Gazze'deki savaşın seyri

Gazze’yi hedef alan bir İsrail topçusu, 28 Ekim 2023 (AFP)
Gazze’yi hedef alan bir İsrail topçusu, 28 Ekim 2023 (AFP)
TT

Gazze'deki savaşın seyri

Gazze’yi hedef alan bir İsrail topçusu, 28 Ekim 2023 (AFP)
Gazze’yi hedef alan bir İsrail topçusu, 28 Ekim 2023 (AFP)

Gazze'de savaşın gidişatını farklı zamanlarda ve farklı koşullarda tekrarlanmasından dolayı tahmin etmek zor değil. Hem Filistin hem İsrail, savaşı, stratejiden taktiğe ve uygulamaya kadar tüm boyutlarıyla öğrendi. Tüm bu tekrarlar nedeniyle nasıl Hamas İsrail’den savaşmayı öğrendiğiyse İsrail de Hamas’tan savaşmayı öğrendi. Aralarındaki tek fark olarak İsrail, kalıcı ve köklü müttefikinin kim olduğunu bilirken Hamas, şimdiye kadar ittifak yaptığı tarafları çokça değiştirdi.

Gelinen nokta ise Hamas için bir ölüm-kalım savaşı. Peki Hamas, Aksa Tufanı Operasyonu’nda başarısından sonra askeri olarak en yüksek olgunluğa ulaştı mı? Bu başarıyı bekliyor muydu? Bu etkileyici askeri başarı sınırların dışındaki bir aktörün gözünden kaçacak mı?

En iyi askeri planlar ilk atıştan sonraki ilk dakikalarda bile işlemez hale gelir. Savaşın planlayıcısı sürprizlerin yaşanmaması için savaş başladığında ortaya çıkar. Ardından askerler plan çerçevesinde büyük bir gayretle savaşmaya çalışırlar. Hamas’ın beklenmeyen bile olsa başarısı inkar edilemez. Başarı başlı başına bir sorumluluktur.  Zamanla aşındığından başarının korunması ve ondan faydalanılması gerekir. Öyleyse Hamas elde ettiği bu askeri zaferi nasıl sürdürecek? Bu başarıyı nerede kullanacak?

sdfveg
Gazze sınırında uçan bir İsrail askeri helikopteri, 28 Ekim 2023 (AFP)

İsrail ile Hamas arasındaki savaş, temel olarak Gazze Şeridi ve yakın çevresinde yaşanıyor. Ne zaman taraflardan biri üstü kapalı olarak üzerinde anlaşmaya varılan angajman kurallarının sınırlarını aşsa diğer taraf eski sınırları yeniden çizmek için tüm sahip olduklarıyla birlikte ancak bu kez yeni angajman kurallarıyla karşılık veriyor.

Aksa Tufanı Operasyonu

Aksa Tufanı Operasyonu, önceden çizilen tüm sınırları değiştirdi ve akla gelebilecek tüm angajman kurallarını altüst etti. Bu yüzden İsrail'in tepkisi Hamas’ın saldırısına paralel olmalıydı. Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu’nun İsrail’in ulusal güvenlik kavramlarına ne kadar zarar verdiğini anlamak için operasyonun sonuçlarının bölgesel ve uluslararası yansımalarını şöyle bir düşünelim.

Tepkinin sınırları

İsrail’in tepkisini kısıtlayan birçok faktör var. Ana savaş alanında rehinelerin bulunmasının yanı sıra, şehirlerde savaşın zorluğu da vardır; çünkü büyük çaba ve büyük fedakarlıklar, teçhizat ve teçhizat gerektirir ve görevi yerine getirmek ve başarılı olmak için uzun bir süre gerekir. ve bu önceden garanti edilmeyen bir şeydir.

İsrail'in tepkisini sınırlayan birçok faktör var. Bunların başında Hamas ile savaşın ana sahasında rehinelerin olması gelirken buna bir meskun mahal savaşının zorluğu eşlik ediyor. Çünkü meskun mahal savaşı için büyük çabalar, büyük fedakarlıklar ve çok fazla teçhizatın yanı sıra bu görevi yerine getirmek ve başarmak için uzun bir süreye ihtiyaç var. Çünkü bir meskun mahal savaşının ne kadar süreceği önceden kestirilemez. Bu kısıtlamaların yanında bir de özellikle Hizbullah'ın İran'ın talimatıyla Güney Lübnan cephesini açması durumunda savaşın bölgeye yayılması korkusu var.

zscdfr
Gazze sınırına doğru hareket eden İsrail’e ait bir Merkava tankı, 28 Ekim 2023 (AFP)

En önemli kısıtlamayı faktörü olarak ise ‘Biden etkisi’ (Biden Effect) ortaya çıkıyor. ABD Başkanı Joe Biden, bölgede bir caydırıcı sistem kurmaya çalışıyor. Biden etkisi, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonuna koruma sağlarken, Gazze savaşına dahil olmak isteyenleri caydırmayı ve savaşı kendi coğrafi bağlamı içinde tutmayı amaçlıyor ve caydırıcılık için gövde gösterisinde bulunmak gerek. ABD ordusu, bölgede konuşlu askerlerine ve üslerine eşi benzeri görülmemiş takviyelerde bulundu.

Caydırıcılık, caydırıcılığın başarısız olması durumunda caydırıcı gücün yeteneklerini kullanacağına caydırılmak istenen tarafın ikna edilmesini gerektirir. Bu yüzden ABD, bölgedeki askeri üslerine yönelik saldırılara askeri olarak yanıt vermeye çalışıyor. Ancak ABD için en büyük sınav, bölgedeki üslerine ve askerlerine yönelik vekil gruplar tarafından yapılan askeri tacizlerin gerçek boyuta ulaşması oldu.

cdvfg
Gazze sınırı yakınlarındaki topçu mevzisinde konuşlu iki İsrail askeri, 28 Ekim 2023 (DPA)

ABD, Gazze Şeridi'ndeki tüm cephelerini kapsayan bir askeri operasyon yerine İsrail'in çeşitli noktalarda Hamas'ın altyapısını, özellikle de lider kadrosunu vurmayı amaçlayan sınırlı operasyonlar gerçekleştirmesini istiyor.

Üçüncü operasyon Gazze Şeridi ile sınırlı

İsrail, savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde üçüncü kara operasyonunu gerçekleştirdi. Peki yeni olan ne?

Üçüncü kara operasyonunun, birinci ve ikinci operasyonlardan farkı hava saldırılarının artırılması ve Gazze’nin denizden de bombalanmasında yatıyor. Yine internet ve iletişimin kesilmesi de üçüncü operasyonla görülen ilklerden biri. Bu, tam ve kapsamlı bir karartma durumudur.

İsrail’in kısa sürede üç defa sınırlı kara operasyonu gerçekleştirmesinin ana nedeni, zamanın başta 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda olmak üzere ABD’nin baskısıyla defalarca kez ateşkes yapmak zorunda kalan İsrail'e karşı zaman işliyor olması.

İsrail, ABD’nin istediğini tam olarak uyguluyor. Hamas'ın bazı liderlerine suikastlar düzenliyor, ortadan kaldırıyor. İsrail son olarak Hamas’ın hava sisteminden sorumlu komutan İsam Ebu Rukba'ya suikast düzenledi.

İsrail ordusunun birkaç cepheyle sınırlı bir operasyon yapmasının nedeni, ana saldırının yeri ve zamanlaması konusunda Hamas'ı kandırmayı amaçlıyor olabileceği gibi, ana saldırı da olmayabilir.

İsrail, çeşitli cephelerden operasyonlar düzenleyerek geniş kapsamda Hamas güçlerini istikrarsızlaştırmayı ve dağıtmayı amaçlıyor.

İsrail operasyonlarını genellikle gece saatlerinde gerçekleştiriyor. Askerlerinin gece savaşları için gerekli teçhizatla donatılmış olmaları da İsrail ordusuna avantaj sağlıyor.

İsrail’in sınırlı operasyonları, Hamas'ın hazır olup olmadığı hakkında bilgi toplamayı, nabız tutmayı ve aynı zamanda hedefe yönelik hazırlıkları test etmeyi amaçlıyor. İsrail ordusu, karadan ilerleme durumunda Gazze Şeridi'nde kalabilir ve Hamas güçlerinin zayıf olduğu cephelere yeniden saldırı başlatabilir.

İsrail ordusu, savaşın şeklini ve özelliklerini Hamas'ın belirlemesine izin vermiyor. Hamas ise Gazze Şeridi’nin sokaklarında, binalarında ve ara sokaklarında önceden şehir savaşı (urban warfare) için hazırlıklarını yaptığı biliniyor.

Son, ancak en önemli nokta olarak İsrail’in Gazze Şehri çevresindeki saldırıları yoğunlaşıyor. Bu da Hamas Hareketi’nin ağırlık merkezinin kentte ya da kentin altındaki tünellerde olduğunu gösteriyor. Aksi halde İsrail'in Hamas liderleri savaşı bu hastanenin altındaki tünellerden yürütüyor diye Şifa Hastanesi'nin tahliye edilmesini istemesinin ne anlamı var?

 *Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı



ABD, Lübnan'da ateşkes izleme komitesini harekete geçirme sözü verdi

Lübnan Cumhurbaşkanı'nın ABD'li General ile görüşmesinden (Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Cumhurbaşkanı'nın ABD'li General ile görüşmesinden (Ulusal Haber Ajansı)
TT

ABD, Lübnan'da ateşkes izleme komitesini harekete geçirme sözü verdi

Lübnan Cumhurbaşkanı'nın ABD'li General ile görüşmesinden (Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Cumhurbaşkanı'nın ABD'li General ile görüşmesinden (Ulusal Haber Ajansı)

Lübnan ve İsrail arasındaki ateşkes izleme komitesinin yeni başkanı ABD'li General Joseph Clearfield, "askeri gerginliği önlemek" için çalışacağına söz vererek, komitenin çalışmalarını ve toplantılarını aktif hale getirme konusunda açık bir istek duyduğunu belirtti.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren bakanlık kaynaklarına göre, General Clearfield, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam ile bir araya geldi ve görüşmelerin "iyi ve yeni bir ciddi çalışma ruhunu ve bir sonraki aşamada daha büyük çabayı temsil ettiği" belirtildi.

Görüşmede Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan'ın "ordu komutanlığı tarafından alınan tüm güvenlik önlemlerini uygulamaya kararlı olduğunu ve çalışmalarına devam edeceğini, özellikle güneyde veya genel olarak Lübnan'da hiç kimsenin savaş durumuna geri dönmek istemediğini" teyit etti.

Aynı zamanda İsrail, savaş uçaklarının Bekaa Vadisi'nin kuzeyine düzenlediği bir dizi hava saldırısıyla gerilimi artırmaya devam etti; saldırılarda beş kişi öldü, birçok kişi de yaralandı.


UNRWA: İsrail, Batı Şeria topraklarının ilhakını durdurmalı

Gazze Şehri'ndeki UNRWA Genel Merkezi (Arşiv-Reuters)
Gazze Şehri'ndeki UNRWA Genel Merkezi (Arşiv-Reuters)
TT

UNRWA: İsrail, Batı Şeria topraklarının ilhakını durdurmalı

Gazze Şehri'ndeki UNRWA Genel Merkezi (Arşiv-Reuters)
Gazze Şehri'ndeki UNRWA Genel Merkezi (Arşiv-Reuters)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), bugün İsrail'i Batı Şeria'daki tüm toprak ilhaklarını durdurmaya çağırdı ve bunu uluslararası hukukun ağır bir ihlali olarak nitelendirdi.

BM ajansı, X platformu aracılığıyla, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da, Ekim 2023'te Gazze'deki savaşın patlak vermesinden bu yana şiddette keskin bir artış yaşandığı konusunda uyardı.

UNRWA, Gazze Şeridi ile Batı Şeria'nın geleceğinin bir olduğunu teyit ederek, BM tahminlerine göre Batı Şeria'daki şiddet olaylarında beşte biri çocuk olmak üzere binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü kaydetti.


ABD'nin Batı Şeria'nın ilhakına karşı sert tutumu İsrail'i şaşırttı

TT

ABD'nin Batı Şeria'nın ilhakına karşı sert tutumu İsrail'i şaşırttı

ABD'nin Batı Şeria'nın ilhakına karşı sert tutumu İsrail'i şaşırttı

ABD'nin Batı Şeria'yı İsrail'e ilhak etmek için hazırlanan iki yasa tasarısına karşı sergilediği sert tutum, Tel Aviv'deki siyasi ve medya çevrelerini şaşırttı.

ABD Başkanı Donald Trump, yardımcısı J.D. Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda İsrail'in bu hamlesini reddettiklerini ifade ettiler. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, ABD'nin eleştirilerine karşı hızlı bir şekilde savunmaya geçerek, ‘hükümetinin henüz ön aşamada olan ilhak tasarısını ilerletmeye çalışmayacağını’ söyledi.

Amerikan tepkisi, İsrail parlamentosunun (Knesset) çarşamba günü iki tasarıyı ön okumada onaylama kararı alması ve Batı Şeria'nın geniş bölgelerinin ilhakı ve bu bölgelere İsrail egemenliğinin dayatılmasına yol açacak süreci fiilen başlatması üzerine uluslararası alanda öfkeyle karşılanmasının ardından geldi.

‘Siyasi bir manevra!’

Netanyahu, o sırada yanında bulunan ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'i, bunun sağ kesim ve muhalefet tarafından oynanan bir siyasi oyun olduğuna ikna etmeye çalıştı.

defrt
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, çarşamba günü Kudüs'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (AP)

Ancak Amerikalılar biraz daha derinlemesine baktıklarında, hükümetin bu kışkırtıcı hamlede masum olmadığını ve iki tasarıyı engellemek için daha fazla çaba sarf edebileceğini fark ettiler.

Daha da kötüsü, Eğitim Bakanı Yoav Kisch'in Knesset'e sunduğu yasaya ilişkin resmi yanıtta ‘hükümetin ilke olarak ilhakı desteklediği’ belirtildi.

Kisch, “Biz ilhak konusunda kararlıyız. Ancak ilhak, muhalefet veya hoşnutsuz siyasi güçlerin önerdiği yasa tasarılarıyla gerçekleşmez. Hükümet olarak, ilhakı her gün, sözlerle değil, sahada eylemlerle uyguluyoruz. Ülkenin işlerini yönetme konusundaki benzersiz yaklaşımımızla, ilhakı daha iyi yollarla gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Vance: Kendimi aşağılanmış hissediyorum

Vance dün öğleden önce Tel Aviv'den ayrılırken basın mensuplarına verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Garip bir şey olduğunu anladım, bu yüzden protesto ettim. Ama bana bunun sadece partizan bir siyasi manevra olduğunu söylediler. Eğer gerçekten sadece siyasi bir manevraysa, o zaman aptalca bir manevraydı ve kendimi biraz aşağılanmış hissediyorum. İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesine izin vermeyeceğiz ve bu oylamadan memnun değiliz.”

Donald Trump ise, Time dergisinin dün yayınladığı, bu ayın 15'inde yapılan röportajda, İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesine izin vermeyeceğini söyledi.

Trump, “İsrail, Arap ülkelerine Batı Şeria'nın hiçbir bölümünü ilhak etmeyeceğine dair söz verdi. Bu şu anda yapılamaz. Bu ilhak gerçekleşirse, İsrail ABD'nin tüm desteğini kaybedecek” şeklinde konuştu.

Bakan Rubio da Tel Aviv'e varışından önce uçağa binerken yaptığı açıklamada, “Knesset'in Batı Şeria'yı İsrail'e ilhak etme oylaması, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme anlaşmasını tehdit edebilir” dedi.

Rubio, “Başkan Trump, şu anda bu tür adımları desteklemediğimizi açıkça belirtti. Önümüzdeki haftalarda ateşkesin devam etmesi önemli” dedi. Ziyareti sırasında, Gazze'deki anlaşmanın uygulanmasını denetlemek üzere ABD merkezinde daimî temsilci olarak üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcisinin atandığını duyuracağını da bildirdi.

İsrail'de kargaşa

Sıklık ve liderlik düzeyi açısından eşi benzeri görülmemiş İsrail ziyaretlerinin muazzam ivmesiyle örtüşen Amerikan tutumu (bir hafta önce Trump'ın kendisiyle başlayan, ardından yardımcısı, danışmanları, dışişleri bakanı ve geniş bir general ekibinin devam ettiği), İsrail'de büyük bir kargaşaya neden oluyor.

Bir tarafta aşırı sağ ve diğer tarafta Netanyahu'nun muhalifleri bunu ‘siyasi baskı’ olarak değerlendirip, İsrail'in bağımsızlığını kaybetmiş bir ‘kukla devlet’ olduğunu iddia etseler de, ABD'li yetkililer tarafından ortaya atılan fikirler yavaş yavaş İsrail halkı ve liderleri arasında yaygınlaşıyor.

İsraillilerin ezici çoğunluğu Amerika'yı müttefik, koruyucu ve sadık bir dost olarak görüyor ve Trump'ı ‘tarihte İsrail'in yanında duran en iyi Amerikan başkanı’ olarak değerlendiriyor.

İsraillilerin yaklaşık yüzde 72'si, 19. maddesinde Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve bir devlet kurma yolunu özetleyen Trump'ın savaşı sona erdirme planına destek verdi.

Dolayısıyla İsrailliler, Trump'ın istediğinin, İsrail'i iki yıldır geçerli bir neden olmaksızın süren savaş döngüsünden çıkarıp tüm Arap ve İslam ülkeleriyle ‘barış yoluna’ getirerek İsrail'in çıkarlarına hizmet etmek olduğuna güvenebilirler.

Amerikalılar, bunun İsrail ve Filistinliler tarafından kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğuna inanıyor gibi görünüyor. Buna karşı çıkan ve direnenlerin her iki tarafta da aşırılık yanlıları olduğunu ve barış isteyen her iki tarafın çoğunluğu tarafından aşılabilecek bir engel olduğunu iddia ediyorlar.