İsrailli askeri analiste göre, ordunun Gazze'nin güneyine doğru ilerleyişi zor

İsrailli askeri analist Amir Bohbot, ordunun Gazze Şeridi'nin güneyine doğru hareket etmesinin, nüfus yoğunluğu ve kuzeyden gerçekleşen göç nedeniyle zor olduğunu söyledi

Filistinliler, İsrail askeri araç ve tankları arasından geçerek Gazze Şeridi'nin güney kesimlerindeki bölgelere göç etti (AA)
Filistinliler, İsrail askeri araç ve tankları arasından geçerek Gazze Şeridi'nin güney kesimlerindeki bölgelere göç etti (AA)
TT

İsrailli askeri analiste göre, ordunun Gazze'nin güneyine doğru ilerleyişi zor

Filistinliler, İsrail askeri araç ve tankları arasından geçerek Gazze Şeridi'nin güney kesimlerindeki bölgelere göç etti (AA)
Filistinliler, İsrail askeri araç ve tankları arasından geçerek Gazze Şeridi'nin güney kesimlerindeki bölgelere göç etti (AA)

İsrail'in "Walla" haber sitesinde yayınlanan makalesinde Bohbot, Hamas ile esir takası meselesinin gündemde olduğu son günlerde İsrail ordu güçlerinin, Gazze Şeridi'nin güneyine doğru karadan manevraya hazırlandığını belirtti.

Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin karadan çatışmalara devam edilmesi yönündeki onayının akabinde ordunun bu hazırlığa girdiğini kaydeden Bohbot, ordudaki kaynakların "güneyde hareketin çok daha zor olacağını" ilettiğini aktardı.

Güneyde ilerleyişin zor olmasının birkaç nedeni olduğunu kaydeden Bohbot, orada nüfus yoğunluğunun çok olduğunu, kuzeyden ve orta kesimlerden göç eden çok büyük sayıda Filistinlinin buralarda sığınma alanlarında, çadırlarda ya da yakınlarının evlerinde barındığını ifade etti.

Bohbot, bunun yanı sıra, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kara saldırılarına başlamasıyla başta Hamas'ın üst düzey yetkilileri ve saha elemanları olmak üzere bazı silahlı grupların güneye geçtiği yönünde veriler olduğunu belirtti.

Çeşitli kaynaklardan gelen "esirlerin çoğunun güneyde saklandığına dair iddialar olduğunu" kaydeden Bohbot, Hamas'ın elindeki İsrailli esirlerin, müzakerelerde koz olarak kullanılması veya güneye harekatı geciktirmesi ya da tamamen engellemesi konusunda endişe kaynağı olduğunu aktardı.

Bunların yanında askeri kaynakların "ordunun güneyde ilerleyişinin bölgenin, yer altı ve yer üstünün analiz edilmesine imkan sağlayacağını" öne sürdüğünü aktaran Bohbot, aynı şekilde güneyde ilerleyişin, orduya kuzey ve orta bölgelerdeki vizyonundan istifade etme ve savaş taktiklerini pratiğe dökme fırsatı sunacağını ifade etti.

Bohbot, Genelkurmay Başkanı Halevi'nin güneyde ilerleme konusuna onay verdiğini ve bundan sonra Başbakan Binyamin Netanyahu'nun onayının beklendiğini kaydetti.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.