Yerinden edilen Gazzelilerin yeni sığınağı: "Taşınabilir evler"

Gazze'de sığınma merkezleri, çadır kampları ve hastaneler İsrail bombardımanından kaçan insanlarla dolup taşıyor...

Gazze'deki tüm barınma merkezleri, İsrail bombardımanından kaçan insanlarla dolu. UNRWA  sığınak yoğunluğunun yüzde 251'e ulaştığını açıkladı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'deki tüm barınma merkezleri, İsrail bombardımanından kaçan insanlarla dolu. UNRWA sığınak yoğunluğunun yüzde 251'e ulaştığını açıkladı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

Yerinden edilen Gazzelilerin yeni sığınağı: "Taşınabilir evler"

Gazze'deki tüm barınma merkezleri, İsrail bombardımanından kaçan insanlarla dolu. UNRWA  sığınak yoğunluğunun yüzde 251'e ulaştığını açıkladı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'deki tüm barınma merkezleri, İsrail bombardımanından kaçan insanlarla dolu. UNRWA sığınak yoğunluğunun yüzde 251'e ulaştığını açıkladı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

İzzeddin Ebu Ayşe 

Hani, birkaç gündür Gazze'nin güneyinde ailesi için bir barınak bulabilme umuduyla minibüsyle şehri dolaşıyor.

Ancak ne yazık ki, İsrail'in hava saldırılarından ailesini koruyabilecek bir konut bulma çabaları olumsuz sonuçlandı.

Minibüsü durdurup, yol kenarına inen Hani, kaldırımda oturup ağlarken, şunları söyledi:

İsrail, Gazze'deki evlerimizi terk etmemizi ve güneye gitmemizi istedi ve biz de bunu yaptık. Ancak insani bölgeye ulaştığımızda ailem için bir yer bulamadık.

Bölgeden geç ayrıldığını ve daha önce ayrılanlarınsa tüm konutları aldıklarını söylen Hani, "Bir konut kiralamaya çalıştım, ancak tüm birimler mültecilerle doluydu. Hastanelerin koridorları insanlarla dolmuş durumda ve UNRWA tarafından yönetilen çadır kampı, aşırı kalabalık. Boş bir çadır yok. Okullardaki sınıflar da insanlarla dolu ve hastalıklar hızla yayılıyor" dedi.

Gerçekten de Güney Gazze'de insanların barınabilecekleri boş bir yer kalmamış durumda.

İsrail, 1,1 milyon kişiden fazlasına evlerini hemen terk etmeleri talimatını verdi ve bu karar sonucunda 2,3 milyon kişilik Gazze nüfusu, 130 kilometrekarelik küçük bir bölgede yoğunlaştı.

2,3 milyon kişi gibi büyük bir sayıya ulaşmış durumda olan Gazze'deki nüfus sadece 130 kilometrekarelik bir alana sıkışmış durumda. / Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia

Filmlerden edinilen fikir

Hani'nin çaresiz kaldığını gören oğlu, babasına ilginç bir öneride bulundu:

Bir önerim var, arabayı taşınabilir bir eve dönüştürmeye ne dersin? Filmlerde bunu sıkça görüyordum, bu deneyimi yaşayalım derim.

2,3 milyon kişi gibi büyük bir sayıya ulaşmış durumda olan Gazze'deki nüfus sadece 130 kilometrekarelik bir alana sıkışmış durumda (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
2,3 milyon kişi gibi büyük bir sayıya ulaşmış durumda olan Gazze'deki nüfus sadece 130 kilometrekarelik bir alana sıkışmış durumda (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Oğlunun bu önerisi Hani'yi gülümsetti ve küçük oğlunun isteğini kabul etti. Keza, bu onların tek seçeneğiydi; mevcut koşullarda başka bir alternatifleri yok.

Bugünlerde Hani ve 5 kişilik ailesi, bir minibüsün içinde yaşıyor.

Minibüslerini uyumak, beslenmek, haberleri takip etmek ve telefonlarını şarj etmek için kullanıyorlar.

Ancak Hani, ailesinin yaşadığı zorlukları içten içe hissederken bu durumu çocuklarından ve eşinden saklıyor.

Artık taşınabilir bir ev haline getirdikleri otobüslerinin camına hem ailesine mahremiyet sağlamak hem de sabah ışıklarının içeriye girmesini engellemek için bez parçalarıyla kapatmaya çalışıyor.

Böylelikle Hani, çocuklarına daha rahat bir ortam sunmayı hedefliyor.

Çantanın içindeki mutfak eşyaları

Otobüsün içinde plastik bir su tankı, küçük bir gaz tüpü, tabaklar ve tencereler gibi mutfak eşyalarını bulunuyor.

Hani oldukça düzenli, aracın temizlik ve bakımıyla ilgileniyor.

Minibüsün içi gündüzleri ailecek vakit geçirdikleri bir oturma odası gibi kullanılırken, akşamları yatak odasına dönüşüyor.

Hani, konaklamak için minibüsünü, uluslararası insani hukuk çerçevesinde korunan sağlık tesislerine yakın bir yere park etti (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Hani, konaklamak için minibüsünü, uluslararası insani hukuk çerçevesinde korunan sağlık tesislerine yakın bir yere park etti (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Minibüs koltuklarının pozisyonunu değiştirerek yatacakları hale getiriyorlar.

Ancak Hani yine de gece boyunca uyuyamıyor, çünkü bir yandan savaş uçaklarının gürültüsü ve diğer yandan Gazze'deki olayların belirsizliği onu tedirgin ediyor. 

Minibüsü güney Gazze'deki hastanelerin yanına park eden Hani, bu binalardan uzaklaşmamaya dikkat ediyor.

Bu tesislerin uluslararası insan hakları bağlamında korunduğuna inanılıyor, bu nedenle Hani, sürekli olarak sağlık kurumlarının yanında kalmaya özen gösteriyor.

Minibüsün radyosundan haber bültenlerini dinleyen Hani, umutla İsrail ve Hamas arasında ateşkese ilişkin bir anlaşmanın haberini duyabileceğini bekliyor.

Ancak tüm haberler Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerinde gerçekleştirilecek askeri operasyonlar hakkında...

Sürücü koltuğunun yanındaki koltukta oturan eşi Suad, Hani'den radyoyu kapatmasını istedi ve şöyle dedi:

Tüm bu haberler moralimizi bozuyor, biz, bir şeyler getirip çocukların açlığını giderelim, çok açız.

Gazze'deki durumdan rahatsızlık duyan Hani, elleriyle hafifçe masaya vurdu.

Kendi minibüsünü taşınabilir barınak haline getiren tek kişi Hani değil.

Aynı şekilde onlarca aile de araçlarını bu şekilde kullanıyor.

Hepsi güvenli sığınaklarını kaybett ve onları İsrail hava saldırılarından koruyacak herhangi bir yerleri yok.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) sözcüsü Adnan Ebu Hasene, Gazze'deki tüm barınma merkezlerinin, İsrail bombardımanından kaçan insanlarla dolu olduğunu ve UNRWA sığınağının yoğunluğunun, sığınak başına düşen ortalama mülteci sayısına dayanarak yaklaşık yüzde 251 olduğunu söyledi.

Hasane, "Yerinden edilmişlerin sayısı artıyor; sığınma merkezleri, çadır kampları ve hastaneler dolup taşıyor. Bu, Gazze'ye yaklaşan kış günlerinde büyük bir tehlikeye işaret ediyor. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin çağrısına yanıt olarak ateşkesin acil olarak ilan edilmesi gerekiyor, bu şekilde Gazze'deki kurtarılabilir durumdaki insanları kurtarmak mümkün olacaktır " dedi.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Suriye medyası, Esed'in devrilmesinin ardından ‘devrim’ kıyafetlerini giydi

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
TT

Suriye medyası, Esed'in devrilmesinin ardından ‘devrim’ kıyafetlerini giydi

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)

Şam'da iktidarın el değiştirmesiyle birlikte Suriye'nin resmi medyası birbirini izleyen olayları ele alırken kafa karışıklığı yaşadı. Ancak kısa süre içinde, onlarca yıldır baskısı altında olduğu rejimin örtüsünden sıyrıldı ve muhalefetin üç yıldızlı bağımsızlık bayrağının renklerine boyandı.

Baas Partisi ve Esed ailesi on yıllar boyunca bilgi ve ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere ülkedeki tüm özgürlükleri kısıtladı. Çatışma yılları boyunca rejim, medyayı kendi söylemlerini yaymak için bir araç haline getirdi, bağımsız gazetecilerin çalışmalarına kısıtlamalar koydu ve yabancı gazetecilerin ülkeye girişini sınırladı. 2020'den bu yana ülkede matbu gazetelerin yayını tamamen durduruldu.

Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların 8 Aralık'ta Şam'a ulaşarak Beşşar Esed rejiminin devrildiğini ilan etmesinin ardından Suriye resmi haber ajansı SANA, 24 saatten uzun bir süre yayınını durdurdu. Devlet televizyonu da sahadaki hızlı gelişmelere ayak uyduramadı ve sadece arşivlenmiş görüntüleri yayınladı.

Saatler süren karmaşanın ardından ekranda ‘büyük Suriye devriminin zaferi’ sözleri belirdi ve buna vatandaşların ve muhalif savaşçıların kamu mallarının korunması çağrısı eşlik etti.

Kısa bir süre sonra televizyon ekranında, haber stüdyosundan dokuz kişilik bir grup belirdi. İçlerinden biri Şam’ın Fethi Operasyon Odası’na atfedilen ve ‘Şam şehrinin kurtarıldığını ve zalim Beşşar Esed'in devrildiğini’ duyuran bir bildiri okudu.

Ertesi gün SANA, Telegram hesabında yeşil rengin ve üç yıldızın ağırlıklı olduğu bir fotoğraf yayınlayarak, yeni başlangıcı duyurdu. Ardından Askeri Operasyonlar Dairesi ve bakanlıklardan gelen haberleri yayınlamaya devam etti.

Diğer yandan hükümet ve özel kuruluşlar için çalışan medya profesyonelleri, sosyal medya profillerini değiştirmekte gecikmedi ve eski rejimle ‘ilişkilerini kanıtlayacak’ tüm gönderileri sildi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Emevi Meydanı'nda Suriye bağımsızlık bayrakları taşıyan insanlar (Reuters)Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Emevi Meydanı'nda Suriye bağımsızlık bayrakları taşıyan insanlar (Reuters)

“Onların suçu yok”

Kurulduğu 2006 yılından bu yana diğer medya kuruluşlarına kıyasla görece bir eleştiri marjına sahip olan rejime yakın el-Vatan gazetesi, rejimin düştüğü sabah, ‘Suriye medyasının ve gazetecilerinin hiçbir suçu olmadığını’ ilan etmekte gecikmedi.

El-Vatan gazetesinin genel yayın yönetmeni Vaddah Abdi Rabbuh sosyal medya hesabında, “Suriye medyası ve medya çalışanları suçsuzdur. Biz halkla birlikteydik ve halen de öyleyiz. Sadece talimatları yerine getiriyor ve bize gönderdikleri haberleri yayınlıyorduk” diye yazdı.

Gazete o günden beri ülkenin yeni siyasi yönetiminden haberler veriyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Abdi Rabbuh şu ifadeleri kullandı: “Enformasyon Bakanlığı'ndaki yeni yetkililerle görüştük. Onlar ekibimizin çalışmalarına devam edebileceği konusunda bize güvence verdiler. Gelecekte baskıya geri dönmeyi umuyoruz. Zira Suriye tek bir matbu gazetesi olmayan yegâne ülke.”

Diğer medya kuruluşlarının aksine, özel radyo istasyonu Şam FM, ‘genel durum istikrarlı ve güvenli hale gelip haber aktarımına izin verene kadar’ haber programlarını ve yayınlarını geçici olarak askıya aldığını duyurdu.

2007 yılında Şam'da kurulan radyo istasyonu, söz konusu açıklamadan iki gün sonra, artık faaliyet göstermeyeceğini bildirdi.

Ancak daha sonra Şam FM, ‘Enformasyon Bakanlığı'nın kararına dayanarak 22 Aralık 2024 Pazar gününden itibaren program, haber ve yayınlarına devam edeceğini’ vurguladı.

HTŞ ve müttefiki muhalif gruplar, 27 Kasım'da bir kısmını kontrol ettikleri İdlib vilayetinden başlattıkları saldırının ardından kuzeyde Halep, merkezde Hama ve Humus'tan Şam'a kadar ülkenin büyük şehirlerini kademeli olarak kontrol altına aldılar.

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-ŞeraSuriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera

‘Yeni medya durumu’

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'ne göre Suriye, 2024 basın özgürlüğü sıralamasında sondan bir önceki sırada yer alıyor.

Enformasyon Bakanlığı 13 Aralık'ta, rejimin şemsiyesi altında çalışan gazeteciler arasında endişe yaratan bir açıklama yayınlayarak, ‘devrik Esed rejiminin savaş ve propaganda makinesinin bir parçası olan ve suçlarının teşvik edilmesine doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunan tüm savaş medyası profesyonellerini’ sorumlu tutma niyetini yineledi.

Suriyeli iş adamı ve Milletvekili Muhammed Hamşu tarafından finanse edilen SAMA TV gibi bazı kanallar ‘yeniden yayına başlamak için hazırlıklarını sürdürüyor’. Bazı yerel platformlar ve internet siteleri de yavaş yavaş yayınlarına tekrar başladı.

Yeni yetkililerin yaklaşımı, uzun yıllardır geçimlerini rejim yanlısı medya kuruluşlarından sağlayan gazeteciler için endişe yaratıyor.

Muhalif Suriye Gazeteciler Derneği'nin Şam ofisi direktörü Bessam Safer, “Kan dökülmesine katıldığı kanıtlanmadıkça hiçbir gazeteci sorumlu tutulamaz. Özgürlük ve insan hakları temelinde yeni bir medya durumu oluşturmak için medyayı uzlaştırmaya çalışmalıyız” dedi.