Suriye cephesi, İsrail'le gerilimin tırmanmasını mı bekliyor?

Yıldırım saldırısı stratejisini uygulamak için meydanları birleştirirken askeri konum ve müdahale kararına dikkat edilmesi üzerine bir çalışma

Suriye ordusunun İsrail'le doğrudan savaşa girmesi pek olası değil (Independent Arabia)
Suriye ordusunun İsrail'le doğrudan savaşa girmesi pek olası değil (Independent Arabia)
TT

Suriye cephesi, İsrail'le gerilimin tırmanmasını mı bekliyor?

Suriye ordusunun İsrail'le doğrudan savaşa girmesi pek olası değil (Independent Arabia)
Suriye ordusunun İsrail'le doğrudan savaşa girmesi pek olası değil (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem 

İsrail bugünlerde Gazze Şeridi'ndeki kara operasyonuyla meşgul görünüyor.

Ancak kuzey sınırı ve Suriye ve Lübnan sınırlarındaki gelişmeleri de dikkatle izlemeye devam ediyor.

On yıllardır Hizbullah mensuplarının savaş metodunun özelliklerini ve ayrıntılarını deneyimleyen İsrail için Güney Lübnan'da Hizbullah'la yapılacak savaşın niteliği açık.

Ancak Tel Aviv 7 Ekim'deki Aksa Tufanı'ndan bugüne kadar sürprizlerle dolu günlerin beklentisiyle Suriye cephesine bakıyor. 

Belki de sınırların önceki 18 Ekim Çarşamba gününe kadar yoğun bir şekilde izlenmesi Suriye cephesini topçu atışları yapmaya itti.

İsrail ordusu Suriye'de "İsrail'i hedefleyen" bir topçu atışının imha edildiğini açıkladı.

Ancak bu atışın kim tarafından yapıldığını ya da atışla ilgili verilere dair bilgi vermedi.

Bu gelişme, İslami Cihad'ın "Meydanların Birliği"ne dayanan stratejisinin gölgesinde gerçekleşiyor.

2022 Ağustos'unda meydana gelen "Meydanların Birliği Harekatı"ndan bu yana, direniş partilerinin ve savaşan grupların bu stratejiyi izleme niyetleri önceden bilinmesine rağmen, bu durum savaşın direklerine isabet etmiş bir "fobi" olarak görülüyor.

Söz konusu harekat, sahada kolektif koordinasyona zemin hazırladı.  

Belki de Aksa Tufanı Operasyonu'nun başlamasından birkaç gün sonra Lübnan cephesi savaşa girdiğinde olan da buydu.

Operasyon Lübnan direnişiyle İsrail ordusu arasında sınırda askeri çatışmaların başlamasına yol açtı.

Çatışma çemberinin genişleyeceği beklentisiyle her iki taraf arasında da insan kayıpları yaşandı.

Savaşın yakıcı ateşi

Ayrıca Suriye'nin çatışma alanına girmesi konusunda çelişkili görüşler var.

Sokak, son 10 zayıf yılın yorgunu ülkenin çatışmaya girmesini reddedenler ve destekleyenler arasında ikiye bölünmüş durumda.

Bu savaşta ilk merminin sıkılması durumunda beklenen birtakım senaryolar var.

Şam, savaşı Gazze surlarının ötesine taşıma, hatta tüm bölgeyi patlatacak bölgesel bir savaşa daha yakın alanlara taşıma fırsatına sahip olacak.

Ayrıca ABD üsleri, ateş hattı üzerinden Doğu Suriye'ye girebilir ve nüfuz alanlarını genişletmek amacıyla kontrolü ele geçirmek için silahlı muhalif gruplardan yararlanabilir.

Baptist Hastanesi'ne düzenlenen saldırının ardından ezeli düşmanlarına karşı "iki misli ile cevap vermek" isteyen Araplar, Suriye sokaklarının ayrılmaz bir parçası.

Hastane saldırısı sonucunda çoğu çocuk olmak üzere yüzlerce yaralı ve ölü kaydedildi.

Sınırı ortak olan Ürdün, Mısır veya Lübnan'daki düzenli ordular ise savaşa girmeye istekli değil.

BM Barış Gücü sınırda alarma geçti (Independent Arabia)
BM Barış Gücü sınırda alarma geçti (Independent Arabia)

Her ne kadar bir cephe açılması yönünde istek olsa da askeri analistler bunun fiilen düzenli ordu üzerinden olmayacağını düşünüyor.

Doğal olarak Suriye ordusunun kafası on yılı aşkın süredir devam eden bir iç çatışmayla meşgul.

Ordu muhalefet ile arasındaki silahlı çatışmanın başlangıcında kaybettiği bölgelerin kontrolünü geri almasına rağmen,sonuç olarak  ekipman ve savaşçılarda art arda kayıplar yaşadı.

Aşırı güç

Tel Aviv, Suriye topraklarından atılan ve İsrail'e düşen füzelere karşılık 12 Ekim'de Halep ve Şam havalimanlarını bombalayarak en yüksek gerilimi ortaya koydu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Stratejik İşler Dairesi Başkanı Joshua Zarka, İran'ı Suriye'ye silah dağıtarak ikinci bir savaş cephesi açmaya çalışmakla suçladı. 

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) bildirdiğine göre, İsrail Hava Kuvvetleri dün gece Kuneytra'daki düzenli orduya ait bir askeri tesisi yeniden hedef aldı. Patlama sesi duyuldu.

Bu olayı İsrail'in bölgeye düzenlediği saldırı izledi. Bu saldırıya eş zamanlı olarak işgal altındaki Golan'da da patlama sesleri duyuldu. 

Gözlemciler, ülkenin doğusundaki Ebu Kemal ve El-Meyadin'den güneydeki Kuneytra'ya unsurların aktarılmasına ve İran yanlısı grupların sınır boyunca hareket etmesine rağmen Suriye cephesinin göreceli olarak sakinleştiğini düşünüyor.

Bu bağlamda İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Golan'ı özgürleştirecek direniş güçlerinin varlığını ve Hizbullah'la bağlantılı olduğunu öne sürüyor.

Hizbullah liderleri tarafından Golan'ın işgal altındaki kısmına bireysel olarak top mermileri atıldı. Buna karşılık düzenli kuvvetler şu ana kadar saldırı aşamasına girmedi.

Direniş grupları hâlâ bombalama operasyonlarını yönetiyor. Bunlardan bugüne kadar en öne çıkanı, Deraa'nın batı kırsalındaki Sehm el-Golan bölgesinde yer alan Ayn Zikr'den atılan roketlerdir.

Sınır vilayetlerindeki halk tehlikeyi hissediyor (Independent Arabia)
Sınır vilayetlerindeki halk tehlikeyi hissediyor (Independent Arabia)

Bu roketlerin atılmasının ardından herhangi bir yaralanmanın olup olmadığı konusu netlik kazanmadı. Roketler açık alanlara düştü.

Tarafsız siyasi çevreler Şam'ın durumu tırmandırmamasının Hamas hareketinin sahneye dayattığı bir savaşın içine çekilmek istememesinden kaynaklandığını söylüyor.

Suriye özellikle 6 Ekim 1973'ten bu yana İsrail ile geniş çaplı bir çatışmaya girmiyor. 

Gerginliğin tırmanması durumunda muhtemelen komando operasyonları ve yıldırım saldırıları gerçekleşecek, buna karşılık Tel Aviv'in Suriye'deki İran veya İran yanlısı bölgelere yönelik hava saldırıları tekrarlanacak.

İsrail bu saldırılarından birini bir ay önce, 18 Eylül'de Ayn et-Tina'ya yapmıştı. Hermon Dağı'nda ise İsrail ordusuna ait bir tanktan çok sayıda füze saldırısı gerçekleştirildi. Burası, ateşkes hattının yakınında bulunan bir bölge.

Şam, Dera ve Kuneytra kırsalında özellikle savaşın genişlemesi durumunda temas hattına yakın yerlerde yaşayan halk büyük bir tehlike hissediyor.

Kaderleri yerlerinden edilmek olacak. Çünkü karşı taraf olası bir saldırıyı caydırmak adına saldırılarını yoğunlaştıracak.

Bir grup uzman çeşitli alanlardan cephenin soğutulması ve soğuk savaşa dönüştürülmesi ihtimalini desteklerken bu durum savaşları uzatma vizyonunun aksine, çatışmaları her zaman hızlı bir şekilde çözen Tel Aviv'in çıkarına değil.

Savaşların uzaması daha fazla subay ve ordu mensubunun göreve çağrılması, ekonominin felce uğraması ve hayatın her yönünün tamamen felç kalması anlamına gelecektir.

Bu nedenle İsrail tüm gücüyle savaşı mümkün olan en az kayıpla hızlı bir şekilde bitirmeye çalışacaktır.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas’a yakın kaynak: Doha'da gerçekçi yaklaşımlar tartışılıyor ve anlaşma Washington'un elinde

Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas’a yakın kaynak: Doha'da gerçekçi yaklaşımlar tartışılıyor ve anlaşma Washington'un elinde

Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)

Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir Hamas kaynağı dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ateşkes müzakerelerinde şu anda önerilen gerçekçi yaklaşımlar var, ancak anlaşma esas olarak İsrail'e baskı yapma araçlarına sahip olan ABD'nin tutumuna bağlı” dedi.

Kaynak, “İsrail tarafından sunulan ve Morag Koridoru’yla ilgili önceki haritalardan geri adım atılmasını içeren yeni haritaların olumlu bir adım olduğunu ve bir anlaşmaya varmak için siyasi ortamın hazırlanmasına katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Ancak halen birçok ayrıntı ve koşulun öne sürüldüğü hassas bir müzakere aşamasında olduğumuza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “Hamas saldırganlığı sona erdirmek ve soykırımı durdurmakla ilgileniyor. Bu aşamada on kişiyle başlayabilecek bir takas anlaşmasında bir dizi esirin serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir anlaşmaya doğru giden net bir vizyona sahip ve bu anlaşmanın başarılı olması için çok çalışıyor… Herhangi bir gerçek ilerleme İsrail'in Gazze Şeridi'nden net bir şekilde çekilmesine dayanmalıdır ve bu atlanamayacak bir ön koşuldur. Gerçekçi yaklaşımlar var ve bir anlaşmaya yakın olabiliriz, ancak bu esas olarak İsrail işgaline baskı yapma araçlarına sahip olan ABD'nin tutumuna bağlı.”

Doha bir haftadan uzun bir süredir, üçüncü bir ateşkes anlaşmasına (ilki Aralık 2023, ikincisi Ocak 2025) varmak üzere Mısır, Katar ve ABD'nin arabuluculuğunda Hamas ve İsrail arasında dolaylı görüşmelere sahne oluyor.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalının salı günü bildirdiğine göre, insani yardımların Gazze Şeridi'ne girişi, hastaların çıkışı ve mahsur kalanların geri dönüşüyle ilgili ayrıntıları görüşmek üzere Kahire'de yapılan Mısır-Katar-İsrail görüşmelerinde ilerleme kaydedildi. Kanal, Mısır İstihbarat Başkanı Hasan Mahmud Reşad'ın Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Filistin ve İsrail taraflarından heyetlerle anlaşmanın önündeki ‘engellerin aşılması’ için görüşmeler yaptığını bildirdi.

İsrail daha önce kuvvetlerinin Refah kenti yakınlarındaki Mısır sınırı boyunca uzanan üç kilometre genişliğindeki tampon bölge ve Refah'ı Gazze Şeridi'nin ikinci büyük kenti olan Han Yunus'tan ayıran Morag Koridoru da dâhil olmak üzere nispeten geniş bir alanda kalmasında ısrar etmişti.

Filistin ve İsrail basınında yer alan haberlere göre Hamas, İsrail güçlerinin Mart ayındaki son ateşkesin çökmesinden önce konuşlandıkları mevzilere geri çekilmesini talep ediyor. Bu mevziler, İsrail’in son dönemde kontrol ettiği yeni bölgeleri ve ‘insani yardım şehri’ olarak bilinen, Gazze Şeridi’nin yaklaşık 365 kilometrekarelik toplam alanının yüzde 40’ını kapsayan izole edilmiş bölgeyi kapsamıyor. Söz konusu bölgenin yaklaşık 600 bin Gazzeliyi barındırması öngörülüyor, ayrıca ileride daha fazla kişiyi yerinden etmeye uygun şekilde planlanmış. Bu şehir, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki coğrafi bağlantıyı da ortadan kaldırıyor.