BM Libya Özel Temsilcisi Bathily’nin diyalog çağrısına icabet eden Libyalı taraflar, seçimlerin önünü açacak mı?

BM Libya Özel Temsilcisi Abdoulaye Bathily (UNSMIL)
BM Libya Özel Temsilcisi Abdoulaye Bathily (UNSMIL)
TT

BM Libya Özel Temsilcisi Bathily’nin diyalog çağrısına icabet eden Libyalı taraflar, seçimlerin önünü açacak mı?

BM Libya Özel Temsilcisi Abdoulaye Bathily (UNSMIL)
BM Libya Özel Temsilcisi Abdoulaye Bathily (UNSMIL)

Libya’da Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdoulaye Bathily’nin diyalog çağrısına icabet eden Libyalı tarafların ülkede seçimlerin önünü açıp açmayacağı merak ediliyor.

Siyasiler, Libyalı taraflar BM’nin diyalog çağrısına yanıt verse de görüşmelerin sonuçlarını tahmin etmenin zor olduğunu düşünüyor. Gözlemciler ise diyalogun ülkede seçimlerin önünü açmasını beklemiyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Rabia Ebu Ras, diyaloga çağrılan taraflardan her birinin, BM’nin öncülüğünde yapılan toplantıda diğerleri karşısında ağırlığını ve gücünü göstermeye ve teyit etmeye çalışacağını, bunun da toplantıyı siyasi bir şova dönüştüreceğini söyledi. TM ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyelerinin yer aldığı (6+6) Seçim Yasalarını Belirleme Komitesi tarafından hazırlanan ve TM’nin geçtiğimiz günlerde onayladığı seçim yasalarının, söz konusu tarafların bazıları tarafından tamamen reddedildiğini hatırlatan Ebu Ras, bunun da sadece bir değişiklik değil, bu yasaların kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesinin talep edilebileceği anlamına geldiğini belirtti.

tyjk
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi (AP)

BM Libya Özel Temsilcisi Bathily, Libya'daki başlıca beş taraf olarak tanımladığı; TM Başkanı Akile Salih ve DYK Başkanı Muhammed Tekale, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ve Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’yi seçimleri engelleyen konuları tartışmak üzere kendi himayesinde yapılacak bir diyalog toplantısına katılmaya çağırmıştı.

Milletvekili Ebu Ras’a göre Bathily, diyalog toplantısıyla ilgili olarak seçim yasalarının ele alınması gibi maddelerden oluşan net bir siyasi hedef ve gündem belirtmezken, diyalog masasına oturan tarafların her biri, kendi tutumlarına bağlı kalmaya çabalayacak.

Akile Salih ve Halife Hafter, geçtiğimiz cumartesi günü Mısır'ın başkenti Kahire'de Muhammed el-Menfi ile aralarında yapılan istişare toplantısının ardından Bathily’nin diyalog toplantısına katılacaklarını teyit etti. Gözlemciler, Kahire’deki istişare toplantısında TM’nin paralel İstikrar Hükümeti’nin Başbakanı Usame Hammad’ın da katılmasında ısrar ettiği tutumundan ve Dibeybe’nin toplantıya katılmaması şartından geri adım attığı değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Libya Ulusal Topluluğu Partisi Kurucu Meclisi Başkanı Esad Ziho, ‘yaklaşık on ay süren müzakere turunun ardından Libyalı tarafların kendi aralarında asgari düzeyde bir fikir birliğine varabileceği ihtimalini göz ardı etmedi.

6yjk
DYK, TM ve DYK'dan çok sayıda üyeyi kabul etti (DYK)

Ziho, Dibeybe’nin, Bathily’nin seçim yasalarında yaptığı tespitlerin yanı sıra cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en çok oy alan adayların ikinci tura gitmesi zorunluluğu ve cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin aynı anda yapılması gibi TM ve LUO Genel Komutanlığı’nın değinmeyi reddedeceğini çok iyi bildiği konuların ele alınmasına odaklanarak, diyalog toplantısını kendi avantajına kullanmaya çalışacağını düşünüyor.

Ziho, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“(6+6) Seçim Yasalarını Belirleme Komitesi’nin ilk turda en çok oy alan adayın aldığı oylara bakılmaksızın ikinci tur yapılmasını şart koştu. Bunun nedeninin çifte vatandaşlığa sahip olan ve seçim yarışını önde götüren adayların diğer ülkenin vatandaşlığından vazgeçtiklerini gösteren delilleri sunmaları için süre tanımak olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla bu ikinci turun iptal edilmesi, Dibeybe’nin başta Hafter olmak üzere rakiplerinin şansını etkileyebilir. TM’nin görüşmelerin üzerinde yoğunlaşmasını şart koştuğu seçimler, ülkenin tüm bölgelerinde yapılmasını denetleyecek yeni, birleşik bir hükümetin kurulması meselesi ele alınana kadar diyalog toplantısının hazırlık süreci öncesindeki çekişmeler nedeniyle uzun sürecek. Bu da hiç şüphesiz Dibeybe’nin çıkarına olacak.”

asdvdw
TM Başkanı Salih, BM Libya Özel Temsilcisi Bathily’yi Libya'nın doğusunda bulunan Kubba şehrindeki ofisinde kabul etti (Salih’in ofisi)

Bu ay içinde yapılan bir oturumda TM, 39 milletvekili tarafından sunulan, Dibeybe’nin Bathily’nin himayesindeki diyalog toplantısına katılma çağrısına atıfta bulunarak, görev süresi sona eren bir hükümetin çağrısı ile herhangi bir siyasi diyaloğa katılımının reddedilmesi yönündeki talebi onayladı.

Tarafları, tartışmalarını ve anlaşmazlıklarını hızlı bir şekilde çözmeye zorlayacak uluslararası baskının olmadığını söyleyen Esad Ziho, “Libyalı tarafların her birinin müttefiklerinden gelen uluslararası baskı, uluslararası sürece dahil olma yönünde bir baskıyı temsil ediyordu. Ancak yıllardır iktidar mücadelesi veren tarafları, anlaşmazlıkları hızlı bir şekilde çözmek için taviz vermeye zorlamak artık pek mümkün görünmüyor” yorumunda bulundu.

Öte yandan Akile Salih başkanlığındaki TM tarafından onaylanan seçim yasalarının uygulanmasına ilişkin güvenceler karşısında Dibeybe, Bathily’nin çağrısına icabet edeceğini açıkladı. Dibeybe, ‘tüm toplantıların ve diyalogların, seçim sürecinin başarısı için sağlam bir yasal ve anayasal temel oluşturulması gibi belirli bir hedefe odaklı olması’ çağrısında bulundu.



Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP