Eski İsrail Başbakanı Barak: Hamas'ın Gazze Şeridi'nin güneyinde yenilme ihtimali düşük

Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, Hamas Hareketi'nin Gazze Şeridi'nin kuzeyinde gücünü koruduğunu, güneyde de yenilme ihtimalinin düşük olduğunu belirtti

Ehud Barak (AA)
Ehud Barak (AA)
TT

Eski İsrail Başbakanı Barak: Hamas'ın Gazze Şeridi'nin güneyinde yenilme ihtimali düşük

Ehud Barak (AA)
Ehud Barak (AA)

Barak'ın Başbakan Binyamin Netanyahu ve Gazze'deki gelişmelere ilişkin düşüncelerini kaleme aldığı makalesi Haaretz gazetesinde yayımlandı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük kazanımlar elde ettiğini ancak yaklaşık 2 aylık savaşın ardından keskin bir yol ayrımına yaklaşıldığını kaydeden Barak, "Hamas'ın, Gazze Şeridi'nin güneyinde yenilme ihtimali düşük. Üstelik kuzeyde gücünü henüz koruyor." ifadelerini kullandı.

"Bu işin gerçekleşmesi, aylar belki daha fazla zaman alacaktır." değerlendirmesi yapan Barak, dış baskılara rağmen Hamas'ın askeri ve yönetim becerilerini yok etme görevinin tamamlanması gerektiğini savundu.

Eski Başbakan Barak, "Savaşa uluslararası destek hızla tükeniyor. ABD de dahil kapalı kapılar ardında üst üste biriken endişeler artabilir." sözleriyle uluslararası kamuoyunda İsrail'e desteğin gün geçtikçe azaldığı değerlendirmelerine katıldığını ifade etti.

Netanyahu'ya eleştiriler

Ehud Barak, Başbakan Netanyahu'nun başarısız olduğunu, bu yüzden keskin bir yol ayrımına yaklaştıklarını kaydetti.

Netahyahu'yu "ülkenin hedeflerini gerçekleştirirken ABD'nin önemini görmezden gelmekle" suçlayan Barak, "Beyaz Saray ile güven ilişkisi, İsrail'in hedeflerini gerçekleştirmesi için büyük bir öneme sahip." diye yazdı.

Barak, Netanyahu'ya ilişkin değerlendirmelerinde şu ifadelere yer verdi:

Netanyahu'nun savaşı yönetme başarısızlığının sebebi, savaş sonrası için net pozisyon ve vizyon içeren bir plan olmadan zafere ulaşılamayacağını inkar etmesi. Böyle bir vizyona sahip olmak, ilgili kritik unsurları tanımlamanıza ve zamanı geldiğinde işlevli olmaları için bugün onlarla nasıl çalışacağınızı belirlemenize imkan tanır. Kesin olan şey, bugün Netanyahu'yu tanıyan ve izleyen herkesin kafasında onun bu kadar karmaşık bir hamleyi yürütmeye ehil olup olmadığı konusunda ciddi şüpheleri olduğudur. Destekçilerinin de bir an durup düşünmesi gerekiyor; Netanyahu gerçekten bu görevi yürütecek düzeyde mi?

"Arap barış gücü ve yeni bir Filistin yönetimi oluşturulacak"

Eski İsrail Başbakanı, savaş sonrası döneme ilişkin, "ABD, Hamas'ın yok edilmesi ve geçiş sürecinde güvenlik tedbirleri alındıktan sonra kontrolü İsrail'den devralacak ılımlı ülkelerden oluşan bir Arap barış gücü oluşturulmasını öngörüyor. Bu sınırlı geçiş süreci için ise iki numaralı bir Filistin yönetimi yani, yenilenmiş bir Filistin yönetimi getirilecek." öngörüsünde bulundu.

Kurulacağını öngördüğü Arap gücünün görevini "Filistin yönetiminin Gazze Şeridi'ni kontrol altına almasına yardımcı olmak." olarak tanımlayan Barak, "ABD Başkanı Joe Biden'ın iki devletli çözüm yolunda atacağı ilk adım bu. Sonraki adım da İsrail'i Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Lahey'de desteklemek olacaktır." ifadesini kullandı.

"Ben Gvir ve Smotrich Netanyahu'yu kullanıyor"

Başbakan Netanyahu'nun "Batı Şeria'yı ateşe verme konusunda takıntılı olan (Ulusal Güvenlik Bakanı) Itamar Ben Gvir ve (Maliye Bakanı) Bezalel Smotrich ile kutsal olmayan bir ittifakla bağlı olduğunu" savunan Barak, "Bu kişiler (Ben Gvir ve Smotrich) 'Gazze, İsrail kontrolünde olmalı' ideolojilerini empoze etmek için Netanyahu'yu kullanıyorlar." yorumunu yaptı.

Barak, makalesinde şunları kaydetti:

Bu hedef gerçekleşirse İsrail, Gazze batağına saplanacak ve yıllarca sürecek bir mücadeleye sürüklenecek. Öte yandan ABD, Mısır ve Ürdün'le ilişkilerde ciddi krizler, İbrahim Anlaşması ve Suudi Arabistan ile normalleşme sürecinde ciddi tehlikeler meydana gelebilir.

İsrail'in savaştan sonra ABD ve komşularıyla "perde arkasındaki kulislerde güven ilişkileri inşa etmesi gerekeceğini" ifade eden Barak, "Bu, mevcut hükümetle mümkün görünmüyor. Kimse Netanyahu'nun sözlerine inanmıyor. Tabii ki İsrail'in gelecekteki pozisyonlarına ilişkin kapalı kapılar ardında verilen sözler buna dahil değil." diye yazdı.

İsrailli siyasetçi, Netanyahu hükümetinin İsrail'in stratejik konumuna büyük zarar verdiğini ve ülkeyi sonu olmayan bir savaşa sürüklediğini savundu.

Netanyahu, Ben Gvir ve Smotrich'ın yer almadığı yeni bir hükümet

Ehud Barak, İsrail adına yapılması gerekenleri, "Netanyahu'nun başbakanlığına son verilmeli. Şu anki şartlarda yapılması gereken şey, Netanyahu, Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir'in yer almadığı bir ulusal birlik hükümeti kurmak." şeklinde sıraladı.

Barak, makalesinde, "Yalnızca sorumlu ve kararlı davranan bir hükümet, İsrail'i savaşın sonuna ve zafere taşıyabilir." yorumunu yaptı.



Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)
TT

Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)

Karayipler'deki büyük askeri yığılmayı ve uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere yönelik saldırıları denetleyen ABD'li amiral, göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra dün istifa etti.

Amiral Alvin Holsey, ekim ayının ortasında Orta ve Güney Amerika'da faaliyet gösteren Amerikan kuvvetlerini denetleyen ABD Güney Komutanlığı'nın başından ayrılma niyetini açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Holsey, teknelere yapılan saldırılar konusunda endişesini dile getirdi, ancak ne kendisi ne de Pentagon erken istifasının nedenini açıklamadı.

Amiral, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, demokrasiye ve insan haklarına inanan ülkeleri desteklemenin önemini vurguladı.

Şöyle dedi: “Her zaman ideallerimizi paylaşan, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerlerimizi paylaşan ortakların yanında olmalıyız.”

Amerika Birleşik Devletleri, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele çabalarının bir parçası olarak Karayip bölgesine çok sayıda savaş gemisi konuşlandırdı ve geçen eylül ayından bu yana uyuşturucu taşıdığını söylediği teknelere saldırılar düzenleyerek yaklaşık 90 kişiyi öldürdü.

Amerika Birleşik Devletleri "uyuşturucu teröristleriyle" savaş halinde olduğunu iddia ediyor, ancak uzmanlar, bilinen kaçakçıları hedef alsalar bile, teknelere yönelik saldırılarının yargısız infaz teşkil ettiğini savunuyor.

2 Eylül'de gerçekleştirilen ilk saldırı oldukça tartışmalıydı, çünkü ilk saldırıdan sağ kurtulan iki kişi daha sonraki bir baskında öldürüldü.

ABD'nin askeri yığılmasıyla birlikte bölgedeki gerilimler arttı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Washington'u uyuşturucu ticaretini rejimini devirmek için bahane olarak kullanmakla suçladı.

Alvin Holsey'nin yerine, General Iván Petus geçti.

Donald Trump, geçen ocak ayında Beyaz Saray'a döndüğünden beri, şubat ayında Genelkurmay Başkanı'nı hiçbir açıklama yapmadan görevden alması da dahil olmak üzere, orduda kapsamlı bir yeniden yapılanma gerçekleştirdi.

Demokratlar, yönetimin geleneksel olarak tarafsızlığıyla bilinen orduyu siyasallaştırmaya çalıştığını iddia ediyor.


Trump, Maduro'ya karşı gerilimin yeni bir aşamasını başlattı

"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)
"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)
TT

Trump, Maduro'ya karşı gerilimin yeni bir aşamasını başlattı

"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)
"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, yeni bir dizi yaptırım yoluyla Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya karşı yeni bir gerilim aşaması başlattı.

ABD Hazine Bakanlığı, Maduro'nun baldızı Cilia Flores'in üç oğluna ve Venezuela hükümeti için petrol ürünleri sevkiyatını kolaylaştıran Panamalı iş adamı Ramón Carretero Napolitano'ya yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Ayrıca altı petrol tankeri ve bunlara kayıtlı şirketler de ABD yaptırım listesine eklendi.

Amerikan kaynakları, Washington'un Venezuela kıyılarında "Skipper" adlı petrol tankerine el koymasının, ekonomisi gelirinin yüzde 90'ını petrol gelirlerinden sağlayan Venezuela rejimine yönelik yeni baskı aşaması bağlamında, benzer gemilerin daha fazlasının alıkonulmasının sadece bir başlangıcı olduğunu öne sürdü.

Kolombiya Dışişleri Bakanı Rosa Villavicencio ise şu açıklamayı yaptı: "(Maduro'nun) iktidardan ayrılması başka bir ülkeye taşınmasını veya koruma aramasını gerektiriyorsa, Kolombiya'nın ona ret cevabı vermesi için hiçbir nedeni olmayacak."


Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
TT

Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koyup Karakas yönetimine yeni yaptırımlar getirmesiyle Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savunmuştu. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelenmişti.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

Amerikan medyasında yer alan haberlerde, el konan tankerin adının Skipper olduğu yazılmıştı. ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

80 milyon dolarlık petrole el kondu

Wall Street Journal'ın analizine göre el konan tankerde yaklaşık 80 milyon dolar değerinde petrol var, bu da Venezuela'nın aylık ithalatının yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor.

ABD'nin tankere baskın düzenleyerek Venezuela yönetimini ekonomik felce uğratmak istediği yazılıyor. Ham petrol satışları Latin Amerika ülkesinin ihracat gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor.

Diğer yandan Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores'in üç yeğenini, Maduro'yla bağlantılı bir iş insanını ve Venezuela petrol sektöründe faaliyet gösteren 6 nakliye şirketini yaptırım listesine eklediğini de dün duyurdu.

ABD'nin son hamleleriyle bölgedeki gerginlik tırmanırken Maduro, dün yaptığı açıklamada ülkede uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu Tren de Aragua kartelini etkisiz hale getirdiklerini savunarak, Trump'ın asıl amacının Venezuela petrolünü çalmak olduğu iddiasını yineledi.

Trump petrolün peşinde mi?

ABD Enerji Enformasyon Dairesi'ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD'nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği ve devlete ait enerji şirketi PDVSA üzerindeki kontrolün sıkılaştırılması nedeniyle bu potansiyeli tam olarak kullanamıyor.

Ülkede faaliyet gösteren tek Amerikan şirketi olan petrol devi Chevron'un üretimi de Washington'ın yaptırımları nedeniyle düşmüştü.

Beyaz Saray, Karayipler'deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela'nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunuyor.

Ancak BBC'nin analizinde, Venezuela'daki petrol üretimini yeniden artırmanın on milyarlarca dolara mal olabileceğine dikkat çekiliyor. Diğer yandan ABD'nin yaptırımları hafifletmesi halinde Chevron'un kârının hızlıca artabileceği yazılıyor.

Bunlara ek olarak petrolün gelecekte önemini yitirmeye başlayacağı öngörüsü paylaşılıyor. Ekonomi analiz şirketi Capital Economics'ten David Oxley şunları söylüyor:

Petrol talebi bir anda düşüşe geçmeyecek ancak eskisi gibi artmaya da devam etmeyecek. Talebin zayıfladığını görüyoruz ve 2030'ların sonlarında düşüşe geçeceğini tahmin ediyoruz. Venezuela petrol sektörüne yatırım yapan herkes şunu düşünmek zorunda: Buna değer mi?

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, New York Times