İsrail'in bombaladığı Cibaliye'deki Filistinliler anlattı: "Yaralı çocukları taşıyanlar da çocuktu"

"Küçük çocuklar hastaneye ağır yanıklarla geldi"

Cibaliye mülteci kampından paylaşılan karelerde, İsrail ordusunun bölgeyi yerlebir ettiği görülüyor (Reuters)
Cibaliye mülteci kampından paylaşılan karelerde, İsrail ordusunun bölgeyi yerlebir ettiği görülüyor (Reuters)
TT

İsrail'in bombaladığı Cibaliye'deki Filistinliler anlattı: "Yaralı çocukları taşıyanlar da çocuktu"

Cibaliye mülteci kampından paylaşılan karelerde, İsrail ordusunun bölgeyi yerlebir ettiği görülüyor (Reuters)
Cibaliye mülteci kampından paylaşılan karelerde, İsrail ordusunun bölgeyi yerlebir ettiği görülüyor (Reuters)

İsrail ordusunun bombaladığı Gazze'deki Cibaliye mülteci kampındaki Filistinliler, yaşadıkları dehşeti anlattı.

Görgü tanıklarından Muhammed İbrahim, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'e saldırıya ekmek sırasındayken yakalandığını söyledi.

İbrahim, "Hiçbir uyarı verilmeden bir anda 7-8 füze bölgeye isabet etti. Yerde kocaman oyuklar açıldı. Birçok kişi öldü. Her yerde ceset parçaları vardı" dedi.

Saldırı sırasında kamp dışında olduğunu söyleyen Muhammed Esved ise füzeler bölgeye isabet eder etmez doğrudan kamptaki ailesine koştuğunu belirtti. 

Esvad, gördükleri karşısında şoke olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: 

Yaralı çocukları taşıyanlar da çocuktu. Havayı dolduran gri toz içinde koşuşuyorlardı. Cesetler molozların üzerinde asılı duruyordu, birçoğu tanınmaz haldeydi. Bazıları kanlar içindeydi, bazılarıysa yanmıştı. Kadınlar ne yapacağını bilemeden çığlık atıyordu. Çocuklarını kaybettikleri için ağlasalar mı yoksa koşup onları arasalar mı bilemiyorlardı. Özellikle saldırı sırasında mahallede çok sayıda çocuk oynuyordu.

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde görev yapan İsviçre merkezli sivil toplum kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) üyesi Muhammed Havaşri, "Küçük çocuklar hastaneye ciddi yaralar ve ağır yanıklarla geldi. Aileleri yanlarında yoktu, çoğu çığlık atarak annelerini ve babalarını istiyordu" ifadelerini kullandı.

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlara göre ilk belirlemelerde İsrail ordusunun Cibaliye'ye saldırısında 100 kişi öldürüldü.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) sözcülerinden Daniel Hagari ise saldırılarda Hamas militanlarının karargah olarak kullandığı noktaların hedef alındığını ileri sürdü. 

Hagari, operasyonda Hamas'ın üst düzey yöneticilerinden İbrahim Biari'nin yanı sıra birçok militanın öldürüldüğünü de iddia etti.

IDF sözcülerinden Richard Hecht ise sivil kayıplara ilişkin "Savaşın trajedisi böyle bir şey" dedi. 

Öte yandan Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, üst düzey yöneticilerinin Cibaliye mülteci kampında yer almadığını iddia etti. Kasım, İsrail'in kamptaki "sivillere, çocuklara ve kadınlara karşı iğrenç bir suç işlediğini" ve bunu örtbas etmeye çalıştığını savundu. 

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, İsrail de Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 3 bin 542'si çocuk, 2 bin 187'si de kadın 8 bin 525 kişi öldürülürken, yaralananların sayısıysa 21 bin 643'e yükseldi. 

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 317'si asker 1400 kişinin öldürüldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Independent Türkçe



Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
TT

Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)

Libya'nın başkenti Trablus'ta Ulusal Birlik Hükümeti'ne (UBH) bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç (RADA) arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi.

Görgü tanıkları, çatışma seslerinin dün gece yarısından bu yana kesilmediğini ve RADA’nın Suk el-Cuma ve Mitiga Uluslararası Havalimanı yakınları gibi çeşitli bölgelerde konuşlandığını söyledi.

Trablus Kızılayı, Trablus’ta olağanüstü hal İ(OHAL) ilan etti ve alarm seviyesini yükseltti. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, vatandaşlara dikkatli olmaları ve güvenlikleri için yetkili makamlar tarafından verilen talimatlara uymaları çağrısında bulunuldu. Uçuş takip kayıtlarına göre uçuşlar Mitiga Uluslararası Havalimanı'ndan Misrata Uluslararası Havalimanı'na yönlendirildi.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), Trablus'ta sivillerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde son iki gecedir yaşanan ve sivillerin hayatını riske atan şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu ifade etti. UNSMIL’in resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, sivillerin yaşadığı tüm bölgelerde derhal ve koşulsuz ateşkes çağrısında bulunulurken çatışmaların devam etmesinin başkenti ve tüm ülkeyi daha da istikrarsızlaştıracağına karşı uyarı yapıldı.

UNSMIL açıklamada ayrıca sükûnet ve arabuluculuk amaçlı tüm çabalara tam destek verdiğini ve Libyalıların can ve mal güvenliği ile istikrarın korunması amacıyla çatışmaların sona erdirilmesi ve diyaloğun kolaylaştırılması için iyi niyet misyonunu yerine getirmeye hazır olduğunu vurguladı.

Öte yandan polis, el-Cedide Hapishanesi yakınlarında devam eden çatışmaların mahkumlar arasında korku ve paniğe neden olduğunu belirtti. Yapılan basın açıklamasında, çoğu ağır cezalı olmak üzere çok sayıda mahkûmun kaçmayı başardığı belirtildi.

Suk el-Cuma’nın ileri gelenleriyle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Başkanlık Konseyine bağlı bir medya platformu tarafından yayınlanan açıklamasında, başkentte toplumsal barışın korunmasının taviz verilemeyecek ortak bir sorumluluk olduğunu ve devlet kurumlarının siyasi gerilimlerden uzak durması gerektiğini söyledi. Menfi, mevcut sürecin en yüksek derecede bilgelik ve ulusal disiplin gerektirdiğini, iç cepheyi birleştirmeyi ve kapsayıcı bir ulusal proje etrafında toplanmayı ve ‘kaos savunucularının’ önünü kesmeyi gerektirdiğini de sözlerine ekledi.

Diğer taraftan UBH, bu gece yaşanan olaylar ve devam eden çatışmalar hakkında yorum yapmaktan kaçındı.