Londra’daki Arap büyükelçileri: Çözüm bağımsız Filistin devletinde

Arap büyükelçiler, barış için siyasi beklentilerin bulunmamasının çatışma ve şiddeti körükleyeceğini vurguladı

Arap ülkeleri büyükelçileri, İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu Bakanı ile bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)
Arap ülkeleri büyükelçileri, İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu Bakanı ile bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)
TT

Londra’daki Arap büyükelçileri: Çözüm bağımsız Filistin devletinde

Arap ülkeleri büyükelçileri, İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu Bakanı ile bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)
Arap ülkeleri büyükelçileri, İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu Bakanı ile bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)

Birleşik Krallık görev yapan Arap ülkeleri büyükelçileri, Londra’daki Arap Birliği Misyonu Başkanı’nın da katılımıyla İngiltere Orta Doğu ve Kuzey Afrika Devlet Bakanı Lord Tarık Ahmed ile bir toplantı yaptı. Büyükelçiler, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamanın yolunun Filistin halkının tüm meşru haklarını karşılayan adil ve kapsamlı bir barışın sağlanmasından geçtiğini vurguladı.

Büyükelçiler, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen bir Filistin devletinin varlığını kabul ederek Filistin-İsrail çatışmasını sona erdirme gereğini vurguladı. Büyükelçiler barışa ulaşmak için gerçek siyasi beklentilerin devam etmemesinin, yalnızca umutsuzluğun sürmesine, çatışmayı ve şiddeti körüklemesine, aşırılığın güçlenmesine ve gerginliğin artmasına yol açacağına dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’ın izlediği toplantıda, bölgede güvenliğin sağlanmasının yolunun Filistin halkının meşru haklarının karşılanması olduğu teyit edildi. (Şarku’l Avsat)

Arap Büyükelçiler Konseyi Ortadoğu’daki mevcut durumu, Hamas ile İsrail güçleri arasında süregelen tırmanmayı ve siyasi eylem yollarını tartışmak üzere Lord Tarık Ahmed’i ağırladı.

Birleşik Krallık Arap Diplomatik Birliği Başkanı Şeyh Fevvaz bin Muhammed el-Halife, Dışişleri, Milletler Topluluğu ve İngiliz Kalkınma Bakanı James Cleverly tarafından yürütülen tüm hareketlere ve temaslara değinen Lord Tarık Ahmed’i memnuniyetle karşıladı.

Arap ülkelerinin büyükelçileri Filistin-İsrail çatışmasını sona erdirme gereğini vurguladı. (Şarku’l Avsat)

Toplantıda, Gazze Şeridi’ndeki mevcut durum, iki devletli çözüm, adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma şansını baltalayan tırmanmanın önemi tartışıldı. Gazze Şeridi’ndeki kuşatmayı kaldırmak ve Gazze Şeridi’ne gıda, yakıt ve tıbbi ekipmanın derhal ulaştırılmasına izin vermek için gerekli önlemlerin alınmasının önemini vurgulandı.

Lord Tarık Ahmed ise mevcut durumun, Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze’deki Filistinlilere insani yardımın ulaştırılmasını kolaylaştırmak ve sivillerin güvenliğini sağlamak için ortak çabaların yoğunlaştırılmasının önemini vurguladı.



Mısır, İhvan'a atfedilen ‘uzlaşı’ çağrısını görmezden geldi

Mısır'da İhvan üyelerinin şiddet ve terörizmle ilgili suçlamalarla yargılandığı davalardan bir kare (AFP)
Mısır'da İhvan üyelerinin şiddet ve terörizmle ilgili suçlamalarla yargılandığı davalardan bir kare (AFP)
TT

Mısır, İhvan'a atfedilen ‘uzlaşı’ çağrısını görmezden geldi

Mısır'da İhvan üyelerinin şiddet ve terörizmle ilgili suçlamalarla yargılandığı davalardan bir kare (AFP)
Mısır'da İhvan üyelerinin şiddet ve terörizmle ilgili suçlamalarla yargılandığı davalardan bir kare (AFP)

Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na (İhvan) atfedilen ve Mısırlı yetkililerle ‘uzlaşı’ çağrısında bulunan bir açıklama, gerçekliği konusundaki şüpheler nedeniyle Mısır'da görmezden gelindi.

Uzmanlar İhvan'a atfedilen açıklamayı ‘kamuoyunun siyasi eylem pratiğine yönelik tepkilerini ölçmeyi amaçlayan bir manevra’ olarak nitelendirirken onun ‘siyasi eylemlerden uzaklaşma konusundaki ciddiyetini’ göz ardı ettiler.

Mısır, 2013 yılından bu yana İhvan'ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırıyor. Başta Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii olmak üzere İhvan liderlerinin çoğu, aynı yıl İhvan'ın iktidarı bırakmasının ardından Mısır'da meydana gelen şiddet olayları ve cinayetler nedeniyle Mısır hapishanelerinde tutuklu bulunurken, örgütün diğer üyeleri Mısır dışında ikamet ediyor.

Mısır'daki sosyal medya platformlarında İhvan'a atfedilen ve ‘örgütün Mısır içinde feshedildiğini’ duyuran bir açıklama yer aldı. İhvan söz konusu açıklamada ayrıca ‘herhangi bir siyasi faaliyette bulunmayı tamamen bıraktığını ve kendisini sadece savunuculuk ve eğitim çalışmalarına adadığını’ duyururken siyasi çıkmazın kırılması ve siyasi tutukluların serbest bırakılması için Mısır yönetimiyle uzlaşı yollarını açmayı amaçladığını söyledi.

Zaman zaman ‘İhvan'la uzlaşı’ çağrıları tekrarlanıyor ve sosyal medya platformlarında yoğun ilgi görüyor. Ancak İhvan ülkede hem halk tabanında hem de siyasi olarak göz ardı edildiği için sahada herhangi bir etki veya eylem yaratmıyor.

İhvan'a atfedilen bu açıklama uzmanlar ve gözlemciler tarafından kuşkuyla karşılandı; zira açıklama İhvan’ın Mısır'daki internet sitelerinde yayınlanmadı ve Mısır içinde ya da dışında İhvan’a bağlı hiçbir parti bu açıklamayı yalanlamadı.

Güvenlik uzmanı ve Mısır Senatosu (parlamentonun ikinci kanadı) üyesi Tümgeneral Faruk el-Migrahi, kamuoyunun İhvan'ın siyasetten çekilme ve kamu işlerinden uzak durma isteğine güvenmediği için İhvan'a atfedilen açıklamanın görmezden gelindiğini düşünüyor. Migrahi, Mısır sokaklarının 30 Haziran 2013 devriminden sonra İhvan üyeleri tarafından işlenen şiddet suçlarına tanık olduğunu ve örgütün zihinlerdeki bu imajını değiştirmenin zor olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Migrahi, söz konusu açıklamanın amacının Mısır kamuoyunun dikkatini örgütten uzaklaştırmak ve örgüt üyelerinin yeniden toplumsal dokunun bir parçası olma ihtimalini arttırmak olduğunu belirterek uzlaşma konusunun masada ya da toplumsal olarak kabul edilebilir olmadığını ve bu tür çağrıları görmezden gelmenin en iyi seçenek olduğunu vurguladı.

İhvan’a atfedilen açıklama Mısır'daki sosyal medya platformlarında etkileşim alırken sosyal medya kullanıcıları ‘açıklamanın İhvan için siyasi eylem kapısını kapatmadığını, aksine dondurduğunu, yani Mısırlı yetkililerle uzlaşıyı amaçlayan taktiksel ve geçici bir geri çekilmeye daha yakın olduğu’ değerlendirmesinde bulundu.

Mısır'daki siyasal İslamcı gruplar üzerine çalışan araştırmacı Mahir Fergali'ye göre İhvan'a atfedilen açıklama, İhvan’ın Mısır'daki yapılanmasını temsil etmiyor. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın yurtdışında çeşitli partilere ve kollara bölünmüş durumda olduğunun altını çizen Fergali, söz konusu açıklamanın bazı bireyleri ya da eğilimleri ifade edebileceğini, fakat örgütün tamamını ifade etmeyeceğini söyledi.

Fergali, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, sosyal medya platformlarında paylaşılan açıklamanın, İhvan’ın şu anda Mısır kamuoyunun kendisine yönelik tepkilerini ölçmek için kullandığı yeni bir taktik olabileceğini düşünüyor. Fergali, İhvan içindeki tarafların daha önce de Mısır kamuoyunda varlıklarını sürdürmek için kendilerini dini tebliğle sınırlamak istediklerinden bahsettiklerini, ancak örgütün Mısır’da kendine yeniden yer bulması için başka kapılar açmamak adına bu seçeneğin masada olmadığını söyledi.

İhvan'a bağlı sayfalarda daha önce Mısır hapishanelerindeki İhvan’ın genç üyelerinin ‘fikirlerini gözden geçirme inisiyatifi’ ortaya koyduğuna dair haberler yer almış, İhvan ise bu haberleri ne doğrulamış ne de yalanlamıştı.

İhvan’a atfedilen açıklamanın zamanlamasının, örgütün Libya'da yasaklanmasının ve Türkiye'deki kadrolarının hareketinin zorlaşmasının ardından ortaya çıktığına dikkati çeken güvenlik uzmanı, “İhvan, örgütsel varlığını tebliğ bağlamında sürdürmeyi amaçlıyor olabilir” dedi.

Öte yandan Ürdün hükümeti geçtiğimiz nisan ayında İhvan'ın ülke içindeki faaliyetlerini kapsamlı bir şekilde yasaklamış ve İhvan'ı ‘yasadışı yapı’ olarak sınıflandırmıştı.