İsrail, Gazze'de savaş bittikten sonra yeni bir güvenlik gerçekliği dayatmak istiyor

Gazze Şeridi'nde Hamas'a yönelik çeşitli alternatif öneriler ve İsrail'in gelecekte Gazze'de konumunu tartışmak üzere ekipler oluşturuldu

İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri Mısır’ın Sina çölünde kurulacak çadır kentlere sürme planı (AFP)
İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri Mısır’ın Sina çölünde kurulacak çadır kentlere sürme planı (AFP)
TT

İsrail, Gazze'de savaş bittikten sonra yeni bir güvenlik gerçekliği dayatmak istiyor

İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri Mısır’ın Sina çölünde kurulacak çadır kentlere sürme planı (AFP)
İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri Mısır’ın Sina çölünde kurulacak çadır kentlere sürme planı (AFP)

Emel Şehade

İsrail Savaş Kabinesi, Gazze savaşındaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerini sürdürürken ve bakanlar, Gazze ve Lübnan sınırlarındaki güvenlik değerlendirilmesine dahil olurken bazı bakanlar ve üst düzey siyasiler de İsrail'in Gazze Şeridi için planladığı geleceğin detaylarını belirlemekle meşguller.

Bunun yanında İsrail, Gazze savaşının askeri hedefi Hamas'ı ortadan kaldırmak ve askeri altyapısını yok etmek olarak belirledi.

Bakanlar, savaşın ilk haftasında İstihbarat Bakanı Gila Gamliel'in güvenlik yetkilileri ve siyasetçilerle istişarelerde bulunarak hazırladığı ve Gazze'deki Filistinlilerin Mısır'ın Sina çölüne sürülmesini öngören tasarıyı görüşmeye başladılar.

Tasarının ABD'li yetkililere sunulduğu ve ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze halkını Arap ülkelerine sürme planı kapsamında İsrail için talep ettiği mali desteğin bir kısmını oluşturduğu ortaya çıkarken, Mısır ve Ürdün öneriye karşı çıkıyorlar.

Önce çadır kentler

İsrail'de şu anda Hamas'ın geleceğine ilişkin tartışmalar sürüyor. Çok sayıda askeri ve siyasi yetkili, Tel Aviv'in Hamas'ın tüm unsurlarını ve altyapısını ortadan kaldırılmasının zor olduğu görüşünde.

Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusunda bir anlaşmaya varılması ihtimalini de reddediyorlar. Buna karşın İstihbarat Bakanı tarafından hazırlanan tasarı, işi daha da ileriye götürüyor. 

Tasarıya göre çözüm, Gazze'deki tüm Filistinlilerin sürülmesi ve kontrolün yeniden sağlanması.

Bu ise 'Gazzeliler için yeni bir nekbe (büyük felaket)' anlamına geliyor. İnsan hakları savunucularına göre bu sürgün, sadece Mısır ve Ürdün tarafından değil, Filistinliler tarafından da reddediliyor.

Ancak İsrail, savaşın bittiğini açıkladıktan sonra başka bir yol haritası çizene kadar Gazze'ye yönelik plan bu olmaya devam edecek.

Gazze savaşı sonrasına değinilen tasarıda, Gazzelilerin kalıcı ikamet yerleri olacak kentler ve evler inşa edilene kadar Sina'da geçici olarak yaşamaları için çadır kentler kurulduktan sonra, Gazze'deki Filistinlilerin tamamının sürülmesi öngörülüyor.

Mısır'ın içinde kilometrelerce uzunluktaki 'çorak arazi' adı verilen bir tampon bölge oluşturulması ve Gazzelilerin İsrail sınırına komşu bölgeye geri dönmesine izin verilmemesinin yer aldığı tasarıda, İsrailli politikacılar, tasarının, Hamas yönetimini devirmeyi hedefleyen savaşın bu amacına ulaşıldıktan sonra Gazze Şeridi'nin nasıl yönetileceğiyle ilgili değerlendirme ve askeri harekat için siyasi düzeyde bir çıkış noktası formüle etme çabalarını yansıttığını düşünüyorlar.

Tasarıyı hazırlayanlar, Gazzelilerin Gazze'den sürülmesi planının uluslararası kabul görmeyeceğini tahmin etseler de planın, Gazzeliler arasındaki mağdur sayısını azaltacağını vurguluyorlar.

İki alternatiften birinde Filistin Yönetimini yeniden kurulması öngörülüyor

Tasarıyı hazırlayan ekip aralarında yaptıkları tartışmalar çerçevesinde çeşitli açıklamalarda Mısır'ın Gazze'ye alternatif olabileceğine dair atılacak herhangi bir adımın doğuracağı tehlikeli duruma karşı uyarıda bulunulduğundan Gazzeliler sürme planının başarısız olması halinde iki alternatif daha geliştirdiler. 

Bu alternatiflerin ilki, Gazze Şeridi'nin kontrolünün ele geçirilmesi, Filistin Yönetimi'ne devredilmesi ve Filistinliler Gazze Şeridi'nde kaldığı sürece Filistin Yönetimi'nin yeniden oluşturulmasına destek verilmesini öngörüyor.

İkinci alternatif ise Hamas iktidarının düşürülmesinden sonra evlerinde kalacak Gazzelilerle yeni bir Arap yönetimi kurulması olasılığını öngörüyor. 

Gazze savaşının başlamasından günler sonra ortaya çıkan tasarının tartışılmasının ardından Gazze Şeridi'nde Hamas'a yönelik çeşitli alternatif öneriler ve İsrail'in gelecekte Gazze'de konumunu tartışmak üzere ekipler oluşturuldu ve Hamas'ın askeri altyapısının yok edilmesinden sonra yapılacaklar görüşüldü.

Birkaç öneri olsa da gerçek çok başka

İsrail İstihbarat Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarı, 7 Ekim'den bu yana devam eden ve İsrailli herhangi bir yetkilinin, özellikle İsrail'in savaşın ikinci haftasında başlatması gereken kara harekâtı planının yerine Gazze'ye karadan giriş yapması nedeniyle ne kadar daha süreceğini tahmin etmekte zorlandığı Gazze savaşı bittikten sonra ertesi gün yapılacaklara ilişkin bir plan olarak sunulan ilk tasarı değil.

Her günün kendi planı olduğundan, bu durum, İsrail'in askeri operasyonların ne kadar daha sürdürmesi gerektiğini tahmin etmesinin zor olacağı anlamına geliyor.

Ateşkes kapsamında bir esir takası anlaşmasına varılmaması halinde ise bu tahmin daha da zorlaşacak.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, belki de Savaş Kabinesi üyesi sıfatıyla savaşın bittikten sonra Gazze için en iyi çözümle ilgili konuşanların başında geliyordu. 

Gallant, İsrail parlamentosu Knesset'teki Dışişleri ve Savunma Komitesi'nin son toplantısında, Gazze'ye yönelik savaşın aşamalarından birinin Gazze'de yeni bir güvenlik sistemi kurmak olduğunu belirterek 'İsrail'in Gazze'deki günlük yaşamda sorumluluğunun ortadan kaldırılması ile İsrail vatandaşları ve Gazze Şeridi'ni çevreleyen bölge için yeni bir güvenlik gerçekliği yaratacaklarını' kaydetti. 

Gallant'a göre eğer ortada belirli bir siyasi hedef yoksa, güvenlik mekanizmasının bu hedefi tanımlamaya çalışması gerekir.

İsrailli askeri analist ve gazeteci Anshel Pfeffer, Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'nde kontrolü yeniden ele geçirmesi yönündeki önerinin hayata geçirilebileceğini ve bunun da Gazze'ye ve Filistinlilere zamanı geri alıp 2007 yılına giderek Gazze'yi tahliye etme planından daha önemli bir siyasi ufuk sunan kapsamlı bir siyasi sürecin parçası olabileceğini düşünüyor.

Ancak Pfeffer, İsrail'de bir süredir, Hamas'ın Aksa Tufanı Operasyonu'ndan da önce ileri sürülen bu öneriyi hayal ürünü ve abartılı olarak değerlendirdi. İsrail'in Gazze'de uzun sürmesi beklenen savaşı sona erdirmesi için tamamlanmış olmasa da çözüm sunan siyasi bir sürece yeniden açılmaktan başka çaresi kalmayacağını söyleyen Pfeffer, bu çözümün aynı zamanda 1973 Yom Kippur Savaşı (Arap-İsrail Savaşı) sonunda İsrail ile Mısır arasında yapılan ateşkes temelinde var olan yapay coğrafi çizgiler çerçevesinde Gazze Şeridi'ndeki temel soruna da cevap vermesi gerektiğinin altını çizdi.

Pfeffer'a göre o dönemde diğer bölgelerden gelen mülteciler nedeniyle yerel nüfusun sayısı beş kat arttı ve Gazze şu anda dünyanın en kalabalık bölgelerinden biri.

Yabancı destekli yatırım bölgeleri

Gazze Şeridi'nin kentsel planlama tarihi ve gelişimi üzerine araştırmalar yapan Tel Aviv Üniversitesi'nden öğretim görevlisi Dr. Fatina Abreek-Zubiedat, adil bir siyasi çözüm olmazsa savaşın devam edeceğini söyledi.

Bu adil çözümün de Gazze ekonomisinin ucuz insan gücü kaynağı olarak görüldüğü geçmiş zamandaki gibi değil de bugün artık uluslararası yatırımlarla, ortak projelerle, yerel ekonomik değerler üreten sanayi bölgeleriyle ve önemli ekonomik bölgelerin kurulmasıyla mümkün olabileceğinin altını çizdi. 

Pfeffer, Gazze Şeridi'nde bu tür ekonomik projeler için yeterince arazi bulunacağına dair şüphelerini dile getirerek uzun vadede, daha önce İsrail Enerji Bakanı Yisrael Katz tarafından önerilen yapay adalar inşa edilmesi gibi iddialı projelerin yeniden masaya yatırılabileceğini vurguladı.

Bakan Katz'ın önerisinde deniz ve hava limanları inşası ile deniz suyunu tuzdan arındırma ve elektrik üretimi tesisleri de yer alıyor.

Gazze Şeridi'nin coğrafi olarak güneye doğru da genişletilebileceğini söyleyen Pfeffer, "Sina'da yaşam, sanayi ve tarım alanları oluşturulabilir" dedi.

Ancak birçok uzman, Mısır'ın egemen topraklarından asla vazgeçmeyeceğini düşünüyor.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi de ülkesinin mültecileri kabul etmeyeceğini açıkça ifade etti.

Ancak Pfeffer, 1970'li yıllarda Gazze'nin askeri yöneticisi olan İshak İbadi'nin sözlerine dayanarak 'bunun bir kısmını başarmanın mümkün olabileceğini' belirtiyor.

İbadi, Mısır'ın topraklarından vazgeçebileceğini ve Sina Yarımadası'nın her zaman gereksiz ve istenmeyen bir bölge olarak görülmesinden dolayı uluslararası baskıyla böyle bir ihtimalin tamamen gözden çıkarılmaması gerektiğini vurgulamıştı.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Sivil Demokratik İttifak, Sudan'da askeri bir çözümün imkansızlığını vurguluyor

Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)
Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)
TT

Sivil Demokratik İttifak, Sudan'da askeri bir çözümün imkansızlığını vurguluyor

Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)
Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)

Sudan'da eski Başbakan Abdullah Hamduk liderliğindeki Sivil Demokratik İttifak, müzakereler yoluyla savaşın derhal durdurulması çağrısında bulundu. Askeri çözümlerin imkansızlığını vurgulayan ittifak, devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir liderliğindeki eski rejiminin yıkılması ve Ulusal Kongre Partisi'nin yasaklanması, askeri ve güvenlik kurumlarının yeniden inşa edilmesi ve yapılandırılması, ülkeyi beş yıl boyunca yönetecek geçici bir sivil hükümetin kurulması ve özgür ve adil seçimlere hazırlanılması çağrısını yineledi. İttifak ayrıca uzlaşmaya dayalı bir ulusal proje üzerinde istişarede bulunmaları için vizyonunu siyasi ve sivil güçlere sunma sözü verdi.

Sivil Demokratik İttifak, savaşların sona erdirilmesi ve sivil devletin yeniden kurulması için bir siyasi vizyon belgesinin tamamlandığını duyurarak, ülkeyi krizlerden çıkaracak ortak bir vizyon üzerinde anlaşmaya varmak amacıyla bu belgeyi tüm siyasi güçlere sunma niyetinde olduğunu açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı belgede, Sudan'daki çatışmanın ne kadar sürerse sürsün askeri yollarla çözülemeyeceği, acıları sona erdirmek ve ülkenin birliğini korumak için tek seçeneğin savaşı derhal sona erdirmek ve Sudanlıların öncülüğünde kapsamlı ve güvenilir bir barış süreci başlatmak olduğu, bunun da insani ve ateşkes bileşenleriyle krizin köklerine inen siyasi bir çözüme ve sivil bir siyasi sürecin oluşturulmasına yol açacağı belirtiliyor.

Sivil Demokratik İttifak sürecin kalıcı bir ateşkese, kapsamlı bir barış anlaşmasının imzalanmasına, geniş bir mutabakata dayalı geçiş dönemi anayasal düzenlemelerine geçişe, Aralık Devrimi’nin sivil ve demokratik geçiş yolunda restorasyonuna, siyaset ve ekonomiye müdahale etmeyen birleşik, profesyonel ve milliyetçi bir güvenlik ve askeri sistemin yeniden inşa ve tesis edilmesine yol açmasını bekliyor.

Bir adalet sistemi inşa etmek

Belge, ihlalcileri sorumlu tutan ve mağdurlara adalet sağlayan bir adalet sisteminin kurulmasının ve savaşın etkilerini tasfiye etmek, yeniden inşa etmek ve ülkeyi adil demokratik seçimlere götürmek için tam yetkiye sahip bir geçiş dönemi sivil otoritesinin oluşturulmasının önemini vurguluyor. Vizyona göre, barış süreci net kriterlere ve siyasi güçler, silahlı mücadele hareketleri, sivil toplum, profesyoneller, sendikalar ve direniş komiteleri tarafından temsil edilen, paydaşların katıldığı halk tarafından desteklenen, bilinen ve belirli taraflara dayanmalıdır.

frghr
Kasım 2024'te Sudan'ın Etiyopya sınırındaki el-Kalabat kasabasında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından yönetilen bir kampta yerinden edilmiş Sudanlılar (AFP)

Belge, ‘siyasi süreci uydurma ve sahte cephelerle boğma’ çabalarını reddederken, Ulusal Kongre Partisi, İslami Hareket ve onların cephelerinin savaşı ateşledikleri ve devam etmesi için çalıştıkları için ödüllendirilmelerini de reddediyor ve hesap vermeleri gerektiğini vurguluyor. Vizyon, genel seçimlerle sona erecek beş yıllık bir geçiş dönemi boyunca ülkeyi yönetecek ve ardından seçilmiş hükümet tarafından yönetilecek ikinci bir beş yıllık kurucu dönemle devam edecek olan geçiş dönemi yönetim düzeylerini ‘federal, bölgesel ve yerel’ olarak tanımlıyor.

Geçiş hükümetinin görevleri arasında, ateşkesi sürdürmek, güvenlik ve askeri sistemi inşa ve tesis etmeyi içeren güvenlik düzenlemelerini uygulamak, silahları toplamak, hukukun üstünlüğünü uygulamak, insani müdahaleyi sağlamak, savaşın yıktıklarını yeniden inşa etmek, gerçeğin ortaya çıkarılmasını, faillerin sorumlu tutulmasını, tazminatları, cezasızlığın önlenmesini, ulusal ekonominin desteklenmesini, kötüleşmesinin durdurulmasını ve yolsuzlukla mücadeleyi içeren bir geçiş dönemi adaleti ve ulusal uzlaşma sürecini başlatmak yer alıyor.

Vizyona göre geçiş dönemi görevleri arasında devletin sivil ve yargı kurumlarında reform yapılması, bağımsızlıklarının ve etkinliklerinin sağlanması, baskı araçlarının ortadan kaldırılması, Ekim 2021 darbesinden kaynaklananlarla yüzleşilmesi, ciddi bir ulusal diyalog için ortamın hazırlanması ve sivil ve demokratik bir devlette vatandaşların isteklerini yansıtan kalıcı bir anayasanın hazırlanması yer alıyor.

Beşir rejiminin yıkılması

Vizyon, el-Beşir rejiminin lağvedilmesini, feshedilmiş Ulusal Kongre Partisi ve cephelerinin siyasi faaliyetlerinin yasaklanmasını, derneklerinin, örgütlerinin ve cephelerinin yeniden tescil edilmesinin veya kayıt altına alınmasının engellenmesini ve ister kendi adına ister cephelerinden herhangi birinin adına kayıtlı olsun, fonlarının ve hisselerinin Maliye Bakanlığı’na teslim edilmesini vurguluyor.

gfgf
Eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, 2019'da devrilmesinin ardından yargılanması sırasında (Facebook)

Belgeye göre geçiş hükümeti, bağımsız seçim komisyonu kurarak, şeffaf bir seçmen kütüğü hazırlayarak, siyasi ve medya özgürlüklerini garanti altına alarak ve barış ve sivil geçiş için bölgesel ve uluslararası desteği harekete geçirebilecek dengeli bir dış politika yoluyla uluslararası toplumla diyaloğu teşvik ederek, ülkeyi özgür ve adil seçimlere hazırlayacaktır.

Vizyon, savaşların sona erdirilmesi, Sudan devletinin yeniden kurulması, ülkenin toprakları, kaynakları, hava ve deniz sahası üzerinde birliğinin ve egemenliğinin sağlanması, geçiş döneminde halkın otoritenin kaynağı olması, ordunun yönetime katılmaması, tüm din ve inançlara eşit mesafede duran ve dini, bölgesel, sosyal, ekonomik veya engelliliğe dayalı ayrımcılık olmaksızın hak ve görevler için vatandaşlığı esas alan sivil bir devlet inşa edilmesi için temeller ve ilkeler öngörüyor.

Vizyon ayrıca yönetim şeklini, bölgelerin siyasi, ekonomik ve kültürel işlerini yönetme haklarını tanıyan, tüm yetki düzeylerinde adil katılım haklarını garanti altına alan, kaynakların adil paylaşımı ilkesini benimseyen, dengeyi sağlayan, çeşitliliğe ve tarihi mağduriyetlere cevap veren, adaleti, eşitliği ve iyi yönetişimi yücelten, ulusal ilkelere ve uluslararası standartlara dayalı bir güvenlik ve askeri sistem kuran ve devlet kurumlarının bağımsızlığını sağlayan bir ‘federal sistem’ olarak tanımlıyor.

Dengeli dış politika

Belge, ülke çıkarlarını dikkate alan, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği destekleyen, başkalarının işlerine karışmaktan kaçınan, iyi komşuluk ilkesine dayanan ve terörizm, aşırıcılık, sınır ötesi suçlar ve yasadışı göçle mücadele eden dengeli bir dış politika çağrısında bulunuyor.

grt
Sudan'ın yeni başbakanı, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ın önünde yemin etti. (SUNA)

Vizyon, Sudan’da devam eden savaşı, ülkenin birliğini tehdit eden, tehlikeli senaryolara kapı açan ve benzeri görülmemiş bir insani felakete neden olan ‘varoluşsal bir savaş’ olarak tanımladı. Savaşın özünde Aralık Devrimi’ni tasfiye etmeyi ve devrimin özgürlük, barış ve adalet hedeflerine ulaşacak sivil ve demokratik bir geçişin önünü tıkamayı amaçladığına dikkat çekildi.

Belgeye göre çatışmaları durdurma ihtiyacı, savaşların nedenlerini ve etkilerini ele alan sürdürülebilir barışçıl çözümlerin benimsenmesinde ve değişim yolunu tamamlayan ve adalet, vatandaşlık ve demokrasi devleti kuran kapsayıcı bir proje aracılığıyla ülkenin rönesansını yeniden tesis etmesinde yatıyor. Sivil Demokratik İttifak, ülkeyi kaos ve parçalanmaya rehin bırakmayı reddettiğini yineleyerek, vizyonunu siyasi ve toplumsal güçler için stratejik bir siyasi çerçeve olarak ortaya koyarak ‘kader savaşında’ mücadele edeceğini belirtti.