Mısırlı aktivist, sanal SIM kartlarıyla Filistinlilere internet sağlamanın yolunu buldu

"Çok karanlık bir tünelin sonundaki ışıktı"

Gazze savaşının patlak vermesiyle ABD'de üniversite öğrencilerinin de katıldığı Filistin'e destek yürüyüşleri düzenleniyor (Reuters)
Gazze savaşının patlak vermesiyle ABD'de üniversite öğrencilerinin de katıldığı Filistin'e destek yürüyüşleri düzenleniyor (Reuters)
TT

Mısırlı aktivist, sanal SIM kartlarıyla Filistinlilere internet sağlamanın yolunu buldu

Gazze savaşının patlak vermesiyle ABD'de üniversite öğrencilerinin de katıldığı Filistin'e destek yürüyüşleri düzenleniyor (Reuters)
Gazze savaşının patlak vermesiyle ABD'de üniversite öğrencilerinin de katıldığı Filistin'e destek yürüyüşleri düzenleniyor (Reuters)

Kahire'de yaşayan Mısırlı aktivist Mirna El Helbavi, İsrail'in Gazze'deki hava saldırılarında Filistinlilerin telekomünikasyon kesintilerini atlatmasını sağlamak için bir girişim kurdu.

Connecting Gaza adlı girişim, sanal SIM kartlarını kullanıyor. E-SIM diye de bilinen uygulama, akıllı telefonunun ana kartına fiziksel olarak bağlı (lehimli) programlanabilir bir SIM kart.

El Helbavi, gönüllü bir grup ve uluslararası bağışçılarla birlikte Gazze'deki 200 binden fazla Filistinlinin telefon ve internet bağlantısını yeniden sağladıklarını duyurdu.

Aktivist, bölgedeki yıkıcı savaş bitene kadar bu girişimi sürdüreceklerini belirtiyor.

31 yaşındaki aktivist, "Telefon ve internet erişimi hakkı, yiyecek ve su kadar önemli bir insan hakkıdır" dedi.

"İletişim yeteneği olmadan ateş hattında kalan Filistinli siviller birbirlerini kontrol edemiyor veya yardım çağıramıyor" diyen El Hebavi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Acil durum ve sağlık çalışanları koordine olamıyor ve gazeteciler olası savaş suçları da dahil olmak üzere sahadaki vahşeti belgeleyemiyor.

Aktivist, bölge halkının bombardıman ve saldırılara karşı mutlak sessizlik içinde kaldığını ve acılarını dünyayla paylaşamadığını dile getirdi.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna İsrail, Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

ABD, Mısır ve Katar aracılığıyla 22 Kasım'da sağlanan rehine takası anlaşmasının 1 Aralık'ta son bulmasıyla saldırılar tekrar başlamıştı.

İsrail saldırıların başında bölgedeki elektriği kesmiş ve servis sağlayıcılar bombardımanın hayati önem taşıyan ağ altyapısını yok ettiğini açıklamıştı.

27 Ekim'de İsrail kara operasyonlarını genişletmeye hazırlanırken Gazze sessizliğe gömülmüştü.

Filistin'in önde gelen telekomünikasyon şirketi Paltel, "Devam eden saldırılar ışığında Gazze Şeridi'yle tüm iletişim ve internet hizmetlerinin tamamen kesildiğini duyurmaktan üzüntü duyuyoruz" açıklamasında bulunmuştu.

Elektrik kesintisinin savaş suçlarını örtbas edebileceğinden endişelenen El Helbavi, sosyal medyadaki bir takipçisinin önerisi üzerine uluslararası dolaşım hizmeti olan bir e-SIM satın aldı ve yabancı bir ağa bağlanmayı denedi. Sonunda şaşırarak işe yaradığını gördü.

Aktivist,"Çok küçük bir umut olsa bile bir çözüm bulduğumuzu anladığımız anda bunu tüm vücudumda hissettim" dedi:

Çok karanlık bir tünelin sonundaki ışıktı.

24 saat içinde, X (eski adıyla Twitter) ve Instagram'da, Filistinlilere yardımcı olmak isteyen takipçilerinden e-SIM'leri çevrimiçi satın alıp kendisine QR kodlarını göndererek bağışlamalarını talep eden bir paylaşım yaptı.

Böylece söz konusu elektronik simler Gazze'de dağıtıldı.

Gazze'de bu plandan yararlanan gazeteci Ahmed El Medan, "Bu önemli bir sorumluluk" ifadelerini kullandı.

CNN International'a konuşan 27 yaşındaki gazeteci sözlerini şöyle sürdürdü:

Burada insanlar sessizce ölüyor ve kimse onları duyamıyor. Biz tüm bu mağdurların sesiyiz.

Independent Türkçe



Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
TT

Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)

 

Trablus'ta gece saatlerinde rakip silahlı gruplar arasında çıkan şiddetli çatışmalarda en az altı kişi ve güçlü bir silahlı grubun lideri öldürüldü. Çatışmalar dün salı günü şafak vakti “istikrarın yeniden sağlandığının” duyurulmasıyla sona erdi.

Acil Durum ve Tıp Merkezi salı günü yaptığı açıklamada, “Güney Trablus'taki yoğun nüfuslu Ebu Selim bölgesi civarındaki çatışmaların yaşandığı yerden altı kişinin cesedinin çıkarıldığını” söyledi.

Pazartesi günü başlayan ve saatlerce süren, makineli tüfekler ve roketatarlar da dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı çatışmalarda başka olası can kayıpları ve yaralanmalar bildirilmedi.

Yerel medya araçları Ganiva lakaplı Abdulgani el-Kikli’nin öldürüldüğünü bildirdi. İstikrarı Destekleme Birimi Başkanı olan Kikli, 2011'den bu yana Trablus'un önemli bölgelerini kontrol eden en önemli silahlı grupların kilit liderlerinden biri.

Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi'ne bağlı gibi görünen İstikrarı Destekleme Birimi, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları tarafından güvenliğinin sağlanması gereken devlet kurumları ve hayati öneme sahip tesisler üzerinde kontrolünü zorla dayatan en önemli silahlı gruplardan biri.

AFP'nin doğruluğundan emin olamadığı görüntüler, Kikli'nin yerde yattığını ve yakın mesafeden vurulduğu gösteriyor.

Analist Celal Harşavi, Ganiva'nın yeğeninin, “Trablus'taki silahlı grupların en güçlü ve etkili liderlerinden biri” olan adamın pusuya düşürüldüğünü söylediğini aktardı.

Harşavi, “Kikli’nin bankalar, telekomünikasyon, idareler ve hatta üst düzey diplomatik görevler gibi kilit pozisyonlara kendisine sadık kişileri atayabildiğini” açıkladı.

Salı günü okullar ve Trablus Üniversitesi güvenlik önlemleri kapsamında ikinci bir duyuruya kadar eğitime ara verdiler. Daha sonra Üniversite çarşamba gününden itibaren eğitime yeniden başladığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı, “Vatandaşlar ile memurlara işlerine dönme” çağrısı yaparak, durumun “güvenli ve istikrarlı” olduğunu vurguladı.

Pazartesi akşamı uçaklar Trablus Havalimanı'ndan başkentin 200 kilometre doğusunda bulunan Misrata'daki güvenli bir yere nakledildi ve çok sayıda uçuş bu şehre yönlendirildi. Daha sonra havalimanına uçuşlar yeniden başlatıldı ve Mitiga Uluslararası Havalimanı hava sahası da açıldı.

Nüfuz haritasındaki değişim

Pazartesi akşamı Libya'nın başkentinde güçlü bir silahlı grubun liderinin öldürülmesi, saatlerce süren şiddetli çatışmalara ve grubunun kalesinden çıkarılmasına yol açtı. Bu durum, Trablus hükümetiyle ittifak halindeki silahlı grupların nüfuzunun güçlenmesiyle sonuçlanabilir.

Yıllardır Trablus'un geniş bir bölümünü kontrol eden Kikli'nin öldürülmesi, bundan daha geniş bir bölgenin istikrarı açısından da sonuçlar doğurabilir.

Libya önemli bir enerji ihracatçısı olup uzun süredir rakip doğulu ve batılı silahlı gruplar arasında bölünmüş durumda. Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenler için bir hareket noktası ve bölgedeki rakip güçlerin mücadele alanı konumunda. Libya çatışması Rusya, Türkiye, Mısır ve BAE'yi de kendine çekti.

Kikli'nin öldürülmesinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti, Başbakan Abdulhamid Dibeybe'nin düzensiz silahlı gruplar olarak adlandırdığı gruplara karşı güvenlik operasyonunun tamamlandığını duyurdu. Kikli'ye bağlı militanlar cezaevlerini yönettiler ve bakanlıklarda, devletin mali kuruluşlarında görevler üstlendiler.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Tarık Megerisi, “Ganiva, Trablus'un fiilen kralıydı. Takipçilerinin bir kısmı İç Güvenliği kontrol ederken, diğer bir kısmı da Merkez Bankası'ndan yapılan nakit transferlerinin dağıtımını kontrol ediyorlardı. Ayrıca birçok kamu şirketi ve bakanlık da kontrolleri altındaydı” dedi.

Trablus'ta otoritenin güçlenmesi, son yıllardaki kendisini zorla görevden alma girişimlerinin ardından Türkiye'nin müttefiki ve Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başkanı Dibeybe’yi de güçlendirecek. Aynı zamanda Doğu Libya'daki silahlı gruplarla kapsamlı çatışmadaki pozisyonunu destekleyecek.

Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı silahlı gruplar, Kikli başkanlığındaki İstikrarı Destekleme Birimi'nin uzun süredir elinde tuttuğu bölgeleri ve üsleri hızla ele geçirdi. Ele geçirilen bölgeler arasında örgütün kalesi olan Ebu Selim bölgesi de yer alıyordu.

Kikli'nin devrilmesiyle birlikte Savunma Bakanlığı'na bağlı ve Dibeybe ile müttefik grupların, özellikle de Mahmud Hamza komutasındaki 444. Tugay ile 111. Tugay ve Misrata'dan gelen Ortak Harekât Gücü’nün daha büyük bir rol üstlenmesi mümkün.

Dibeybe'nin müttefiklerinin birleşmesi, Batı Libya'nın, komutan Halife Hafter'in on yıl önce rakiplerini tasfiye ederek ve diğer grupları kendi kontrolüne girmeye zorlayarak iktidarı ele geçirdiği Doğu Libya’ya benzemesine yol açabilir.

Atlantik Konseyi araştırmacılarından İmadeddin Badi, “Bu, Trablus'ta daha önce görülmemiş düzeyde bir saha kontrolünün önünü açıyor ve silahlı grupların sayısının azaltılmasını sağlıyor” dedi.

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana bölünmelerle boğuşuyor. Ülke iki hükümet tarafından yönetiliyor: Biri uluslararası toplum tarafından tanınan ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Trablus'taki hükümet, diğeri ise doğuda Usame Hamad’ın başkanlık ettiği ve Meclis ile Mareşal Halife Hafter tarafından desteklenen hükümet.