Gazze'deki hastanede bulunan çürümüş bebeklerle ilgili korkunç detaylar ortaya çıktı

"Kendi çocuklarımı arkamda bırakıyormuş gibi hissettim"

Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarında ölen 15 binden fazla kişinin en az 6 bin 150'si çocuk (Reuters)
Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarında ölen 15 binden fazla kişinin en az 6 bin 150'si çocuk (Reuters)
TT

Gazze'deki hastanede bulunan çürümüş bebeklerle ilgili korkunç detaylar ortaya çıktı

Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarında ölen 15 binden fazla kişinin en az 6 bin 150'si çocuk (Reuters)
Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarında ölen 15 binden fazla kişinin en az 6 bin 150'si çocuk (Reuters)

Gazze'deki ateşkes sürecinde Nasr Çocuk Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde bulunan çürümüş bebek cesetleriyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı.

Hastane personeliyle konuşan ABD merkezli Washington Post gazetesi, hemşire ve doktorların İsrail ordusundan gelen bombalama uyarılarının ardından bebekleri bırakmak zorunda kaldıklarını yazdı.

Olayın geçen ay Gazze'ye yönelik bombardımanın en yoğun döneminde yaşandığına dikkat çeken gazete, hava saldırıları nedeniyle hastanedeki oksijen tedarikinin kesildiğini ve İsrail tanklarının binayı kuşattığını yazdı.

Olay sırasında İsrail ordusunun doktorları arayıp mesaj atarak hastaneden ayrılmalarını istediği ancak doktorların hastalar olmadan binadan ayrılmayacaklarını ilettiği belirtildi.

Gazete, yoğun bakım ünitesindeki 5 bebeğin oksijene bağlı kalmaları gerektiğini ve hastanede taşınabilir solunum cihazının bulunmadığını aktardı.

Nasr Hastanesi Direktörü Bekir Kaud, Washington Post'a yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun son uyarısında dışarı çıkmalarını ya da bombalanacaklarını söylediğini ve ihtiyaç duyan hastalar için ambulans ayarlanacağı sözü verdiğini öne sürdü.

Sınır Tanımayan Doktorlar'la birlikte çalışan Filistinli hemşireyse başka bir seçenek göremediği için hastaneyi terk etmek zorunda kaldığını aktardı.

Gazetenin ismini paylaşmadığı hemşire, durumu değerlendirdikten sonra bebekler içinde en güçlü ve oksijen desteğinin kesilmesine en uzun süre dayanabilecek gibi görüneni yanına alarak diğer 4 bebeği makinelere bağlı bir şekilde bıraktığını anlattı.

Sonrasında eşi, çocukları ve yanına aldığı bebekle birlikte Gazze'nin güneyine ilerlediklerini söyleyen hemşire, "Kendi çocuklarımı arkamda bırakıyormuş gibi hissettim. Eğer onları yanımıza alabilsek alırdık ama oksijeni kestiğimizde öleceklerdi" ifadelerini kullandı.

Olaydan iki hafta sonra çatışmalara verilen ara sayesinde hastaneye girebilen Gazzeli gazeteci Muhammed Baluşa korkunç manzarayla karşılaşan isim oldu.

Baluşa yoğun bakım ünitesinde, çürümüş, bazı kısımları soluncalar tarafından yenmiş ve sokak köpeklerinin yaraladığı 4 bebek cesediyle karşılaştığını aktardı.

İddialarla ilgili açıklama yapan İsrail ordu sözcüsü Doron Spielman ise olaya şüpheyle yaklaştı. Spielman, "İsrail ordusu yüzünden çürüyen bir bebek yok. Muhtemelen çürüyen herhangi bir bebek de yok" ifadelerini kullandı.

Olayın ardından bir açıklama yapan Gazze Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, İsrail'in Nasr Çocuk Hastanesi'nde kalan bebekleri sağlık ekiplerinin dışarı çıkarmasına izin vermemesi sonucunda 5 bebeğin yoğun bakım ünitesinde kaderlerine terk edildiğini belirtmişti.

Sözcü Kudra, şunları söylemişti:

İsrail güçleri hastaneyi ilk bastığı andan itibaren bebeklerin yoğun bakım ünitesinden çıkarılmasını reddetti. Biz yaşam destek ünitesinde çocuklar olduğunu bildirdik ancak sağlık personelini ve orada bulunanları zorla dışarı çıkardılar ve 'Biz gerekeni yapacağız' dediler.

Independent Türkçe



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.