Gazzelilerin, kayıp yakınları için son umudu: "Enkazın altında Ömer ve Usame var"

Hakkında bilgi bulunmayan, sivil savunma ekiplerinin ulaşamadığı 15 bin kişi var

Aileler, Gazze'de yıkılan evlerin duvarlarına yakınlarının isimlerini yazıyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)
Aileler, Gazze'de yıkılan evlerin duvarlarına yakınlarının isimlerini yazıyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)
TT

Gazzelilerin, kayıp yakınları için son umudu: "Enkazın altında Ömer ve Usame var"

Aileler, Gazze'de yıkılan evlerin duvarlarına yakınlarının isimlerini yazıyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)
Aileler, Gazze'de yıkılan evlerin duvarlarına yakınlarının isimlerini yazıyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)

Ethem, elindeki kırmızı sprey şişesiyle duvara "Ömer ve Usame" yazdı.

Gazze Şeridi'ndeki savaşta İsrail uçakları tarafından yıkılan evinin taşlarını öpen Ethem, akıbetlerini bilmediği iki çocuğu için gözyaşları içerisinde oradan ayrıldı. 

Ethem, bir duvar yazısı sanatçısı değil. O, iki çocuğunu da evinin enkazı altında kaybeden bir baba.

Yerinden edilmiş insanlar da dahil olmak üzere, 15 kişinin yaşadığı binayı yok eden hava saldırısı ardından oğullarının ölüp ölmediklerini dahi bilmiyor.

Ekipmansız arama faaliyetleri

Saldırıdan mucizevi bir şekilde kurtulan Ethem, enkazın altından çıkıp kurbanları aramaya koyuldu.

Enkazı elleriyle kaldırmaya çalışan Ethem, "Hiçbir ekipmanım olmadan kayıp kişileri ararken 11 kişinin cesedini buldum. Saldırıların yoğunluğu ve vahşeti nedeniyle kurtarma ekipleri olay yerine ulaşamadı" dedi. 

Kurtarma ekipleri bombalanan yerlere ulaşamıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Kurtarma ekipleri bombalanan yerlere ulaşamıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Enkazın altında mahsur kalan çocukları Ömer ve Usame'yi aramaya çalışan Ethem, kendilerinden bir cevap alamadı.

Molozları kaldırma çabaları ise işe yaramadı. Saatler süren çabaların ardından, iki çocuğunun saldırı öncesinde uyuyor olduğu alanda sağlam kalan duvara şöyle yazdı:

Enkazın altında Ömer ve Usame var.

Yol gösterme

Neden böyle yaptığı sorulduğunda ise Ethem, eşiyle birlikte Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesine gideceğini, bölgeye sivil savunma ekipleri geldiği taktirde bu kelimelerin ekiplere yol gösterebileceğini, belki de çocuklarının bulunacağını ifade ediyor. 

Gazze halkı, kayıplarının adlarını binaların enkazlarına yazarak sivil savunma ve kurtarma ekiplerine rehberlik etmeyi amaçlıyor.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve en güneydeki Refah şehrinin tüm sakinleri artık bu yeni yöntemi uyguluyor.

İsrail ordusunun askeri kara operasyonlarının bir kısmını, bu ayın başlarına dek insani yardım alanları sayılan bu valiliklere aktarmasıyla bu yönteme güvenilmeye başlandı.

15 bin kayıp

Gazze'de savaş nedeniyle kaybolan çok sayıda akıbeti henüz bilinmiyor.

Çalışmaları gereği gibi sürdüremeyen yerel yönetimler, bu insanları bulamadığı gibi haklarında herhangi bir bilgiye de ulaşamıyor.

Gazze Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite, "Kayıp kişiler meselesi en zor dosyalardan biri. Bunu sadece Sağlık Bakanlığından gelen raporlarla takip ediyoruz. Son güncellemeye göre 8 bini çocuk, 4 bini kadın olmak üzere 15 bin kayıp insanımız var. Enkaz altında kayıplar olduğu gibi çeşitli yerlerde irtibatı kesilenler de mevcut. Enkaz altında kalanların yaşama şansları oldukça düşük. İkinci kısım için ise Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarıyla iletişime geçerek onlar hakkında bilgi almaya çalışıyoruz" açıklamalarında bulundu. 

Salim ise ana kavşaklardan birindeki bir duvara "Burada kayıp insanların olduğu yıkılmış bir ev var" yazdı.

Kurtarma ve sivil savunma ekiplerine yol göstermek için ok işareti çizen baba, ulaşamadığı, hala enkaz altında kalan dört çocuğunun isimlerini büyük bir duvara yazdı.

Aynı zamanda, "Sivil savunma ekiplerine ulaşmak mümkün olmadı. Kayıp kişilerin izini sürmeye çalıştım ancak başaramadım. Bu nedenle, kurtarma ekiplerinin oraya ulaşıp onları kurtarması veya çıkarması umuduyla, enkaz altında kalanların isimlerini duvara yazdım. Hayatımız karanlık bir kabusa dönüştü. Kayıp yakınlarımızı ihbar etmek için ilkel olduğunu düşündüğüm bu yöntemi izliyoruz" ifadelerini kullandı. 

Gazze'de 15 bin kişi kayıp. Bir kısmı enkaz altında iken hayatta kalma şansları ise oldukça zayıf (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'de 15 bin kişi kayıp. Bir kısmı enkaz altında iken hayatta kalma şansları ise oldukça zayıf (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Ulaşılamayan insanlar

Nitekim sivil savunma ve kurtarma ekipleri, bombalanan alanlardaki mağdurları kurtaramıyor.

Özellikle Han Yunus kentinde çatışmaların yoğunlaşması ardından İsrail, bölge sakinlerinden yerlerinden ve barınma merkezlerinden ayrılmamalarını istemişti.

Buna sağlık ekipleri ve sahadaki işçiler de dahildi. 

Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal bu hususta, "Filistinliler, İsrail saldırılarında öldürülen yakınlarının cesetlerini çıplak elleriyle aramaya çalışıyor. Tamamen yıkılan binaların arasından yakınlarının cenazelerini güçlükle, zorlukla çıkarıyorlar. Ekiplerimiz hareket edemez hale gelince Gazzeliler ise kayıp kişilerin isimlerini binaların enkazlarına yazmaya başladı. Bunu fark ettiğimizde, sivil savunma ekiplerine enkazda yazılanlara dikkat etmeleri yönünde talimat verdik. Kayıp kişilerin isimlerinin moloz üzerine yazılması Gazze'nin kuzeyinde benimsenen bir fikirdi. Sivil savunma ekipleri, bu yazıların olduğu alanlara yönlendiriyor. Böylece insanların sağ bulunduğu da oldu" ifadelerini kullandı. 

Uluslararası yardım 

Han Yunus'ta evlerin enkazı altında kalan yaralılardan yardım çağrıları aldıklarını bildiren Basal, ancak kara kuvvetlerinin müdahalesi nedeniyle ambulansların buralara ulaşamadığını belirtti.

Bazıları enkaz altında mahsur kalan yüzlerce insandan sinyaller aldıklarını, ancak İsrail ordusunun hareketi kısıtladığını anlattı. 

İsrail sivil savunma ekiplerinin sahada hareket etmesine izin verse dahi bu ekipler enkaz altındakilere ulaşmak için ciddi bir ekipman, makine ve yakıt sıkıntısı çekiyor.

Bu yüzden Gazze'de hala binlerce kayıp insan mevcut. 

Basal, uluslararası toplumdan mahsur kalan insanlara yardım edilmesini ve binlerce kayıp kişinin kurtarılması için moloz kaldırma konusunda uzman ekipmanların getirilmesini istediklerini belirtti. Ancak bu taleplere herhangi bir yanıt gelmediğine dikkat çekti.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.