Sudan ile Güney Sudan arasındaki tartışmalı bölgede 32 kişi öldü

7 Haziran 2023’te, devam eden savaşın ortasında Hartum’un güneyindeki bir kereste deposunda çıkan yangından duman bulutları yükselirken (AFP)
7 Haziran 2023’te, devam eden savaşın ortasında Hartum’un güneyindeki bir kereste deposunda çıkan yangından duman bulutları yükselirken (AFP)
TT

Sudan ile Güney Sudan arasındaki tartışmalı bölgede 32 kişi öldü

7 Haziran 2023’te, devam eden savaşın ortasında Hartum’un güneyindeki bir kereste deposunda çıkan yangından duman bulutları yükselirken (AFP)
7 Haziran 2023’te, devam eden savaşın ortasında Hartum’un güneyindeki bir kereste deposunda çıkan yangından duman bulutları yükselirken (AFP)

Sudan ile Güney Sudan arasındaki tartışmalı Abyei bölgesinde düzenlenen saldırılarda kadınlar, çocuklar ve bir Birleşmiş Milletler (BM) askerinin de aralarında bulunduğu 32 kişinin öldü.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı habere göre yerel yetkililer pazar günü İki ülkenin sınırında bulunan petrol zengini Abyei’nin, iki bölgesinde meydana gelen saldırılar Güney Sudan ordusu üniforması giyen silahlı milisler ve askerler tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.

Abyei Enformasyon Bakanı ve bölgedeki Güney Sudanlı yetkililerin sözcüsü Bulis Koch Aguar Ajith, pazar akşamı yaptığı bir açıklamada “Bu saldırılarda aralarında gecekondularında yanan çocuk ve kadınların da bulunduğu 32 kişi hayatını kaybederken, 20’den fazla kişi de yaralandı” ifadelerini kullandı.

Sözcü “BM Abyei Geçici Güvenlik Gücü’nde görevli bir askerin öldürüldüğüne” işaret etti ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Güney Sudan’ın 2011’deki bağımsızlığına aracı olan ABD, İngiltere ve Norveç (Troyka), pazartesi günü yayınladıkları bir bildiride, “sükunet ve itidal” çağrısında bulunarak “yerel grupları etkileyebilecek herkesi yeni bir tırmanışı önlemek için gerekli tüm önlemleri almaya ve şiddetin sona ermesi için baskı yapmaya” davet etti.

Abyei bölgesi, Sudan ile Güney Sudan arasında yer alıyor ve Güney Sudan’ın 2011’deki bağımsızlığından bu yana gerilimin odak noktası oldu.

Bu ayın başlarında, BM Afrika Boynuzu Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, Sudan’da devam eden çatışmaların Güney Sudan ve Abyei sınırlarına yaklaşacağından ve bölgede zaten kırılgan olan durumu istikrarsızlaştıracağından korktuğunu ifade etmişti.

Sudan’daki savaş, iki ülke arasında uzun süredir tartışmalı olan bu bölgeyle ilgili yapılan müzakerelerin ‘askıya alınmasına’ yol açtı.

Silahlı Çatışma Yeri ve Olay Verileri Projesi’nin (ACLED) ihtiyatlı bir tahminine göre, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 15 Nisan’da patlak veren savaş, 10 binden fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Bu ay BM Güvenlik Konseyi, 12 yıldır görev yapan ve şu anda 4 bin üyesi bulunan Abyei’deki uluslararası misyonunun görev süresinin uzatılmasını oybirliğiyle onaylamıştı.



Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
TT

Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)

Irak'taki Ketaib Hizbullah, Lübnan'daki Hizbullah’ın direnişin silahsızlandırılmasını reddetme kararını savundu ve modern ve gelişmiş bir silah cephanesi ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Iraklı siyasetçiler ise bölgede olası bir çatışmaya hazırlık olarak, vekil güçler arasında ‘birlikteliği’ yeniden canlandırmak için İran'ın bir planı olduğunu ifade ettiler.

Ketaib Hizbullah Genel Sekreteri Ebu Hüseyin el-Hamidavi, herhangi bir tehditle yüzleşmek için ‘direnişin cephaneliğini’ gelişmiş silahlarla destekleme ve teknik kapasitesini güçlendirme çağrısında bulundu. Bu, Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik çabaları sürerken gerçekleşti.

El-Hamidavi yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Suriye'deki rejimin düşüşü, ABD ve İsrail'in Yemen halkına yönelik saldırısı, İran'a karşı haince yürütülen savaş ve sistematik uluslararası baskı gibi son gelişmeler, halkları boyun eğdirmek ve iradelerini elinden almak için yapılan girişimlerden başka bir şey değil.”

El-Hamidavi, “İşgalcilere direnmek ve saldırganları caydırmak, yasalar ve şeriat tarafından güvence altına alınmış meşru bir haktır. Halkların silahları, namuslarını, kutsallarını ve topraklarını savunmak için bir kalkan olmaya devam edecektir. Bu nedenle, direnişin cephaneliğini gelişmiş silahlarla desteklemek, teknik kapasitesini güçlendirmek, savunma ve imha kabiliyetini artırmak, en yüksek hazırlık düzeyine ulaşmak ve her türlü tehdide karşı koymak için gerekli” ifadelerini kullandı.

İran destekli Iraklı örgütün bu tutumu, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın ‘direnişin silahlarını teslim etmeyi’ reddettiğini açıklamasından bir gün sonra geldi. Kasım, Lübnan hükümetini ‘Hizbullah'ı silahsızlandırma’ kararıyla ‘İsrail projesine hizmet etmekle’ eleştirdi.

Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)

Arenaların birliği

Iraklı gözlemciler, Ketaib Hizbullah’ın Hizbullah ile uyumlu tutumunun, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani'nin geçen hafta iki ülkeye yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldiğini ifade etti. Gözlemciler, nispeten sakin bir dönemin ardından ortaya çıkan bu yeni tutumları, İran'ın bölgedeki temsilcileri arasında ‘arenaların birliği’ ilkesini yeniden tesis etme girişimi olarak değerlendirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Iraklı siyasetçi, Laricani'nin ziyaretinin sadece iki ülke arasında bir mutabakat zaptı imzalamak amacıyla yapılmadığını, bunun ülkesinin ABD ile gelecekte karşılaşabileceği endişelerini teyit etmek için bir bahane olduğunu ve Irak'ın bu konudaki tutumunu öğrenmek istediğini söyledi.

Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci ile İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani arasında bir güvenlik mutabakat zaptının imza törenine katıldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, mutabakatı reddettiğini açıklayarak, ABD'nin hedefleriyle çelişen ve Irak'taki mevcut güvenlik kurumlarını güçlendirme çabalarına aykırı olan her türlü adıma karşı olduğunu vurguladı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)

İran'ın endişeleri

Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı siyasetçi, “Söz konusu mutabakat zaptıyla İran, Amerikalılara Bağdat ile ilişkilerinin hiçbir koşulda gerilemeyeceğini ima etmek istiyor” dedi.

Iraklı siyasetçi şöyle devam etti: “Mutabakat zaptının imzalanma nedeni, Tahran'ın ABD'nin İsrail hava desteğiyle karadan işgal etme olasılığından korkması olabilir. Bu da Tahran'ın, düşündüğü olasılıklar arasında yer alan bu karadan işgali önlemek için mutabakat zaptını imzalamasına neden oldu.”

Iraklı siyasetçiler, İran'ın Halk Seferberlik Güçleri’ni (Haşdi Şabi) korumadaki ısrarının bu endişelerle bağlantılı olduğunu yaygın olarak tartışıyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Ekber Velayeti, ülkesinin Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararını reddettiğini doğruladı. Velayeti, Irak'taki Haşdi Şabi’nin Lübnan'daki Hizbullah’ın rolünü üstlendiğini belirterek, “Haşdi Şabi olmasaydı, Amerikalılar Irak'ı yutardı” dedi.