"Ölmek istemiyoruz" diyen Filistinli şair ailesinin gözü önünde İsrail güçlerince kaçırıldı

Gazze Savaşı'nda evi yok edilen binlerce kişiden biri olan Filistinli şair Musab Ebu Toha'nın Mısır'a geçeceği sırada İsrail askerleri tarafından alıkonulduğu belirtiliyor

Filistinli şair Musab Ebu Toha'ya Syracuse Üniversitesi'nde yüksek lisans programına dönebilmek için ABD vizesi görüşmesi için İsrail'e giriş izni verilmemişti (X)
Filistinli şair Musab Ebu Toha'ya Syracuse Üniversitesi'nde yüksek lisans programına dönebilmek için ABD vizesi görüşmesi için İsrail'e giriş izni verilmemişti (X)
TT

"Ölmek istemiyoruz" diyen Filistinli şair ailesinin gözü önünde İsrail güçlerince kaçırıldı

Filistinli şair Musab Ebu Toha'ya Syracuse Üniversitesi'nde yüksek lisans programına dönebilmek için ABD vizesi görüşmesi için İsrail'e giriş izni verilmemişti (X)
Filistinli şair Musab Ebu Toha'ya Syracuse Üniversitesi'nde yüksek lisans programına dönebilmek için ABD vizesi görüşmesi için İsrail'e giriş izni verilmemişti (X)

Dora Mengüç 

Gazze Savaşı beraberinde binlerce ölümü getirdi, İsrail'in saldırıları sürüyor.

Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı Operasyonu adını verdiği saldırıyla başlayan, 240 kişinin kaçırılıp rehin alındığı olayların ardından İsrail'in abluka altına aldığı kentte durum vahim.

Yerel yetkililer can kaybının 11 bin aştığını, ölümlerden 5 binden fazlasını çocukların oluşturduğunu söylüyor.

Hayatını kaybedenlerin yanı sıra İsrail güçleri tarafından kaçırılanlar da var.

Onlardan birinin de Filistinli şair Musab Ebu Toha olduğu belirtiliyor. 

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, savaş öncesi 90 bin kişinin yaşadığı El-Şati mülteci kampında doğan edebiyatçı aynı zamanda Gazze'de ismi Edward Said'e adanan ilk İngilizce kütüphanenin kurucusuydu. 

The Atlantic ve The New Yorker gibi Amerikan yayınlarında şiir ve denemeleri yayımlanan şair, önceki yıllardaki çatışmalarda iki erkek kardeşi ile kız kardeşini kaybetmişti.

Şiirlerinde ünlü Filistinli şair Mahmud Derviş'in etkileri gözlenen Musab Ebu Toha geçen ay eşi ve çocuklarıyla birlikte Beyt Lahya'nın bombalanacağı haberleri üzerine evini terk edip Cebaliye mülteci kampına taşındı. 

İsrail güçleri Ebu Toha ve ailesinin de bulunduğu yerden yalnızca yetmiş metre mesafedeki kampı da bombaladı.

Twitter

Ebu Toha'nın 19 Kasım'da İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından kaçırıldığı belirtiliyor. 

İlk raporlar, söz konusu olayı şairin son dönemde İsrail karşıtı kaleme aldığı yazı ve şiirlerle ilişkilendiriyor. 

ABD yetkilileri tarafından kendisi ve ailesine Mısır'a geçiş izni verileceği söylenen edebiyatçının küçük oğlu ABD vatandaşı.

İsrail askerlerinin kuzey Gazze'den güneye gitmeye çalışırken Ebu Toha'yı bir kontrol noktasında gözaltına aldığı öne sürülüyor.

Edebiyat ve insan hakları üzerine çalışmalar yürüten PEN America da Ebu Toha'nın gözaltındayken güvenliği ve bir an önce serbest bırakılması için çağrı yaptı.

Ebu Toha, savaşın haberlere ve sosyal medyaya yansımayan anlarını kısaca tanımlayıp şiir ve yazılarına yansıtıyordu. 

Son olarak 9 Kasım'da Atlantic'de savaşın izleriyle ile ilgili bir şiiri yayımlanmış, yaşadıklarını ise şu sözlerle anlatmıştı:

Geçen yıl yazdım bu şiiri, İsrail askeri işgali altındaki çocukluğumu yansıtarak... Şu anda eşim ve üç çocuğumla Birleşmiş Milletler mülteci kampı olan Cebaliye'de kalıyorum. Bu şiiri kendime okuyorum ve çocuklarımın da gördükleri bomba ve patlamalar hakkında şiir yazabileceklerini düşünüyorum. İlk kez bir roketi gördüğümde 8 yaşındaydım. Amerika'da 2021 Mayıs'ında doğan en küçük çocuğum şimdi burada İsrail bombardımanının üçüncü dalgasını yaşıyor. Sadece etraflarında ölümü koklamıyorlar; aynı zamanda 10 gün önce Beyte Lahya'daki evlerini de kaybettiler. Neyse ki evde kimse yoktu. 8 yaşındaki oğlum Yazzan bana soruyor, "Oyuncaklarım hala yaşıyor mu?"

Musab Ebu Toha'nın aynı dergide yayımlanan şiirlerinden biri ise savaşın kendisinde bıraktığı izi şöyle anlatıyor:

tanklar toz içinde ilerler, patlıcan tarlalarından geçer
yapılmamış yataklar, gökyüzünde şimşek ve kardeş...
savaş uçaklarını izlemek için pencereye atlarlar
hava saldırılarından sonra duman bulutları içinde uçan...
kartallara benzeyen savaş uçakları
sanki bir ağaç dalı arar gibi,
nefes almak için
ama bu metal kartallar
kan/kemik çorba kasesinde yakalıyor ruhları!
radyoya gerek var mı?
zaten biz, kendimiz haberiz.
her mermiyle karıncaların kulakları acıyor,
öfkeli makineli tüfeklerden atılan...
askerler ilerler, kitapları yakar... 
kimileri  sigara içer, dünkü gazetenin sarılı sayfalarıyla 
tıpkı çocukken yaptıkları gibi...
bizim çocuklarımız ise bodruma saklanır, sırtları beton direklere dayalı...
başları dizlerinin arasında, ana babalar sessiz...
orası nemli ve bombaların yanan sıcaklığıyla dolu
hayatta kalmanın yavaş ölümüne eklenir.
eylül 2000'de akşam yemeği için ekmek aldıktan sonra,
bir helikopterin roket attığını gördüm
benden uzak bir kuleye,
beton ve camın düşeceği zaman diliminde, o korkunç çığlıklarıma dek ekmekler bayatlamıştı
o vakit hâlâ 7 yaşındaydım.
savaştan onlarca yaş daha genç,
bombalardan birkaç yıl daha yaşlı...

Musab Ebu Toha'nın arkadaşlarından Filistin Kurtuluş Örgütü eski sözcülerinden avukat Diana Buttu Twitter (X) hesabından Ebu Toha'nın kaçırıldığını doğruladı: 

Deneme yazarı ve şair Musab Ebu Toha, ailesiyle birlikte kaçarken Gazze'de İsrail ordusu tarafından kaçırıldı. Amerika'da doğan oğlu birkaç hafta önce tahliye edilmeye uygun bulundu, ancak Musab'ın adı listede yoktu. Sonunda, adını, eşinin adını ve diğer çocukların adını listeye eklediler ve güvenli olduğunda çıkmayı bekliyorlardı" 

Ebu Toha'nın kuzeyden güneye giderken bir kontrol noktasında diğer birçok kişiyle birlikte durdurulduğu, ellerini kaldırmaları söylendiği, Musab'a kucağındaki oğlunu bırakması emredildiği ve o sırada İsrail Savunma Kuvvetleri'nce kaçırıldığı ifade ediliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı veya İsrail Savunma Kuvvetleri konuyla ilgili bir açıklama yapmıyor.

Musab Ebu Toha (X)
Musab Ebu Toha (X)

Ebu Toha, New Yorker dergisinde Kuzey Gazze'deki Cebaliye mülteci kampındaki bombardıman ile ilgili gözlemlerini de aktarıyordu.

6 Kasım'da "Ateşkese Gelmemiş Bir Ateşkesi Beklemenin Acısı" başlıklı yazısında başından geçenleri özetle şöyle aktarmıştı:

31 Ekim'de evdeyken üç büyük patlama sarsıyor bizi. Pencereler kırılıyor. Enkaz ve toz oturma odasına uçuşuyor. Hepimiz iki yatak odasına koşuyoruz, tavana bakıyoruz. Bomba yetmiş metre uzaklığa düşmüş. Bir mahalleyi tamamen yok ediyor. Kitaplarımı kurtarmak için enkazın arasına geri dönmeyi planlıyorum. Elimden geldiğince, kurtaracağım her şeyi alacağım. Bu sefer onları kitap raflarına koymayacağım. Sadece sayfaların sağlam olduğundan emin olmak istiyorum. Kardeşim Hamza, on yılını harcadığı Arap dilbilgisi ve edebiyat kitapları için aynı şeyi yapacak. İkimiz de dua ediyoruz ki önümüzdeki günlerde yağmur yağmaz ve sayfalarını sırılsıklam etmez. Bu makalenin bir bölümünü telefonuma yazarken çok yakın başka bir patlama hissediyorum. Yaklaşık iki yüz metre kadar koşuyorum, bu da Birleşmiş Milletler tarafından işletilen bir okula çok uzak olmayan bir yer... Yaralı kadınlar ve çocukları yüzlerinden ve göğüslerinden kanlar içinde görüyorum. Büyük bir yangın var. Bir eczane buluyorum, vücudumu yaralanmalar için kontrol ediyorum ve etrafımdakilere yardımcı olmaya çalışıyorum. Yeniden hayatta kalıyoruz. Son zamanlarda eşim, donmuş et topladığını düşündüğü bir rüya gördü. Rüyasında, "Bu benim oğlumun kolu. Bu benim kızımın bacağı," diyordu. Savaş olmasaydı, haftada iki kez arkadaşlarımla futbol oynuyor olurdum. Eşimle film izliyor olurdum. Kitaplarımı okuyor olurdum. Çocuklarımı oyun parkına ve sahile götürüyor olurdum. Bisikletimle oğlum Yazzan'la sahil yolunda geziyor olurdum. Ama şimdi ne kitaplar var, ne raflar ne de sahil yolunda bir yol"

Ebu Toha'nın ABD'de İngilizce olarak yayımlanan şiir koleksiyonu Ulusal Kitap Eleştirmenleri Çevresi ödülünde finalist olmuş ve bu yıl Amerikan Kitap ödülünü kazanmıştı.

Filistinli genç şair, 2019-2020 yılları arasında Harvard Üniversitesi'nde konuk öğretim üyeliği görevinde bulunmuş, 2016'dan 2019'a kadar ise Gazze'deki Birleşmiş Milletler Yardım ve İşler Ajansı (UNRWA) okullarında İngilizce eğitmenliği yapmıştı.

Independent Türkçe



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.