İsrail'in savaşı durdurmak için ‘iki şartı’

Tel Aviv, rehinelerin serbest bırakılmasında ve ‘Hamas'ın dağıtılmasında’ ısrar ederken Gazze’de İsrail saldırılarında öldürülenlerin sayısı 16 bine ulaştı. Likud Partisi’nde dağılma sinyalleri.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde İsrail’in bombardımanında yıkılan evlerin enkazı arasında küçük bir çocuğu kucağında taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde İsrail’in bombardımanında yıkılan evlerin enkazı arasında küçük bir çocuğu kucağında taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)
TT

İsrail'in savaşı durdurmak için ‘iki şartı’

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde İsrail’in bombardımanında yıkılan evlerin enkazı arasında küçük bir çocuğu kucağında taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde İsrail’in bombardımanında yıkılan evlerin enkazı arasında küçük bir çocuğu kucağında taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)

İsrail’in tanklarla Hamas Hareketinin kalesi olarak tanımlanan bölgelerin derinliklerine girme girişimleri devam ederken, Gazze Şeridi dün şiddetli çatışmalara sahne oldu. Öte yandan Tel Aviv, kaçırılan İsraillilerin serbest bırakılması ve Hamas Hareketi’nin ‘dağıtılması’ yönündeki iki şartının yerine getirilmesi halinde savaşın derhal durdurulabileceği iddiasını sürdürüyor.

Filistinli kaynaklar, son birkaç saat içinde özellikle kuzeyde Cibaliye Mülteci Kampı çevresinde, Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde, Gazze Şeridi’nin güneyinde Han Yunus eteklerinde ve Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan Deyr el-Beleh yakınlarında olmak üzere Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, merkezinde ve güneyinde şiddetli çatışmaların yaşandığını ve İsrail ordusunun, Hamas'ın kalesi sayılan bu bölgelerin derinliklerine sızma girişimlerinde bulunduğunu aktardılar. Kaynaklara göre işgalci İsrail ordusu, bunu başardığı takdirde Gazze Şeridi'ni 3 parçaya bölebilecek.

Ancak Şarku'l Avsat'a konuşan Gazze’deki Filistinli gruplardan kaynaklar, pek çok cephede çok şiddetli çatışmaların yaşandığını, en şiddetli çatışmaların Cibaliye, Şucaiyye, Han Yunus ve Deyr el-Beleh çevresinde meydana geldiğini belirttiler. Kaynaklar, ‘direnişçilerin iki gündür İsrail ordusunun bu bölgelerin derinliklerine ilerlemesini engellediğini, kayıplar verdirdiğini ve geri çekilmeye zorladığını’ vurguladılar.

Gazze genelinde çatışmalar yoğunlaşırken İsrail, Hamas'a iki şartla çatışmayı derhal durdurma teklifinde bulundu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Sözcüsü Ofir Gendelman, dün (Pazartesi) düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“Savaş bugün durdurulabilir. Ancak tartışılamaz iki şartla. Bunlardan birincisi, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki tüm rehineleri istisnasız olarak serbest bırakması, ikincisi ise Hamas Hareketi’nin liderlerinin teslim olması ve hareketi dağıtmaları.”

Hamas, İsrail'in teklifine hemen yanıt vermezken her zaman olduğu gibi İsrail ordusunu Gazze'de yenilgiye uğratacağını söyledi. Hamas, İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların tamamının serbest bırakılmasını da kapsayan daha büyük bir anlaşmanın yapılması halinde rehineleri serbest bırakacağını yineledi.

Öte yandan Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında öldürülenlerin sayısının (yüzde 70'i kadın ve çocuk olmak üzere) 16 bine, yaralıların sayısının ise 42 bine yükseldiği belirtildi.

Diğer taraftan Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet koalisyonunda, özellikle Netanyahu’nun partisi Likud içinde dağılma sinyallerinin görüldüğünü aktardılar. Kaynaklar, bazı milletvekilleri ve bakanların, Benny Gantz'ın partisi Mavi-Beyaz İttifakı’na ya da İsrail dış istihbarat servisi Mossad'ın eski başkanı Yossi Cohen'in kurmaya çalıştığı ve sağcı liberal bir politika benimseyen yeni partiye katılmak için ciddi görüşmeler yürüttüklerini belirttiler.

Aynı kaynaklara göre Likud Partisi’nden ayrılmaya aday iki önemli isim var. Bunlardan biri Savunma Bakanı Yoav Gallant, diğeri ise Ekonomi Bakanı Nir Barkat.



Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.


Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
TT

Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında silah cephaneliğinin "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Yetkili, böylece ABD arabuluculuğundaki anlaşmanın en karmaşık konularından birini çözmek için olası bir formül önerdiğini söyledi.

Hareketin siyasi büro (karar alma organı) üyesi Basem Naim'in açıklamaları, tarafların anlaşmanın ikinci ve daha karmaşık aşamasına geçmeye hazırlandığı bir zamanda geldi.

Naim, hareket liderlerinin çoğunun bulunduğu Katar'ın Doha kentinde Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Daha fazla gerilimi veya daha fazla çatışma veya patlamayı önlemek için kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye açığız" ifadelerini kullandı.

Naim, Hamas'ın "direnme hakkını" koruduğunu, ancak hareketin Filistin devleti kurma sürecinin bir parçası olarak silah bırakmaya hazır olduğunu ifade etti. Naim, bunun nasıl uygulanacağı konusunda ayrıntı vermese de müzakerelere olanak sağlamak için beş ila on yıllık uzun vadeli bir ateşkes önerdi.

Naim, "bu sürenin ciddi ve kapsamlı bir şekilde kullanılması gerektiğini" vurgulayarak, Hamas'ın silahlarıyla ilgili mevcut seçeneklere "çok açık" olduğunu belirtti. Naim, "Filistin'in ateşkes veya müzakere süresince silahların hiçbir şekilde kullanılmayacağına dair garanti vermesiyle, silahların dondurulması, depolanması veya imha edilmesi hakkında konuşabiliriz" ifadesini kullandı.

Ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekim ayında sunduğu ve "garantör devletler" olarak hareket eden uluslararası tarafların da katılımıyla hazırlanan 20 maddelik bir plana dayanıyor. Naim, "planın çok fazla açıklığa kavuşturulması gerektiğini" belirtti.

Uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılması şu anda en acil endişeler arasında.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre en önemli konulardan biri, bu gücün Hamas'ı silahsızlandırmaktan sorumlu olup olmayacağı.

Naim, bunun Hamas için kabul edilemez olduğunu ve hareketin, söz konusu gücün anlaşmanın uygulanmasını izlemesini beklediğini vurguladı. Naim, "Ateşkes anlaşmasını izlemek, ihlalleri bildirmek ve olası bir gerilimi önlemek için sınıra yakın bir BM gücünün bulunmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. "Ancak, bu güçlere Filistin topraklarında silahsızlanma veya bu tür eylemlerde bulunma yetkisi verilmesini kabul etmiyoruz" diye ekledi.

Naim, ilerlemenin bir işareti olarak, Hamas ve rakibi Filistin Yönetimi'nin, Gazze'deki günlük işleri yönetecek yeni teknokrat komiteyi kurma konusunda ilerleme kaydettiğini açıkladı.

Yönetim ve Hamas'ın, Batı Şeria'da ikamet eden ancak aslen Gazzeli olan Filistin hükümetinden bir bakanın komiteye başkanlık etmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.


Netanyahu, ikinci aşamanın Hamas iktidarının sona ermesine bağlı olduğunu ileri sürüyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)
TT

Netanyahu, ikinci aşamanın Hamas iktidarının sona ermesine bağlı olduğunu ileri sürüyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin yakın olduğunu öngörmesine rağmen, bunu Hamas'ın iktidarının sona ermesine bağladı.

Netanyahu, dün İsrail'de Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile düzenlediği basın toplantısında, "Kimse Trump'ın rehineleri serbest bırakması için Hamas'a baskı yapmasını beklemiyordu ama başardık. Şimdi ikinci aşama, Hamas'ı ve Gazze'yi silahsızlandırmak" ifadelerini kullandı.

Merz'in İsrail ziyareti, Netanyahu'nun Gazze Savaşı'nın ardından yaşadığı göreceli Avrupa izolasyonuna son verdi. Merz, Tel Aviv'in yanında durmanın "Almanya politikasının ayrılmaz ve temel bir parçası olduğunu ve öyle kalacağını" belirtti, ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze'de işlendiği iddia edilen savaş suçları nedeniyle çıkardığı tutuklama emrine atıfta bulunarak, Netanyahu'ya Berlin'i ziyaret daveti göndermeyi reddetti.