Kaddafi'nin destekçileri, Başkanlık Konseyi'ni 'Kaddafi ailesine adalet sağlamamakla' suçladı

Libya eski lideri Muammer Kaddafi ve eşi Safiye Ferkaş. (AFP)
Libya eski lideri Muammer Kaddafi ve eşi Safiye Ferkaş. (AFP)
TT

Kaddafi'nin destekçileri, Başkanlık Konseyi'ni 'Kaddafi ailesine adalet sağlamamakla' suçladı

Libya eski lideri Muammer Kaddafi ve eşi Safiye Ferkaş. (AFP)
Libya eski lideri Muammer Kaddafi ve eşi Safiye Ferkaş. (AFP)

Libya’da Ulusal Uzlaşma için Kapsayıcı Ulusal Konferans’a hazırlık komitesinin çalışması, ülkenin merhum Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi rejiminin destekçileri ile konferansın çalışmalarına hamilik yapan Başkanlık Konseyi arasındaki bazı farklılıkları ortaya çıkardı.

Bazı eski rejim destekçileri, Başkanlık Konseyi'ni ‘Kaddafi ailesinin üzerindeki kısıtlamaları kaldırmamakla ve adaleti sağlamamakla’ suçladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre geçtiğimiz hafta Sebha'da düzenlenen konferansın hazırlık komitesi toplantısında bazı ihtilaflar ortaya çıktı ve Seyfülislam Kaddafi’nin temsilcileri ‘Başkanlık Konseyi'nin ulusal uzlaşıyı tamamlama konusundaki ciddiyetsizliğini’ gerekçe göstererek konferanstan çekildi. 

Fotoğraf Altı: Muammer Kaddafi’nin eşi Safiye Ferkaş. (X platformunda, eski rejim destekçilerine ait hesaplar.)
Muammer Kaddafi’nin eşi Safiye Ferkaş. (X platformunda, eski rejim destekçilerine ait hesaplar.)

Güneydeki Sebha şehrinde geçtiğimiz hafta ortasında düzenlenen konferansın hazırlık oturumlarıyla ilgili yaşanan anlaşmazlıklar, Seyfülislam Kaddafi'yi temsil eden ekibin konferanstan çekilmesine yol açtı.

Fotoğraf Altı: Şeyh Ebu Sabiha.  Şarku’l Avsat)
Şeyh Ebu Sabiha.  Şarku’l Avsat)

Ekibin başkanı ve Güney Kabileler ve Şehirler Yüksek Konseyi başkanı Şeyh Ali Ebu Sabiha dün Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Başkanlık Konseyi’nin Libya'daki uzlaşma sürecinin mekanizmalarına ilişkin bir çalışmanın sunulduğu geçtiğimiz ocak ayında, Trablus Forumu'nda üzerinde mutabakata varılan hususlara uymadığını ifade aktardı.

Sabiha, Afrika Birliği’nin (AfB) Libya'daki siyasi partilerle birlikte hareket ederek, Genel Ulusal Uzlaşma Konferansı’na hazırlık için hazırlık komitesini oluşturacak yedi partiyi belirlediğini söyledi. Bunlar, Temsilciler Meclisi, Genel Komutanlık, 5+5 Komitesi, Seyfülislam Kaddafi, ‘Ulusal Birlik’ hükümeti, Başkanlık Konseyi ve Yüksek Devlet Konseyi'nden oluşuyor.

Fotoğraf Altı: Seyfülislam Kaddafi, 14 Kasım 2021'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak için belgelerini sundu. (Reuters)
Seyfülislam Kaddafi, 14 Kasım 2021'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak için belgelerini sundu. (Reuters)

Sabiha açıklamasında şunları söyledi:

“Geçtiğimiz dönemde biz, Dr. Seif'in siyasi grubu olarak, 2011'den bu yana tutukluların ve siyasi tutukluların serbest bırakılmasını talep ederek Başkanlık Konseyi'ne uzlaşmanın tamamlanması için iyi niyet göstermesi çağrısında bulunuyorduk.”

Bazı mahkumlar için silah zoruyla resmi yargılamalar yapıldığına değinen Sabiha, Kaddafi'nin damadı ve askeri istihbarat teşkilatının eski başkanı olan ve mahkeme tarafından huzuruna çağrılan ancak hapishane yetkililerinin onu engellemesine izin veren Abdullah es- Senussi'nin (73 yaşında) davasına da dikkat çekti.

Fotoğraf Altı: Abdullah es- Senussi. (Şarku’l Avsat)
Abdullah es- Senussi. (Şarku’l Avsat)

Senussi'nin geçtiğimiz aylarda birden fazla kez Trablus Temyiz Mahkemesi huzuruna çıkarılması gerekiyordu. Ancak Abdurrauf Kara liderliğindeki Özel Caydırıcı Güç, Kaddafi'yi korumakla görevli güvenlik şefi Muhammed Mansur ile birlikte mahkemeye çıkarmadı ve bu nedenle dava duruşması yedinci kez ertelendi.

Sabiha, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 2011'den bu yana Seyfullah Kaddafi'yi takip ettiğini ifade ettiği açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Haksız ve düşmanca bir şekilde, siyasi bir amaç uğruna ve yasal destek olmaksızın ülke dışına çıkması ve seyahat etmesi halen yasak. İyi niyet göstergesi olarak Başkanlık Konseyi'ne, Dr. Seyf'in seyahat etmesine ve hareket etmesine izin vermek ve Uluslararası Mahkeme tarafından takip edilmekten vazgeçmek için Uluslararası Yaptırımlar Komitesi ile görüşmeniz gerektiğini söyledik. Ancak bu gerçekleşmedi.”

Açıklamasında Kaddafi’nin ailesine de atıfta bulunan Sabiha, Safiye Ferkaş, kızı Ayşe ve oğlu Muhammed’in Güvenlik Konseyi’ni izni dışında seyahat kısıtlamaları altında olduğunu ifade ederek, “Bu bir felaket... Güvenlik Konseyi yetmiş yaşını geçmiş yaşlı bir kadının izini sürmeye nasıl izin verir?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Yaptırımlar Komitesi geçtiğimiz kasım ayının sonunda, Kaddafi'nin eşi ve oğlu Muhammed'e, ‘uluslararası güvenliğe tehdit oluşturdukları’ gerekçesiyle kendilerine uygulanan seyahat yasağından geçici muafiyet tanıdı. Seyahat kısıtlamalarının iptali, 1 Aralık 2023'ten başlayarak 31 Mayıs 2024'e kadar altı ay süreyle geçerli olacak.

Fotoğraf Altı: Başkanlık Konseyi temsilcisi Abdullah el-Lafi Sebha’da Fizan ileri gelenleri tarafından ağırlandı. (Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konseyi temsilcisi Abdullah el-Lafi Sebha’da Fizan ileri gelenleri tarafından ağırlandı. (Başkanlık Konseyi)

Sabiha ayrıca, (Şehit) Kaddafi'nin ailesinin takip edilmesinin durdurulmasını talep ettiklerini, bunun yanı sıra merhum Cumhurbaşkanı ve oğlu Mutassım  ve Savunma Bakanı Ebu Bekir Yunus bulunduğu mezarın açılmasını talep ettiklerini bildirdi. “Ailelerinin nerede olduklarını bilmedikleri birçok kayıp kişi var ve Başkanlık Konseyi tüm bu dosyalarla ilgili herhangi bir girişimde bulunmadı” ifadelerini kullandı.

Sabiha'nın savunduğu şey, Kaddafi kabilesinin şeyhlerinden biri de dahil olmak üzere eski rejimin diğer destekçileri tarafından da talep edildi. Şarku’l Avsat’a konuşan söz konusu şeyhlerden biri, Libya’daki tüm yetkililerle Kaddafi'nin ailesi üzerindeki uluslararası baskı ve kısıtlamaların kaldırılması ve özgür yaşamalarının sağlanması için toplantı yaptıklarını ancak birçok söz verilmesine kimseden herhangi bir adım atılmadığını bildirdi.

İsmini vermek istemeyen şeyh, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin onlara ‘sanki suçlularmış gibi altı ay süreyle hareket etme izni verdiğini’ kaydetti. “Mesele önceki rejimle hesaplaşmadan başka bir şey değil” dedi.



Washington, IKBY’ye stratejik yatırım yaparak dengeyi yeniden sağlamak istiyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
TT

Washington, IKBY’ye stratejik yatırım yaparak dengeyi yeniden sağlamak istiyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)

Küresel enerji sektöründeki dönüşümler devam ederken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ABD için karmaşık ama stratejik bir yatırım fırsatı oluşturuyor. Bağdat ile Erbil arasında devam eden gerginliklere rağmen, ABD'nin müdahalesi bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir, ekonomik reformları yönlendirebilir ve istikrarı bozan güçlerle mücadele edebilir. Ancak enerji sektörü uzmanları ve ilgililer, bunun ‘yasal ve güvenlikle ilgili zorlukların hassas bir şekilde yönetilmesine’ bağlı olduğunu belirtiyor.

Bağdat ile Erbil arasındaki durum şu anda ne?

Son haftalarda Bağdat'taki federal hükümet ile IKBY arasındaki gerginlikler arttı. İran'a sadık ve Bağdat'taki iktidar koalisyonu Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın gruplar tarafından gerçekleştirildiği yaygın olarak kabul edilen bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısı, Tavke, Pişhabur, Ayn Sifni, Hor Mala ve Sarsing gibi önemli petrol sahalarını hedef aldı. Bu saldırılar, günlük 200 bin varil üretimde geçici bir duraklamaya neden oldu ve raporlara göre Amerikan şirketlerinin yönettiği varlıklara zarar verdi.

Söz konusu gerilim, operasyonel etkisinin yanı sıra, bu hayati sektörle ilgilenenlere göre ‘IKBY bölgesindeki enerji sektörünün stratejik kırılganlığını’ da ortaya çıkardı.

Bağdat ve Erbil, üretimi ve boru hatları üzerinden nakliyatı aksatan yasal anlaşmazlıklar yaşıyor. Taraflar arasındaki değişken durum, büyük dalgalanmaların yaşandığı bölgede ciddi ekonomik istikrarsızlığa ve büyük gelir kayıplarına neden oldu. Bu durum, anayasal yetki, gelirlerin kontrolü ve egemenlik konusunda derin ve süregelen anlaşmazlıkları ortaya çıkardı.

Bununla birlikte, Bağdat ve Erbil arasında yakın zamanda varılan bir çerçeve anlaşması, bu karmaşıklıkları çözmek için yeni bir yol haritası çiziyor gibi görünüyor.

Bu anlaşmazlığın özünde, IKBY'nin kaynaklarını bağımsız olarak kullanma ve petrol ve gaz sözleşmeleri imzalama hakkına sahip olup olmadığına dair anayasal bir ihtilaf yatıyor.

bghyjukı
Irak'ın Duhok vilayetinde meydana gelen İHA saldırısının ardından bir güvenlik görevlisi petrol sahasının önünden geçiyor. (Reuters)

15 Şubat 2022'de Irak Federal Yüksek Mahkemesi, IKBY hükümeti tarafından çıkarılan 2007 tarihli petrol ve gaz yasasının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. Bu karar, IKBY’nin petrol ihracatını yönetme ve uluslararası şirketlerle sözleşmeler imzalama yetkisini fiilen geçersiz kıldı ve Bağdat'a bu sözleşmeleri iptal etme ve petrol kaynaklarını kontrol etme hakkı verdi. Ancak Bağdat Ticaret Mahkemesi 2025 yılının başlarında bu kararı iptal etti ve uluslararası petrol şirketlerinin sözleşmelerini yeniden tanıdı, böylece bu şirketlerin varlığı ve faaliyetleri yasal ve uygulanabilir hale geldi.

IKBY'nin kaynakları

IKBY’nin rezervleri 45 milyar varilden fazla petrol ve henüz tam olarak kullanılmamış büyük miktarda doğal gaz olarak tahmin ediliyor. 2025 yılında Amerikan şirketleri ile IKBY arasında imzalanan gaz anlaşmaları, projelerin ömrü boyunca toplam 110 milyar dolarlık gelir elde edilebileceğini gösteriyor. Bu projeler, ülkede devam eden elektrik krizini hafifletmek için yeterli gaz arzını sağlamada önemli bir rol oynuyor.

Iraklı ekonomistlerin tahminlerine göre, IKBY ve Irak'ın geri kalanının ihtiyaçları karşılandıktan sonra, gaz fazlası, özellikle Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği bir ortamda, Rus enerji kaynaklarından uzaklaşmaya çalışan Avrupa pazarlarına ihraç edilebilir.

Resmi verilere göre IKBY'deki enerji sektörü, farklı düzeylerde jeopolitik karmaşıklık ve genişleme hazırlığı ile olgunlaşmış sahalar ve yüksek potansiyele sahip umut vaat eden bloklardan oluşan çeşitli bir karışım sunabilir. Petrol ve gaz sahalarının değerlendirilmesi, keşfi ve üretimi devam ederken, araştırmalar bu sahaların mineral bileşimleri ve üretim özellikleri açısından farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor.

Bazı keşfedilen sahalar yüksek kükürtlü doğal gaz içeriyor ve bu da korozyon, sağlık ve çevre riskleri gibi zorluklar yaratıyor. Uzmanlara göre, diğer sahalar ise daha düşük kükürt oranlarına sahip daha yüksek kaliteli gaz sağlıyor.

Halen erken geliştirme aşamasında olan umut vaat eden sahalardan ikisi, kullanılmamış kaynakların hacmi ve kalitesi açısından güçlü göstergeler sergileyen Topkhana ve Kurdemir sahalarıdır.

sdfrgthy
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye vilayetindeki Kormor Gaz Sahası (Reuters)

Bu projeler, benzer fırsatlardan yararlanmak isteyen birçok Amerikan şirketinin büyük ilgisini çekiyor. ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, bu petrol ve gaz zengini sahaların hem IKBY hem de Irak için stratejik varlıklar olduğunu ve enerji bağımsızlığını güçlendirmeye katkıda bulunduğunu göz önünde bulundurarak, bu projelere ilgi ve destek gösteriyor.

Amerikan yatırımının etkisi

Uzmanlar, açık bir yasal ortam ve bilinen bir vergi sistemi altında istikrarlı petrol ve gaz üretiminin ekonomik piyasaların ve siyasi yapıların istikrarına yol açtığı konusunda hemfikir. Amerikan sermayesinin rolü, hidrokarbon kaynaklarının sağlanmasıyla sınırlı kalmayıp, boru hatlarının modernizasyonu, elektrik üretimi, dijital izleme sistemleri ve işgücünün becerilerinin geliştirilmesi gibi katlanarak artan etkilerle de devam ediyor.

Ancak jeopolitik boyut, Amerikan stratejik yatırımının Irak'taki İran ve Türkiye etkisini dengelemeye katkıda bulunmasıdır. Bu, Irak'ın bölgesel rolünü belirleyen ana faktör olarak yaygın bir şekilde kabul edilmektedir.

Washington, ekonomik diplomasiyi kullanarak ve ekonomik iş birliğini pekiştirerek bölünmeye açık bir bölgede istikrarı sağlayabilir. Geniş bir uzman kitlesi, ‘Amerikan-Kürt modelinin başarısının, IKBY bölgesi ve Irak'ın tamamında inşaat, lojistik hizmetler ve teknoloji gibi diğer sektörlere daha fazla yatırım yapılmasını teşvik eden bir pilot model oluşturduğunu’ vurguluyor.