Küçük Refah, Filistinlilerin ihtiyaçlarını karşılayamıyor

Refah'ın basit kaynakları 1,3 milyon yerinden edilmiş insana yetmiyor, pazarları artık malsız durumda ve hizmet sektörü kalabalığın yükünü kaldıramıyor

(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

Küçük Refah, Filistinlilerin ihtiyaçlarını karşılayamıyor

(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Gazze Şeridi'nin en güneyinde Refah ilindeki halk pazarında gıda ürünleri çok azdı ve bombalamadan kaçarak şehre gelen yerinden edilmiş insanların sayısıyla orantılı gıda yoktu.

Yaklaşık 150 kişi dört kutu fasulye için toplanmıştı, hepsi fiyatı soruyor ve miktarın tamamını almak için uğraşıyordu.

Bu sahnenin arka planında, Refah ilinin halk pazarında yaklaşık bir milyon insan dolaşıyor, pazar kalabalıklaşıyor, yiyecek bir şey arıyor ama ürün bulamıyor.

Şehir bu kadar çok insanı ve kaynaklarını kabul etmeye hazır değil. 

Malsız pazar

İsrail, karadaki askeri operasyonlarını güneydeki Han Yunus şehrini de kapsayacak şekilde genişlettiğinde, sakinlerine ve yerinden edilmiş kişilere derhal tahliye etme ve Mısır sınırına yakın Refah iline gitme emri verdi. 

Yeni yerinden edilme dalgasıyla birlikte yardım kuruluşları, şehrin kaynakları üzerinde büyük baskı oluşturan çok sayıda yerinden edilmiş insanın ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi ve yerinden edilmiş kişiler, ihtiyaçlarını satın almak için pazara gitmek zorunda kaldı.

Refah pazarında mal kalmamasına rağmen yerinden edilen insanlar yiyecek umuduyla dışarı çıktılar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Refah pazarında mal kalmamasına rağmen yerinden edilen insanlar yiyecek umuduyla dışarı çıktılar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Refah pazarı, uzunluğu 260 metreyi geçmeyen tek bir sokakta yer alıyor.

Pazar, İsrail Gazze'ye savaş başlatmadan önce mal ve gıda ürünleriyle dolu sınırlı sayıda küçük dükkan içeriyordu.

Ancak yerli halk savaşın uzun süreceği korkusuyla bazı yiyecek stoklarını depoladığından dolayı bunların hepsi tükendi.

Refah pazarında ürün kalmamasına rağmen yerinden edilen insanlar halk pazarına yöneldi.

Hasan, yaşanan durumla ilgili şunları söyledi:

Üç gün boyunca, türü ve kalitesi ne olursa olsun çocuklarım için yiyecek bulmayı umarak pazarda dolaştım ama hiçbir şey bulamadım. Benim gibi yiyecek arayan müşterilerden dolayı pazar aşırı kalabalık.

Susuz

Hasan sözlerine şöyle devam etti:

İsrail uçaklarının Han Yunus'a attığı bildirilerde insani yardımın yalnızca Refah şehrinde dağıtılacağını okudum ama hiçbir şey bulamadım. Aradığımız şey yiyecek, başka bir şey değil, ama o da yok.

Emced mağaza kapılarından birinde boş rafları izliyordu. Hüzünle ağzından şu sözler döküldü:

Pazarda 5 kutu nohut buldum, satın almak için onlara yaklaştığımda parasını başka bir yerinden edilmiş kişi ödemişti. Bugün yiyecek bulamazsam çocuklarım aç uyuyacak.

Sadece yiyecek değil, su bile yerinden edilenlere ulaşamıyor. Ailesi için bir daire kiralayan Tamir şöyle konuştu:

Refah'a göç ettiğimden bu yana yerleşim yerime su ulaşmaması beni plastik şişeler getirmeye ve bir miktar su doldurmak için uzun kuyruklarda beklemeye sevk etti.

Refah'a suyun haftada bir gün geldiğini ve bu durumun felaketi daha da derinleştirdiğini ifade eden Tamir şunu dile getirdi:

Yanımda 4 çocuğum var. Bunlardan biri tuvalete gitse suyu kullanmak istemez mi? Bu en basit örnek. Refah'ta kanalizasyon şebekesi çok yıprandı. Bombalamadan değil, bu felaket durumdan dolayı ölüme yaklaştığımızı düşünüyorum. 

Refah Belediye Başkanı Ahmed El Sufi konuyla ilgili şöyle konuştu:

Şehrin savaştan önceki nüfusu 300 bin civarındaydı. Bu sayı, son yerinden edilme dalgasından sonra dramatik bir şekilde artarak 36 kilometreyi aşmayan bir bölgede 1,3 milyon yerinden edilmiş kişiye ulaştı. Refah şehrinde yürürken ayaklarımı basacak yer bulamıyorum. İnsanlar yaya olarak buraya akın ediyor. Bu yüksek nüfus yoğunluğu Refah Belediyesi'ne su ve pazar gibi hizmetlerin sağlanmasında büyük bir yük getirdi.

Yaşam için dar alan

Sufi, sözlerine şöyle devam etti:

İsrail'in temel yaşam araçlarından yoksun küçük bir alana sıkıştırdığı bu devasa insan sayısı nedeniyle Refah sokaklarında hiçbir ulaşım aracı seyahat edemiyor. Refah'ın kaynakları olan su, ticari pazarların miktarı, altyapı ve hatta konut sayısı açısından zaten basit. Savaştan önce, var olan malların miktarı yerinden edilenlerin sayısına zar zor yetiyordu.

İsrail onları temel yaşam araçlarından yoksun küçük bir alana sıkıştırdı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
İsrail onları temel yaşam araçlarından yoksun küçük bir alana sıkıştırdı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

İnsani ve sağlık açısından bir felaketin habercisi olan bu manzarada Refah'ın tüm kaynaklarının tükendiğini ifade eden Belediye Başkanı, yerinden edilenlerin gecenin soğuk saatlerinde bile sokaklara doluştuğunu, pek çok kişinin çocukları ve kadınlarıyla birlikte yerde uyuduğunu kaydetti.

Bu nedenle belediye, yerinden edilenleri kabul etmek için tüm okulları, merkezleri, düğün salonlarını ve büyük ailelerin iş yerlerini açma yoluna gitti.

Artık vatandaşlar evlerin arasındaki boş alanlara çadır kurmaya başladı. Belediye başkanı bu sahnenin daha önce görülmediğini vurguladı.

Sufi, Refah'taki altyapının eski olduğunu ve 20 yıldır yenilenmediğini, yerinden edilen kişilerin sayısındaki büyük artış nedeniyle belediyenin artık nüfusa içme veya insan kullanımına uygun su sağlayamayacağını açıkladı.

Diğer yandan İsrail ordu sözcüsü Avichay Adraee, Gazze'deki sivil halkın koşulları dikkate alınarak belli sayıdaki insani yardım konvoylarının Refah'a girmesine ve tırların bu ilde dağıtım yapmasına izin verileceğini söyledi.   

Independent Arabia - Independent Türkçe



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.