Şin Bet: Yerleşimci şiddeti Batı Şeria'yı alevlendirecek ve savaş çabalarına zarar verecek

İsrail Batı Şeria'da beş Filistinliyi öldürürken Kudüs'te bir polis bıçaklandı.

İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah şehrinin kuzey girişinde güvenlik önlemleri aldı. (EPA)
İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah şehrinin kuzey girişinde güvenlik önlemleri aldı. (EPA)
TT

Şin Bet: Yerleşimci şiddeti Batı Şeria'yı alevlendirecek ve savaş çabalarına zarar verecek

İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah şehrinin kuzey girişinde güvenlik önlemleri aldı. (EPA)
İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah şehrinin kuzey girişinde güvenlik önlemleri aldı. (EPA)

İsrail, dün (pazartesi) Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda dört Filistinliyi, Batı Şeria'nın güneyindeki el-Halil kentinde ise bir Filistinliyi öldürdü. Diğer yandan bir Filistinli ise Kudüs'te İsrail polisine saldırarak onu defalarca bıçakladı. İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet (Şabak), Batı Şeria cephesini alevlendirecek yeni bir gerilim konusunda uyardı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda 25 yaşındaki Emir Şerbeci, 28 yaşındaki Nevres Becavi, 27 yaşındaki Viam el-Hanun ve 23 yaşındaki Musa Cabbarin'in öldürüldüğünü bildirdi. Kampta meydana gelen saldırıda dokuz vatandaş da yaralandı.

(FOTO ALTI) Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)

İsrail ordusunun Cenin Mülteci Kampı’na baskın düzenlemesinin ardından kampta şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu sırada İsrail ordusu, son birkaç haftadır yaygınlaşan bir prosedürle militanları bombalamak için insansız hava araçları (İHA) kullandı. İsrail ordusu, silahlı Filistin hücrelerinden birine saldırmak için kampa baskın düzenlediğini bildirdi. El-Halil'de ordu, şehrin güneyindeki Yatta girişinde öğrenci yürüyüşünü bastırırken bir genci öldürdü.

Filistin Sağlık Bakanlığı, el-Halil'in güneyindeki Yatta kasabasında yaşayan 23 yaşındaki Fuad İsmail Ebu Subha adlı gencin işgal askerlerinin kurşunlarıyla öldürüldüğünü ve onlarca kişinin zehirli gaz soluması sonucu boğulma tehlikesi yaşadığını duyurdu.

Batı Şeria'da gerginlik

İsrail, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın Aksa Tufanı operasyonuyla kendisini şaşırttığı ve Gazze Şeridi'ni çevreleyen bölgelerde bin 400 kişiyi öldürdüğü 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'daki gerilimi artırdı. İsrail, Aksa Tufanı operasyonunun ardından Gazze Şeridi'nde 9 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü ve 20 bin kişiyi yaraladığı amansız bir savaş başlattı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'da 122 Filistinliyi öldürdüğünü, 2 bin 50 Filistinliyi de yaraladığını bildirdi. İsrail, Gazze'deki savaşın uzamasıyla birlikte Batı Şeria'da gerilimin artmasından korkuyor. Bu nedenle alarmı yükseltti, Batı Şeria'yı tamamen kapattı, şehirleri ve köyleri demir kapılar, beton bloklar ve toprak bariyerlerle kuşatıp adeta gettolara çevirdi. Ayrıca uzun süredir kapalı olan askeri kontrol noktalarındaki prosedürlerini de sıkılaştırdı.

(FOTO ALTI) Geçtiğimiz Perşembe günü Batı Şeria'nın Nablus kentinde Gazze halkıyla dayanışma amacıyla bir gösteri düzenlendi. (AFP)
Geçtiğimiz Perşembe günü Batı Şeria'nın Nablus kentinde Gazze halkıyla dayanışma amacıyla bir gösteri düzenlendi. (AFP)

Ancak dün (Pazartesi) bir Filistinli, Kudüs'te bir İsrail polisine bıçakla saldırdı. Ardından başka bir polis onu kurşunla ağır şekilde yaraladı.

Polis sözcüsü, konuya dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Pazartesi günü bıçaklı bir Filistinli, Kudüs'teki Mandelbaum benzin istasyonuna gelerek bir polisi vücudunun üst kısmından bıçakladı ve silahını ele geçirdi. Daha sonra ateş etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı ve olay yerinden kaçtı. İsrail askerleri şüpheliyi takip ederek, silahla etkisiz hale getirdi.”

Batı Şeria'da yüksek gerilim

İsrailli sağlık görevlileri, polisin vücudunun üst kısmından ciddi bıçak yaralarıyla hastaneye nakledildiğini doğruladı.

Söz konusu saldırı, İsrail'in Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik saldırılarını sürdürdüğü ve Batı Şeria'daki yerleşimcilerin de katıldığı bir savaşta birçok Filistinliyi öldürdüğü gergin bir dönemde gerçekleşti. Yerleşimcilerin 7 Ekim'den bu yana silahlanmalarının ardından Batı Şeria'da en az altı Filistinliyi öldürmesi, İsrail istihbaratı içinde endişelere yol açtı.

Şin Bet, Gazze'de devam eden savaş sırasında yerleşimcilerin karıştığı şiddet olayları ve Filistinlilerle çatışmalardaki artışla birlikte Batı Şeria'da şiddet olaylarının patlak vereceği uyarısında bulundu. İsrail Kanal 12 televizyonu, Şin Bet Başkanı Ronen Bar'ın Savaş Kabinesi'ni, hükümeti ve orduyu konu hakkında uyardığını bildirdi. ABD ve Fransa da Batı Şeria'daki durumun kaynama noktasına ulaştığı konusunda uyardı.

(FOTO ALTI) Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Filistinli mahkumların aileleri, 22 Ekim 2023'te Gazze sakinleriyle dayanışma içinde olduklarını ifade ederek, mahkumların serbest bırakılmasını talep ettiler. (AFP)
Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Filistinli mahkumların aileleri, 22 Ekim 2023'te Gazze sakinleriyle dayanışma içinde olduklarını ifade ederek, mahkumların serbest bırakılmasını talep ettiler. (AFP)

Kanal 12, İsrailli kaynakların “Bu olayların bölgede yangına yol açması ve Hamas’a karşı savaş çabalarına zarar vermesi muhtemel” ifadelerine yer verdi. Bazı İsrailli karar vericilerin aşırı sağcı bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir'i “sorumluluk almaya ve işleri sakinleştirmeye” çağırdığını bildirdi.

Yerleşimci şiddetine karşı savunma

İki bakan, geçmişte yerleşimci şiddetini meşru müdafaa olarak savunmuş ve buna karşı harekete geçmekte direnmişti.

İsrail Kanal 13 televizyonunun haberine göre Şin Bet Başkanı Ronen Bar ve İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Cumartesi günü gerçekleştirilen Savaş Kabinesi toplantısında yerleşimci şiddeti konusunu ele aldı.

İki ismin toplantıda, Hamas saldırısı ve bunun İsrail toplumu üzerindeki feci sonuçları karşısında, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in Yahudi yerleşimcilerin eline silah verme yönünde attığı adımın bölgede şiddeti artırmaya yönelik olduğu şikayetinde bulunduğu da ifade edildi.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın şu ifadeleri kullandığı aktarıldı: “Olay gayet iyi biliniyor. Bölgenin alev almamasını sağlamalıyız. Şiddetin büyük kısmı, yerleşim yerlerinde yaşamayan kişiler tarafından uygulanıyor.”

Yesh Din örgütü tarafından dün yapılan açıklamada, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Batı Şeria'daki 62 Filistin kasaba ve köyünde yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik 100'den fazla şiddet ve saldırı olayı gerçekleştirdiği ifade edildi.

Daha önce ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in Gazze'de Hamas’a karşı yürüttüğü askeri operasyonları desteklemeye devam ederken yerleşimci şiddetini frenlememesi nedeniyle eleştirerek, şiddetin ateşi körüklediğini ifade etmişti.

Biden, son günlerde yaptığı telefon görüşmelerinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, Batı Şeria'da artan gerilimin Gazze'deki mevcut savaşı önemli ölçüde kötüleştirebileceğinden korktuğunu belirterek İsrail yetkililerinin artan yerleşimci şiddeti olaylarını önlemesini sağlama çağrısında bulundu.



Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
TT

Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Yale Üniversitesi’nin Halk Sağlığı Fakültesi’ne bağlı İnsani Araştırmalar Laboratuvarı’na göre, uydu görüntüleri, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kontrolünü ele geçirdiği Sudan'ın batısındaki Darfur eyaletinin kuzeyinde bulunan el-Faşir şehrinde ‘toplu mezarlar’ ve ‘ceset imha faaliyetlerinin’ izlerini ortaya çıkardı.

Sudan ordusunun Darfur'daki son büyük kalesi olan el-Faşir'in HDK tarafından ele geçirilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM), katliamlar, tecavüzler, yağmalamalar ve halkın toplu olarak yerinden edildiğini bildirdi.

HDK'nin sosyal medyada yayınladığı videolarla desteklenen çok sayıda tanık ifadesi, iletişimden tamamen kopuk olan şehirde yaşanan zulmü gözler önüne serdi.

s
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Dün yayınlanan İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, el-Faşir'deki eski bir hastane ve caminin yakınında ‘toplu mezar olduğu düşünülen en az iki bölgede toprak bozulmaları’ olduğu belirtildi.

Raporda, ‘şu anda HDK tarafından gözaltı merkezi olarak kullanılan’ bir doğum hastanesinin dışında daha önce tespit edilen hendeklerin ve nesne yığınlarının ortadan kaybolduğu ifade edildi.

Raporda ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 450 hasta ve personelin öldürüldüğünü bildirdiği Suudi hastanesine yakın bir caminin yakınında ‘yaklaşık 7 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir hendekten’ bahsedildi.

İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, HDK'nin bir yıldan fazla süren kuşatma sırasında inşa ettiği toprak bariyerin yakınında toplu infazlara dair kanıtlar olduğu kaydedildi.

yu
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) pazartesi günü, ‘el-Faşir'de işlenen zulümlerin kanıtlanması halinde, Roma Statüsü uyarınca savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil edebileceği’ uyarısında bulundu.

HDK şehri ele geçirdikten sonra on binlerce kişi şehirden kaçtı. AFP'ye konuşan tanıklar, bu güçlerin kaçmaya çalışan yüzlerce sivili gözaltına aldığını, ayrıca onlara şiddet uyguladığını ve öldürdüğünü söyledi.

BM bugün, saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının yüzlerce olabileceğini bildirdi. Ordu destekli hükümet ise HDK’yi 2 bin sivili öldürmekle suçluyor.

BM'ye göre, Nisan 2023'te Sudan'da patlak veren çatışma on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 12 milyon kişinin yerinden edilmesine neden olarak dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizine yol açtı.


Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

İnci Mecdi

ABD, BM Güvenlik Konseyi'nden Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırma yetkisi talep ediyor. Uluslararası istikrar gücü, ABD Başkanı Donald Trump'ın eylül ayı sonunda sunduğu ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı uzun vadede sona erdirmeyi amaçlayan 20 maddelik planının temel unsurlarından biri.

Amerikan medya kuruluşlarının incelediği taslak karara göre, uluslararası güç, silahlı örgütlerin “kalıcı olarak silahsızlandırılması” da dahil olmak üzere Gazze'deki silahsızlandırma sürecini temin etmek için İsrail ve Mısır ile iş birliği içinde çalışacak. Ayrıca Filistinli polis memurlarına eğitim ve destek sağlayacak, sivilleri koruyacak ve insani yardım koridorlarının güvenliğini sağlayacak. ABD’li yetkililere göre taslak, 15 üyeli konsey ve diğer uluslararası ortaklar arasında kapsamlı müzakerelerden geçmesi beklenen bir ön taslak. Nitekim şu anda tartışılıyor ve bu istişareler doğrultusunda revize ediliyor.

Silahsızlandırma sürecini temin etmenin yanı sıra, bir barış gücü değil, güvenliği sağlamaktan sorumlu bir yürütme organı olacak olan bu gücün, Gazze Şeridi'nin hem İsrail hem de Mısır ile olan sınırlarını güvence altına alması, sivilleri ve insani koridorları koruması ve yeni bir Filistin polis gücü yetiştirmesi öngörülüyor. Taslak, katılımcı ülkelere, Gazze Şeridi’nin geçici yönetimini üstlenmesi beklenen ve henüz kurulmamış olan “Barış Konseyi” ile iş birliği içinde, 2027 yılı sonuna kadar Gazze'de güvenliği sağlama konusunda geniş bir yetki veriyor. Yine taslak, bu gücün Mısır ve İsrail ile yakın istişare ve koordinasyon içinde olmasını da öngörüyor.

İsrail'in itirazı

Taslakta, önerilen uluslararası güce hangi ülkelerin katılacağı veya ne kadar askerle katkıda bulunacağı belirtilmedi. Ancak, istikrar gücüne katılmakla ilgilenen birçok Arap ve Arap olmayan devlet, BM'nin plana verdiği desteğin katılımları için ön koşul olduğunu ifade etti. ABD'nin BM misyonu, Independent Arabia'nın sorularına yanıt vermedi, ancak kaynaklar, ABD'nin talebi üzerine Gazze'de istikrarı sağlamak için uluslararası güce birkaç ülkenin katılmayı düşündüğünü belirtiyor.

Arap Amerikalılar Barış Komitesi Başkanı ve Gazze'de arabuluculuk yapan Bişara Bahbah, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'deki uluslararası istikrar gücüne hem Türkiye hem de Katar'ın katılmasına karşı çıktığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun, gücün misyonunun “İsrail'in kendini rahat hissettiği tarafları veya İsrail'in rahatlıkla iş yapabileceği ülkeleri içermesi gerektiği” yönündeki açıklamaları da bunu teyit ediyor. Ancak Rubio belirli bir ülke adı vermedi veya olası bir vetodan bahsetmedi.

Azerbaycan merkezli ANewsZ kanalının haberine göre, ABD, çatışmalar sona erdiğinde Gazze'nin güvenliğini sağlamayı ve insani yardımların ulaştırılması faaliyetlerini genişletmeyi amaçlayan bir misyona katılımı için Azerbaycan ile iletişime geçti. Bakü, hem İsrail hem de Filistin Ulusal Otoritesi ile diplomatik ilişkilere sahip. Kasım 2022'de Azerbaycan Meclisi, Tel Aviv'de bulunması şartıyla İsrail’de bir büyükelçiliğin açılmasını onaylamıştı.

Büyükelçilik, diplomatik temsilcilik ve Bakü'den bir büyükelçinin atanmasıyla Mart 2023'te resmen açıldı. Aynı zamanda Azerbaycan, 2022'nin sonlarında Batı Şeria'daki Ramallah'ta bir “temsilcilik ofisi” kurdu. Bu ofis, Azerbaycan'ın İsrail ile yakın ortaklık ile Filistinlilerle dayanışmayı sürdürmeye yönelik diplomatik stratejisini yansıtıyor.

İsrailli muhalif milletvekili ve Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi üyesi Moşe Tur-Paz, “Diğer ordulara böylesine önemli bir rol vermek soru işaretleri yaratıyor ve bu İsrail'in çıkarına olmayabilir.” dedi. “Hamas'ın Gazze'deki yönetimine son verme çabalarına diğer ülkelerin katılımının iyi bir şey olduğu doğru, ancak aynı zamanda İsrail için bir tehdit de oluşturabilir,” diye ekledi ve Türkiye gibi bir ülkenin Hamas ile yakın bağları olduğunu belirtti.

İsrail'in böyle bir güce hangi ülkelerin katılacağını ne ölçüde belirleyebileceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Ancak, Kudüs merkezli bir düşünce kuruluşu olan Yahudi Halkı Politika Enstitüsü'nden Yaakov Katz, basına yaptığı açıklamada, “İsrail'in bakış açısından sorun, artık istediği gibi hareket edememesi ve bunun sonuçları olacak” yorumunu yaptı.

Mısır bir temel taş

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Washington'da bulunan Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Heysem Hasaneyn yaptığı açıklamada, Mısır'ın Gazze'deki herhangi bir uluslararası gücün temel taşı olma ihtimalinin yüksek olduğunu ve Endonezya veya Azerbaycan gibi Arap olmayan Müslüman ülkelerin yanı sıra BAE, Ürdün ve Fas'ın da potansiyel katkıları olabileceğini belirtti.

Yeni bir Filistin polis gücünün eğitilmesi konusuna gelince, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, ülkesinin Filistin güvenlik güçlerini eğitmeye başladığını açıkladı. Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Medbuli, Mısır'ın “Gazze'ye uluslararası desteğin, sahada görev yapacak bir misyonu da kapsamasını memnuniyetle karşıladığını” belirtti. Bu misyonun yetkilerinin “Gazze ile Batı Şeria'da (Doğu Kudüs de dahil) bir Filistin devletinin kurulmasına giden süreci temsil eden tek bir siyasi paket kapsamında uluslararası güçlerin konuşlandırılması yoluyla, Güvenlik Konseyi tarafından belirlenmesinin” şart olduğunu da ifade etti.

Net bir çerçeve ve siyasi bir plan

Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden gözlemciler, Gazze'nin geleceğinin yalnızca Kudüs'te veya Gazze Şeridi'nde değil, aynı zamanda Riyad, Abu Dabi, Ankara ve Doha'da da belirleneceğine inanırken, Körfez ülkelerinin Gazze'ye doğrudan müdahale konusunda çok istekli olmadıklarını belirtiyorlar. Nitekim savaş sırasında diplomatik çerçevelere verdikleri destek, sahada fiili bir katılımdan ziyade, İsrail’e çatışmayı sona erdirmesi ve siyasi süreci yeniden başlatması için baskı yapmayı amaçlıyordu.

Benzer şekilde, Hasaneyn de, Gazze'nin Hamas sonrası geleceği için net, ABD öncülüğünde bir çerçeve ve güvenilir bir siyasi plan olmadığı sürece Körfez ülkelerinin katılımının uzak bir ihtimal olduğunu belirtti ve “hiçbir Arap hükümeti Gazze'yi İsrail adına yönetiyormuş gibi görünmek istemiyor” dedi.

Hamas'ın silahsızlandırılması, Trump'ın ateşkes ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için hazırladığı 20 maddelik planın temel meselelerinden biri olmaya devam ediyor; ancak Hamas bu adımı henüz tam olarak kabul etmedi. Hamas liderleri, tüm silahları bırakmanın teslim olmak anlamına geldiğini ve İsrail'e karşı silahlı mücadelenin hareketin ideolojisinin temel bir parçası olduğunu defalarca dile getirdiğinden, uluslararası gücün Gazze'de silahsızlanmayı nasıl gerçekleştireceği belirsizliğini koruyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri ile Hamas unsurları arasında bir tampon bölge oluşturmak için “Sarı Hat” adıyla bilinen hat boyunca çokuluslu bir güç konuşlandırılması planlanıyor. ABD tampon bölgenin haritasını çıkarırken, İsrail önemli stratejik noktaların kontrolünü elinde tutacak. Bu arada, AP'ye göre, Ürdün, BAE ve Fas'ın yardımıyla Gazze'nin güneyinde ve kuzeyinde insani yardım bölgeleri kuruluyor.

İngiltere Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bakanı Hamish Falconer, Trump’ın planının ikinci aşamasıyla ilgili birçok soru işareti olduğunu ve ilk aşamanın uygulanmasının henüz tamamlanmadığını söyledi. Falconer, Gazze'deki herhangi bir istikrar gücünün “BM Güvenlik Konseyi yetkisiyle desteklenmesinin” önemli olduğunu da vurguladı.


İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün (Cuma), ordunun Gazze Şeridi'ndeki tüm Hamas tünellerini “son tünele kadar” imha etmesini ve ortadan kaldırması talimatını verdiğini açıkladı.

Katz, X hesabındaki mesajında şu ifadeleri kullandı:  “Tüneller olmazsa Hamas da olmaz.” Geçen ay Katz, Gazze'yi silahsızlandırma sürecinin sadece grupları silahsızlandırmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Hamas'ın tünel ağının tamamen yok edilmesini de içerdiğini belirtmişti. Alman Haber Ajansı  DPA'ya göre, ordu İsrail kontrolündeki sarı bölgede tünellerin yıkımını  öncelik hale getirdi.

Görsel kaldırıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusı  İsrail'in kontrolündeki Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü temsil eden sarı hattın doğu tarafında, Hamas unsurlarının tünellerde hala saklandığını tahmin ettiklerini belirtti.