Sadr destekçileri Ürdün sınırında oturma eylemi düzenledi

Arap ve Müslüman ülkelerde Filistinlilerle dayanışma gösterileri yapılıyor

Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı’nda binlerce Sadr yanlısı İsrail’e karşı gösteri yapıyor (DPA)
Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı’nda binlerce Sadr yanlısı İsrail’e karşı gösteri yapıyor (DPA)
TT

Sadr destekçileri Ürdün sınırında oturma eylemi düzenledi

Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı’nda binlerce Sadr yanlısı İsrail’e karşı gösteri yapıyor (DPA)
Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı’nda binlerce Sadr yanlısı İsrail’e karşı gösteri yapıyor (DPA)

Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr’ın İsrail’e yakın bölgelerde barışçıl oturma eylemleri düzenlenmesi çağrısından bir gün sonra Sadr Hareketi’nin yüzlerce destekçisi ve Irak’taki bazı silahlı gruplar Irak-Ürdün sınırına giderek çadır kurdu.

Irak’ın İsrail’le coğrafi sınırı olmamasına rağmen Sadr Hareketi’nin destekçileri ve İran’a yakın silahlı gruplar, durumun gerektirmesi halinde Ürdün-İsrail sınırına ulaşmalarını kolaylaştıracak Trebil Sınır Kapısı’nın açılması ümidiyle Ürdün sınırına akın etti. Kapının açılacağına dair Ürdün tarafında herhangi bir işaret yok. Ayrıca Irak hükümeti de bu hareketliliğe karşı ve bunun Bağdat ve Amman arasındaki ilişkileri etkileyip etkilemeyeceği konusunda bir tutum açıklamadı.

Yüzlerce Iraklı, Sadr’ın çağrısı üzerine ‘Gazze Şeridi’ndeki abluka kaldırılıncaya kadar’ oturma eylemi yapmak üzere Ürdün sınırına gitti.

Sınıra gidenlerin ilk grubunda Sadr Hareketi liderinin destekçileri yer alırken, ikinci grupta iki taraf arasında herhangi bir koordinasyon olmamasına rağmen silahlı grupların çok sayıda takipçisi yer aldı.

Çoğu Arap ve Müslüman ülkesi ile bazı Batılı ülkelerde cuma namazı, on binlerce kişinin, özellikle Gazze Şeridi’nde İsrail füzeleri ve kurşunlarıyla öldürülen Filistinli kurbanlarla dayanışmayı ifade etme aracı haline geldi. İsrail yetkilileri üst üste ikinci cuma da Kudüs sakinlerinin Mescid-i Aksa’da toplu halde cuma namazı kılmasını engelledi ve sadece yaşlıların içeri girmesine izin verdi. Bu durum karşısında yüzlerce Kudüslü Mescid-i Aksa’ya açılan yollarda namaz kıldı.



Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri, Yemenli kadınları ‘savaş’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorluyor

 Husi kadın savaşçılar (X)
Husi kadın savaşçılar (X)
TT

Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri, Yemenli kadınları ‘savaş’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorluyor

 Husi kadın savaşçılar (X)
Husi kadın savaşçılar (X)

Şarku’l Avsat'a bilgi veren kaynaklara göre Husiler, Gazze Şeridi'ni savunma ve füze gücü ile insansız hava araçlarını (İHA) destekleme bahanesiyle başkent Sana, Hacca ve İbb vilayetlerinden kaçırılan yüzlerce Yemenli kadın ve kızı seferberlik faaliyetlerine katılmaya, maddi ve ayni bağışta bulunmaya zorladı.

Kaynaklar, Husilerin ‘Fatımatü’z Zehra'nın doğum yıldönümü’ kutlamaları bağlamında Yemenli kadınları hedef almak ve onları ‘savaş çabaları’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorlamak amacıyla liderlerinin doğrudan talimatıyla onlarca kadın saha ekibi oluşturduğunu açıkladı.

Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri ilk faaliyetlerini gerçekleştirmeye başladı. Sana ve kırsalında bir gün içerisinde mezhepçi bir karaktere sahip altı etkinlik düzenleyerek, kadınları bağış yapmaya ve oğullarını cephelere yollamaya çağırdılar.

SABA’nın haberine göre, Husilerin Sana'daki kadın komisyonu, füze gücü, deniz gücü ve İHA’ları destekleme bahanesiyle yaklaşık 100 bin dolar (Husilerin kontrolündeki bölgelerde bir dolar 530 Yemen riyaline denk geliyor) değerinde mali ve ayni bağıştan oluşan bir kadın konvoyuna öncülük etti.

Şarku’l Avsat'a konuşan Sana ve kırsalındaki çeşitli mahalle ve köylerde bulunan kadınlar, ‘Zeynebiyat’ın evlerine sürpriz ziyaretler yaparak, Gazze Şeridi'ni destekleme ve ABD ile İsrail saldırganlığına karşı durma bahanesiyle, Fatımatü’z Zehra'nın doğum yıldönümünü anma törenine aile üyeleriyle birlikte katılmalarını ve para ve mücevherlerini vermelerini istediklerini’ söyledi.

Bazı kadınlar, kadın ve kız çocuklarının seferberliği sırasında Husi kadın amirler tarafından kullanılan korkutma ve asgari haklardan mahrum bırakma tehditlerinden bahsetti.

Sana şehrinin el-Kaa mahallesinde yaşayan ev hanımı Ümmü Abdullah, kendisinin ve mahallesindeki diğer kadınların Husilerin ‘mezhepsel seferberlik’ ve gruba destek amaçlı bir etkinliğine katılmaya zorlandığını anlattı.

Ümmü Abdullah, Husilerin kadın etkinliklerini finanse etme bahanesiyle, görünüşte Gazze Şeridi ve Lübnan'ı desteklemek ve savaş çabalarını finanse etmek için nüfusun çoğunun maruz kaldığı zor yaşam ve maddi koşulları göz ardı ederek kadınlara yeni haraçlar dayatmasından duyduğu derin memnuniyetsizliği dile getirdi.

Husi kadın militanların saha hareketi, Yemen'in kuzeybatısındaki Hacca şehrini ve Eflah eş-Şam, Kuhlan eş-Şeref, Mabin, eş-Şağadira ve el-Mehabişa ilçelerini kapsıyor. Kadın komisyonu ve Zeynebiyat güçleri de aynı bahaneyle Yemen'in İbb vilayetinin çeşitli bölgelerindeki anneleri ve ev kadınlarını mezhepçilik ve bağış toplama kampanyalarıyla hedef almaya devam ediyor.

İbb'in ez-Zihar ilçesinde yaşayan ve Husilerin bir etkinliğine katılan Yemenli kadınlar, Husi liderlerini Filistin davasını ve bölgedeki insanların acı ve sıkıntılarını istismar etmek ve Yemenlilere dayattıkları bağışlardan büyük servet kazanmakla suçladı.

Husilerin kontrolü altındaki bölgelerde kadınları hedef alması, onlara karşı çeşitli suçlar ve ihlaller işlemeye devam ettiği bir döneme denk gelirken, uluslararası ve yerel örgütler bu ihlallerin durdurulması için insani yardım çağrısında bulunmaya devam ediyor.

Yemen Hak ve Özgürlükler Ağı yayınladığı bir raporda, Husilerin Eylül 2016 ile geçtiğimiz mart ayı arasında 18 vilayette Yemenli kadınlara karşı işlediği 10 bin 156 ihlali belgeledi.

Rapora göre Husiler, top atışı ve Katyuşa roketleriyle bombardıman, mayın ve EYP patlamaları, kasıtlı keskin nişancılık ve meskûn mahallerde gelişigüzel ateş açma gibi çeşitli şekillerde 2 bin 786 kadını öldürdü ve 4 bin 369 kadını da yaraladı.