Serbest bırakılan Filistinli esir kadın: Direnişçiler olmasaydı özgürlüğü göremezdik

İsrail ile Hamas arasında yapılan esir takası mutabakatı kapsamında İsrail hapishanelerinden serbest bırakılan Filistinli kadınlardan Hanan Bergusi, "Direnişçiler olmasaydı özgürlüğü göremezdik." dedi.

AA
AA
TT

Serbest bırakılan Filistinli esir kadın: Direnişçiler olmasaydı özgürlüğü göremezdik

AA
AA

Filistin direniş hareketi Hamas'ın serbest bıraktığı 13 İsrailli esirin İsrail'e ulaşmasından kısa süre sonra işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan İsrail’e bağlı Ofer Hapishanesi'nden 24'ü kadın 15'i 18 yaş altı çocuk olan 39 Filistinli esir serbest bırakıldı.

Binlerce Filistinli, serbest bırakılan kadın ve çocuk esirleri karşılamak için Filistin ve Hamas bayraklarıyla Batı Şeria'nın Betunya Beldesi'nde toplandı.

Filistinliler, tekbirler getirerek Hamas ve Filistin direnişini öven sloganlar attı; esirlerin özgürlüğüne kavuşmasını kutladı.

İsrail esaretinden özgürlüğüne kavuşan Filistinli kadınlardan Hanan Bergusi (59), burada AA muhabirinin de aralarında bulunduğu basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Direnişçiler olmasaydı özgürlüğü göremezdik." ifadelerini kullandı.

Bergusi, "Özgürlüğümüz direnişçilerin varlığına bağlıdır. Onurumuz onların varlığına bağlıdır. Başımızın dik olmasını sağlayan, direnişin varlığıdır. Direnişçiler olmasaydı tek bir esir serbest bırakılmazdı." dedi.

Serbest bırakılan Bergusi, konuşmasında Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarını öven sloganlar atarken, çevresindeki Filistinli kalabalık da ona katıldı.

Halihazırda İsrail hapishanelerinde olan diğer esir kadınlar hakkında da konuşan Bergusi, sözlerini şöyle tamamladı:

“Esir kadınlar özgürlük bekliyor. Azap çekiyorlar. Üzerlerinde büyük baskı var. Bize karşı aşağılayıcı her şeyi uyguluyorlar. Ancak biz her şeye rağmen başımızı dik tutuyoruz, direniyoruz. Allah’ın izniyle direnişçilerimiz tüm esir kadınları özgürlüğüne kavuşturacak, hapishaneleri boşaltacak."

İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinden Hanan Bergusi, 4 Eylül'de İsrail güçleri tarafından “idari tutukluluk” kapsamında tutuklanmıştı.

İsrail'in "idari tutukluluk" uygulaması, işgal altındaki topraklarda Filistinlileri hiçbir suçlama yöneltilmeksizin tutuklaması anlamına geliyor.

Bergusi’nin kardeşi Nail Bergusi ise ömrünün 43 yılını İsrail cezaevinde geçirmişti.

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün insani ara verilmesine ilişkin uzlaşma 24 Kasım Cuma günü saat 07.00'de (TSİ 08.00) uygulamaya girdi.

Uzlaşı kapsamında, toplamda Hamas'ın elindeki 50 İsrailli esire karşılık İsrail hapishanelerindeki 150 Filistinli serbest bırakılacak. Serbest kalacak esirler her iki taraftan kadın ve çocuklardan oluşuyor.



UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bugün, 50'den fazla çalışanının Gazze Şeridi'nde İsrail ordusu tarafından alıkonuldukları sırada kötü muameleye maruz kaldıklarını ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını açıkladı.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana, aralarında öğretmen, doktor ve işçilerin de bulunduğu 50'den fazla UNRWA personeli gözaltına alındı ve kötü muameleye maruz kaldı. En korkutucu ve insanlık dışı şekillerde muamele gördüler. Dövüldüklerini ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını bildirdiler” ifadelerini kullandı.

Lazzarini, paylaşımında, İsrail ordusu tarafından gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan bir personelin şu ifadesine yer verdi: “Yaşadığım kâbusun sona ermesi için ölmeyi diledim.”

Gözaltına alınanların ‘uykusuz bırakıldığını, aşağılandığını, ailelerine zarar vermekle tehdit edildiğini ve üzerlerine köpek salındığını’ belirten Lazzarini, “Birçoğu itirafta bulunmaya zorlandı ki bu her türlü standarda göre dehşet verici ve utanç verici bir durum” dedi.

İsrail ordusundan suçlamalara henüz bir yanıt gelmedi.

UNRWA, Filistinlilere insani yardım hizmeti sağlayan başlıca Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu. Ancak İsrail Knesset'i, İsrail kurumlarının UNRWA ile iş yapmasını yasaklayan bir yasa çıkardı.

Bu yasa, kurumun en çok ihtiyaç duyduğu dönemde faaliyetlerini aksatıyor.

Knesset, UNRWA'nın Gazze Şeridi'ndeki Hamas mensuplarını koruduğu suçlamaları nedeniyle ajansın çalışmalarına karşı bu yasayı kabul etti. BM ve bazı bağışçı devletler, bir soruşturma komisyonunun asılsız olduğu sonucuna vardığı bu suçlamaları reddediyor.

Lazzarini'nin yorumları, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) dün İsrail'in savaştan harap olmuş Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine tam bir abluka uygulamasından 50 günden fazla bir süre sonra Filistinlilere karşı insani yükümlülüklerine ilişkin bir haftalık oturumlara başlamasıyla geldi.

İsrail oturumlara katılmamasına rağmen, bunları meşruiyetini elinden almayı ve itibarını zedelemeyi amaçlayan ‘sistematik bir zulmün parçası’ olarak değerlendirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar dün yaptığı açıklamada, “Mahkemede olması gereken İsrail değil, BM ve UNRWA'dır” dedi.