BM: Gazze'de saat başı 2 anne, her iki saatte bir 7 kadın öldürülüyor

Birleşmiş Milletler (BM), Gazze'de saat başı 2 anne, her iki saatte bir 7 kadının öldürüldüğünü bildirdi

(AA)
(AA)
TT

BM: Gazze'de saat başı 2 anne, her iki saatte bir 7 kadın öldürülüyor

(AA)
(AA)

BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Gazze'deki duruma ilişkin oturum düzenlendi.

Burada konuşma yapan BM Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, "Gazze'deki kadınlar, barış için dua ettiklerini ancak barış olmayacaksa da uykularında kollarında çocuklarıyla hızlı bir şekilde ölmek için dua ettiklerini anlatıyorlar. Dünyanın herhangi bir yerinde bir annenin bu şekilde dua etmek zorunda kalması, hepimizi utandırmalı." ifadelerini kullandı.

Bahous, 7 Ekim'den önce işgal altındaki Filistin topraklarında sivil ölümlerin yüzde 67'sinin erkeklerden oluştuğunu kaydederek, durumun 7 Ekim'den sonra tersine döndüğünü, Gazze'de öldürülen 14 bin sivilin yüzde 67'sinin kadın ve çocuklardan oluştuğunu bildirdi.

"Bu, Gazze'de saat başı 2 anne, her iki saatte bir 7 kadının öldürüldüğü anlamına geliyor." diyen Bahous, Gazze'de halihazırda yaklaşık 800 bin kadının yerinden edildiğini açıkladı.

"Doğum mutlu bir başlangıç olması gerekirken ölüm, yıkım ve korkuyla gölgeleniyor"

BM Nüfus Fonu (UNFPA) İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem de gelecek ay içinde Gazze'de 5 bin 500 hamile kadının doğum yapmasının beklendiğini aktardı.

Kanem, günde yaklaşık 18 kadının "korkunç durumlarda" doğum yaptığını anlatarak, yeni doğan bebeklerin geleceğinin belirsiz olduğunu ifade etti.

"Doğum mutlu bir başlangıç olması gerekirken ölüm, yıkım ve korkuyla gölgeleniyor." diyen Kanem, hamile kadınların yüzde 15'inin riskli doğum tehlikesi taşıdığını ve daha zor durumlara maruz kaldığını belirtti.

Kanem, UNFPA'nın son 47 günde doğum yapan 7 bin kadın için derin endişe duyduğunu belirterek bu kadınların, gerekli bakımı alamadığını söyledi.

Batı Şeria'da 70 bin hamile kadının bulunduğu bilgisini paylaşan Kanem, bunların 8 bininin gelecek ay doğum yapacağını, bölgede yerleşimci şiddetinin arttığını ve halkın yerinden edildiğini dile getirdi.



Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor'un kuzey kırsalındaki karargâhlarına yapılan benzer saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Rakka vilayeti kırsalındaki Tabka kenti ve Haseke vilayetinin güneyindeki eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik noktalarını hedef alan bir dizi silahlı saldırıda 5 üyesinin öldüğünü ve 2 üyesinin de yaralandığını duyurdu. Bu arada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, silahlı grupların SDG'nin etki alanlarına yönelik saldırılarında 4 savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.

Kürt yönetimine bağlı İç Güvenlik Güçleri dün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ‘terörist’ olarak nitelediği grupların ‘Tabka kentinde güçlerine ait iki noktayı hedef aldığını ve iki üyesinin yaralanmasına neden olduğunu, 14 Temmuz sabahı da eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik kontrol noktalarından birine saldırı düzenlendiğini ve beş üyesinin öldüğünü belirtti.

Özerk Yönetim ve SDG liderliği söz konusu saldırıları genellikle DEAŞ hücrelerinin gerçekleştirdiğini iddia ederek, ‘medya saldırıları ve Suriye genelinde, özellikle de ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde kaos ve fitne yaymak isteyen tarafların sürekli kışkırtmaları ışığında’ bu saldırıların arttığını ve sıklaştığını kaydetti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri liderlerinden Ali el-Hüseyin Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, son dönemde Özerk Yönetim bölgelerindeki güvenlik durumunun, doğrudan karargâhları ve güvenlik kontrol noktalarını hedef alan DEAŞ hücrelerinin hareketlerinde bir artışa sahne olduğunu söyledi. Hüseyin, “Bu girişimlere rağmen, kuvvetlerimiz yüksek hazırlık ve uyanıklıkları sayesinde saldırıları etkili bir şekilde engellemeyi başardı” dedi.

jukıo
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan karargahlarından birinde (Şarku’l Avsat)

Genel Komutanlığın bu grupların kimliğini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı soruşturmalar başlattığını belirten el-Hüseyin, “Güvenlik güçlerimiz, bu tür girişimleri boşa çıkarmak konusunda daima tam teyakkuz hâlindedir ve sivillerin güvenliğini ve emniyetini korumak için gerekli tüm önlemleri almıştır” ifadesini kullandı.

SDG'nin güvenlik kanadı olan güvenlik güçlerinin mevzilerine yönelik bu silahlı saldırılar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kontrolü altındaki bölgelerin akıbetine ilişkin gerginlik ve endişe ortamında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak amacıyla Özerk Yönetim’den bir heyetin ABD ve Fransa arabuluculuğunda başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptığı son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığının açıklanmasının ardından geldi.

vdfghyju
Suriye hükümeti Tişrin Barajı'nda bakım çalışmalarına başladı. (Arşiv)

Konuyla ilgili olarak SDG Medya Merkezi, Halep'in doğu kırsalında Türk ordusu ve müttefik Suriyeli silahlı gruplar ile aralarında devam eden çatışmalarda 4 savaşçısının öldüğünü bildirdi.

Bu bölgeler, 10 Nisan'da Münbiç kırsalında varılan Tişrin Barajı anlaşmasından bu yana temkinli bir sükunete tanıklık etti. Cumhurbaşkanı eş-Şera ve Abdi arasındaki ikili anlaşmanın bir parçası olarak, tüm askeri tarafların çekilmesi ve Suriye Savunma Bakanlığı güçlerinin barajı korumak üzere bölgeye girmesiyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki stratejik barajın ortak yönetimi oluşturuldu.