7 Ekim, tarihin akışını değiştirir mi?

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

7 Ekim, tarihin akışını değiştirir mi?

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseliyor (Reuters)

İbrahim Hamidi

7 Ekim 2023 günü Ortadoğu'da tarihin akışını değiştirir mi? Majalla’nın bu ay ele aldığı dosyalar arasında 1973 Arap-İsrail Savaşı’nın 50’nci yıl dönümü yer alıyordu. Mısır ve Suriye, 6 Ekim 1973 günü İsrail’e karşı ani bir saldırı başlatmış, İsrail istihbaratı saldırıyı önceden öngörememişti. Dosyada dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın tarafları ‘ayırmak’ ve savaşı tarihi bir çözüme dönüştürmek için sarf ettiği arabuluculuk çabalarıyla ilgili makaleler ve belgelere de yer verildi.

Daha matbaada sayfaların mürekkebi kurumamıştı ki, Ortadoğu ‘7 Ekim 2023’ gününe yeni olaylarla dolu bir başka ani saldırıyla uyandı.

Bu olayların başında, İsrail istihbaratının 1973 yılında Mısır'ın Bar-Lev Hattı’nı geçeceğini öngörememesi gibi, 2023 yılında da Hamas Hareketi’nin ani saldırısını ve Gazze Şeridi’ne örülen duvarı yıkıp geçebileceğini öngörememesi geliyor.

İkinci önemli olay, Hamas’ın saldırısının daha önce yaşanan Arap-İsrail savaşlarından farklı olarak ülkeler ve düzenli ordular tarafından değil, bölgesel bir aktör ve Arap taraflarca desteklenen bir grup, yani Hamas Hareketi tarafından gerçekleştirilmesiydi.

Üçüncüsü ise 1948 yılından bu yana bir saldırının ilk kez İsrail'in derinliklerinde, yani 1948 toprakları içinde yaşanmasıydı. Oysa Filistinliler tarafından Naksa (Gerileme) günü olarak adlandırılan 5 Haziran 1967'de meydana gelen 6 Gün Savaşı, Arap ülkelerinin topraklarında yaşanmış; Batı Şeria, Kudüs, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri’nin kaybedilmesiyle sonuçlanmıştı. 6 Ekim 1973’teki Arap-İsrail Savaşı ise işgal altındaki Suriye ve Mısır topraklarında meydana gelmişti. İsrail, 1982 yılında Lübnan’ı işgal etmiş, gerçekleştirdiği suikastlar sınırları aşmış, başka ülkelerin başkentlerine ulaşmıştı.

Bir yandan siviller öldürülüyor, diğer yanda çok sayıda mağdur ve yerinden edilme korkusu. İnsani felaket ve abluka. Ortadoğu’nun hesaplarında ve hatta mezarlıklarında bile daha önce eşi ve benzeri görülmemiş rakamlar.

Bu üç olay küçümsenecek gibi değilse de 7 Ekim 2023 günü olanlarla ilgili üzerinde durulması gerekenler bu kadarla sınırlı değil. Bir yandan siviller öldürülüyor, diğer yanda çok sayıda mağdur ve yerinden edilme korkusu, insani felaket ve abluka var. Ortadoğu’nun hesaplarında ve hatta mezarlıklarında bile daha önce eşi ve benzeri görülmemiş rakamlar söz konusu. İsrail anlatısının Batı versiyonu.Gazze'deki binalardan ve çocukların cesetlerinden körü körüne intikam almak için bir araya gelen İsrail’in varoluşsal seferberliği. Enkazın ve akan kanın ortasında çatışma ve çıkış kurallarını arıyoruz.

Peki, 7 Ekim günü tarihin akışını değiştirir mi? Sanki geçmişinde gerilemelerin, felaketlerin ve hayal kırıklıklarının yanı sıra bir yığın anlaşma, arzu ve uzlaşının olduğu korkunç Ortadoğu, sayfaları arasında yeni bir sayfa açmak için kırmızı mürekkebini içiyor gibi. Ortadoğu’da her fırsatta bir savaş patlak verir ve her savaşın ardından bir uzlaşı yapılır. Bunun örnekleri için yakın ve uzak tarihe bakılabilir.

5 Haziran 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda yaşanan coğrafi gerilemelerden sonra 6 Ekim 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda Arap ülkeleri zafer kazandı. Dönemin Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ve Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed savaşa girerken uzlaşmış olsalar da barış konusunda anlaşamadılar.

Bundan sonra birinci istasyon, Ümmü Dünya’nın (Mısır için yakıştırılan tanımlama: Dünyanın anası ç.n.), İsrail ile Camp David Sözleşmesi’ni imzalarken, Suriye’nin savaşın sürmesini istemesiydi. Çünkü Suriye Devlet Başkanı Esed, iktidarın kazanımlarını ve barışın tehlikelerini biliyordu, dolayısıyla İsrail ile sadece Geri Çekilme Anlaşması imzalamaktan memnundu. ‘Arapçılığın merkezinin’ (Mısır) Washington'a giden yolu Tel Aviv'den geçiyordu ama Suriye ile müzakere yolundan geçmesi gerekiyordu.

1990’lı yıllarda, savaş sonrası 1991 Madrid Barış Konferansı'nın, Kuveyt'i kurtarma savaşının ve ABD’nin, Sovyetler Birliği'nin küllerinden doğan tek kutupluluğunu ilanının ardından Arafat 1993'te Oslo Anlaşmalarını, Kral Hüseyin ise 1994'te Arabe Vadisi Anlaşmasını imzaladı.

1990’lı yıllarda, savaş sonrası 1991 Madrid Barış Konferansı'nın, Kuveyt'i Irak’ın işgalinden kurtarma savaşının ve ABD’nin Sovyetler Birliği'nin küllerinden doğan tek kutupluluğunu ilanının ardından Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ/El Fetih) lideri Yaser Arafat’ın 1993 yılında Oslo Anlaşması’nı, Ürdün Kralı Hüseyin ise 1994 yılında Wadi Arabe Barış Anlaşması’nı imzalaması ikinci istasyon oldu.

Üçüncü istasyon ise İsrail ordusunun 1996 yılında Lübnan'a düzenlediği ‘Gazap Üzümleri Operasyonu’ sonrası, dönemin İsrail Başbakanı Şimon Peres, selefi Yitzhak Rabin'in 1995 yılı sonlarında suikasta uğramasının ardından yeni Ortadoğu’nun kanatlarıyla göğe yükselmek istemesiydi. Ancak bu gidişat İsrail'deki intihar saldırılarıyla sona erdi. Peres, Lübnan’la savaşa girdi ve seçimleri kaybetti. Yerine aşırı sağcı Binyamin Netanyahu geçti.

Lübnan'daki yıkıcı savaştan sonra Temmuz 2006 dördüncü istasyon oldu. ABD’nin ‘yeni bir Ortadoğu'nun sancılarından’ söz ettiği savaş, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Hizbullah'ın Beyrut’la ve kararlarıyla ilgilenmesi karşılığında, Güney Cephesi’nin etkisiz hale getirmesini öngören 1703 sayılı kararının yayınlanmasıyla sona erdi.

İbrahim Anlaşmalarından, Lübnan ile İsrail arasındaki deniz sınırlarının çizilmesi anlaşmasının imzalanması ve ABD ile Rusya arasında İranlı milislerinin Golan Tepeleri’nden 80 kilometre içeriye çekilmesi için yapılan anlaşmadan sonra 7 Ekim 2023 günü hem bölgesel hem de uluslararası bir an oldu.

İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasında imzalanan İbrahim Anlaşmaları’ndan, Lübnan ile İsrail arasındaki deniz sınırlarının çizilmesi anlaşmasının imzalanması ve ABD ile Rusya arasında İranlı milislerinin Golan Tepeleri’nden 80 kilometre içeriye çekilmesi için yapılan anlaşmadan sonra 7 Ekim 2023 günü hem bölgesel hem de uluslararası bir an oldu.

Manzaranın genel görüntüsü, bölgesel uzlaşıların, ABD ile Suudi Arabistan arasında, tarafların çıkarlarını garanti altına alan, yeni bir Ortadoğu'nun temellerini atan ve Filistin halkının bağımsız bir devlete sahip olma hakkıyla ilgili müzakerelerin yeniden başlaması konusunda Filistinlilere destek veren büyük stratejik anlaşmaların yapılmasına yönelik müzakerelerin yanı sıra ABD, Çin ve Rusya gibi ülkelerin Ortadoğu’daki büyük çıkarlarını bir araya getiren ve bunlardan yararlanan bir gelecek yaklaşımıyla bakmayı içeriyor.

Bir sayfanın kapanıp, başka bir sayfanın açıldığını, Ortadoğu’nun kadim mirasına sadık kaldığını, kapıyı sorulara açık bırakıp ihtiyatlı yanıtlar verdiğini gösteren işaretler var. Bu yeni sayfa tarihin akışını değiştirecek mi?

7 Ekim 2023 günü, tarihin akışını değiştirir mi? Bölgeyi acılarından kurtarıp umutları geleceğe, bölge halkının özlemlerine ve Filistin halkının haklarının sağlandığı yarınlara taşıyabilecek mi?

Majalla’nın son makalelerinde acıları ve umutları dile getiren, tarihle bağını koparmayan, ancak geleceğe dair geçmişe esir düşmeyen cevaplar yer alıyor. Bir sayfanın kapanıp diğerinin açıldığını, Ortadoğu’nun kadim mirasına sadık kaldığını, kapıyı sorulara açık bırakıp ihtiyatlı yanıtlar verdiğini gösteren işaretler var. Peki, bu yeni sayfa tarihin akışını değiştirecek mi?

*Bu çeviri Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden yapılmıştır.



HDK’nin İHA saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
TT

HDK’nin İHA saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)

Hükümet, sağlık ve yardım kaynakları ile görgü tanıklarına göre, insansız hava aracı (İHA) savaşının bir devamı olarak, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından Sudan ordusunun kontrolü altındaki Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd'deki aşırı kalabalık bir hapishane ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki bir mülteci kampı da dahil olmak üzere Sudan'ın çeşitli yerlerinde düzenlenen saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Öte yandan geçici idari başkent olan Port Sudan şehri, bir hafta boyunca havalimanı, konteyner limanı, otel ve yakıt deposunda meydana gelen patlamaların ardından sakin bir gün geçirdi.

Sudan Hükümet Sözcüsü ve Kültür ve Enformasyon Bakanı Halid el-İaysir dün yaptığı açıklamada, ülkenin merkezindeki Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd'deki hapishane ve hastaneyi hedef alan HDK’ye ait bir İHA’nın bombalaması sonucu 20 kişinin hayatını kaybettiğini ve 50 kişinin de yaralandığını söyledi. El-İaysir yaptığı açıklamada, el-Ubeyd’deki hapishanede yaşananların tam teşekküllü bir savaş suçu olduğunu ve milislerin Sudanlı sivillere yönelik ihlal kayıtlarına eklendiğini belirtti. El-İaysir, bir terör eylemi olarak nitelendirdiği saldırıyı en sert ifadelerle kınadı.

frgty6
Kuzey Darfur'daki çatışmalardan kaçan yerlerinden edilmiş Sudanlılar, 27 Nisan 2025 (Reuters)

Sudan Doktorlar Ağı ise yaklaşık 5 bin mahkûmun bulunduğu hapishaneye düzenlenen saldırıda 21 kişinin yaşamını yitirdiğini, bazıları ağır olmak üzere 47 kişinin de yaralandığını açıkladı. Ağ, uluslararası insani yardım ve insan hakları örgütlerini, silahsız sivillere yönelik ihlallerin genişlemesini ve nüfus yoğunluğu yüksek büyük şehirlerin hedef alınmasını durdurması için HDK üzerinde daha fazla baskı kurmaya çağırdı.

HDK, yakın bir saldırının sinyalleri arasında el-Ubeyd'i birçok yönden kuşatıyor.

Ebu Şuk Mülteci Kampı bombalandı

Yardım kaynaklarına göre, HDK'nin Darfur bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı Ebu Şuk Mülteci Kampı’nı hedef alan bombardımanında aynı aileden 14 Sudanlı hayatını kaybetti. Ebu Şuk Mülteci Kampı Acil Servisi’nden dün yapılan açıklamada, kampın ‘HDK tarafından ağır topçu ateşine’ maruz kaldığı, aynı aileden 14 kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda kişinin de yaralandığı belirtildi. Ebu Şuk Mülteci Kampı, son dönemde HDK'nin yoğun saldırılarına sahne olan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’de yer alıyor. Bu saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybederken yüz binlerce kişi de şehrin mülteci kamplarından göç etmek zorunda kaldı.

dfrgthy
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarındaki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) unsurları (Telegram)

Buna karşılık el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu (yerel bir grup), HDK'nin dün erken saatlerde şehre yeni bir ağır topçu bombardımanı dalgası başlattığını ve aynı zamanda sivil yerleri ve hayati tesisleri ayrım gözetmeksizin hedef alan kamikaze İHA’lar uçurduğunu bildirdi. Grubun resmi Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “Mermiler ayrım gözetmeksizin yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerine yağıyor, kurbanların sayısını arttırıyor ve yıkım alanını genişletiyor. Bu ölümcül döngü her gün tekrarlanıyor. Sabah bombardımanla başlıyor, ardından uzun sürmeyen temkinli bir sükûnet geliyor ve sonra yeni bir şiddetli bombardıman dalgasına dönüşüyor” ifadeleri yer aldı.

El-Faşir, HDK'nin şehre saldırıp kontrol altına alma girişimlerinin Sudan ordusu ve müttefik Darfurlu gruplar tarafından engellendiği bir yıl boyunca yüzlerce saldırıya maruz kaldı. Nisan ayının son haftasında el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu, ‘el-Faşir şehrine ve savunmasız sakinlerine karşı kanlı bir katliam’ olarak tanımladığı olayda 750'den fazla havan topu, roket, tank ve ağır top mermisi kullanıldığını belgeledi.

HDK'nin el-Faşir'deki Zemzem Mülteci Kampı’na yönelik saldırıları, kamp sakinlerinin komşu şehirlere kaçmasına yol açtı ve Birleşmiş Milletler'e (BM) göre yaklaşık bir milyon kişinin yaşadığı kamp ‘neredeyse boş’ hale geldi.

dfrgtyh
Darfur'dan Çad'daki Adre'ye giden yerlerinden edilmiş Sudanlılar (Arşiv - Reuters)

El-Faşir şehri, geniş Darfur bölgesinde HDK'nin kontrolü dışında kalan tek büyük şehir olması nedeniyle ordu ile HDK arasındaki savaşta stratejik bir öneme sahip. BM ve uluslararası gözlemciler önümüzdeki günlerde yaygın vahşetlerin yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) 450 binden fazla insanın el-Faşir, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarındaki saldırılardan kaçarak Kuzey Darfur'daki Tavile'ye ulaştığını bildirdi. UNICEF ve ortaklarının sahada 14 sağlık merkezinde hayat kurtarıcı bakım sağladıkları, çocukları taradıkları ve hayat kurtarmak için sağlık hizmeti verdikleri belirtildi.

Port Sudan'da sükûnet

Ülkenin doğusundaki Port Sudan'da, bir hafta süren saldırıların ardından temkinli bir sükûnetin geri geldiğini belirten yerel kaynaklar, ülkede savaşın başladığı Nisan 2023'ten bu yana ilk kez bu tür saldırılara tanık olan kentte hâkim olan endişe ve gerginlik atmosferinin ardından hayatın normale döndüğünü ifade etti. Geçtiğimiz pazar gününden bu yana geçici idari başkent Port Sudan, her gün İHA’larla düzenlenen ve havaalanı, liman ve ana yakıt depolarının yanı sıra Osman Dikne Hava Üssü gibi altyapı ve sivil tesisleri hedef alan yoğun saldırılara maruz kaldı. Ayrıca Sudan ordusunun Kızıldeniz'deki en büyük deniz üssü olan Flamingo Deniz Üssü de hedef alındı.