"Kurtulan sendromu": Gazzeliler, felaket sonrasında ağır yaşam koşullarıyla baş etmekte zorlanıyor

Savaş veya travma sonrası psikolojik sorunlar 6 ay boyunca devam edebiliyor

İsrail bombalarından kurtulanlar, ailelerin ölüm sahneleriyle baş etmekte psikolojik olarak zorlanıyor (AFP)
İsrail bombalarından kurtulanlar, ailelerin ölüm sahneleriyle baş etmekte psikolojik olarak zorlanıyor (AFP)
TT

"Kurtulan sendromu": Gazzeliler, felaket sonrasında ağır yaşam koşullarıyla baş etmekte zorlanıyor

İsrail bombalarından kurtulanlar, ailelerin ölüm sahneleriyle baş etmekte psikolojik olarak zorlanıyor (AFP)
İsrail bombalarından kurtulanlar, ailelerin ölüm sahneleriyle baş etmekte psikolojik olarak zorlanıyor (AFP)

İsrail'in Gazze'ye düşen bombaların tozları yatıştığında, saldırıdan kurtulanlar, sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan "Keşke onlarla birlikte ölmüş olsaydım" ifadesini tekrarlamaya başladı.

Bu ifade, birçok aile üyesini saldırıda kaybeden ve kurtulanlar arasında yaygın olan bir duyguya denk düşüyor.

Bu duygu, kayıplarından sonra hayatlarının anlamsız olduğunu hisseden birçok kişi tarafından paylaşılıyor.  

Felaketten kurtulup hayatta kalanlar diğerlerinin ölümü nedeniyle suçluluk duygusuna da kapılabiliyor. 

Psikolojik sorunlar

Bu suçluluk duygusu, travma sonrası stres bozukluğunun bir belirtisi olan "kurtulan sendromu" olarak biliniyor.

Bu durumda, felaket veya savaştan kurtulmanın sevinci, kaybedilenler karşısında ihanet duygusu veya suçluluk hissi haline gelir ve kurtuluş taşınması zor bir yük olur.

İsrail'in yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne neden olan saldırılarına maruz kalan kişilerde bu tür duygular yaşanabiliyor.

Aynı duygular, tüm dünyada doğal afetlerin veya olayların tanığı olup da hayatta kalanlar arasında da ortaya çıkabiliyor.

Bu durumun son örnekleri, Türkiye, Suriye ve Fas'taki depremler ve Libya'daki kasırga gibi olaylardı.

"Kurtulan sendromu" yaşayan birçok kişi, sürekli saldırılara maruz kalan ve temel yaşam koşullarına sahip olmayan diğer mağdurlar karşısında günlük yaşamlarını sürdürmekte zorluk yaşayabilir.

Savaş ve binlerce kurban

Gerçekte, "kurtulan sendromu" sadece felaket veya savaşın içinde yaşayanları tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda bu felaketler veya savaşlar hakkındaki haberleri takip edenlerin psikolojik sağlığını da etkileyebilir.

Örneğin uzmanlara göre, Gazze'deki savaş sırasında "kurtulan sendromu" yaşayanlar sadece Gazze'deki insanlarla sınırlı değil, aynı duyguları bu olayları takip edenler de yaşayabilir.

Bu sendrom, travmatik bir olayın yaşanmasının veya zalim bir olaya tanıklık etmenin ardından ortaya çıkan olumsuz duyguları ifade eder.

Psikoterapist Lana Kaskas'a göre bu sendrom, belirli bir travmatik olayın tanıklığına veya bir kişinin hayatta kalan diğerlerine göre kurtulduğu bir travmanın sonucu olarak ortaya çıkabilir ve "kurtulan sendromu" olarak adlandırılır.

Kurtulan sendromu, şu anki Gazze savaşı gibi yüksek ölüm ve yaralanma oranlarına sahip savaşlar da dahil olmak üzere sadece silahlı çatışmalarla sınırlı değil.

Aynı duygular doğal afetlerin veya diğer büyük felaketlerin eşlik ettiği travmatik olaylarla da ilişkilendirilebilir.

En çok yaşanan sıkıntı

Bu sendromun başa çıkılması gereken bir durum olduğunu vurgulayan Kaskas, "Bu sendromu yaşayan kişinin yaşamını, günlük ilişkilerini, işini ve sosyal ilişkilerini etkilediğini söylüyor. Bu tür bir durumda, kurtulan sendromu, belirtilerinin görünmeye başladığı travmanın sona ermesinden itibaren üç ila altı ay süresince gözlemlenebilir" dedi

Kaskas, sözlerine şunları ekledi:

Ancak bu sürenin sona ermesine rağmen suçluluk duygusu aynı şiddette devam eder ve bu sendromun 'travma sonrası stres bozukluğu' olarak adlandırılan daha ciddi bir duruma dönüştüğüne dair işaretler ortaya çıkarsa, profesyonel yardım gerekebilir. Altı aylık süre içinde bu tür bir durumu ele almanın doğru bir yol olduğunu söyleyebiliriz.

Bu tür bir durumu tedavi etmek için çeşitli yaklaşım ve tedavi yöntemleri bulunuyor.

Psikoterapist, hangi tedavi yönteminin kullanılacağını belirlerken, her durum için uygun tekniklerin olduğunu belirtiyor.

Ancak bu sürenin sona ermesi ve kurtulan sendromunun devam etmesi durumunda, bu konuda profesyonel yardım almanın önemli olduğunu dikkat çeken uzman, bu sendromu yaşamayıp sadece haberleri takip eden kişiler için, olayları sürekli olarak takip etmekten kaçınmanın önemine vurgu yapıyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Yunanistan, Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Türkiye ile Libya arasında imzalanan tartışmalı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nı onaylamasının beklendiği bu günlerde Libya ile deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda tırmanan anlaşmazlıkları yatıştırmaya çalıştı. Atina, Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis'in Bingazi ve Trablus'ta yaptığı görüşmelerle Libya’daki siyasi ve ekonomik varlığını güçlendirmeyi amaçlarken Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasının onaylanmasına dair yapılacak oylama öncesinde ülkenin önde gelen aktörlerinin tutumlarını etkilemeye çalışıyor.

hyjuıo
Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis pazar akşamı Hafter ile bir araya geldi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Yunanistan’ın inşaat ve altyapı alanlarında uzman şirketlerini, Libya'nın çeşitli şehirlerinde ve bölgelerinde yürütülen kalkınma projelerine katılmaya çağırdı.

Pazar akşamı ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde Yunan Bakan Gerapetritis ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini ve bu ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Hafter, ortak çıkarları gözeterek, özellikle ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğini destekleme ve güçlendirme yollarını araştırdıklarını belirtti.

Öte yandan bugün Trablus'a giderek Başkanlık Konseyi ve geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle görüşecek olan Yunanistan Dışişleri Bakanı, Hafter ile düzensiz göç ve deniz yetki alanları konularının yanı sıra ikili iş birliğini de görüştüğünü söyledi.

Bakanlığın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada “Libya ile bizi ortak kökler ve tarih birleştiriyor, ayrıca uluslararası hukuka bağlılığımız ve Akdeniz'in halkları için barış ve refah dolu bir bölge olması konusundaki taahhüdümüz de bizi birbirimize bağlıyor” ifadeleri yer aldı.

gtyu7ı8
TM'nin önceki oturumundan bir kare (TM Başkanlığı)

Bu çerçevede Libya ile olan ‘sakin ilişkilerini’ sürdürme taahhüdünde bulunan Gerapetritis, yakın gelecekte bu ilişkilerin ilerlemesi için somut sonuçlar elde edilmesini umduğunu belirtti.

Deniz yetki alanlarının belirlenmesi

Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Libya’ya yaptığı ziyaret, Yunanistan'ın, Libya'nın münhasır ekonomik bölgesinin bir parçası olan Girit adasının güneyindeki ihtilaflı deniz bölgelerinde petrol ve gaz arama ruhsatları vermesine yanıt olarak Akile Salih başkanlığındaki TM'nin Libya ile Türkiye arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını onaylamak üzere planlanan resmi oturumdan önce gerçekleşti.

Hafter ve TM tarafından desteklenen Usame Hammad liderliğindeki İstikrar Hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan makamlarının bu bölgelerde sondaj ihalesi açtığını duyurması üzerine geçtiğimiz pazar günü Bingazi'deki Yunanistan Konsolosu Agapios Kalognomis'i çağırarak sözlü protestosunu iletmişti.

Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanlığı da Yunanistan'ın bu hamlesini ‘Libya'nın egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendirdi. Bakanlık, önceden yasal bir mutabakat sağlanmadan bu bölgelerdeki herhangi bir keşif ya da arama çalışmasına itiraz ettiğini belirterek ‘yapıcı diyalog ve müzakere yolunun adil ve hakkaniyetli çözümlere ulaşmak için tek seçenek’ olduğunu vurguladı.

Yunan yetkililer geçtiğimiz günlerde, ihtilaflı bölgede petrol ve doğalgaz arama ve sondaj çalışmaları yapmak üzere uluslararası şirketlerle sözleşme imzalamayı planladıklarını açıklamışlardı.

Libya ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki anlaşmazlıklar 2004 yılına kadar uzanıyor. O yıl iki ülke arasında sınırların belirlenmesi için müzakereler başlamış, ancak Girit adasının güneyinde büyük doğalgaz rezervleri keşfedilince müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Anlaşmazlıklar, 2019 yılı sonlarında UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin Türkiye ile Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına izin veren yeni anlaşmalar imzalamasıyla daha da derinleşti. Ankara, bu anlaşmaları önemli deniz bölgelerindeki haklarını genişletme çabaları kapsamında imzaladı.

Askeri düzey

Askeri düzeyde ise LUO Savaş Enformasyon Birimi, askeri birliklerinin güney sınırında, bölgedeki güvenlik operasyonları kapsamında Çadlı muhaliflerin silahlı bir grubunu hedef alan ve ‘başarılı bir askeri operasyon’ olarak nitelendirdiği bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, operasyonun söz konusu silahlı gruba büyük kayıplar verdirdiğini ve grup üyelerinden bazılarının esir aldığını belirtirken kara ve hava keşif birimlerinin ‘grubun geri kalanını takip etmeye devam ettiğini ve bölgedeki şüpheli hareketleri izlediğini’ kaydetti.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, LUO’nun güney sınırlarını güvence altına alma görevini sürdürme ve ülkenin güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide ve kaçakçılar, sınır ötesi suç çeteleri ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vermeyi amaçlayan herkese kararlılıkla karşı koyacağını vurguladı.

LUO Savaş Enformasyon Birimi ayrıca güney sınırında güvenliği sağlama, sınırları koruma, kaçakçılıkla mücadele ve şüpheli hareketleri izleme gibi saha görevlerini yürüten kara kuvvetleri birimlerinin çöl devriyelerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bir video yayınladı.

Bir diğer gelişmede LUO Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Halid Hafter dün Mısır Askeri Akademisi'nin askeri komuta eğitimlerini bitiren subayları kabul ederken, akademik ve askeri eğitimine devam etmenin yanı sıra ‘yeterlilik ve disipline sahip, performans ve hazırlık düzeyini etkin bir şekilde yükseltebilecek lider kadrolar oluşturmanın’ önemini vurguladı.