail'e nakledildi ve donanma bize hepsinin güvende olduğunu teyit etti. İsrailli yetkililer, aktivistlerden ülkeyi terk etmelerini istedi. Bir Alman vatandaşı için konsolosluk yardımı teklif ettik” ifadelerini kullandı.

Madleen, günler süren yolculuğun ardından gece saatlerinde, varış noktası olan Gazze Şeridi'ne ulaşmadan kısa bir süre önce İsrail güçleri tarafından durduruldu.

Özgürlük Filosu Koalisyonu, uzun süredir İsrail ablukası altında olan Gazze Şeridi’ne yardım ulaştırmayı amaçlıyordu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Madleen'in durdurulmasının, 2007 yılından bu yana Gazze Şeridi'ne uygulanan ve izinsiz gemilerin girişini engelleyen deniz ablukasına dayandığını belirtti.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından geminin durdurulmasının ardından yapılan açıklamada, “Madleen gemisindeki on iki aktivistin ve diğer tüm Filistinli tutukluların derhal serbest bırakılmasını, acımasız işgale ve ablukaya son verilmesini ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılması için tüm sınır kapılarının derhal açılmasını talep ediyoruz” denildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun yardım gemisi Madleen'in ‘güvenli bir şekilde İsrail kıyılarına doğru yol aldığını’ bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın X platformundaki hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Yolcuların kendi ülkelerine dönmeleri bekleniyor” ifadesi yer aldı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu yaptığı açıklamada, Madleen'in uluslararası sularda ‘İsrail ordusu tarafından saldırıya uğradığını ve engellendiğini’ belirtti.

Açıklamada, “Gemiye yasadışı bir şekilde çıkıldı, silahsız sivillerden oluşan mürettebatı kaçırıldı ve bebek maması, gıda ve tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere hayat kurtarıcı temel yardım malzemelerine el konuldu” denildi.

Özgürlük Filosu Koalisyonu Koordinatörü Huveyda Araf, İsrail'in gemide bulunanları gözaltına almak için yasal yetkisi olmadığını söyledi.

Araf, “Gemideki gönüllüler İsrail'in yargı yetkisi altında değildir, yardım sağladıkları ya da yasadışı ablukayı kırdıkları için suçlanamazlar… Keyfi ve hukuksuz gözaltlarına derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir şey bizi caydıramaz. Tekrar yelken açacağız. Kuşatma sona erene ve Filistin özgürleşene kadar durmayacağız. Bu el koyma uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor ve Gazze Şeridi'ne engelsiz insani erişim gerektiren Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) bağlayıcı kararlarına meydan okuyor.”

Aktivistler, İsrail'in Gazze Şeridi’ne engelsiz insani erişim sağlaması gerektiğini vurguluyor.

Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi açıklarındaki bölgenin 2007'den bu yana uygulanan deniz ablukası kapsamında izinsiz gemilere kapalı olduğunu ve Madleen'in bu nedenle durdurulduğunu belirtti.

Aktivistlerin İsrail kıyılarına ne zaman ulaşacakları ve ne zaman ülkelerine geri gönderilecekleri ise belirsizliğini koruyor.