Hamas: Gazze'deki İsrailli esirlerin hayatından Netanyahu sorumlu

Hamas, Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerin hayatından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu sorumlu tuttu

(AA)
(AA)
TT

Hamas: Gazze'deki İsrailli esirlerin hayatından Netanyahu sorumlu

(AA)
(AA)

Hamas yöneticilerinden Usame Hamdan, düzenlediği basın toplantısında, Gazze’deki İsrailli esirlerin, İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle ölüm riski taşıdıklarını söyledi.

Hamdan, "Esir takası anlaşmasının tamamlanmasının engellenmesi ve Gazze’ye saldırıların yeniden başlatılması nedeniyle Hamas, esirlerin hayatından tamamen Netanyahu'yu sorumlu tutuyor." dedi.

Esir takasına işaret eden Hamdan, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını durdurmadığı müddetçe hiçbir esir takası veya müzakerenin mümkün olmadığına vurgu yaptı.

Hamdan, İsrail’in Filistin halkını Gazze’den zorla göç ettirmeyi planladığı uyarısında bulunarak "Bu planlara dahil olan herkes, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, soykırım ve tehcir suçunun ortağıdır." diye konuştu.

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun hedeflerinin "ulaşılmaz olduğunu" belirten Hamdan, Netanyahu ve İsrail ordusunun intikam dürtüsüyle ve kana susamış bir şekilde hareket ettiğini vurguladı.

Hamdan, Netanyahu’nun zafer kazanmaktan uzak olduğunu, mevcut durumun, yenilgisinin ve savaş suçlusu olarak yargılanmasının bir başlangıcı olduğunu belirtti.

Netanyahu’nun asıl hedefinin Filistin halkını ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Hamdan, bunun mümkün olmadığının altını çizdi.

Hamdan, iki aydır Netanyahu ve İsrail ordusunun zafer imajı çizemediğine işaret ederek "Savaş ne kadar uzun sürerse sürsün, zafer, Netanyahu ve ordusu için gerçekleşmeyecek bir hayal, bunun için hazırlıklarımızı yaptık." ifadesini kullandı.



BM yetkilisi: Gazze'deki durum kıyamet gününü andırıyor

İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)
İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)
TT

BM yetkilisi: Gazze'deki durum kıyamet gününü andırıyor

İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)
İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki durumun ciddiyeti konusunda uyarıda bulunan bir Birleşmiş Milletler (BM) yetkilisi, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı sonucunda insani krizin en ciddi aşamasına girdiğini ve Filistinlilerin açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim Direktörü Jonathan Fowler bugün yaptığı basın açıklamasında, İsrail'in 19 aydır sürdürdüğü yok etme savaşında gıdayı bir silah olarak kullanarak tüm sınır kapılarını kapatması karşısında Gazze Şeridi'nde yaşanan gıda sıkıntısı gerçeğine dikkat çekti. Fowler, “Gazze Şeridi'ndeki mevcut durumu tarif edecek kelime bulmak çok zor, adeta kıyamet gününü andırıyor” dedi.

Fowler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı boğucu kuşatmayı ve uluslararası toplumun bu ablukayı ele almamasını ‘gerçek bir skandal’ olarak nitelendirdi.

asdfrgt
İsrail'in bugün Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA'dan aktardığına göre Fowler, Gazze Şeridi'nin ‘İsrail'in soykırım savaşının başlangıcından bu yana tanık olduğu insani krizin en kötü aşamasından geçtiğini’ belirterek, Gazze Şeridi'ndeki durumun ‘karmaşık değil, çok açık’ olduğunu söyledi. Fowler, İsrail'in 50 günü aşkın bir süredir insani yardım girişini engellemesi sonucunda Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin yiyecek bir şey bulamamasının normal olduğunu kaydetti.

Fowler, Gazze Şeridi'ndeki kıtlığın ‘tamamen İsrail'in siyasi bir kararı’ olduğunu vurguladı. “Eğer insani yardımın girmesine izin verilirse, girecektir. Ancak İsrail hiçbir şeyin geçmesine izin vermeyen boğucu bir abluka uyguluyor” diyen Fowler, ablukanın kaldırılması için yapılan uluslararası çağrılara kulak asılmadığını belirtti.