Gazzeli şairlerin günlüklerinde terörün son tablosu

“Üzerimizdeki ablukayı kaldıramıyorsa, dünyanın interneti kesilsin/ Dünyadan kurtulmaktan çok dünyanın bizden kurtulmasını istiyorum” Yahya Aşur

Fotoğraf: EPA
Fotoğraf: EPA
TT

Gazzeli şairlerin günlüklerinde terörün son tablosu

Fotoğraf: EPA
Fotoğraf: EPA

Husam Maruf

Gazze: Gazze Şeridi, uzun yıllardır İsrail işgali altındaki küçük ve kalabalık bir bölgedir. Burada her şey imkânsız gibi görünüyor. Gazzelilerin üzerinde bulunan muazzam kısıtlamalar, günlük yaşamlarını kuşatan ek duvarlar gibidir ve onlara yaşamın özünü kaybettirir.

Gazze, sık sık kendi isteği dışında savaşa sürüklenir. Halkı, başlarına yağmur gibi yağan patlayıcı ve füzelerin sesleri eşliğinde, varoluşsal çatışmaların ortasında bulur kendini. 7 Ekim savaşı, başlangıç ve bitiş ayrıntıları ne olursa olsun önceki savaşlardan farklı değil, ancak Gazzelilerin bugüne kadar gördüğü her şeyden daha büyük dehşet ve korku içerir.

Savaş deneyimi, boğucu varoluşsal boyutlarıyla her zaman Filistin şiirinin bir parçası olmuştur. Çünkü şair, çevresinin evladıdır. Son savaş deneyimi daha da şiddetli görünüyor. Çünkü işgalin, Filistinlileri bombalamak, korkutmak ve yerinden etmek şeklindeki tepkisi daha büyük oldu. Filistinli genç şair Bisan en-Netil, sürgün edilmenin, hatta savaşın tümünün ve içinde barındırdığı dehşetin bir resmini çiziyor:

“Evimin duvarlarını nasıl koyayım bavula sığmıyor / Hep birlikte güvenli bir yere gitmek istiyorum / Tüm kitaplarımız, resimlerimiz ve anılarımız hangi bavula sığar?”

Hafıza

Filistinliler, savaşın ve demir kılıçlarının gölgesinde günlük hayatını yaşamaya alışmıştır. Zihinleri, dehşet sahnelerini yeniden yaşatıp durur. Aile, arkadaş ve sevdiklerini kaybetme korkusu yakalarını asla bırakmaz. Şair Nasır Rabah, savaşın başladığı günü sevgilisine hediyeler göndermek için kullanıyor. Askeri kışlaların yankısını ve Filistinli hayatındaki pek çok sonun gölgesinde yaşamı etkileyen çürümeyi somutlaştırıyor.

“Kışla, yaşamımın yüksek çitine yaslanmış durumda. Roketler tarafından dört bir yana dağıtılmadan önceki kadim komşularımın sohbetleri nerede? Yaşlanan düşlerim, delikanlı koltuk değneklerime dayanarak kendilerini önemsemeyen denize doğru yürüyor. Umut deposunda son bir derman hapı kaldı, tespihimin taneleri bir türlü bitmiyor. Ve ben 'Gazze, Gazze, Gazze!' diye sayıklıyorum.”

Nasır Rabah

Rabah'ın şiirselliği, keskin seslerle dolu yorucu görüntüyle aşılır, çünkü onun için yokluk, aşkın girdiği her yolu sonlandıran bir füzeyle bağlantılıdır.

Onun koltuk değnekleriyle uçuruma doğru ilerleyen eski hayalleri vardır. Savaş ve felaketleri, ona bağlı sonlar ve yorgun aşk ilişkileri arasındaki bu bağlantı, Filistin’in toprağa bağlı hafızasının siyah şeridini, adını Gazze diye haykıran trajik tiyatrodan geçirmek gibidir.

Nasır Rabah
Nasır Rabah

Rabah şöyle diyor: “Savaş'ın doğum gününde sana göndermediğim hediyeler Kitabımı kapatırken sanki kangrenden ölüyormuş gibi şiirin bana el sallaması Ağzımla her şeye dair sözlerim arasındaki kapalı köprüler Kışla, yaşamımın yüksek çitine yaslanmış durumda. Roketler tarafından dört bir yana dağıtılmadan önceki kadim komşularımın sohbetleri nerede? Yaşlanan düşlerim, delikanlı koltuk değneklerime dayanarak kendilerini önemsemeyen denize doğru yürüyor. Umut deposunda son bir derman hapı kaldı, tespihimin taneleri bir türlü bitmiyor. Ve ben 'Gazze, Gazze, Gazze!' diye sayıklıyorum.”

Açık ağız

Gazze’de şairler, bu kuşatılmış bölgenin tüm sakinleri gibi kendine özgü kaygı, korku ve acı sonlarla dolu deneyimler yaşar. Savaş zamanlarında gece, ölümün ilk günündeki mezar gibi gelir. Gecenin getirdiği ağırlık dayanılmazdır, geçilemez. İsrail’in güvenli evlere yönelik ağır bombardımanı, evleri sarsan ve sakinlerinin kalplerini yerinden oynatan bombalar ve gökyüzünü dolduran uçak sesleri eşliğinde yavaş yavaş ilerlemeye devam eder. Sanki her an seni yutabilecek açık bir ağız gibi. Savaş zamanında gecenin bu çirkin görüntüsü, Yaradan'a dua etme haline gelir. Sürekli elektrik kesintileri karşısında kendini rahatlatmak ve zifiri siyah rengi değiştirmek için renklerle oynamak.

wer
Hamid Aşur

Filistinli şair Hamid Aşur, her Filistinlinin yaşadığı o deneyimi, içinde Filistin gerçekliğinin kriz işaretlerini taşıyan bir yakarış yoluyla anlatıyor.

“Rabbim/ Bu ağır geceyi göğsümüzün üstünden al/ Al Rabbim ve bu zifiri karanlığından arındır/ Geceyi uçaklardan, füzelerden, bomba seslerinden arındır/ Sabahı bizim için, çocuklarımız için bembeyaz kıl”

Rabbim/ Bu ağır geceyi göğsümüzün üstünden al/ Al Rabbim ve bu zifiri karanlığından arındır/ Geceyi uçaklardan, füzelerden, bomba seslerinden arındır/ Sabahı bizim için, çocuklarımız için bembeyaz kıl

Hamid Aşur

Hava saldırısı

Savaş zamanında şiirsel imge Filistinlilerin hayatının başka bir yanını ortaya çıkarır. Bu zamanlarda insanı ölümle yaşamdan ayıran, çürük bir iptir. Özünde rastlantı olmayan rastlantılar vardır. Filistinlilerin hayatında hiçbir şey rastlantıya bağlı değildir. Bu, kaderin uzun bir yolculuğudur, çoğu ölüme doğru ilerler. Gazze'de ne çok ölüm var.

Hava saldırısı sonucunda ölüm, kaçınılmaz bir mesele olabilir. Öyle ki, Filistinlilerin yaşamları pamuk ipliğine bağlıdır. Hamid Aşur, kısa ve bombalanan hayat nitelemesini sadece yıllar açısından değil, aynı zamanda Gazze halkının hayatında yabancı gibi görünen neşeli vakitler açısından da kullanır. Belki de son dakika haberleri, insanın hayatında daha fazla varlık ve sürekliliğe sahiptir.

Melankoli

Gazzeli insanın hayatındaki görüntünün tonları ne kadar değişirse değişsin, yine de savaşla tekrar tekrar yüzleşmek zorundadır. Buradaki vatandaş, 15 yıl içinde yaklaşık on savaş yaşadı. Bu krizlerin yoğunlaşması, Filistinli gençlerin birçok kavramını değiştirdi ve onları mutlak umutsuzluğa sürükledi. İntihar oranları dikkat çekici bir şekilde çoğaldı ve kötü koşullar nedeniyle göç de arttı.

xscd
Revan Hüseyin

Şiir ise kaçınılmaz kayıpları, gençliğin yaşlılıkla iç içe geçmesini, korkunç sonları anlatan melankolik ve kasvetli görüntülerle ağırlaştı. Ölümden dönen insanı hayalete dönüştüren şey, Gazzeli şair Revan Hüseyin tarafından şöyle ortaya konuluyor:

“Zaman bir kenara çekildi/Mekanlar tıpkı kelimelerin göz pınarlarında yaşlandığı bir çocuk gibi gözlerini kapattı /Tavanlar çöküyor kayalardan düşen şelaleler gibi / Yıkıntılarının altında fotoğraflar duvarda askıda duruyor/ En son gördüğümüz: Son korku tahtası yüzümüze kazınmış / Bu gece yalnız yaşlanıyoruz/ Zamanı örüp giyiyoruz / Küçüklerimizin ağzından sel olup akan korkuyu biz yutuyoruz / Peki, bizim pas tutmuş ağzımızdan çıkan korku dolu çığlıkları kimler yutuyor?

“Üzerimizdeki ablukayı kaldıramıyorsa, dünyanın interneti kesilsin/ Dünyadan kurtulmaktan çok dünyanın bizden kurtulmasını istiyorum”

Yahya Aşur

Alay

Filistinli için acı, günlük bir alışkanlık gibi görünüyor, sanki dördüncü bir öğün gibi. Ancak bombardıman nedeniyle gelen acının şekli, çoğu zaman sonlar taşır, bu ise acının doruk noktasıdır.

Kavramlar ve olaylarla alay etmek de Filistinlilerin alışkanlıklarından biri haline geldi. Öyle ki, bombalama veya çatışma gecesini ‘parti’ olarak adlandırıyor. Belki de bu, Milan Kundera'nın ‘saçmalık partisi’, belki de tüm yaşamın saçmalık partisi.

dfr
Yahya Aşur

Filistinli şair Yahya Aşur, dipnotlar aracılığıyla kaybı yeniden tanımlayan metnine bunu dahil ederek ve bu sefil görüntüyü pek çok insanın farkına varmadan tekrarlanan geleneksel bir sahneye bağlayarak savaşla, kendisiyle veya sıkıcı olayla alay etmenin bir yolunu buluyor:

Her dem bir füzeyle başlayan şenliklerde/ Annem odama koşup ‘Pencereni biraz aç’ derdi/ O hiç fark etmedi ben de hiç söylemedim/ Evin pencereleri içinde hiçbir bombardımanın kıramadığı tek pencere benim pencerem/ Bu kez annem odama gelmedi/ Ben de penceremi biraz açmadım”

Tam tecrit

Başka bir metinde Aşur, Gazze'deki ekonomik, sosyal ve siyasi kuşatmayı hatırlatarak bu noktada her zaman yalnız kaldığını, ancak modernitenin ipinin onu dünyaya bağladığını belirtiyor. Teknoloji, savaşlar arasında dağılmış olan bu sefil yerin izolasyonunu kırmanın bir aracı olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki, şair Gazze ikilemine nihai bir çözüm bulmuş:

“Üzerimizdeki ablukayı kaldıramıyorsa, dünyanın interneti kesilsin/ Dünyadan kurtulmaktan çok dünyanın bizden kurtulmasını istiyorum”

“Bu gece yalnız yaşlanıyoruz/ Zamanı örüp giyiyoruz / Küçüklerimizin ağzından sel olup akan korkuyu biz yutuyoruz”

Revan Hüseyin

Tarafsızlık

Uçak, herhangi bir insanın hayatında rüya gibi parlarken, Filistinli, özellikle Gazzeli için onu gördüğü anda belleği ele geçiren korkunç bir an olur. Uçak, onun hayatında ölüm kaynağıdır, kanatların, uçmanın ve seyahatin fikrinden daha fazlası. Tarafsız bir fikir değil, kanla, evleri yıkmakla, çocukların ağlamasıyla ve kayıpla lekelenmiştir. Burada uçak, felaketin anahtarıdır.

csdf
Muna el-Masdar

Şair Muna el-Masdar, Gazzeli hafızasında uçak hakkındaki bu karanlık sahneden kopma yeteneğine dair sorular soruyor. Filistin yaşamının imajını parçalara ayırıp bir araya getirmek ve yeniden üretmek, Gazze'ye ve onun gerçekliğine yabancılaşmayla temsil edilen başka bir yerde başka bir yaşam üretmek için şiirde analiz ve tefekkür araçları gibi görünüyor. Savaşın gürültüsü, yıkımı ve hatırası olmadan yaşanabilir bir hayat yaratmak için:

Yaşamak ve hayatta kalmak arasındaki tek fark tavandan başka nedir?/ Tavan insanın ruhu mudur yoksa yeni bir gökyüzü mü?/ Sürgünde ufuk var mı?/ Hayatın anahtarları farklı mı? /Yoksa gecenin daha net ve daha gürültülü olmasıyla mı sınırlı?/ Uçağı bir ulaşım aracı olarak şeffaf bir şekilde yeniden tanımlayacak mıyız? /Yoksa gökyüzüne her ziyaretinde ruhumuzda mı olacak?/ Bir süre sonra bizim gibileri de taşıdığını mı anlayacağız?/ Ama onların büyük oranda savaşa dair anıları yok!



Husi medyası: ABD'nin Saada'daki göçmen gözaltı merkezini bombaladığı saldırıda 68 kişi öldü

Bir Yemenli, ABD'nin Sanaa'ya düzenlediği saldırının ardından oluşan yıkımın izlerini inceliyor, Yemen, 27 Nisan 2025 (AFP)
Bir Yemenli, ABD'nin Sanaa'ya düzenlediği saldırının ardından oluşan yıkımın izlerini inceliyor, Yemen, 27 Nisan 2025 (AFP)
TT

Husi medyası: ABD'nin Saada'daki göçmen gözaltı merkezini bombaladığı saldırıda 68 kişi öldü

Bir Yemenli, ABD'nin Sanaa'ya düzenlediği saldırının ardından oluşan yıkımın izlerini inceliyor, Yemen, 27 Nisan 2025 (AFP)
Bir Yemenli, ABD'nin Sanaa'ya düzenlediği saldırının ardından oluşan yıkımın izlerini inceliyor, Yemen, 27 Nisan 2025 (AFP)

Husi medyasına göre Yemen sivil savunması Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Saada kentinde yasadışı göçmenlerin barındığı bir sığınağı hedef alan ABD bombardımanında 68 Afrikalı göçmenin öldüğünü ve 47'sinin de yaralandığını duyurdu.

Husilere bağlı Al- Masirah TV daha önce yaptığı açıklamada çoğu ağır olmak üzere 50'den fazla yaralının Cumhuriyet Hastanesine kaldırıldığını duyurdu.

Televizyon, enkaz altında kaybolan yaklaşık 30 kişiyi arama çalışmalarının sürdüğünü ve bölgede patlamamış bir füzenin bulunması nedeniyle ilgili makamların son derece dikkatli davrandığını da belirtti.

Husilere bağlı İçişleri Bakanlığı ise “Dün gece ABD bombardımanı, tamamı Afrika uyruklu 115 göçmenin barındığı bir merkezi hedef aldı ve çok sayıda kişinin ölümüne ve onlarcasının da yaralanmasına neden oldu” açıklamasını yaptı.

Saldırı Yemen'de Husilerin kalesi olan Saada vilayetinde gerçekleşti. Al-Masirah TV tarafından yayınlanan görüntülerde olay yerinde meydana gelen bir patlama sonucunda ölü ve yaralıların cesetlerinin olduğu görülüyor.

15 Mart'ta ABD Başkanı Donald Trump, Washington'un grubun Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde seyrüsefere yönelik tehditlerini durdurma ve İsrail'i hedef alan tekrarlanan saldırıları caydırma çabalarının bir parçası olarak, Husi grubuna karşı askeri bir operasyon başlatılması emrini verdi ve grubu “ölümcül güç” ve yeteneklerinin “tamamen ortadan kaldırılması” ile tehdit etti.

ABD Merkez Komutanlığı dün yaptığı açıklamada 15 Mart'tan bu yana Yemen vilayetlerinde 800'den fazla Husi hedefini bombalayarak yüzlerce Husi savaşçısını ve liderlerinin çoğunu öldürdüğünü duyurdu.

Komutanlıktan yapılan açıklamada, ABD saldırılarının Yemen'in Ras İsa limanının yakıt alma kabiliyetini yok ettiği, bunun da Husilerin saldırı düzenleme ve para kazanma kabiliyetini etkilediği belirtildi. Komutanlık, güçlerinin Husilere yönelik operasyonlarının balistik füze fırlatma sıklığını yüzde 69, insansız hava aracı saldırılarını ise yüzde 55 oranında azalttığını da sözlerine ekledi.

İran'la müttefik olan ve Yemen'in büyük bölümünü kontrol eden Husi grubu Kasım 2023'ten bu yana Gazze'deki Filistinlilere destek amacıyla Kızıldeniz'deki gemilere saldırılar düzenliyor.