Ambulans şoförü oğlunu bombardımanda kaybeden Gazzeli anne: Artık bu savaşı durdurun!

Gazze'deki durum her geçen gün çetinleşiyor. Binlerce sivilin İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybettiği bölgede geride kalanlar hayata tutunmaya çabalıyor. Savaşta oğlunu yitiren Nawraz Ebu Libdeh, yaşadıklarını Independent Türkçe'ye anlattı

(AA)
(AA)
TT

Ambulans şoförü oğlunu bombardımanda kaybeden Gazzeli anne: Artık bu savaşı durdurun!

(AA)
(AA)

Dora Mengüç 

Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısı sonrası Gazze dehşeti yaşıyor.

İsrail ordusu daha fazla rehinenin serbest bırakılması için ateşkesin uzatıldığını açıkladı.

Hamas ise ateşkesin sadece 1 günlük uzatıldığını duyurdu.

Müzakereler geçici ateşkesi uzatmak için...

Eller tetikte ya da sürdürülebilir ateşkes ikilemindeki Gazze'de ise insani kriz sürüyor.

Savaş öncesinde zaten abluka altında olan Gazze ile halihazırdaki kent arasındaki fark bile uçurum misali.

7 Ekim'den önce 7 Ekim'den sonra: İki ayrı Gazze

Savaşın başından bu yana aboneleriyle bölgedeki gelişmeleri paylaşan Reuters haber ajansının Gazze'deki durumun öncesi ve sonrasına dair servis ettiği drone görüntüleri söze gerek bırakmıyor.

Görüntülerde iki farklı "gündelik hayat" tablosu ortaya çıkıyor.

7 Ekim öncesinde rutinine devam eden insanlar ve her şeye rağmen varlığını sürdüren bir şehir, savaş ile birlikte ise molozlar, yıkık binalar, yerle bir olmuş kent ve ölümün resmi tüm yalınlığıyla duruyor.

Gazze Şeridi'nde öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150'den fazlası çocuk, 4 bini aşkını kadın olmak üzere 15 bini geçmiş durumda.

Save The Children'a göre binaların enkazlarından henüz resmi istatistiklere taşınmayan son bulmuş hayatlarla bu sayı bugün bilinenden çok daha yüksek olabilir.

Savaşta oğlunu kaybeden bir anne

Gazze'de İngiltere merkezli bir sağlık kuruluşu için çalışan Nawraz Ebu Libdeh, Independent Türkçe'ye susuzluk ile nasıl başa çıkmaya çalıştıklarını, bir anlamda savaş öncesi ile sonrası "Su doldurmak geleneksel yöntemler kullanmak zorundayız çünkü yaşadığımız yer artık yok; dolayısıyla su tanklarımız da yok" sözleriyle izah ediyor.

Gazzeli bir anne Nawraz Ebu Libdeh.

Yaşadıkları ise aslında susuzluktan çok daha fazlası.

7 Ekim'de Nawraz, oğlu Majid ve ailesiyle beraber amcasının evine taşınmak zorunda kaldı.

Majid, Gazze'de gönüllü olarak insanların tahliyesine yardımcı olan bir şofördü, öldürüldüğünde 27 yaşındaydı / Fotoğraf: Nawraz Ebu Libdeh arşivi
Majid, Gazze'de gönüllü olarak insanların tahliyesine yardımcı olan bir şofördü, öldürüldüğünde 27 yaşındaydı / Fotoğraf: Nawraz Ebu Libdeh arşivi

27 yaşındaki oğlu Majid geride bıraktıkları eşyaları almak için Gazze'ye döndü.

Annesi oğlunun ambulans şoförü olduğunu, hiçbir siyasi yapılanma ya da örgütle ilişkisinin olmadığını anlatıyor.

Majid, Gazze'ye geri döndüğünde taksici arkadaşları ile karşılaşmış.

"Geride kalanların tahliyesi için gönüllü olur musun?" sorusuna kayıtsız kalamayıp kabul etmiş.

Sonrası bombardıman...

"9 Ekim 2023 Pazartesi, saat 15'ti" diyor annesi Nawraz. 

Ömrünün geri kalanı boyunca unutamayacağı tarih aklına tüm detaylarıyla kazınmış. 

Oğlu Majid'in bulunduğu mahalle o gün, o saat İsrail'in geniş çaplı bombardımana maruz kalmış. 

Majid'in geride kalanları tahliye için gönüllü kullandığı taksi de öyle...

Majid'in bulunduğu bölge saldırıya uğradıktan sonra taksiden geriye kalan / Fotoğraf: Nawraz Ebu Libdeh arşivi
Majid'in bulunduğu bölge saldırıya uğradıktan sonra taksiden geriye kalan / Fotoğraf: Nawraz Ebu Libdeh arşivi

27 yaşındaki Majid'den geriye kalanlar ise annesi Nawraz'a siyah bir plastik torba içinde veriliyor.

21. yüzyılın siyahla beyaz kadar birbirine zıt dünyasında yer, coğrafya, zaman değişse dahi bazı şeyler hiç değişmiyor. 

Nawraz Ebu Libdeh'in Independent Türkçe ile oğlunun ölümü sonrası paylaştığı görüntülerin habercilik lügatındaki adı "Aftermath", tam Türkçesiyle "Netice, durum, vaziyet" ya da "Olay sonrası" diye özetlenebilir. 

Ama kesinlikle tüm bu sıfat ve adlandırmaların çok ötesinde. Görüntülerin gerçekliği ne kadar ortadaysa, bir o kadar paylaşılabilecek gibi değil: Bedenden ayrılmış bir kafa, kopmuş bir kulak, sağa sola saçılmış iç organlar... 

"Ruhumuz, kalbimiz paramparça"

Gazzeli savaş mağduru Nawraz Ebu Libden, 53 yaşında, 6 çocuk annesi. 

Independent Türkçe ile paylaştığı video mesajını kayda alırken fonda iki ses var; çocukların her şeye rağmen kahkahaları ve savaş uçaklarının uğultulu sesleri:

Savaşın üçüncü gününde oğlum ambulans görevlisi ve taksi şoförü olarak çalışıyordu. İnsanları Er-Rimel bölgesinden tahliye ediyordu. O gün bölgenin tümünü yok etmek için harekete geçtiklerinde, taksi durağının yakınındaki binayı yok ettiler. Oğlum o gün şehit oldu. Çok üzücü bir hikaye, ailemizin kaybı çok büyük. Hepimiz o zaman beri çok üzgünüz. Ruhumuz, kalbimiz paramparça... Hayat eskiden olduğu gibi değil... Çocuklar, babası, kardeşleri ve ben annesi olarak çok üzgünüz. Tüm ailemiz çok kederli"

Nawraz Ebu Libdeh'in kaybı çok büyük.

Çevresindeki birçok ailenin çocuğunu yitirdiğini söylüyor.

Nawraz Ebu Libdeh (Independent Türkçe)
Nawraz Ebu Libdeh (Independent Türkçe)

Geriye kalan çocuklar hayatlarını korku içinde sürdürüyor.

Onlardan biri de ağabeyini saldırıda kaybeden Zein Ebu Libdeh.

Sadece 9 yaşında...

Annesi aracılığıya gönderdiği ses kaydı Gazzeli çocukların ruh halini yansıtıyor:

Merhaba, benim adım Zein bu Libdeh, 9 yaşındayım. Şu anda ailemle birlikte Er-Rimel bölgesindeki evimden kaçtığım için Han Yunus'ta yerinden edilmiş olarak yaşıyorum. Şu ana kadar 5 kez yer değiştirmek zorunda kaldık. Her seferinde yeni bir eve gittiğimizde İsrail hava saldırılarıyla mahalleyi bombalıyor. Bu hava saldırılarından birinde ağabeyim hayatını kaybetti. Ona "Hoşça kal!" diyebilecek bir şansım bile olmadı. Hayatımız sonsuza dek değişti. Su ve elektriğimiz yok. Tuvalete zor gidip geliyorum. Eskiden telefonda videolar izlemeyi severdim ama şimdi telefonu açmaktan korkuyorum çünkü çocuk bedenlerinin parçalara ayrıldığı görüntülerle dolu. Komşularımı ve arkadaşlarımı özlüyorum. Artık oyun oynamıyorum, oynayamıyorum. Hayatımız sadece korkuyla dolu, bir kabus gibi. Allahım çok yorgunuz. Lütfen savaşı sona erdirin! Savaş sona erse bile hayat nasıl aynı olabilir ki? Evimiz bombalandı ve mahallemiz artık yok..."

"Yeter artık, her gün ölüm, ölüm, ölüm!"

İsrail'in hava saldırısında hayatını kaybeden Majid'in Türkiye'de yaşayan yeğeni Adem El Tamimi de öfkeli...

Arkadaşlarının, kardeşlerinin yaşamını yitirdiğini anlatıyor.

Eskiden oyun oynamak için eline aldığı telefondan neden uzaklaştığını "Telefonda çocukların, masumların parça parça olup öldüğünü görüyorum" cümleleriyle aktarıyor, devamında söyledikleri kısa ve net: 

Çok kıymetli birisini, dayımı kaybettim. Ne olur bu savaşı bitirin, Gazze'yi kurtarın. Yeter artık her gün ölüm, ölüm, ölüm!"

Kendi kentinde sürgün olmak...

İsrail 8 milyar dolarlık savaş bütçesini onayladı.

Dünyada aklı başında olan herkes tam ateşkes istiyor.

Gazze'ye yönelik bombardıman sonrası hayatını kaybedenler arasında hamile kadınlar da var. 

Ebu Libdeh, kendi şehirlerinde sürgün olduklarını anlatırken, dün ile bugün arasındaki farkı yani iki ay öncesi göre ne yaşadıklarından da bahdesiyor:

Eskiden Er-Rimel bölgesinde, Gazze'de yaşıyordum. Han Yunus bölgesinde tam beş kez tahliye edildik. Savaş sonrası ilkin Han Yunus'taki kampta yaşıyordum. Bulunduğumuz yerin etrafındaki tüm evlere ateş açtılar. Ardından Han Yunus'ta başka bir bölgeye tahliye olduk ve yine ateşe tutulduk. Şimdi ise dedemin evine taşındık. Aynı evin içinde yaklaşık 32 kişi yaşıyoruz. Hepimiz evlerimizden zorla çıkarıldık. Eskiden Er-Rimel bölgesindeki dairemde yaşıyordum. Üç katlıydı, çok güzeldi ama hepsi yok edildi. Savaşın ilk gününde bizi bulunduğumuz yerden ayrılmamız için uyardılar. Mahallemizi, evimizi yok etmek için..." 

Ebu Libdeh ailesinin saldırıya uğrayan evleri, öncesi ve sonrasıyla / Fotoğraf: Nawraz Ebu Libdeh arşivi
Ebu Libdeh ailesinin saldırıya uğrayan evleri, öncesi ve sonrasıyla / Fotoğraf: Nawraz Ebu Libdeh arşivi

Nawraz Ebu Libdeh ve ailesinin kaldığı evin geldiği durum içler acısı.

Bu evden çok daha kötü durumda olanlar ise İsrail bombardımanında tamamen ortadan kalkanlar.

Gazze'deki yerel otoritenin 22 Kasım'da yaptığı son açıklamaya göre 45 bin ev İsrail saldırılarında tamamen yıkıldı, 233 bin ev ise kısmi tahribata uğradı.

Yıkılan hükümet binalarının sayısı 102'ye ulaşırken, saldırılardan etkilenen 267 okuldan 67'sinin artık tamamen hizmet dışı olduğu biliniyor.

En az 26 hastane ve 55 sağlık merkezi de hizmet dışı.

Yani her yer yıkık, kullanılmaz halde...

Buna Nawraz'ın evi de dahil.

Sadece konutlar ve binalar değil savaş öncesi zorlukla bile olsa sahip oldukları imkanlardan da yoksun Gazzeliler. 

"Su yok, elektrik yok, gaz yok, hiçbir şeyimiz yok"

İsrail ile Hamas arasında varılan insani aranın beşinci gününde, yardım taşıyan 31 tır ile bir yakıt tankeri Gazze Şeridi'nin kuzeyine gönderilmişti.

Ancak yardımlar hala yeterli değil.

Üstelik şiddet ve çatışmalar insani ara varken de devam ediyor.

Sadece Gazze'de değil Batı Şeria'da da...

Birleşmiş Milletler'e göre, 28 Kasım'da 4'ü Batı Şeria'da olmak üzere 7 Filistinli İsrail işgal güçleri tarafından öldürüldü.

Ayrıca, Gazze'nin kuzeyine dönmeye çalışanlara İsrail güçlerinin ateş açtığı ve göz yaşartıcı gaz bombaları atılıyor.

Save the Children Filistin Direktörü Jason Lee, vaziyeti "Herhangi bir sınırlı ara, acil olarak ihtiyaç duyulan yardımları sağlamak için gerekli kalıcı ateşkesin ötesine geçemez. Gazze'deki insanlar hala yiyecek, su, ilaçlar ve sağlık hizmetlerine erişim eksikliği içinde zor bir durumda yaşıyor." sözleriyle anlatıyor.

Çünkü Gazze'deki krizin ölçeği olağanüstü, neredeyse iki ay boyunca sürekli bombardımana maruz kalan insanların hiçbir şeyi yok.

Tam da bu noktada Nawraz'a gıdaya erişim sağlayıp sağlayamadıklarını soruyorum.

"Çok kısıtlı imkanlarımız var, buna sahip olamayanlar da var" yanıtı veriyor.

Yemeklerini geleneksel yöntemlerle pişirdiklerini anlatıyor.

Biraz odun, biraz ateş ve eski püskü bir telin üzerinde:

Binalar, hastaneler, klinikler, süpermarketler, alışveriş merkezleri ve diğer çok güzel dükkanlar. Şimdi bu bölge tamamen yıkıldı. Gazze'nin kuzeyinde, iç kesimlerinde güneyinde her şeyi yıktılar. Yaklaşık 1 milyon 200 bin sivil yerinden oldu.  Herkes, çok güzel evlerinden tahliye oluyor. Şu anda ya okullarda ya diğer barınaklarda bir arada yaşıyorlar. Bu çok soğuk havada... Ya da kimileri güney bölgesinde akrabalarını bulup birlikte yaşayabilecekleri bir yer buldular. Güneydeki çoğu aile çok iyi. Ama o ailelerin de kendilerini iyi durumda tutmak için ne geliri ne kaynağı var. Şimdi yaklaşık olarak benim ailem dahil 32 kişiye her gün hizmet ediyorlar her gün. Su yok, elektrik yok, ocak gazı yok, ailelerinin iyi durumda olmasını sağlayacak hiçbir şey yok. Şimdi odun ateşinde ve çok eski araçlarla yemek pişiriyoruz. Sınırlı da olsa ekmek alabiliyoruz, çok eski ve geleneksel araçlarla su geliyor. Ama bu insanların giysilerini yıkamasına, duş almasına veya bulaşıklarını yıkamasına izin vermek için yeterli değil. Her şeyde, Gazze'nin her yerinde kıtlık var. Marketler her türlü gıda maddesinden mahrum. İnsanlar ve çocuklar sürekli ağlıyorlar. Kullanacakları hiç süt yok. İnsanlar hala hayatta kalabilmek için ellerinde olan bazı gıda maddelerini değiş tokuş ediyor" 

"Artık bu savaş bitsin"

Nawraz Ebu Libdeh, İngiltere merkezli bir yardım kuruluşunda finans ve idari görevli olarak çalışıyor.

Kendi deyişiyle kaybı ve üzüntüsüne rağmen hala çalışmayı sürdürüyor.

Çocuklarından birini kaybetti.

Diğerlerinden de olmak istemiyor.

İsteği ise kısa ve net.

Derin bir iç çekiyor ve "Dürüst olmak gerekirse, bu savaşın bitmesini istiyoruz..." diyor.

Binlerce Gazzeli ve savaşın sona ermesini isteyen dünyanın geri kalanı ile aynı fikirde.

Ancak bugüne kadar olanlar bundan sonra olacaklar için karamsar bir tablo çiziyor.

Gazze’deki El Nasr Çocuk Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi için nakil bekleyen bebeklerin günler sonra çürümüş bedenlerinin bulunmasına dair görüntüler bir iddia olarak dahi başlı başına insanlığın karşı karşıya kaldıkları/kalabileceklerinin acı bir özeti gibi.

Independent Türkçe



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)

Hamas, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi'ndeki ateşkeste varılan mutabakata aykırı yeni bir gerçeklik dayatma girişimlerini tamamen reddettiğini vurguladı.

Hamas açıklamasında, İsrail'in ihlallerinin artmasının, arabulucuları ve ABD yönetimini, ateşkes anlaşmasını baltalama girişimlerine karşı koyma sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Hamas, arabuluculara acilen müdahale etmeleri ve İsrail'in ateşkesi ihlallerini durdurması için baskı yapmaları çağrısında bulundu.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.